30 Ocak 2014 Perşembe

KASKİ, Beretta Famila'yı Savunmasıyla Geçti..

       Kadınlar Euroleague'deki 3 temsilcimizden biri olan Kayseri KASKİ, Euroleague'de bu sezon oynadığı 7. maçta 4. galibiyetini elde etti. Kayseri temsilcisi ilk yarıyı 28-29 geride kapatsa da ilerleyen dakikalarda oyundaki üstünlüğünü hissettirerek maçı 68-53 gibi rahat bir skorla kazanmayı başardı.

       Kayseri'de öğlen saatlerinde başlayan yağmur ve hafta sonunda alınan Fenerbahçe mağlubiyetinden sonra Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi'ne taraftar desteğinin pek fazla olmayacağı düşünülüyordu. Ben de maçın başlamasına 30 dakika kala bu düşüncelerin ne kadar haklı olduğunu düşünmeye başladım. fakat karşılaşma başladığında salonda 4.000 seyirci vardı ve aslında galibiyet için her şey hazırdı.

       Geçtiğimiz 2 sezonda Kayseri KASKİ'nin Eurocup'da üst üste Final oynaması ve trajik bir şekilde kupaya uzanamaması ve Euroleague'nin daha üst düzey takımların yer aldığı bir lig olması, Kayseri KASKİ'nin hedef küçültmesine ve daha rahat basketbol oynamasını sağladı diyebilirim.

       Baş Antrenör Ayhan Avcı'nın yerli oyuncuların gelişimi konusunda gösterdiği başarı ve takımın ekonomik olarak küçülmesine rağmen yabancı transferi konusundaki isabetli adımları belki de KASKİ'nin sırrı diyebiliriz.

       Sonuç olarak KASKİ'nin ilk kez katıldığı Avrupa'nın en üst düzey basketbolunun oynandığı bir ligde 7 maçta 4 galibiyet alması çok önemli bir başarı. Sanayi ve ticaret şehri özelliğini taşıyan ve bir basketbol şehri olmayan Kayseri'nin 90'lı yıllarda Meysuspor'un yaşattığı heyecanı yeniden yaşatması gelecek adına biz basketbolseverleri umutlandırıyor.

Yazar: Harun YAPAR

       Kadınlar Euroleague'deki 3 temsilcimizden biri olan Kayseri KASKİ, Euroleague'de bu sezon oynadığı 7. maçta 4. galibiyetini...

30.01.2014 Euroleuge İddaa Tahminleri

Perşembe İddaa Kuponu

NBA İddaa Tahminleri

28 Ocak 2014 Salı

Purple Stockings

       Orduspor, Hacettepe, Keçiörengücü, Yomraspor, Sinopspor, Afjet Afyonspor, Anderlecht, Tennis Borussia Berlin... Bu takımların ortak özelliklerini sorsam, renklerinin mor-beyaz olması dersiniz kuşkusuz; fakat bu takımların bir diğer özelliği de bu sezonun zirve adaylarından olmaları. Hatta bazıları şimdiden zirvenin tadını çıkarıyor...

       KKTC Süper Lig'te heyecan, yaklaşık bir aylık ardından yeniden başladı. Ev sahiplerinin çok cömert (!) davrandığı haftanın en dikkat çeken karşılaşması, Lefkoşe Atatürk Stadı'nda oynanan Yenicami Ağdelen-Lefke Türk Spor arasındaydı. İlk yarının son karşılaşmasında "Forrest" lakaplı Küçük Kaymaklıspor'u tek golle yenerek 2014'e lider giren Kıbrıs'ın karakartalı Ağdelen liderliğini sürdürmek, lig üçüncüsü Lefke Türk Gücü ise zirveye daha da yaklaşmak amacıyla sahaya çıkmıştı. Ligin ilk yarısındaki karşılaşmayı siyah-beyazlı ekip Oladeji, Tansel (2) ve Uğur'un golleriyle 4-1 almış ve lige çok iyi bir başlangıç yaptı.


       Karşılaşma çok ilginç bir gelişme ile başladı: Yenicami'nin konçlarının siyah, Lefke'ninkiler de mor olunca ev sahibi ekibin bir futbolcusu, renkler karışmasın diye "Lefke'nin çorabı yoksa biz verelim" deyiverdi. Bu sözler konuk Menekşeleri motive etmiş olmalı k, yıldız golcüleri Kasım ve Sherman'ın 40. ve 45.dakikalarda attığı gollerle sahadan 2-0 galip ayrılıp rakiplerinin 8 karşılaşmalık yengi (galibiyet) serisini bozarak Cihangir'i 3-0 yenen Küçük Kaymaklıspor'un yeniden zirveye oturmasını sağladılar. Üst üste 4.maçlarını kazanarak yarışta "ben de varım" diyen Menekşeler, karşılaşma sonrası çoraplarını çıkararak ilginç bir gösteriye imza atmayı da ihmal etmediler. Soyunma odasında ise son dönemlerde popüler olan "güçlü adamlar" pozu yerine zafer pozu vermeyi tercih etti mor-beyazlılar.

       Averajla zirveyi kaptıran Yenicamispor, ligteki en son yenilgisini 26 Ekim 2013'te Mormenekşe'ye karşı 3-2'lik sonuçla almıştı; yalnız o Mormenekşe'nin alternatif forması mor olsa da resmi renkleri yeşil-kırmızı. Zirve iddiasını sürdürmek isteyen Lefke, cumartesi günü Cihangirspor'u 16 Ağustos Stadı'nda ağırlarken, 5 Şubat tarihinde de Pepsi Kupası'nın 2.Turu'nda Doğan Türk Birliği'ne Girne'de konuk olacak.
Yazar: Erkan ADAY

       Orduspor, Hacettepe, Keçiörengücü, Yomraspor, Sinopspor, Afjet Afyonspor, Anderlecht, Tennis Borussia Berlin... Bu takımların ortak...

PTT 1. Lig Panorama | 22. Hafta

       PTT 1. Lig'i tanıyamadığımız bir hafta oldu. Dört maç golsüz bitti ve toplamda sadece dokuz gol atıldı. Alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren TKİ Tavşanlı ve Tekden Denizlispor haftanın kazanan takımlarından olurken, Fethiyespor yine yenilmedi. Adanaspor ve Kahramanmaraşspor ise iyi bir futbol ortaya koymalarına rağmen haftayı puan almadan kapattılar. Hakemlerin çok tartışıldığı haftada, bariz hakem hataları görüldü. Tüm bunlara rağmen iyi futbol ortaya koyan çok az takım vardı. Hem iyi futbol ortaya koyup hem de kazanan takım yok denecek kadar az. Taraftarın maçlara gelmemesini eleştiren teknik direktör ve yöneticilere lütfen diyoruz lütfen PTT 1.Lig kalitesine zarar verecek davranışta bulunan oyuncularınızı uyarın. Topun oyunda kalma süresi maalesef 44 dakika. Bunun nedenleri; serbest atışlar çok geç kullanılıyor, yere düşen oyuncu yerden kalkmamak için her şeyi yapıyor, öne geçen takım oyuncuları oyunu başlatmamak için elinden geleni yapıyor, top kaleciye geldiği zaman rakip oyuncu baskı yapmayana kadar topu eline alıp başlatmıyor (Rakip baskı yapmasa hiç başlamayacak mı yani?) Üstelik tüm bunları yaparken adına profesyonellik denmesi fair-play ruhuna ve futbol seyircisine saygısızlıktan başka bir şey değil. İngiltere'de kendini yere atan oyuncuya her iki takım taraftarı da tepki gösteriyor. İspanyada hakemler faul'ün yapıldığı bölgeye gitmiyor, oyuncu ciddi bir sakatlığı yoksa hemen kalkıyor ve oyun başlıyor. Özellikle PTT 1.Lig'de hakemler faulleri törenle kullandırtıyor. Oyunun durmasına neden olan en önemli faktörlerden biri de oyuncuların çok kolay faul yapmaları, alabilecekleri toplarda bile rakibe dokunmadan hamle yapmıyorlar, faul yapmadan da sert, agresif ve sağlam bir savunma yapılabileceğini bilmeleri gerekiyor. Bu ligin kalitesini artıracak olan; iyi futbol oynamayı düşünen ve oynayan oyuncular ile bu düşüncede olan teknik direktörlerdir. Emin olun bunu gerçekleştirenler sezon sonu hedeflerine en kolay ulaşanlar olacaktır..

Haftanın Takımı: Tekden Denizlispor ve Tavşanlı Linyitspor
Haftanın Teknik Direktörü: Özcan Bizati (Denizlispor)
Haftanın Futbolcusu: Youssef Yeşilmen (Şanlıurfaspor)
Haftanın Formsuzu: Bucaspor
Haftanın Gölü: Mehmet Besler (Tavşanlı Linyitspor)

İstanbul BBSK 0-0 Ankaraspor
       Puan sıralamasının tepesinde yer alan ligin önemli iki takımından beklentilerin yüksek olduğu bir maçtı. Maalesef maçın tamamını izlemek için kendimizi çok zorladık. Koca Olimpiyat Stadı'nda çok az kişinin takip ettiği maçta rakipler birbirini üzmemek için her şeyi yaptı. Ankaraspor'un sabırlı oyununa alışmıştık fakat bu maçta pas trafiğini temposuz ve olabildiğince ağır gerçekleştirdiklerini gördük. Rakibin ciddi bir baskısına maruz kalmayınca arkaya ve araya adam kaçırmaya çalışmadılar ve alışkın olduğumuz organize ataklarını göremedik. İstanbul BBSK'da  Ömer Can, Visca ve Doka uzaktan şutlar ile rakip kaleyi zorladılar. İstanbul BBSK takımına gol kazandıracak üç oyuncusu Cenk, Fevzi ve İbrahim de maça sonradan dahil oldu. Fevzi ceza sahası içinde buluştuğu topu dışarı vurdu. Ankaraspor ise duran toplar ile gol bulmaya çalıştığı dakikalarda, Kenan ceza sahası içinde yakın mesafede topu kalecinin üzerine vurdu. Maç böyle bitecek derken İsmail yan topa hatalı çıktı ve sektirdiği top Serkan Atak'ın eline çarptı. Doka topu dışarı attığında bir penaltı ustası olan Fevzi oyundayken neden kullanmadı diye düşündüm. Ankaraspor'un aldığı bir puan şampiyonluktaki rakibinden ve deplasmanda aldığı için önemli, fakat İstanbul BBSK'nın iki puan kayıpla bitirdiği bir hafta olarak değerlendirmesi gerekecek.

Karşıyaka 0-0 Mersin İdman Yurdu
       Yoğun yağıştan dolayı ağır ve kaygan bir zeminde mücadele etmek zorunda kaldı her iki takımın oyuncuları ve takımlar oyun yapılarını buna göre şekillendirmek zorunda kaldılar. Karşıyaka takımı Yusuf hocanın gelişinden sonra toparladı ve iyi sonuçlar almaya başladı. Sahasında olmasına rağmen buradan alınacak bir puan Karşıyaka için önemli sonuçtu. Oyun boyuncu duran toplardan ve uzaktan şutlar ile gol aradılar. Golü bulamayınca, Yusuf hocanın yedek kulübesinde oyuna dahil edebileceği Caner, Ali Say ve Can Erdem vardı ve bu üç oyuncuyu da oyuna dahil etti. Mersin İY deplasman, hava şartları ve rakibin kim olduğuna bakmadan kazanması gereken maçlardan biriydi. Bu yönde iyi mücadele ettikleri söyleyebilirim. Forvette Eren görev aldı ve diğer oyuncular devamlı oynayan oyunculardan kurulu bir takımdı. Son haftaların golcü oyuncusu Güven'in topu direkten döndü. Eren çok net pozisyonda topu dışarı attı. Maçta çok tartışılan pozisyonda yan hakemin topu görme şansı kalmamıştı, orta hakem ise yan hakem vermedi diye devam ettirdi, oysa yan hakem orta hakeme göremiyorum deseydi orta hakem kendi görüşü ile karar verecekti. Görüntüleri defalarca izlememize rağmen maalesef bizim elimizde topun tamamen çizgiyi geçtiğini gösterecek teknoloji yok. Maçın son dakikalarında Anıl'ın ikinci sarıdan kırmızı kart görmesi ve uzatma dakikalarında Hakan Kutlu'nun atılması Mersin için maçın bitiminde yaşanan kötü hadiselerdendi.

Boluspor 0-0 Gaziantep BBSK
       Boluspor uzun bir kamp programından sonra rakibinin karşısına en hazır ve dinlenik bir şekilde çıktı. Yeni transferlerden Mustafa ve Adem sahadaydı ve İsmail Haktan oyuna sonradan dahil oldu. Kadro yapısına baktığımızda iki yabancı stoperi, kalecisi ve diğer stoperi Cemil bu ligin iyi oyuncuları. Adem ve Hakan ise devamlı oynayan ve oynamaya devam edecek olan oyuncular. Alp ve Mustafa orta alanda etkili olabilecek oyuncular, kenar oyuncular ise bana göre bu ligdeki en çok sayıda iyi oyuncunun toplandığı takım Boluspor oldu. İsmail Haktan, Emre, Dimitrov, Çağrı bol alternatifli kenar oyuncuları mevcut. Fakat Boluspor'un sıkıntı yaşadığı ve yaşamaya devam edeceği nokta santrfor eksikliği. Emrah oynadığı maç sayısı 21 ve bunların 13'ünde ilk onbirde başladı, attığı gol sayısı sadece 6 takımın en çok gol atan oyuncusu 22.haftayı geride bıraktığımızda sadece altı gol atıyorsa bu takımın sorununu bulmak için çok çaba sarf etmemek gerek. G.Antep BŞB.Spor 42. dakikada Onur Kırmızı kart görene kadar maçı kazanmak için oynadı. Onur'un bu kadar kolay kartlar görüp takımını eksik bırakması ve kart gördükten sonra gösterdiği aşırı tepki kendisini haklı çıkarmaz. Antep takımı Erhan ile gole yaklaştı fakat başarılı olamadılar. Boluspor ise duran toplar ve kenardan taşıdıkları toplar ile gol bulmaya çalıştı.

TKİ Tavşanlı Linyitspor 2-0 Bucaspor
       Tavşanlı takımı maçın hemen başında duran topta Hakan ile golü buldu. Takımın en önemli oyuncularından Emrah'ın maçın 14.dakikasında elle kestiği top hem penaltıya hem de ikinci sarı karttan atılmasına neden oldu. Bucaspor kaptanı Zafer topu auta vurdu ve maç içinde bulduğu penaltıdan daha net pozisyonda yine gol yapma becerisi gösteremedi. Bucaspor takımı maç boyuncu gol için çaba sarf etti fakat çok dağınık bir görüntü çizdi. Oyuncular arası ve bloklar arası mesafe çok fazlaydı. Tavşanlı, Mehmet Besler ile ikinci golü bulunca daha dirençli bir savunma ortaya koydu, kontratağa çıktığı bir pozisyonda Luiz'in Özgürcan'a yaptığı faul penaltı olarak değerlendirebilirdi hakem. Tavşanlı takımı aldığı bu galibiyet ile moral buldu ve çabuk pes etmeyeceklerini gösterdiler.
   
Kahramanmaraşspor 0-2 Şanlıurfaspor
       Kahramanmaraşspor evinde kazanmak için çıktığı maçta, ikinci devre giden oyuncuların yerine kurdukları genç kadronun tecrübesizliklerine ve maç eksikliklerine kurban oldular. Yeni kalecileri Grahovac ilk maçına çıktı ve çok fazla kendisini görme şansı elde edemememize rağmen iyi kaleci olduğunu gösterdi. Maraş takımının en çok sorun yaşayacağı konu aldıkları oyuncuların geldikleri takımlarda da oynama şansı bulamamaları. Bununla beraber birbirlerini yeni tanıdıkları takım arkadaşları ile zorlu bir ligde mücadele edecekler. Fiziksel olarak sıkıntı yaşamasalar bile taktiksel olarak koşu yolları, kombine oyunlar ve takım savunmasındaki görevlerini öğrenmeleri çok zaman alacak. Maraş takımı yediği gollerde tamamen tecrübesiz ve telaşlarından kaynaklı geriden çıkmaya çalışırken yaptıkları hatalardan gol yediler. Maraş takımı girdiği pozisyonda hakem Hakan Ceylan penaltı çalarken yan hakemin kaldırdığı bayrak ile çaldığı düdüğü ofsayda çevirdi. Oysa pozisyonda ofsayt yoktu. Öne geçen Maraş takımının direnci ve motivasyonu farklı olabilirdi. Şanlıurfaspor takımı ise Sankoh'un sakatlanıp çıkmasından sonra sahada neredeyse ikinci yarı kurdukları takım kaldı. İki takımın hedeflerinin birbirinden farklı olmasına karşı iki takımında şiddetle maç kazanması gerekiyordu. Şanlıurfaspor bu galibiyet ile seri yakalamak zorunda üst sıralardan kopmama adına yeni oluşturulan takımın uyum döneminde bile kazanması gerekir. Youssef attığı ve attırdığı gol ile birlikte ortaya etkili bir oyun koydu ve sahanın en iyisiydi.

Manisapor 1-0 Adanaspor
       Yoğun yağışın olduğu ve zeminin büyük bölümünün suyla kaplı olduğu statta Adanaspor üstün bir performans göstermesine rağmen mağlubiyet serisine son veremedi. Manisaspor kenar oyuncular ile hücum etmeyi seven ve çabuk hücuma çıkan bir takımdı ve zeminin suyla kaplı olması bu oyun yapısını bozdu. Bunun yanında zemine göre oyun yapısı uygulayan Adanaspor, sahada hem daha çok mücadele etti hem de galip gelmek için çok daha fazla çaba sarf etti. Mehmet Boztepe, bir pozisyonda ceza sahası üzerinde vuruşu gol yapamadı. İkinci yarının hemen başında Merthan'ın suda seken topa hamle hatası yapması Perovic'e topu taşıma şansı verdi. Ceza sahasına girer girmez Veli'nin Perovic'i indirmesi tereddütsüz penaltıydı. Perovic'in penaltıdan attığı golden sonrada Adanaspor atakları sürdü, Fatih Şen'in serbest atışı üst direkten döndü. Kenar ortada Samican topu direğin yanından dışarı vurdu. Ali Zorlu, Uche Kalu'nun müthiş çabası ile verdiği pası penaltı noktasından dışarı attı, Ergin Keleş penaltı noktasında topu kaleciye nişanladı. İçinde bulundukları pozisyonun yarattığı stres iyi oynamalarına rağmen gol vuruşlarında sağlıklı vuruşlar yapmalarına engel oluyor, önümüzdeki haftalar alt sırada yer alan takımlar ile oynayacaklar ve bu oyun yapılarını sürdürmeleri durumunda seri galibiyetler alabilirler. Manisaspor iyi oynamadığı maçta aldığı üç puan ile üst sıralardaki yerini almaya devam ediyor. İyi oynamadığı maçta da galip gelmiş olmaları çok önemliydi.

Adana Demirspor 2-1 1461 Trabzon
       Adana Demirspor'un baştan sona üstün oynadığı bir maç oldu. Özellikle ilk yarıda kanatları çok etkili kullandılar ve birçok pozisyona girdiler. 1461 Trabzon en önemli iki oyuncusunu daha Trabzonspor'a verdi, bundan dolayı beklentileri yetirince karşılamış durumda şuan için, ligde kalmayı da başarmaları durumunda bu yıl Süper Lig'e çıkan takımlar kadar başarı sağlamış bir takım olacaklardır. Adana Demirspor skor üstünlüğünü çok iyi kullandı ve üzerine gelen rakibin geride bıraktığı boşluğu çok iyi değerlendirdi. Mehmet Eren 60 metre taşıdığı topu şık bir vuruşla gol yapmayı başardı. 1461 Trabzon kornerden bulduğu golden sonra nadir de olsa bulduğu ataklarda gole yaklaştı fakat değerlendiremedi. Adana Demirspor önemli bir galibiyet aldı fakat seri galibiyetler almadığı sürece ilk altıya girme şansları her geçen hafta zora girecektir.

Fethiyespor 0-0 Samsunspor
       Samsunspor takımını Süleyman Abay, onu da yardımcı hakem yaktı. Öncesinde maçın ilk pozisyonunu bulan taraf Samsunspor'du ve bu pozisyonu Adilovic ile değerlendiremediler. Tempolu ve karşılıklı atakların olduğu maçta Fethiyespor'un coşkusu ve pozisyonlardaki netliği ile maçın beli bölümlerinde daha baskındı. Fethiyespor özellikle Emre ve N'Djock iyi performans gösterdi. Emre, Fethiyespor ataklarının hepsinde vardı. Maçta N'Djock'un çabuk başlatayım dediği topa Samsunspor'dan Tuna ayak uzattı ve en az 4 metre uzakta kaleciye engel olmayacak durumdaydı. Fakat yan hakemin uyarısı ile Tuna'ya çarpıp gol olan pozisyonda gol iptal edildi. Samsunspor mağlubiyeti unuttu ve puanlar almaya devam ediyor. Oynadığı futbol, futbol severleri mutlu etmese de aldığı sonuçlar ile üst sıralarda yerini almaya başardı. Fethiyespor ise ligde sekiz maçtır yenilmiyor fakat sekiz maçta aldığı beş galibiyet tehlikeli bölgen çıkmalarına engel oluyor. Oynadığı futbol ve aldığı sonuçlar gelecek haftalar için umut vaat ediyor.

Tekden Denizlispor 1-0 Balıkesirspor
       Haftanın kapanış maçında Tekden Denizlispor, yaptığı transferlerin karşılığını aldı ve haftayı ligin güçlü ekiplerinden Balıkesirspor'a karşı galibiyet ile kapattı. Devre arası transferlerden beş oyuncu ilk onbirde başladı, iki oyuncu yedekler arasındayken Bülent Kocabey kadroda yoktu. Balıkesirspor takımının savunmasını ilk defa bu kadar dağınık ve bir birinden kopuk gördüm. Her iki takımında hızlı hücumları kullanması ve topa sahip olduklarında hücumu düşünmeleri geride bıraktığımız maçlara nazaran daha keyifli bir oyun ortaya koydu. Barış Örücü'nün güzel vuruşu gol kısırlığı yaşanan haftada izleyicilere keyif verdi. İkinci yarıda oyuna dahil olan İlhan, Balıkesirspor takımına hareket getirdi. Balıkesirspor, özellikle son dakikalarda tüm hatları ile yüklenmeye çalıştı. Jabbie'nin atılması ve haftayı kayıpla kapatması Balıkesirspor adına üzücüydü. Özellikle rakiplerin puan kaybettiği haftada alınacak bir galibiyet büyük avantaj sağlayacaktı fakat bunu değerlendiremediler. 
Hazırlayan: Namet ATEŞ

       PTT 1. Lig'i tanıyamadığımız bir hafta oldu. Dört maç golsüz bitti ve toplamda sadece dokuz gol atıldı. Alt sıralardan kurtulma...

28.01.2014 İddaa Tahminleri

Salı İddaa Kuponu (Sistem 3-4)

Kupo Bedeli 5 TL, Maksimum Kazanç 224,80 TL'dir

Kupo Bedeli 5 TL , Maksimum Kazanç 224,80 TL 'dir

27 Ocak 2014 Pazartesi

Galatasaray ve "Kurumsal" Kadrosu

       Ligin ikinci yarısını Fenerbahçe’den 7 puan geride Gaziantep’te açan Galatasaray, mesaj maçında oynadığı tatsız futbol ve aldığı beraberlikle lige havlu attı denebilir. Daha oynanacak olan 16 maç varken takımın oynadığı futbol ve kadronun bulunduğu “kurumsal” plansızlıkla birlikte Galatasaray için umutlu olmak çok zor. Geçen sezonun 2.yarısından itibaren başlayan Türk pazarındaki hareketliliğe ayak uyduramayan ve kadro planlaması konusunda an itibariyle en dibi gören Galatasaray, kupadaki kötü ve verimsiz oyununu ligde de devam ettirdi. Gaziantep deplasmanında vasat bir oyun oynayan Mancini’nin takımını bence önümüzdeki aylarda iyi günler beklemiyor.

       Transferin ilk günlerinden itibaren Tarık Çamdal, Veysel Sarı, Serdar Aziz’le ilgilenen sarı kırmızılılar için doğru bir strateji belirlediklerini düşünüyordum. Ancak bu transferlerin bir türlü bitirilememesi sonucu taraftara ve biraz da Mancini’ye iyi gözükmek için Hajrovic hamlesi yapıldı. Türk pasaportu çıkarılacağı söyleniyordu Bosnalı oyuncu için. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayınca zaten gereksiz isimlerle kabarık olan yabancı kontenjanına Hajrovic de eklendi.


       Umut Gündoğan’la başlayan sürpriz yerli atağı Salih Dursun’la devam etti. Umut Gündoğan’ın ve Salih Dursun’un eski takımlarında ilk 11’in banko oyuncuları oldukları görülüyor. Ancak bu isimlerin direkt Galatasaray’ın oyuncusu oldukları ise bir hayli şüpheli. Üstüne Mancini’nin defans oyuncusu olan Salih Dursun’u Elazığspor ve Gaziantepspor maçlarının bir bölümünde sağ açık olarak kullanması işleri iyice içinden çıkılmaz bir hale soktu.


       Altyapıdan takıma dahil edilen İbrahim Coşkun da transfer olarak lanse edilse de bu genç ismin en azından sezonun geri kalanında kullanılmayacağı çok açık. Alex Telles’e ise “ha bugün ha yarın” sürecinden sonra kavuşan Galatasaray, sol bek sorununu çözdüğünü düşünüyordu. Ancak Dany, Amrabat ve Riera konusunda oyuncularla anlaşamayan ve bu isimleri gönderip yeni yabancılarına yer açamayan Galatasaray kadro planlaması konusunda yine sınıfta kaldı . Sezon başında da yerli pazarıyla yeterince ilgilenmeyen Galatasaray, tek transferi Erman Kılıç’ı da ligin ilk haftalarında Eskişehirspor’a göndermişti.

        Mancini’nin 3-5-2 sevdası ne kupadaki  Tokatspor, Antalyaspor, Elazığspor ne de ligde oynanan Gaziantepspor maçlarında verim verdi. 3-5-2’nin kanatlarının özellikle savunma anlamında verdiği zaaflar Galatasaray’ın kalesinde ciddi gol pozisyonlarına dönüştü. Gaziantepspor’un kurduğu baskı sonucu maç içinde defalarda taktik dizilişi değiştiren Mancini, Salih Dursun’dan sağ açıkta birşeyler yapmasını beklemesi büyük bir hayalcilik oldu. Mancini’nin maç içinde yaptığı taktiksel değişiklikler de takımın oyun içinde bir ritm bulmasını engelledi. Felipe Melo’nun Gaziantepspor karşısındaki müthiş kesiciliği 1 puanı kurtardı.

       Eldeki yerliler yetersizken, Mancini de Ceyhun sevdasına kapılmışken, Aydın ve Bruma’nın talihsizlik sakatlıklarıyla iyice zayıflayan kadroda anlamsız hamlelerden biri de Engin Baytar’ın kiralanmasıydı. Yerlilerin formsuz ve yetersiz olmasının yanı sıra sayıca da az olması kadro planlamasındaki vahim durumu bir kez daha ortaya çıkarıyor. Üç yerli kaleci Ufuk-Eray ve Aykut  ile genç Emre Can ve İbrahim’i çıkarırsak kadroda 16  Türk oyuncu bulunuyor. Bu yerlilerden Aydın Yılmaz’ın ayak bileğinin kırılmasıyla sezonu kapatması, Yiğit Gökoğlan’ın durumunun malum olması ve Hamit Altıntop’un da uzun süredir sakatlık nedeniyle takımında uzak kalması sonucu elde 13 oyuncu kalıyor. Bu isimler arasında göze en çarpan isim olan Selçuk İnan’ın formsuz olması sonucu orta sahanın tüm yükü Felipe Melo’ya biniyor.

       Amrabat’ın Malaga’ya kiralanmasıyla yabancı kontenjanında yer açılmaya çalışılıyor. Eldeki yabancılardan Eboue, Dany, Amrabat ve Riera’ya karşı  “tu kaka” şeklinde bir tutum edinen yönetim, Chedjou’nun takıma faydalı olduğunu düşünüyorsa çok yanılıyor.


       Elazığspor ve Antalyaspor karşılaşmalarında kademe hataları yapan ve çok ağır olan Chedjou da bence elden çıkarılması gereken yabancılardan biri. Elazığspor maçında Serdar Özkan’ın karşı karşıya kaçırdığı bir pozisyonda rakibinde en az 2 metre önde olan Chedjou, pozisyonun sonunda daha ceza sahasına bile girmemişti. Sürekli 2. viteste oynuyor ve koşuyor. Standartlarının bu olmadığını düşünüyorum ancak geçen sezon belinden yaşadığı sakatlık performansını etkiliyor kuşkusuz.


       Son olarak ise takımın fizik durumuna değinmek gerekiyor. Drogba başta olmak üzere pek çok oyuncunun fizik kapasiteleri 90 dakikayı kaldıramıyor. Drogba’nın geçen sezon geldiği günden bu yana fizik olarak her geçen gün geriye gittiğini görüyoruz. Tabi ki Chelsea’deki Drogba olması beklenemez 35 yaşındaki oyuncudan ancak özellikle Gaziantepspor maçında neredeyse ikili mücadele kazanamaması çok üzücü. Umut Bulut da geçen sezon fizik kapasitesi çok üst seviyede olan bir oyuncuydu. Formayı da bu avantajı ile kapıyordu genellikle. Ancak onun da fiziki gücünde bir hayli düşüş var.

       Şu anda takım 3 kulvarda da ilerliyor. Kadro planlamasındaki bu büyük hatalar Galatasaray’ın sezonu kupasız tamamlamasına neden olabilir. Zaten eldeki tek gerçekçi hedef Türkiye Kupası. Ancak bu oyunla kupada ve 1 ay sonra Chelsea ile Şampiyonlar Ligi’nde karşılaşacak olan Galatasaray’ı iyi günler beklemiyor.

Yazar: Anıl YAZAR

       Ligin ikinci yarısını Fenerbahçe’den 7 puan geride Gaziantep’te açan Galatasaray, mesaj maçında oynadığı tatsız futbol ve aldığı b...

Köşe Yazısı: Kayseri için "Kara Sezon"

       Kayseri'nin bu sezon öncesinde Spor Toto Süper Lig'de iki takımla temsil edilecek olması özellikle şehri heyecanlandırmıştı.

       Kayseri'de Büyükşehir Belediyesi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin de destekleriyle Kayseri takımları modern bir stadyum ve Anadolu takımlarında olmayan imkanlara sahiptiler. Ağustos ayında Kayserispor'un hedefi şampiyonluk Erciyesspor'un hedefi ise Avrupa kupalarında mücadele etmekti.

       Tarih 27 Ocak Pazartesi ve Kayseri takımları 12'şer puanla ligde 17 ve 18.sırada yer alıyor. Oynadıkları 18 karşılaşmadan Erciyesspor 3 galibiyet 3 beraberlik ve 12 mağlubiyet alırken, Kayserispor 2 galibiyet 6 beraberlik ve 10 mağlubiyet aldı.

       Peki bunun sorumlusu kim? Oyuncular mı, antrenörler mi, yöneticiler mi? Yoksa tamamen Kayseri mi sorumlu bu durumdan...

       Antrenör değişiklikleri genelde takımlara olumlu yansır ama ne Erciyesspor ne de Kayserispor için  teknik direktör değişiminin bir faydası olmadı.

       Devre arası transfer döneminde de her iki takımda şu ana kadar kaderlerini değiştirecek nitelikte oyuncu transfer edemediler.

       Böyle giderse önümüzdeki ezon Kayseri 2 takım değil 1 takımla bile Süper Lig’de temsil edilemeyecek.
Yazar: Harun YAPAR

       Kayseri'nin bu sezon öncesinde Spor Toto Süper Lig'de iki takımla temsil edilecek olması özellikle şehri heyecanlandırmıştı...

Pazartesi İddaa Kuponu

27.01.2014 İddaa Tahminleri

26 Ocak 2014 Pazar

26.01.2014 İddaa Tahminleri

       Pazar günü bülteninden sizler için seçtiğim TBL, PTT 1. Lig ve karışık kuponlarım bunlardır. Herkese bol şanslar güzel bir Pazar günü geçirmenizi dilerim.

       Pazar günü bülteninden sizler için seçtiğim TBL, PTT 1. Lig ve karışık kuponlarım bunlardır. Herkese bol şanslar güzel bir Pazar ...

TV'de Spor Ekranı (Pazar)

13:00 Almeria - Getafe @NTV Spor Smart
13:00 Fenerbahçe Grundig - Halkbank @NTV Spor
13:30 Sivasspor - Kayserispor @Lig TV
13:30 Boluspor - Gaziantep BBSK @TRT Spor WebTV
13:30 Kahramanmaraşspor - Şanlıurfaspor @TRT Spor
13:30 Tavşanlı Linyitspor - Bucaspor @TRT Spor WebTV
13:30 Altınordu - Tepecikspor @Yeni Asır TV
13:30 Çankırıspor - Giresunspor @Mavi Karadeniz TV
13:30 Anadolu Selçukluspor - Tokatspor @Kon TV
13:30 Yeni Malatyaspor - Sarıyer @Vuslat TV
13:30 Verona - Roma @Tivibu Spor
13:40 Real Madrid - Unicaja Malaga @Sports TV
15:00 Manisaspor - Adanaspor @TRT Spor WebTV
15:00 Sheffield United - Fulham @Tivibu Spor 2
15:30 Selçuk Üniversitesi - Beşiktaş İntegral Forex @Lig TV 3
15:30 Genk - Gent @TV Net
15:30 Elazığspor - Akhisar Belediyespor @Lig TV 2
16:00 Kayseri Erciyesspor - Medical Park Antalyaspor @Lig TV
16:00 Cagliari - Milan @Tivibu Spor
16:30 Werder Bremen - Braunschweig @TRT Spor
17:30 Chelsea - Stoke City @Tivibu Spor 2
17:30 G.Saray FXTCR - Arkas @Smart Spor
18:00 Fenerbahçe Ülker - Mersin BBSK @Lig TV 3
18:00 Bordeaux - St. Etienne @Tivibu Spor
18:00 Osasuna - Athletic Bilbao @NTV Spor Smart
18:30 Hamburg - Schalke 04 @TRT Haber
18:30 CE Piacenza - Casa Modena @Sports TV
19:00 Anderlecht - Club Brugge @TV Net
19:00 Adanademirspor - 1461 Trabzon @TRT Spor WebTV
19:00 Fethiyespor - Samsunspor @TRT Spor
19:00 Gaziantepspor - Galatasaray @Lig TV
20:00 Miami Heat - San Antonio Spurs @CNN Türk
20:00 Rayo Vallecano - Atletico Madrid @NTV Spor
21:00 Sao Paolo - Oeste @Lig TV 3
21:30 Enel Brindisi - Acea Roma @Sports TV
21:45 Fiorentina - Genoa @Tivibu Spor 2
22:00 Monaco - Marsilya @Tivibu Spor
22:00 Barcelona - Malaga @NTV Spor Smart
23:30 Ituano - Santos @Lig TV 3
01:00 Cleveland Cavaliers - Phoenix Suns @NBA TV
TransferMerkez.com tarafından hazırlanmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

13:00 Almeria - Getafe @NTV Spor Smart 13:00 Fenerbahçe Grundig - Halkbank @NTV Spor 13:30 Sivasspor - Kayserispor @Lig TV 13:30 Bol...

Köşe Yazısı: Ersun Yanal'ın şifreleri!


       Ersun Yanal takımın başına geldiği ilk günlerde etrafımda futboldan anlamayan tipler ''Ersun Yanal'dan başka hoca mı yok ya!'' diye homurdanmaya başlamıştı. Futboldan anlamayan tipler dediğime de bakmayın ikisi de ikisi de zamanında Almanya'da Eintracht Frankfurt altyapısında top koşturmuş isimlerdi.

       Ersun Yanal, Fenerbahçe'ye gelmeden önceki kariyerine baktığımız zaman önemli başarıları bünyesinde bulunduruyordu aslında. Yanal, Gençlerbirliği'ni çalıştırdığı zaman UEFA Kupası'na katılmaya hak kazanmış ve kupada Blackburn Rovers, Sporting Lizbon ve Parma'yı elemişti. 1/8 final oynamayı başarmış ve o sezon kupayı alan Valencia takımına elenmişti. O sene kupayı kaldıran Valencia'yı turnuva boyunca yenmeyi başarabilen tek takım Ankara'da aldığı 1-0'lık sonuçla Gençlerbirliği olmuştu.

       Ersun Yanal, Fenerbahçe’de göreve geldikten sonra da duruşu, disiplini ve adaletiyle tam bir profesyonel teknik adam görüntüsü çizmişti. Antrenmanları oldukça zorlu ancak takım oyuncularını sıkmayan, neşeli bir tarzdaydı. Takım arkadaşlık bakımından zaten en iyi seviyeye ulaşmıştı.

       Ersun Yanal takım ile o kadar yakından ilgileniyordu ki; takımın yediği yemeklere kadar karışıyordu. Daha önceleri yemeklerde kullanılan ''İnek sütü ve pirinç pilavı'' yasaklanmış, yerlerine besin değeri daha yüksek olan ''Manda yoğurdu ve bulgur pilavı'' gelmişti. Bunu merak eden futbolseverler için özetle anlatalım; Bulgur, daha yüksek protein içeriği, daha düşük glisemik indeksi, 10 kat dah afazla lif içeriği ile pirinçten çok daha faydalı bir besindir. Birçok uzman doktor ise enerji içeceği yerine manda sütünden üretilen ürünleri önerir çünkü bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirimi kolaylaştırır.

       Ersun Hoca, takımın başına geldiği günden beri ''Biz şampiyon olacağız! Diğer takımlar sıralamayı belirleyecek.'' Sözünü kullanırken birçok futbol takipçisi bu söylemi dalgaya alıyordu. Ersun Yanal'a, Arsenal maçlarından sonra tepkiler çığ gibi büyüyor, ''Sen de Aykut Kocaman gibi olacaksın Ersun Hoca'' sözlerini sık sık duyuyorduk. Ancak gelinen nokta onların düşündüğünden çok daha farklı oldu.

       Ersun Yanal taraftarlara tempolu, hücum futbolu oynayan, seyir zevki yüksek bir Fenerbahçe izleteceğini söylemişti. Takımın durumuna baktığımızda Ersun Yanal'ın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe'nin eskiye nazaran daha hücum ağırlıklı, daha tempolu, maçın her anını değerlendirmesini bilen, maçı bırakmayan, mücadeleci bir Fenerbahçe’ye dönüştüğünü görüyoruz.

       Fenerbahçe sezonun ilk yarısını harika bir şekilde kapattı, eğer bu oyun ile devam eder ve kritik deplasmanlardan 3 puanla çıkmayı başarırsa iddia ediyorum 29.haftada şampiyonluğunu ilan edebilir.

Yazar: Reha KAZAR

       Ersun Yanal takımın başına geldiği ilk günlerde etrafımda futboldan anlamayan tipler ''Ersun Yanal'dan başka hoca mı yo...

TKBL | Fenerbahçe deplasmanda kazandı!

       Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi 17. hafta maçında Fenerbahçe, Kayseri KASKİ'yi deplasmanda mağlup etmeyi başardı. KASKİ'nin karşılaşmanın başında baskılı alan savunmasıyla oynaması Fenerbahçe'yi zorladı. Hafta içinde Fenerbahçe Avrupa maçı yaparken, Kayseri ekibinin Avrupa'da maçının olmaması tamamen bu maça hazırlanmaları için fırsat yaratmış gibi görünüyordu.

       Özellikle Pondexter'in silik oyunu, McCoughty'nin ise faul sorunu yaşaması Fenerbahçe'nin sıkıntı yaşamasına neden olurken, KASKİ taraftarının da desteğiyle ilk yarıyı önde kapamayı başardı. Fenerbahçe'de Galatasaray ile oynanan Türkiye Kupası finalinden sonra gözle görünen bariz bir performans düşüklüğü var. Özellikle Birsel ve Esmeral'in katkı verememesi Inuguez açısından oldukça sıkıntılı bir durum gibi görünüyor.

       Kayseri Kaskispor'un yerli oyuncularının sezon basından beri ilk defa bu kadar etkili olması ve hücumda insiyatif alması maçın beklenenden farklı geçmesinin en önemli sebebiydi.

       Fenerbahçe'nin bu kadar kötü ve etkisiz oynamasına rağmen maç sonlarını oynama konusunda ne kadar tecrübeli olduklarını bir kez daha gördük. Fenerbahçe'nin maçın genelinde oynamasına rağmen, KASKİ'nin Angel'i savunmada tutacak bir oyuncusunun olmaması ve Kayseri ekibinin maç sonlarını kötü oynama hastalığı maçı Fenerbahçe'ye getirdi. Fenerbahçe deplasmanda 57-67 kazanmayı başarı.

       Ligimizde yerli oyuncu kalitesi açısından sıkıntı olduğu bu maçta bir kez daha açıkça göründü. Koç Ceyhun Yıldızoğlu'nun Dünya Basketbol Şampiyonası'na kadar nasıl bir çözüm üreteceği hepimiz için merak konusu.
Yazar: Harun YAPAR

       Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi 17. hafta maçında Fenerbahçe , Kayseri KASKİ 'yi deplasmanda mağlup etmeyi başardı. KASKİ'...

25 Ocak 2014 Cumartesi

Günün İddaa Kuponları

Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU

Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU

TV'de Spor Ekranı (Cumartesi)

13:00 Fenerbahçe - Vakıfbank @NTV Spor
13:30 Gençlerbirliği - Çaykur Rizespor @Lig TV
14:00 İstanbul BBSK - Ankaraspor @TRT 1
14:45 Bournemouth - Liverpool @Tivibu Spor
16:00 Bursaspor - Eskişehirspor @Lig TV
16:30 Borussia Dortmund - Augsburg @TRT Spor
17:00 Real Madrid - Granada @NTV Spor Smart
17:30 G.Saray Daikin - İlbank @Smart Spor
18:00 Guingamp - PSG @Tivibu Spor
19:00 Karşıyaka - Mersin İdman Yurdu @TRT Spor
19:00 Trabzonspor - Beşiktaş @Lig TV
19:00 Valladolid - Villareal @NTV Spor Smart
19:00 Napoli - Chievo @Tivibu Spor 2
19:00 Andreoli Latina - Bre Lannutti Cuneo @Sports TV
19:30 Eintracht Frankfurt - Hertha Berlin @TRT Haber
19:30 Stevenage - Everton @Tivibu Spor 3
21:00 Nantes - Reims @Tivibu Spor 2
21:00 Valencia - Espanyol @NTV Spor Smart
21:45 Lazio - Juventus @Tivibu Spor
22:15 Arouca - Sporting Lizbon @Tivibu Spor 3
23:00 Sevilla - Levante @NTV Spor
01:00 Corinthians - Sao Bernardo @Lig TV 3
03:00 Memphis Grizzlies - Houston Rockets @Smart Spor
05:00 Portland Trail Blazers - Minnesota Timberwolves @NBA TV
TransferMerkez.com tarafından hazırlanmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

13:00 Fenerbahçe - Vakıfbank @NTV Spor 13:30 Gençlerbirliği - Çaykur Rizespor @Lig TV 14:00 İstanbul BBSK - Ankaraspor @TRT 1 14:45 B...

25.01.2014 İddaa Tahminleri

23 Ocak 2014 Perşembe

Sporcu Sağlığı: Doğru Bilinen Yanlışlar!


Spor aç karna yapılmalıdır.
       Yanlış. Spor ne aç karnına ne de çok ağır yemek sonrası yapılmamalıdır. Aç karnına yapılan fiziksel aktivite kişinin kan şekerini çok fazla düşürürken, yemeğin hemen ardından yapılan aktivite kalbe yük getirecektir. Bu sebeple hafif bir kahvaltı, bir ara öğün veya ana öğünden yaklaşık 1 saat sonra spor yapılması doğru olacaktır.
 

Kızarmış ekmeğin kalorisi daha düşüktür. 
       Yanlış. Ekmek kızartıldığı zaman sadece yapısındaki suyu kaybeder yani kalorisi aynı kalır. Yalnızca yapısında az miktarda da olsa bulunan proteinin kalitesi ısı etkisi ile düşer.
 

Meyve yemekten 2 saat sonra yenmelidir, yoksa bütün yedikleriniz yağa dönüşür.        Yanlış. Eğer doymuyorsanız ikinci tabak yemek yerine, 1 tane meyve yemek daha az enerji almanızı sağlar. O nedenle doymuyorsanız, ikinci tabak yemek yerine 1-2 tane meyve yemek daha iyi bir yaklaşımdır.
 

Sıcak su içmek zayıflatır. 
       Yanlış. İçilen sıcak ve soğuk suyun tek farkı midede kalma süreleridir. Sıcak su mideden daha geç atıldığından tokluk hissi oluşturabilir. Ülkemizde su tüketiminin yetersiz olduğu düşünülürse hangi ısıda olursa olsun, yeter ki bol miktarda su tüketin.
 

Akşam 7’den sonra bir şey yenmemelidir.
       Yanlış. Saat sınırlaması bireyden bireye farklılık göstermektedir. Örneğin gece çok geç saatlerde uyuyan bir birey için akşam yemeği saati daha geç bir zamana çekilebilir. Gece açlığı günün en uzun açlığı olduğu ve kan şekeri düzenini sağlamak için gece ara öğünü yatmadan yaklaşık 2 saat önce tüketilmelidir.
 

Diyet zayıflamak için uygulanan bir beslenme programıdır.
        Yanlış. Diyet kelimesi “günlük besin” anlamındadır. Kilo almak, kilo korumak, var olan hastalıkların zararlarını önlemek veya gerçekleşebilecek rahatsızlıkların riskini azaltmak amacıyla da diyet yapılır. Belki sağlıklı belki sağlıksız ama aslında hepimiz her gün diyetteyiz.
 
Hazırlayan: Canan AKARCA KUZU

Spor aç karna yapılmalıdır.        Yanlış . Spor ne aç karnına ne de çok ağır yemek sonrası yapılmamalıdır. Aç karnına yapılan fiziksel ...

23.01.2014 İddaa Tahminleri

22 Ocak 2014 Çarşamba

Röportaj: Nurcan Çelik

       Transfer Merkezi Dergisi'nin bugünkü konuğu kadın futbolundan. KKTC'deki ambargo nedeniyle Türkiye Kadınlar 2.Ligi'nde mücadele eden Kıbrıs takımı Akdeniz Nurçelikspor'un hem başkanı hem futbolcusu olan Nurcan Çelik ile yaptığımız keyifli röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz.

Nurcan Çelik kimdir? Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
       1994 yılında futbola başladım. Sırasıyla; Bursaspor, Gemlikspor, Yalıspor, Dostlukspor, Zeytinburnuspor ve Milli Takım'da forma giydim. Şu an ise kendi kulübüm Akdeniz Nurçelikspor’da hem başkan hem oyuncu olarak görev alıyorum.

Futbola başlama hikayeniz nasıl gelişti?
       Galatasaray’da bir oyuncuya platonik şekilde aşık olmam ile futbola başladım. O dönem Galatasaray'da forma giyen Kosecki adlı oyuncuya hayranlığım ile kendimi bir anda futbolun içinde buldum.

Maç sırasında futbolcularla komik diyaloglar yaşıyor musunuz?
       Çok fazla komik diyalog yaşıyoruz. Sinirlendiğim zaman oyunculara kötü söz söylemek yerine onlara kızgın bir şekilde "prenseslerim" diyorum onlarda bunun anlamı bildiği için ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlar.

Hem başkan, hem futbolcu olmanız ülkemizde pek rastlanmayan ilginç bir durum. Bunun artıları ve eksileri neler sizce?
       İdari kısmı gerçekten zor. Bizim ülkemizin bayan futboluna  yaklaşımı maalesef çok da sıcak değil. Örnek veriyorum; 13-14 yaşında bir yetenek yakalıyorsun ama kulübün bütçesi belli bir oranda olduğundan o çocuğu kulübüme dahil edemiyorum. O yüzden yetenekli oyuncuları alabilmek için ciddi bir ekonomik güce ihtiyaç var. Ailenin de takımın da ekonomik imkanı olamadığından oyuncu gelişimini tamamlayamıyor. Avrupa’ya göre baz alırsak orada sporcular 18 yaşına kadar destek alırken bizim ülkemizde maalesef öyle bir durum söz konusu değil. Kısaca ya aile destekleyecek ya da kulüp. Aksi takdirde gelecek adına iyi oyuncusu yetişmesi şu an için çok zor.

Kadın futbolundan beklentileriniz neler?
       Kadın futbolundan beklentilerim; eğer sporcu, sporcu kişiliğini ahlaki değerlerin arkasında tutarsa beklentilerim çok büyük. Şu an gözlemlediğim gibi giderse bayan futbolunun pek gelişeceğini düşünmüyorum.

Kadınların futbola daha çok dahil edilmesi ve kadın futbolunun gelişmesi için nasıl hamleler yapılmalı sizce?
       Öncelikle çok güzel idoller seçilmelidir. Kulüplerin yanı sıra federasyonun ciddi atılımlar gerçekleştirmeli ve oyuncuları spora çekmelidir. Amerika ve Almanya bayan futbolunda en başarılı ülkelerin başında geliyor. Daha önce de nitelendirdiğim gibi ekonomi çok önemli. O ülkelerdeki oyuncular istediği gibi spor yapma alanı bulurken bizim ülkemizde maalesef yeterince spor yapacak alanlar yok. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi ekonomisi iyi olan ekiplerin bayan futboluna destek olması ile bayan futbolunun daha da gelişeceğine inanıyorum.

Akdeniz ile İstanbul Nurçelikspor’un birleşme hikayesini bizlere anlatır mısınız?
       2010 yılında kendi adıma İstanbul Nurçelikspor’u kurdum. Akabinde ilk kurduğum sezon direkt lige katılmak yerine bir hazırlık dönemi geçirdik. O sırada bende Akdeniz Spor Birliği'nde forma giyiyordum. Oradaki yetenekli oyuncuları nasıl kazanırız diye düşündük ve oradaki oyuncuları buraya almaya karar verdik. KKTC'de ambargo olduğu için Türkiye Ligi'ne giremediler. Biz de kulüpleri birleştirerek Akdeniz Nurçelikspor adıyla mücadele etmeye başladık.


Takım olarak hedefleriniz neler?
       Hedefimiz her zaman liderlik olmuştur. Her zaman elimdeki kadroya bakarak en iyisini yapmaya çalışırım. Genç takım olsun, Yıldız Takım olsun, A Takım olsun tüm kategorilerde şampiyonluk isterim. Üst lige çıktığımızda ise ortada sürünen bir ekip olmak yerine orada da şampiyonluğa oynamak için çalışacağız.

Saha içinde rakiplere karşı tutumunuz nasıl?
       Öncelikle kendi oyuncularımın rakiplere karşı hal ve hareketleri düzgün olmalıdır. Onun haricinde rakiplerimi en iyi şekilde ağırlarım. Kazansam da kaybetsem de çok büyük bir tepki vermem, rakibi tebrik etmeyi bilirim.

Futbolun dışında kalan boş zamanlarınızda neler yaparsınız?
       2008 yılında başlayan bir kanser sürecim oldu. Bu sürecim tedavi ile geçti. O süreci genellikle dinlenerek, yatarak geçirmek zorunda kaldım.Yeni ay ile birlikte tedavim bitti ve kendime lisans çıkardım. Bunda sonraki süreçte de oynamayı düşünüyorum. ”Hem kaleciyim, hem oyuncu, hem başkanım, hem de malzemeci. Onun dışında bol bol gezerim.Yeni yerler yeni mekanlar keşfetmeyi severim.

Son olarak sizin iletmek istediğiniz bir şey var mı?
       Doğru bir idol seçilirse kadın futbolunun gelişeceği inancındayım. Kadın futbolunun bir yere gelmesi için oyuncu dişiliğini kaybetmeden işini en iyi şekilde yapmalıdır. Bu röportajda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sizlere de basın hayatınızda başarılar diliyorum.
Röportaj: Ümit ŞENGÜN
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

       Transfer Merkezi Dergisi 'nin bugünkü konuğu kadın futbolundan. KKTC'deki ambargo nedeniyle Türkiye Kadınlar 2.Ligi'nde...

Scout Raporu: İzlenmesi Gereken 7 Yetenek

JULIAN GREEN
       Green Alman anne ve Amerikan babanın oğlu olarak 1995 yılında ABD’de dünyaya geldi. Ailevi nedenlerden dolayı küçük yaşta Almanya’ya göç eden Green, amatör takımlarından FC Miesbach'ın genç takımında futbola başladı. Daha sonra SG Hausham'a geçen futbolcu, 2009'da ise Bayern Münih'in alt yapısına transfer oldu. Green Almanya milli takımının U-16, U-17 ve U-19, Amerika Birleşik Devletleri'n de ise U-18 milli takımında forma giydi. Julian Green, Bayern Münih’in ikinci takımında 18 maçta 15 gol ve 6 asistlik dikkat çeken istatistikleriyle Alman yıldız, İspanyol teknik adam Josep Guardiola tarafından zaman zaman A takım idmanlarına da alınıyor. İki ayağını da kullanabilen genç yıldız, forvet arkası koşuları ve son vuruştaki becerisiyle önümüzdeki yıllarda Avrupa futbol piyasasında isminden söz ettirecek gibi görünüyor.

SVEN KREYER
       Almanya’nın Kuzey şehirlerinden Bochum takımı VfL Bochum'un 1991 doğumlu Alman forveti Sven Kreyer, tanıtacağımız ikinci isim. Futbola Bayern Leverkusen takımında başlayan Sven Kreyer, U-17 liginde 20 maçta 20 gol atma başarısını yakaladı. Sonraki sezonda ayak bileğinden sakatlık yaşayan Sven, 12 maçta 3 golle kapattı. Sakatlığının ardından U-19 takımıyla çıktığı 25 maçta 8 gol 5 asistlik performansı, eski golcü kimliğine bürüneceğinin habercisiydi adeta. 2012 yılının yaz transfer döneminde 200.000 € karşılığında Almanya’nın köklü kulüplerinden Bochum’a transfer olan Sven, ilk sezonunda Bochum'un ikinci takımında 17 maçta 13 gollük başarısıyla alt liglerde kendinden söz ettirmeyi başarmıştı. Bu sezon Bochum formasıyla Bundesliga'da 4 maça çıkan Kreyer, ikinci takımla Regionalliga'da 14 maçta 14 gol atmayı başardı. 22 yaşındaki golcü birebirdeki adam eksiltme özelliği, güçlü fiziği ve pozisyon bilgisiyle futbolseverlere dikkatle izlemesini önerdiğim isimlerden biri.

ROBERT LEIPERTZ
       Almanya alt liglerinde dikkatimi çeken başka bir yıldız adayı Robert Leipertz. 1993 doğumlu ofansif sağ kanat oyuncusu alt yapısından yetiştiği Alemannia Aachen formasıyla U-17 liginde ilk szeon 22 maçta 2 gol attı. Ertesi sezon U-19 liginde 24 gol, 19 asist yapınca tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Geçen sezon Alemannia Aachen forması altında A takımdala çıktığı 19 maçta 5 gol 2 asist yaparken, ikinci takımda oynadığı 8 maçta da 7 gol atarak çok iyi bir sezon geçirince Bundesliga takımlarının peşine düştüğü bir oyuncu konumuna geldi. Almanya U-20 milli takımı için davet alan Robert geçen yaz transfer dönemide Schalke 04'e transfer oldu. Şu an Schalke 04 II takımında forma bulan genç oyuncusu, Regionalliga'da 18 maçta 12 gol 4 asistlik performansıyla Schalke taraftarlarıın "Yeni Draxler" yakıştırmaları yapmasına neden oldu. Her iki ayağını da kullanabilen Leipertz, her iki kanatta ve forvet arkasında oynayabiliyor. Futbol zekası ve top kontrolündeki başarısıyla Alman futbolu için önemli potansiyele sahip bir genç yetenek.

BOGDAN PLANIC
       Sırbistan liginin her zaman takip edilmesi gereken, düşük maliyetli ve kaliteli sürpriz oyuncuların yer aldığı bir lig olduğu gerçek. Bu yazımızda değineceğimiz isim ise Bogdan Planic. 1.91cm boyundaki 1992 doğumlu stoper OFK Belgrad takımında forma giyiyor. Güçlü fiziği ve uzun boyuna rağmen hızlı ve yerinde müdahaleleriyle fark yaratıyor. Hava hakimiyeti ile hem savunmada hem hücumda etkili olabiliyor. 2012-2013 sezonunda 33 maçta 2 gol atan Bogdan, bu sezon da şimdiye kadar 18 maçta forma giymeyi başardı. Sırbistan U-21 Milli takımından da davet alan Planic, ülkesi adına en çok gelecek vaateden defans oyuncularından biri konumunda.

MARTIN FRYDEK
       Çek Cumhuriyeti ülke olarak dünya futboluna önemli yıldızlar kazandırmaya devam ediyor. Pavel Nevded, Jahn Koller, Milan Baros ve daha sayamadığımız birçok isimden sonra sıradaki isim Martin Frydek de onların yolundan gidiyor. 1992 doğumlu Frydek, Çek Ligi’nin Slovan Liberec takımında forma giyiyor. Efsane sol bek Marek Jankulovski’nin yerini doldurabilecek bir veliaht arayan Çek Cumhuriyeti’nin aradığı ismin Martin Frydek olabileceğini düşünüyorum. Müthiş bir sol ayağa sahip olan genç yıldız, zaman zaman orta sahanın solunda da görev yapabiliyor. Milli takımının her kategorisinde forma giyen Martin, kanadını savunması dışında ileriye çıkışlardaki etkinliği ve defanstaki arkadaşlarının kademesine girerek yaptığı katkıyla dikkat çekiyor. Bu sezon Liberec formasıyla 7'si UEFA Avrupa Ligi olmak üzere toplam 21 maçta forma şansı bulan genç yetenek Çek Cumhuriyeti U-21 milli takımında da oynuyor.

AKIMI BARADA
       Japonya futbolu denince çoğumuzun aklına ilk gelen, çocukluğumuzda odamızın duvarına posteri asılı adam Tsubasa oluyor. Tusubasa'dan sonra hayal ürünü olmayan Shunsuke Nakamura sahneye çıktı ve Avrupa futbolunda herkesin dikkatini çekti. Japonya futbolunu belki de birkaç basamak yukarı çıkarttı. Naki artık 35 yaşında ve milli takımınını belki de yıllarca sırtladı. Sıradaki isim Akimi Barada. Barada, olimpiyatlarda Japonya forması giymiş fakat yeterli forma şansı bulamamıştı. Şimdilerde ise kariyerinin zirvesine çıkmış durumda. 1991 doğumlu oyuncu ülkesinde Kashiwa Reysol takımında formasını terletiyor. 1.73cm boyundaki oyuncu orta sahanın ortasında, sağ kanatta ve forvet arkasında oynayabilme özelliğine sahip. Barada adam eksiltme bakımından Avrupa'da birçok yıldızla yarışacak kapasitede. Topu ayağına aldığı zaman ne yapacağını bilemeyeceğiniz türden bir oyuncu. Tabi ki "bir Alex değil". Peki aday olabilir mi? Neden olmasın...

BRUNO MARTIGNONI
       Bruno'yu en sona saklamak istedim, çünkü bana göre çok özel bir yetenek. Bronuyu okuyucularımızın bir köşeye not almasını özellikle isterim. İsviçre U-21 milli takımında şans eseri izlediğim ve çok beğendiğim oyunculardan biri Bruno. Asıl mevkiisei sağ bek olsa da, stoper ve sol bek pozisyonlarında da, yani defans hattının her yerinde oynayabilme kapasitesine sahip bir oyuncu. İsviçre futbolunun önümüzdeki seneler içerisinde Avrupa futboluna kazandırabileceği en önemli isimlerden biri olduğunu düşünüyorum. İsviçre U21 milli takımında forma giyen oyuncu için federasyonlarının elini çabuk tutması gerek zira oyuncunun İtalyan pasaportu da olması her an ellerinden kaçabilme riskini de beraberinde getiriyor. 1992 doğumlu sağ bek 1.80cm boyunda. İsviçre Süper Ligi'nde FC Aarau takımında forma giymekte ve bu sezon şu ana kadar 16 lig maçında forma şansı yakaladı. İtalyan medyasında çıkan dedikodulura göre Bruno Juventus'un takibinde. Her iki ayağınıda kullanabilen İsviçreli genç yetenek, takımı adına joker oyuncu konumunda. Top tekniği ve ileriye verdiği destekle de aynı mevkiide oynayan oyuncuların bir adım önünde.

Hazırlayan: Oğuzhan ARSLAN

JULIAN GREEN        Green Alman anne ve Amerikan babanın oğlu olarak 1995 yılında ABD’de dünyaya geldi. Ailevi nedenlerden dolayı küçük ...

Tescilli Oyuncu Fabrikası: Feyenoord

       
       Hollanda'da, "Rinus Michels Award" dedikleri, Hollanda'daki futbol antrenörleri tarafından her yıl oylanarak neticelenen ve benim de size "Altyapılara İade-i İtibar" olarak çevirebileceğim bir ünvan/ödül mevcut. Neden ismi "Dennis Bergkamp" değil de  "Rinus Michels" derseniz eğer, FIFA'nın 1999 yılında Hollandalı teknik adam Rinus Michels'i "Yüzyılın Antrenörü" seçmesinden mütevellit bu isim uygun görülmüş.

       Konu oyuncu yetiştirmek ve gelişim sürecini doğru yönlendirmek olduğunda, Hollanda ekiplerinin ipi göğüslüyor olduğu halihazırda dünyaca aşikar. Kimdir bu işin alem-i cihanı dendiğinde eminim hepimiz "Ajax  tabi canım" deriz. Evet, hak geçmesin, Ajax bu işte bir mihenk taşıdır ve senelerce bu işe demirbaşlık edişine istinaden gördüğü itibar halen çok büyük.

       Lakin bir süredir, Hollanda'da bu meşrebe bayrağını dikmiş bir kulüp süregelmekte, Feyenoord.

       Yanlış hatırlamıyorsam bir 6-7 yıl olmuştur, Feyenoord bir lig maçında rakibinden 8 gol yemişti. 10 da olabilir tam hatırlamıyorum, sanıyorum o olayın gönül kırıklığı, onları yeni bir cephe inşasına sevk etmiş olacak ki altyapıya yönelmişler. Velhasıl, bu yukarıda bahsettiğim ödüle tam 4 yıldır ardarda layık görülmekteler. Ne kadar önemli bir iş yaptıklarını halen herhangi bir cümleyle hissettiremediysem bir kez de net bir cümleyle ifade edeyim; Bu çok büyük bir olay.

       Feyenoord'un "Varkenoord" isimli akademisi, önce menajer, sonra teknik danışmanlık yaparak kulüp ikonu haline gelen Wim Jansen tarafından ele alınışından itibaren epey yol kat etti denebilir. Bu yol katedişe son ivmesini kazandıran isim olarak da 2011'den bu yana Feyenoord'u çalıştıran Ronald Koeman'dan bahsedebiliriz. Feyenoord halen maçlarına, onbirinde ortalama 7 altyapı ürünü oyuncuyla çıkıyor. Varkenoord'un meyve veren bir ağaca dönüştüğünden bahsetmek güç değil.

       Feyenoord takımı için ailecek oynuyorlar dahi denebilir, her oyuncu birbirini küçük yaşlardan itibaren tanıyan ve sağlam dostluklara sahip isimler. Zaten bu aşinalığın güçlü bağlara dönüşmüyor olması enteresan olurdu. Bu ortamın yarattığı, performanslarıyla en dikkat çeken iki isim, Koeman'ın iki büyük projesi haline dönüşüverdi. Bu isimler ikisi de şuan 19 yaşında olan Tonny Trindade de Vilhena ve Jean-Paul Boetius. Boetius, kanat oyuncusu ve Vilhena da ortasaha dinamosu.


       Manchester City tarafından alınıp PSV'ye kiralanan stoper Karim Rekik varken altyapı ürünü mükemmel bir altılı söz konusuydu. Bruno Martins Indi, Stefan de Vrij ve Jordy Clasie'nin Boetius ve Vilhena'ya eşlik edişleri ile. Şuan 5'li olarak devam etmekteler, tıpkı Real Madrid'in meşhur "Quinta del Buitre" olarak adlandırılan, mükemmel bir beşlinin takımın iskeletini oluşturduğu dönemlerindeki gibi. Feyenoord'ta omurga diyeceğimiz isim Vilhena ve yazıyı Vilhena üzerinde sadeleştireceğim. Real bahsi geçmişken, Vilhena, Real'in o dönemdeki Emilio Butragueño'suna tekabül ediyor, eklemek istedim.

       Vilhena, bizim büyümüş de küçülmüş diyeceğimiz bir oyun zekasına sahip olan, 1.75 boyunda Angola asıllı bir Hollandalı. Hem doğuştan yetenekli, hem de çok büyük bir özveriyle yeteneklerini geliştiriyor diyebiliriz.Box-to-Box rolündeki orta saha kavramı, dilimize dinamo olarak çevriliyor fakat her nedense dinamo dendiğinde bana defansif yönü daha iyi oyuncu çağrışımı yapıyor, o nedenle ben ofansı da defansı kadar iyi olan oyunculara transistör diyorum. Herşeyi orta üst seviyede yapabilen orta saha oyuncusu yani. Duran top kullanabilen, top kapma becerisine vakıf, pas alışverişini koordine edebilen, topla kaleye dik hareketlenen, şut tehdidi bulunan ortasahalar. Vilhena'nın güçlü ayağı sol ayağı fakat sağ ayağı da en az sol ayağı kadar iyi. Biraz istatistiklerinden bahsedelim.

       Maç başına 33.4 başarılı pası var, sezonun bugüne kadarki kısmında 17 tane gollük pası oldu ve bunların 4'ü asiste dönüşebildi.  Geçtiğimiz sezon ligde gol sevinci yaşayan en genç Feyenoordlu olarak kulüp tarihine geçti. Hem de 2 gol atarak ve bu rekor Feyenoord'ta 31 yıldır kırılamıyordu, Henk Duut'a aitti. Bu sezon, 18 maçta toplam 33 şut attı, 2 gol buldu. Son golü de 19 Ocak'ta oynanan ve 5-2 kazandıkları Utrecht karşılaşmasında.


       Oyuncunun azmi ve istikrarı hiçbir şekilde yaşını belli etmiyor diyebilirim. Yukarıda bahsettiğim yakın/takım arkadaşı Boetius'a onun stilini kime benzettiği sorulduğunda "Steven Gerrard" olarak yanıtlamış, sebep olarak da defansif olarak boğayı, ofansif olarak da sincabı andırdığı gibi bir yanıt vermiş. Hollanda'daki bazı mecralar, biraz da milliyetçilik desteğiyle onu Davids'e benzetmekte ısrarcı, buna sebep olarak da oyuncunun maç başına 2.3 oranla top kapması ve 1.4 oranla kritik defansif müdahalede bulunuşundan bahsedebiliriz. 

       Oyuncunun bu çok yönlü repertuarı, önce Hollanda'nın U21 antrenörü Cor Pot'un dikkatini çekti ve onu yazınki Avrupa Şampiyonası kadrosuna dahil etti. Fakat daha da önemlisi, görevini Dünya Kupası gruplarında Guus Hiddink'e devredecek olan Louis Van Gaal onu elemelerde A Milli takıma dahil etti fakat oyuncu forma şansı bulamadı. Hiddink'in ondan faydalanacağına Hollanda basını kesin gözle bakıyor.

       Oyuncu, bütün medya ondan bahsetmesine rağmen henüz hiçbir şımarıklık belirtisi göstermiş değil, tamamen işine bakıyor ve her geçen gün oyununa yeni birşeyler katarak ve var olanları da geliştirerek ilerliyor. Benzetildiği Davids veya Gerrard değil de hocası Koeman'a biraz hayranlık duyduğu bilgisi mevcut ama idol almak boyutunda değil.

       2012'deki U17 şampiyonluğunda da katkısı çok büyük olan oyuncu, Almanya'yı yendikleri penaltı vuruşlarında son penaltıyı kullanan isimdi ve henüz Feyenoord ile A takım tecrübesi de yaşamamıştı.

       2012 Ocak ayına gelindiğinde, taraflı tarafsız herkes onun Dünya Yıldızı olacağından bahsetmeye başlamıştı, yerel basınları ve başka takımların da taraftar grupları dahil olmak üzere.

       Oyuncunun tek kulüp adamı olarak kariyerini Feyenoord'ta sonlandırması ihtimali çok düşük gözüküyor çünkü onunla ilgilenenler her geçen gün artmakla birlikte, geçmişte bu ilgilerden en aleni olarak yaşananlar Juventus'un ve Arsenal'in girişimleriydi. Oyuncu, o transfer girişimlerinin yaşandığı dönemde menajeri Mino Raiola ile yollarını ayırma kararı alarak "Stellar Group Limited" menajerlik şirketiyle çalışmaya başladı ve halen onlarla yoluna devam etmekte. Şirketin oyuncuyla ilgili görüşleri "Ömürlük Projemiz" kapsamında.

       Feyenoord şuan liglerinde 4. konumda, 1999 yılında yaşadıkları şampiyonluğu tekrar yaşayabilmeleri biraz hayal gibi gözükse de, durum matematiksel olarak hayale dönüşmeden Koeman'ın pes etmesi söz konusu değil, onun bu hırçın ve mücadeleci ruhunu da sahada hakkıyle taşıyan yegane isim Vilhena gibi gözüküyor.

       İstatistikler için whoscored.com'dan faydalandım, vaktini ayırıp okuyan herkese teşekkürler.  
Hazırlayan: Yiğit Can ERTUNÇ

               Hollanda'da, "Rinus Michels Award" dedikleri, Hollanda'daki futbol antrenörleri tarafından her yıl ...

22.01.2014 İddaa Tahminleri

21 Ocak 2014 Salı

PTT 1. Lig Panorama | 21. Hafta

       PTT 1.Lig'de 21. haftayı geride bıraktık. Ankaraspor aldığı galibiyet ile liderliğini sürdürken Balıkesirspor evinde son haftaların formda takımı Fethiyespor'a puan kaybetti. 1461 Trabzon düşme hattındaki rakibini farklı yenmeyi başardı. Karşıyaka deplasmanda son dakikada yeni transferi Can Erdem ile bulduğu golle kazandı ve devre arası transferin önemini ve nasıl olması gerektiğini gösterdi. Samsunspor taraftarı futbol şehitlerini andı ve futbolcular da galibiyeti onlara armağan etti. Haftanın kapanış maçında Mersin İdman Yurdu'nun evine puansız gönderdiği takım Orduspor oldu. Haftayı maç yapmadan geçen takım Boluspor ise Antalya'daki kampını bitirip Bolu'ya döndü.

Haftanın Takımı: Mersin İdman Yurdu ve Samsunspor Taraftarı
Haftanın Teknik Direktörü: Yusuf Şimşek (Karşıyaka)
Haftanın Futbolcusu: Aminu Umar (Samsunspor)
Haftanın Formsuzu: Abdulhamit Yıldız (Şanlıurfaspor)
Haftanın Gölü: Barış Memiş (1461 Trabzon)

Şanlıurfaspor 0-2 Manisaspor
       Şanlıurfaspor takımının çıkış yakalamak için hedef olarak belirlediği bir maçtı. Tüm planlar galibiyet üzerine kurulmuş ve bu yönde motivasyon sağlanmıştı. Devre arası takıma birçok takviye yapan takım, Manisaspor'a karşı beş oyuncusunu ilk onbirde oynatabildi. Oyuna çok istekli ve coşkulu başladılar ve ilk 10 dakikada umut veren bir oyun sergilediler ancak yeni transferleri sağ bek Onur ile buldukları pozisyonu değerlendiremediler. 11. dakikada Abdulhamit'in kontrolsüz hamlesi eksik kalmalarına neden oldu. Reha hoca hemen oyuna müdahale etti ve Onur'un yerine yine yeni transfer Ercan'ı aldı. Dakikalar 28'i gösterdiğinde anlamsız bir şekilde Mustafa Aşan yetişemediği topa eli ile müdahale edince ikinci sarı karttan atıldı. Mustafa'ya gösterilen ilk sarı kart kesinlikle hataydı hatta o pozisyonda serbest atış verilmesi bile hataydı. Üzerine sert gelen topa oyuncu arkasını dönüyor ve kalçasından seken top eline çarpıyor fakat maalesef direkt eline geldiğini düşünüp serbest atış ve sarı kart gösterdi ve hemen arkasından ikinci pozisyonun olması, bunun sonucunda Mustafa Aşan'ın oyun dışı kalması ilk pozisyonun önemini artırdı.

       9 kişi kaldıktan sonra iyice geri çekilen Şanlıurfaspor, Banahene ile kontratağa çıkmaya çalıştı. İkinci yarı Manisaspor'un girdiği ilk pozisyonda ikinci golü bulmasıyla maç da bitti. Maçın hakemi Mustafa'ya gösterdiği ilk sarı kart dışında çaldığı düdüklerde doğru kararlar verdi fakat çalmadığı düdükler ile kendisine yapılan eleştirileri arttırdı. Banahene'nin Fuchs ile girdiği hava topunda ve oyun durduktan sonra hakeme tepki gösterip direkt üzerine vurduğu topta Banahene atılmalıydı. Sankoh'nun sarı kartı olmadığı halde, ikinci sarı karttan atmaya çalışmasını da Şanlıurfasporlu oyuncuların uyarısı ile 4.hakem engel oldu. Kartı gösterdikten sonra Sankoh koşarak oyun alanını terk etseydi ve bir daha dönmeseydi maç ne olurdu acaba? Şanlıurfasporlu oyuncular maçı geri kalanı için Sankoh'yu oyunda tutarak aslında çok tepki gösterdikleri hakemi kurtardılar. Manisaspor deplasmanda rahat ve önemli bir galibiyet aldı ve üst sıralarda yer almaya devam etti.Şanlıurfaspor aldığı bu mağlubiyet ile ilk altı şansını daha da zora soktu. Yapılan transferlerin tamamı oynamaya başlasa bile zamana ihtiyaçları olacak ve seri galibiyetler almaları gerekecek.

Bucaspor 1-2 İstanbul BBSK
       Deplasmanda kazanan bir diğer takım da İstanbul BBSK oldu. Takım kadrolarına baktığımızda her iki takımda da kaliteli oyuncuların fazlalığı bize daha kaliteli bir futbol sergilemelerini sağlayabilirdi. Bucaspor takımı yaptığı atakların sonucunu kısa sürede aldı ve yetenekli oyuncusu Emre Şahin ile öne geçti. İstanbul takımında geçen hafta sağ bek oynayan Visca büyük tepkiler rağmen bu hafta yine sağ bekte başladı ve bu hafta hücuma yaptığı katkılar ile takımına puan getiren asisti yaptı. Maç boyuncu Bucaspor taraftarının Mehmet Batdal'a gösterdiği tepki anlamsızdı. Mehmet Batdal'ın Bucaspor sevgisini şahsen bilirim. Cihat hoca, ilerleyen dakikalarda oyundan Sedat'ı alıp yerine Fevzi Özkan'ı aldı ve hücum gücünü biraz daha arttırdı. Fevzi orta alandan hücuma kısa sürede büyük katkı sağladı. Mehmet Batdal attığı golde akıl dolu bir vuruş yaptı ve takımına üç puanı getiren oyuncu oldu. Her iki takımında kenarda bekleyen oyuncuları iyi oyunculardı, dolayısıyla oyuna sonradan giren oyuncular maçın kalitesini daha da arttırdılar. İstanbul BBSK öne geçtikten sonra klasik oyun yapısına büründü ve topa sahip olmaya çalıştı. Oyunun son dakikasına kadar Bucaspor'un mücadelesi devam etti fakat golü bulamadılar.

Gaziantep BBSK 1-2 Adana Demirspor
       Adana Demirspor taraftarı maça büyük ilgi gösterdi ve takımlarına madem deplasmanda kazanamıyorsunuz biz de evde oynuyor havası yaratırız dediler ve bunu başardılar. Bu yüzden Adana Demirspor deplasmanda kazandım demesin, bu maçı Adana Demirspor taraftarı kazandı. Adana Demirspor maçın başında ve sonunda attığı goller ile maçın başından sonuna kadar desteğini esirgemeyen taraftarına bunun karşılığını vermiş oldu. Maç boyuncu Antep takımının açık futbolu ve hücumu düşünen oyun yapısı bize bol pozisyon izleme şansı verdi. Gol yollarında yaşadıkları sıkıntı nedeniyle Maraş'tan Azuka Izu'yu aldılar ve Azuka Izu  ilk maçında -penaltıdan da olsa- gol  atma başarısı gösterdi. Sezon başından beridir dillendirdiğimiz forvet sıkıntısı ikinci devrede devam edecek gibi. Adana Demirspor aldığı galibiyet ile ilk altı için umutlarını tazelerken, Antep takımı tehlikeli bölgenin çevresindeki yerini korudu.

Balıkesirspor 1-1 Fethiyespor
       Balıkesirspor sahasında taraftarından gördüğü ilgi ve destek şahaneydi. Fethiyespor'un haftalardır süregelen çıkışına rağmen Balıkesirspor'un sahasında kazanabileceği maçlardan biriydi. İyice geri çekilip alan daraltarak savunmaya yapmaya çalışan Fethiyespor, rakibin baskıları karşısında çok zor anlar yaşadı. Özellikle Sammy N'Djock yaptığı kurtarışlar ile Fethiyespor'u büyük bir farktan kurtardı. Balıkesirspor tüm çabalarına rağmen golü bulmakta çok geç kaldı. Golü bulduktan sonra Engin hoca Ali Dere ve Ufukhan'ı hemen oyuna sürdü ve hücuma yönelik bir oyun planına döndü. Aykut'un atılması takımın daha defansif düşünmesine neden oldu. Maçın bitimine yakın Karikari'nin yerine giren Murat talihsiz bir an yaşadı. Maçın sonlarına doğru birçok takım set oyunundan çok ceza sahasını içine yüksek oynamayı tercih ediyor. Balıkesirspor'da bu yüksek toplar için bir stoper daha oyuna dahil etmeye çalıştı fakat bu defa ters tepti ve kaybettikleri iki puan kendileri için büyük kayıp oldu. Fethiyespor çıkışını sürdürüyor ve gelecek adına büyük bir mücadelenin içinde olacaklarını gösteriyorlar.   

1461 Trabzon 5-1 Denizlispor
       Haftanın en keyifli maçını oynadı iki takım da. Öncelikle şunu belirteyim skora bakıp da sadece 1461 Trabzon'un oynadığı bir müsabaka gibi değerlendirmesin kimse. Her iki takımında karşılıklı ataklarına sahne oldu maç. Denizlispor yakaladığı pozisyonları değerlendirmiş olsaydı, liglerin en gollü maçına sahne olabilirdi. Maçın her noktasında futbol adına keyif veren ve aynı zamanda düşündüren karelere şahit olduk. Her iki takımında takım savunmasını ne kadar kötü yaptıklarına, bloklar arasında ne kadar çok mesafe verdiklerine ve bireysel olarak ne kadar kolay çalım yediklerine şahit olduk. Bunun yanında birçok oyuncu ile hücuma katkı sağlayan, birçok oyuncunun katıldığı kombine oyunlara ve gol vuruşlarındaki beceri ve zekaya şahit olduk. Maç içinde olanları daha detaylı değerlendiren PTT 1.Lig yazarlarımız mevcut. Ben bu maçın sonucunun iki takımın ligdeki konumu hakkında şunu belirtmek istiyorum; düşme hattında bulunan takımların içinde sıkıntı yaşayan iki takımın karşılaşmasında rakiplerinden birini farklı skor ile mağlup edip aradaki farkı açmak 1461 Trabzon açısından bir maçı kazanmaktan daha fazla anlam taşımaktadır. Tekden Denizlispor kurtuluş mücadelesi verecekse takım savunmasını daha güçlendirmelidir.

Adanaspor 1-2 Karşıyaka
       Adanaspor evinde aldığı bu mağlubiyet ile üst üste sekizinci mağlubiyetini aldı. Karşıyaka ise Yusuf hocanın gelişi ile ikinci galibiyetini aldı. Adanaspor kötü bir oyun sergileyip mağlubiyetler alıyordu fakat bu maça ayrı bir hazırlık içinde oldukları görüldü. Takıma takviye yapılan oyunculardan Selçuk ve Günay ilk onbirde ve Fatih Baydemir oyuna sonradan katıldı. Türkiye liglerinde ilk profesyonel maçınan çıkan kaleci Günay maça iyi başladı ancak hatalı çıktığı bir yan topta kalesinde golü gördü. İzzet'in uzaklaştırmak için vurduğu top kendisine çarpıp gol olunca çıkığı ilk profesyonel maçında ilk golünü kendisinden yemiş oldu. Adanaspor özellikle Tiago, Mehmet Boztepe ve Samican ile birçok pozisyona girdi. Oyunun belli bölümlerinde Karşıyaka takımına çok sıkıntı yaşattılar, fakat golcü bir forvet oyuncusunun eksikliğini derinden hissettiler. Buna rağmen Mehmet Boztepe'nin çaprazdan vuruşu golü getirdi ve beraberlik sonrası Adanaspor daha çok yüklenmeye başladı. Taraftarın maçın başından sonuna kadar büyük destek verdiği karşılaşmada golle beraber taraftar desteği daha çok güçlü görülmeye başlandı. Karşıyaka takımı beraberliğe razı bir tablo çizerken son dakikada Can Erdem, Fatih Şen'in önünden topa vuruyor ve uzak köşeye giden top kaleci Günay'ı çaresiz bırakıyordu. Yusuf hocanın Karşıyaka takımına mücadele hırsı aşıladığı kesin. En kötü oynadıkları ve zorda kaldıkları dakikalarda bile kimse mücadeleden kaçmıyor ve kenardan sürekli güven veren direktifler veriyor, sonuçta son dakikalarda da olsa kazanmayı bildiler. Adanaspor rakip ile arasındaki puan farkını azaltma şansı yakalamıştı fakat bu fırsat kaçtı. Önlerinde ligde kalma mücadelesi veren takımlar ile yapacakları maç periyodu var, o periyoda kadar üstteki birkaç takımla aradaki puan farkını açmamaları gerekiyor.


Samsunspor 1-0 TKİ Tavşanlı Linyitspor
       Samsunspor sahasında vefalı bir organizasyona imza attı ve futbol şehitlerini unutmadan görkemli bir anma törenine imza attılar. Kendileri tebrik ediyoruz ve futbol şehitlerini saygı ile anıyoruz. Oyuncular sahada buna yakışır bir mücadele ortaya koydular ve kazanmayı bildiler. TKİ Tavşanlı'da Cafercan yaptığı hareket ile kırmızı kartı hak etti ve takımın tüm yükünü taşımışken takımını kaç hafta yalnız bırakacağı merakla bekliyoruz. TKİ Tavşanlı takımı da Cafercan'sız oyun yapısında üzerine düşen sorumlulukları alıp bir takım gibi mücadele etmesini öğrenme adına iyi bir şans olabilir.

Ankaraspor 2-0 Kahramanmaraşspor
       Ankaraspor'un sahasında rahat kazandığı bir maç oldu. Maçı izlerken Süper Lig takımının 2.Lig takımına karşı kupa maçı oynuyormuş gibi hissettim. Bu Maraş takımının kötü bir takım olmasından değil, Ankaraspor'un yedek kulübesine baktığımızda bile arada siklet farkı olduğu çok açık ortada. Maçın ilk yarısında sahanın en iyisi 1993 doğumlu Karagümrük'ten kiralık kaleci Ahmet'ti. Maraş takımı bu ligde ses getirecek bir kaleci ile anlaştı fakat henüz lisansı yetişmediği için oynatamadılar. Maraş takımı iyice kapanıp savunma yapmaya çalıştı fakat savunma kurguları çok pozisyon veriyor ve rakipten çok uzak oynuyor. Yeni aldıkları stoper Dede merkezi güçlendirecektir. Ankaraspor yoluna emin adımlar ile yürüyor ve liderliğini sürdürüyor. Tabi ki rakipler de kazandıkça heyecan son haftalara kadar gidecektir.

Mersin İdman Yurdu 1-0 Orduspor
       Haftanın kapanış maçında kazanan Mersin İdman Yurdu oldu. Deplasmanda iyi sonuçlar alan ve iyi savunma yapabilen Orduspor takımı daha maçın başında savunmada geniş yakalandı ve Mehmet Yıldız'ın taşıdığı topa Güven iyi bir vuruş yapınca ev sahibi takımı öne geçirdi. Geriye düştükten sonra rakip savunmayı açacak bir oyun yapısı bulunmayan Orduspor takımı, duran toplara sarıldı ve maç boyuncu birbirinden güzel duran top organizasyonu gerçekleştirdiler. Vuruşları doğru yapabilselerdi skor farklı olabilirdi fakat duran toplarında dışında etkili bir hücum sergilemedikleri görüldü. Merkezden Anıl'ın taşıdığı toplara Landel ve Subasic hücumda organize olamadılar ve sahip oldukları topları iyi kullanamadılar. Mersin takımı çok etkili bir oyun sergilemedi fakat üst düzey bir mücadele ortaya koydu ve özellikle hücum organizasyonlarında çoğalmaları, skor bulma istekleri ve coşkuları fazlaydı. Mersin aldığı galibiyet ile üst sıralarda yerini almaya devam ediyor ve ilk iki için umudunu koruyor. Mersin, hala ilk ikinin en büyük adaylarından biri konumunda. Orduspor puan kaybetmeye devam ediyor. Transfer yasağı var ve kaleci Fomichev'in sözleşme bitiş tarihi 20 Ocak 2014 olarak görünüyor. Bununla ilgili henüz bir işlem yapmamaları yasal engel mi var yoksa oyuncuda mı problem var tartışmalarını beraberinde getirdi.

Hazırlayan: Namet ATEŞ

       PTT 1.Lig'de 21. haftayı geride bıraktık. Ankaraspor aldığı galibiyet ile liderliğini sürdürken Balıkesirspor evinde son haftal...