31 Temmuz 2014 Perşembe

Henüz Ölmedik!

       Futbolcu fabrikası denildiğinde herkesin aklına Ajax gelir. İnsanların aklına Ajax gelmesi normaldir tabi. İbrahimovic, Sneijder, Luis Suarez, Huntelaar, Cruyff ve daha bir sürüsü. Ajax Dünya futbolunun  hiç durmayan, hep çalışan makinesidir.

       Türkiye’nin Ajax’ı ise Sakaryaspor’dur. Oğuz Çetin, Aykut Kocaman, Hakan ŞükürTuncay Şanlı, Turhan Sofuoğlu, Bülent Uygun, Engin İpekoğlu, Recep Çetin, Turhan Sofuoğlu ve diğerleri.. Türk futboluna ettiği hizmetlerle çok büyük bir camia Sakaryaspor. Birkaç sezondur gösterdiği büyük düşüşle taraftarını üzüyor bu büyük camia. Biz bu yazımızda Sakaryaspor'un yaşadığı düşüş yıllarından başlayarak bugününe kadar ele alacağız.

       2003-2006 yılları arasında kulübün şu anki mevcut başkanı Selahattin Aydın kulübün başkanıydı. Kulübü gayet iyi bir yönetimle neredeyse borçsuz bir şekilde Süper Lig’e kadar çıkartan başkan, başarılarına yenilerini eklemek istiyordu. Ancak, bu saatten sonra bazı kesimler tarafından ‘’Düzceli Başkan’’ yaftasıyla camiada başkana karşı olumsuz bir algı oluşturuldu ve başkanı yavaş yavaş kulüpten uzaklaştırdılar.

       2006-07 sezonunda kulübe yeni bir başkan ve yeni bir yönetim geldi. Sakaryaspor artık borçlanmaya başlıyordu. Sakaryaspor haftalar öncesinden küme düşmeyi garantilemişti. Sonraki sezonu 1.Lig’de geçiren Sakaryaspor, Ağustos 2008 tarihinde büyük bir değişime gitti. Hisselerin büyük çoğunluğunu elinde bulunduran belediye, hisselerini derneğe devretti ve Sakaryaspor artık dernek yönetimine geçti.

       2008-09 sezonunda dernek yönetimine geçmek de kar etmedi, Sakaryaspor 2.Lig’e düştü. Sakaryaspor’un düşüşü tam da bu zamanda başlıyordu. Borcu daha da artan Sakaryaspor’a transfer yasağı geldi. Bu yasak, Sakaryaspor için ligin artık nasıl zor geçeceğinin göstergesiydi.

       2009-10 sezonunda Sakaryaspor için kısa süreli de olsa transfer tahtası açıldı ama sonradan yine kapandı. En büyük sıkıntı borcun önüne geçilememesi oluyordu. Borç katlanıp gidiyordu.

       2010-11 yılında transfer tahtası kapalı olan Sakaryaspor, geneli alt yapıdan çıkmış olan genç bir kadro ile 1.Lig’e yükseldi. Bu Allah’ın lütfuydu, o kadar zorluk içerisinde bu şampiyonluk inanmışlığın göstergesiydi belki de.

       PTT 1.Lig’e çıkan Sakaryaspor’da yönetici profilinde olan insanların yarattığı sıkıntılar, Sakaryaspor'un başına dert açıyordu. Bu yöneticilerin küçük hesaplar peşinde koşması, görevlerini yerine getirmemesi Sakaryaspor’a 2.Lig yolunu gösteriyordu. Bu yöneticiler, transferi açamadı ve arkasından vergi yapılandırması taksitlerini ödemediler. Sonuçta borç 2 katına çıktı. Ayrıca o seneki takımda görev yapan futbolculara, teknik heyete ve personele doğru dürüst ödeme yapmadılar. Bundan sonra Sakaryaspor için büyük düşüş başladı. Bu sezon ise amatör lige düşmekten son maçta kurtuldu efsane Sakaryaspor. Ezeli rakibi Kocaelispor ile aynı sıkıntıları çekmesi, bu iki güzide kulübünün durumu, biz futbolseverleri üzüntüye sokuyordu tabii ki.

       Son 8 yılda takımın geldiği yeri göstermek istedim sadece. Kendi menfaatini peşinde koşan, cebini doldurmak isteyen yöneticiler, vizyon-misyon olayı sıfırlanmış insanlar yüzünden Sakaryaspor düştükçe düştü. Bu durumda Sakaryaspor’un yanında olan sadece taraftarlardı. O büyük taraftar söyledikleri bestelerde bile vazgeçmeyeceklerini, terk etmeyeceklerini haykırdılar.



       Ama bu sezon her şey daha farklı olacak ki bunun sinyalleri verilmeye başlandı. Selahattin Aydın, taşın altına elini koydu, çözüm önerilerinde bulundu ve şehrin ileri gelenleri bu önerilere kayıtsız kalmadı. 4,5 yıl aradan sonra transfer yasağı kalktı. Karagümrükspor’u şampiyon yapan Ercüment Coşkundere Hoca takımın başına getirildi. Ardından eski oyuncular Hamza Gezmiş ve Levent Demiray takıma katıldı. Gençleriyle tecrübeliler kaynaştırılıp şampiyonluk kovalanacak. Görüntü şu anda böyle gibi.

       Sakaryaspor’un eski günlere dönmesini, Anadolu’yu en iyi şekilde temsil etmesini istemeyen yoktur diye düşünüyorum. ''Henüz Ölmeyenlere'' aynı şekilde devam etmesini söyleyip, yazımı da bir film repliğiyle bitirmek istiyorum.



Hazırlayan: Hüseyin KARABACAK

       Futbolcu fabrikası denildiğinde herkesin aklına Ajax gelir. İnsanların aklına Ajax gelmesi normaldir tabi. İbrahimovic, Sneijder, ...

31.07.2014 İddaa Tahminleri

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Köşe Yazısı: Selahattin Aydoğdu ve İcraatleri

       Adana Demirspor'da 2. kez başkanlığa seçilen Selahattin Aydoğdu, Adana Demirspor taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. İlk döneminde elektrik kesilmesi, oyuncuya ve personele maaş ödememe, takımı deplasmanda yalnız bırakma ve play-off'a oynaması beklenen takımı düşme potasının üstünde tutması gibi başarısızlıklarının ardından sıkça eleştirilen Aydoğdu, bu bütün eleştirilere canlı yayında cevap vermişti. Yerel bir televizyona çıkan Aydoğdu, sunucunun önceden hazırlamışcasına sorduğu sorulara tek tek cevap vermiş, programın sonuna doğru ise olağan üstü kongre kararı aldığını açıklamıştı. Herkes takımına transfer yaparken Adana Demirspor kongreye hazırlanıyordu, tam 14 gün geçti, çoğunluk sağlanamadığı için kongre ertelendi. Bir hafta sonraki kongrede ise aday çıkmadığı için bu kez 4 gün sonrasına ertelendi. 3. ve son kez yapılan kongrede ise 27 Haziran 2014'de yine Aydoğdu, Adana Demirspor'un başkanlığına seçilmişti. Bu kadar süre yeni yönetimi bekleyen Adana Demirsporlu taraftarlar bu süreçten sonra da önce takıma teknik ekip ardından ise transfer bekledi. Tam 17 gün sonra Teknik Direktörlüğe Ünal Karaman, Sportif Direktörlüğe ise Samet Aybaba getirildi. Açıklamalar olumluydu, tüm taraftarlar başkandan yeni transferler bekliyordu. Peki Başkan bu süreçten sonra ne yaptı;

1-) Yerel televizyonda ''Emre Selen ve Juninho hariç diğer bütün futbolcularla yollarımızı ayıracağız'' dedi ve Yiğitcan, Ferhat, Emre, Mesut ve İlhan gibi isimler takımda kaldı, takımda kalacağı söylenen Juninho parası ödenmedi diye Karşıyaka'ya gitti. Madem ki eski futbolcularınınla anlaşacaktın neden Mehmet Eren, Efe, Juninho, Erçağ, Oğuzhan'ı da takımda tutmadın?
2-) Her konuda şeffaf olacağız dedi ancak henüz teknik ekibe verdiği parayı açıklamadı. Transferlere ve yeniden anlaşılan futbolculara yıllık kaç bin TL vereceği açıklanmadı. Şeffaflık yönetimin en büyük vaadiydi ama maalesef şeffaf olunmadı.
3-) Kendi çabamızla bir yerlere geleceğiz dedi ancak Bolu'da futbolcuların peşinatlarını ödemek için Belediye'den para beklendi maalesef.
4-) En kısa sürede transferleri yapacağız dedi, 38 gün geçti sadece 6 transfer yaptı.
5-) Toplu imza olacak sabırlı olunsun denildi, taraftar bekledi, sabır etti ama orta da ne imza var ne de transfer.
6-) Bolu kampı başladı, bitti.. Isparta kampına bugün itibariyle başlandı, bütün takımlar transferlerini yaptı, kadrolarını kurdu hatta taktiklerini bile oturttu ama maalesef Adana Demirspor henüz takımı kuramadı.
7-) Üst düzey futbolcu diye taraftara umut aşılandı, insanlar Demirspor'dan deneyimli isimler bekledi, alınan isimleri görünce isyan etti zira 3.Lig'e düşmüş ve 5 yılda 11 takım değiştiren bir isim, son 5 sene de 7 PTT 1.Lig takımı değiştiren ve hiç birinde iyi oynamayan, çoğu kesime göre de 2.Lig kalitesinde bir forvet, son maçını 23 Aralık 2013'te yapan bir orta saha gibi transferler yapıldı. Taraftarlar her gün üst düzey futbolcu beklerken bu yapılan transferlere karşı şaşkınlık ve öfke vardı.
8-) Bütün transferleri @AdsKulubu adlı resmi Twitter adresimizden duyuracağız dedi, sadece Alaattin Tosun transferi duyuruldu fakat kampa katılan diğer futbolcular duyurulmadı.
9-) Alınan transferlerden Alaattin Tosun geçen sezon İstanbul BŞB'de 200 bin Euro alıyordu, Adana Demirspor'dan imza parası dahil 550 bin Euro aldığı söyleniyor. 31 yaşındaki bir futbolcu değerini 1 senede böyle katlar mı? Bu aradaki 350 bin Euro nerede?
10-) Taraftarlar her gün sosyal medyadan transfer beklediklerini dile getirip isyan ediyorlar, yönetimden doğru düzgün açıklama gelmedi, gelen küçük açıklamalarda ise sabır deniliyor fakat yine transfer yapılmıyor.
11-) Takım 17 Temmuz'dan bu yana Bolu kampındaydı, kamp bitti ama takımdan taraftarın haberi yok. Ne bir resim, ne bir haber ne de bir açıklama yapılmıyor kampla ilgili.
12-) Başkan Selahattin Aydoğdu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve son olarak da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a forma hediye etti, taraftar buna da isyan etti, Adana Demirspor'un siyasete karışmasından dolayı taraftar öfkeliydi.
13-) Ercan Albay'a büyük vefasızlık yapıldı, Adana Demirspor'u iki kez üst üste PTT 1.Lig'e çıkaran "İmparator" lakabını hak ederek kazanmış Ercan Albay, takımı çok kötü dönemde aldı, düzlüğe de çıkardı fakat yine sezon bitince büyük bir vefasızlık yapılarak gönderildi.
14-) Ercan Aslankeser'in 21 bin TL'lik borcu ödenmedi, Aslankeser dava açtı 105 bin TL para +kulübe transfer yasağı getirilmesini istedi. 21 bin liralık borç çok pahalıya mal oldu.

      İşte Başkan Aydoğdu'nun Adana Demirspor'da 2. Başkanlık sürecinde yaptıklarının kısa bir derlemesi. Bu takım eğer böyle devam ederse PTT 1. Lig'i çok kötü noktalarda bitirebilir. Bu düpedüz intihardır fakat şahıslara bir şey olmaz olan Adana Demirspor'a ve onun cefakar taraftarına olur. Taraftarlar, 2. Kamp etabı olan Isparta Davraz'dan daha da geç olmadan transferde olumlu haberler bekliyorlar. Umarım bu kez çok geç kalınmaz.

Yazar: Uğur YILMAZ

       Adana Demirspor'da 2. kez başkanlığa seçilen Selahattin Aydoğdu, Adana Demirspor taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmaya dev...

30.07.2014 İddaa Tahminleri

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Röportaj: Orhan Kapucu (Ankara Şekerspor)

       Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu Ankara Şekerspor'un teknik direktörü Orhan Kapucu. Futbol oynadığı yıllarda başta Fenerbahçe olmak üzere Mersin İdmanyurdu, Adanaspor, Antalyaspor, Samsunspor gibi birçok önemli takımın formasını giyen Orhan Kapucu, bu sezon Ankara Şekerspor takımının başına geçti. Orhan hoca ile yaptığımız röportajı hep birlikte okuyalım.

Merhabalar hocam. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
       Merhabalar. Uzun yıllar süren futbol hayatımın ardından şu an teknik direktörlük yapmaktayım. Düzcespor, Batman Belediyespor, Mardinspor, Alanyaspor, Aksarayspor, İskenderun Demirçelikspor, Cizrespor, Maltepespor, Samsunspor ve Siirtspor'da görev aldım. Bu yıl birçok kulüpten teklif almama rağmen Şekerspor'un hedefinin şampiyonluk olmasından dolayı Şekerspor'u tercih ettim.

Bu sene zor bir grupta mücadele edecekseniz. Grubu nasıl değerlendiriyorsunuz, hedefleriniz nelerdir?
       Hedefimiz kesinlikle şampiyonluk. Grubumuzun çok zor olduğunu biliyoruz. Bence 3.Lig'de bulunan gruplardan en zoru bizim grup. Şampiyonluk hedefi olan birçok takım var. Biz bu gruptan lider olarak çıkmak istiyoruz. Birkaç eksiğimiz dışında takımımızdan oldukça memnunum. Yapılacak transferlerle başarıdan başarıya koşmak istiyoruz.

Bu sezon bir değişiklikle maçlarınızı artık Polatlı ilçesinde oynayacaksınız. Bu size göre avantaj mı?
       Bence bu bizim için çok güzel bir gelişme oldu ve büyük bir avantaj sağladık. İlçenin profesyonel liglerdeki tek takımı olacağımız için çok şanslıyız. Tribünlerin dolacağını, Polatlı halkının sevgisini kazanacak bir takım yaratacağımızı düşünüyorum.

Taraftarlara da değinmişken, bizim aracılığımızla taraftarlarınıza iletmek istediğiniz bir şey var mı?
       Bizim için yeni bir macera olacak, taraftarlarımız içinde aynısı geçerli. Taraftarlarımıza şampiyonluk sevinci yaşatmak istiyoruz. Onları iyi günde kötü günde takımımızı desteklemeye davet ediyorum.

Hocam sizce Türkiye'de genç oyunculara yeterince şans veriliyor mu?
       Maalesef. Bence futbolumuzdaki en büyük problem bu. Tüm takımlar hazır oyuncu peşinde. Hal böyle olunca Milli takımımızın durumu da ortada. Futbolumuzun tek kurtuluşu alt yapılardan gelecek çocuklar olacak. 3.Lig takımlarına aslında çok iş düşüyor bu konuda. Ben genç oyuncularla çalışmaktan haz alan bir kişiyim. Samsunspor'da iken Turgut Doğan Şahin, Ramazan Sal, Emre Balak gibi isimleri futbola kazandırdım.

Ankara Şekerspor'da genç oyunculardan kurulu bir kadro kurdunuz. Sizce bu oyuncular arasında ilerleyen yıllarda Süper Lig'de oynayacak oyuncular bulunuyor mu?
       Kesinlikle. Kurduğumuz kadrodan Mehmet Eksik, Mustafa Akdağ, Hasan Cankurt, Abdulkadir Özdemir ve İlhami Uğur Yılmaz'ı Süper Lig'de görebileceğimize inanıyorum. Başka oyuncularımızı da gönderebiliriz tabii ki. Biz çocuklara şans vereceğiz, çocuklarımız da inşallah bu şansı değerlendirecekler.

Sitemiz ve dergimizi takip etme şansı buldunuz mu?
       Derginiz elime geçmediği için takip edemedim ama sitenizi uzun zamandır takip ediyorum. Gerçekten çok başarılı işler çıkarıyorsunuz. Sosyal medya aracılığı ile sizi takipteyim. Doğru haberler vermeniz sizin ayrıcalığınız. Yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

Röportaj: Çetin KUZU
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

       Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu Ankara Şekerspor 'un teknik direktörü Orhan Kapucu . Futbol oynadığı yıllarda başta F...

Cumartesi İddaa Kuponu

17 Temmuz 2014 Perşembe

Oyuncu Raporu: Oğuzhan Aydoğan


KARİYER

       Oğuzhan Aydoğan, Almanya’nın Marl şehrinde 4 Şubat 1997 yılında dünyaya geldi. Henüz 4 yaşındayken futbol oynamaya başlayan Oğuzhan, ilk olarak şuan Vestfalya bölgesel ligi takımlarından TSV Marl-Hüls takımında oynadı.Yaklaşık 7 sene burada altyapı eğitimini almaya devam etti. Burada gösterdiği dikkat çekici performansı ile Almanya’nın en iyi altyapısına sahip kulüplerinden  Schalke 04 yetkililerinin radarına takıldı 7 senelik TSV Marl-Hüls macerası 2008 yılında bitti ve Schalke 04 altyapısına transfer oldu.

       Schalke 04’ün neredeyse her yaş kategorisinde forma giydi ve başarılı futbola devam etti. 2011-12 sezonunu Schalke U15, 2012-13 sezonunu yaşı henüz 16’sını doldurmamasına  rağmen U17 takımında  21 maçta 6 gol ve 4 asist yaparak tamamladı. 2013-2014 sezonu Schalke U17 takımında olgunluk dönemiydi ve takımının kaptanlığı ile beraber sezonu 21 maçta 4 gol 4 asist yaparak tamamladı.

       Herkes Oğuzhan’ın Schalke 04 ile sözleşme yenilemesini beklerken, o formasını terlettiği Schalke 04’ün ezeli rakibi B.Dortmund U19 takımına geçiş yaptı. Tabi bu olay Schalke 04 yetkilileri tarafından pek hoş karşılanmadı.

       Schalke 04’ün genç oyunculardan sorumlu teknik adamı Olier Ruhnert, Oğuzhan’ın B.Dortmund’a imza atmasından sonra gayet sitemkar olarak şu açıklamayı yapmıştı; ‘’Biz bir yıldan fazladır Oğuzhan ile yakından ilgileniyoruz ve ona yeni sözleşme imzalatmak üzereyken, ezeli rakibimizin daha iyi imkanlar sunarak bizden habersiz imza attırması centilmenliğe sığmaz. En azından yönetim bazında bizimle iletişme geçmeleri gerekirdi.’’

       Milli Takım konusuna gelirsek, Oğuzhan Aydoğan U15 Almanya Milli Takımı formasını giymesinden bu yana U16 ve U17 dahil tercihleri hep Almanya oldu. Mutlaka bizim Milli Takımımıza kazandırmamız gereken yeteneklerden fakat şuan ki durum itibariyle ibrenin Almanya’dan yana olduğunu söylemek daha doğru olur.

ARTILAR/EKSİLER

       Öncelikle Almanya’da en iyi altyapıya sahip kulüplerin başında gelen Schalke 04’de altyapı eğitiminin çoğunu alması ve U17’de kaptanlık yapması gerçekten yabana atılmaması gereken bir durum.

       10 numara mevki başta olmak üzere sağ ve sol kanatta da forma giymesi onun oynadığı takımların hücum bölgesinde avantaj sağlıyor. Sağ ayağını kullanıyor. Özel bir yeteneği var sahada bunu hemen anlıyorsunuz, kendini belli ediyor. Teknik kapasitesi de gayet iyi ve hala gelişime açık. Oyunu okuyor, açıyor bu konuda sıkıntısı yok. Topu olumlu kullanıyor pas yüzdesi gayet yerinde bu artısı ile öne çıkan bir isim. Topla hız konusuna gelirsek yukarıda saydığım özellikler kadar olmasa da bu konuda fena olmadığını söyleyebiliriz.

       Son olarak lider yapıya sahip olduğunu belirterek geliştirmesi, üzerinde durması gereken özelliklerine geçelim.

       Oğuzhan Aydoğan’ı izleyen az çok bilir. Topu olumlu kullanır oyunu açar fakat iş bitiriciliğe geldiğinde epey sıkıntı yaşadığı kaçınılmaz bir gerçek büyük topçu olmak istiyorsa mutlaka bu konuda kendini geliştirmesi lazım.

       1.75 boya sahip hala gelişim çağında şu vücuduna göre yorum yaptığımızda fiziksel ve beden gücü anlamında kendini biraz geliştirmesi ona büyük fayda sağlar. Son olarak çok nadir olmakla beraber bazı maçlarda oyundan düşebiliyor.

TRANSFER VE SÖZLEŞME DURUMU

       Schalke kulübü tarafından pek hoş karşılanmasa da bedelsiz bir şekilde Borussia Dortmund’un yolunu tutarak uzun süreli bir sözleşme yaptığı söyleniyor. Gelişimini burada tamamlayıp Dortmund’un ileride çok önemli oyuncusu olabilir, bu potansiyel fazlasıyla kendisinde mevcut. Eksik yönlerini tamamlarsa ise kulübüne gelecekte büyük paralar kazandırabilir. 

Hazırlayan: Muhammed EKTİ

KARİYER        Oğuzhan Aydoğan, Almanya’nın Marl şehrinde 4 Şubat 1997 yılında dünyaya geldi. Henüz 4 yaşındayken futbol oynamaya ...

Perşembe Uefa Avrupa Ligi İddaa Kuponu


17.07.2014 İddaa Tahminleri


16 Temmuz 2014 Çarşamba

Röportaj: Turgay Genç (Düzyurtspor Asbaşkanı)

       Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu amatör liglerden gelip bu sezon TFF 2.Lig'e yükselme başarısı gösteren köy takımı Düzyurtspor'un asbaşkanı Turgay Genç. Asbaşkan ile Düzyurtspor'un buralara nasıl geldiğini ve hedeflerini konuştuk.

Merhabalar Turgay Genç. Öncelikle Transfer Merkezi Dergisi okuyucularına kendinizi tanıtır mısınız?
       Merhabalar. Ben Turgay Genç. Düzyurtspor asbaşkanıyım.

Öncelikle bu sezon yaşadığınız şampiyonluktan ötürü sizleri kutluyoruz. Amatör liglerden gelerek büyük bir yol katettiniz. Bu başarı öyküsünü anlatabilir misiniz?
       Teşekkürler. Düzyurtspor'un şampiyonluk öyküsü gerçekten çok ilginç. 2002 yılında kapanmak üzere olan kulübü mevcut hocamız ve 5-6 kişilik arkadaş grubumuzla birlikte kongrede devraldık. O senelerde Düzyurtspor sadece bir klasörden ibaret olan bir kulüp. Trabzon 2.Amatör'den başlayan bir mücadele ile 2006'da ilk şampiyonluğumuzu aldık. Bu şampiyonluk Düzyurtspor için önlenemez yükselişin başlangıcı oluyor. Bundan sonraki süreçte sürekli şampiyonluklar yaşanıyor. Bu süreçte ne bir tesisimiz, ne bir antrenman sahamız var. Kısacası hiç bir şeyimiz yok. 2011 yılında bizim için bir mucize oldu ve Bölgesel Amatör Lig'e yükseldik. Ondan sonra sırasıyla 3.Lig'e ve ardından çok şükür bugün bulunduğumuz lig olan 2.Lig'e yükseldik. Düzyurtspor 12 yılda sıfırdan başlayarak büyük bir yol katetti. Bu başarının sırrı aynı teknik ekip ile, aynı yönetim ile devam etmemiz oldu. Düzyurtspor Türk futbolu içinde örnek teşkil edecek bir kulüp oldu.

Düzyurtspor'un kamyon işiyle uğraşan insanların yardımlarıyla buralara geldiğini biliyoruz. Kamyoncular tarafından takıma olan desteği bize açıklayabilir misiniz?
       Düzyurtspor'un kamyoncuların takımı olarak adlandırılmasının nedeni, Düzyurt'un Trabzon'da merkez ilçeye bağlı bir köy olması ve bu köyün insanlarının ana geçim kaynağının kamyonculuk ve nakliye olması. Haliyle Düzyurtspor'un taraftarının büyük kısmı bu insanlar. Kulübün kurucuları da destekleyicileri de bu köyün insanları. Kamyoncuların kurmuş olduğu kulüp, önceleri kamyon kooperatifine aitken, sonradan şirketleşerek Birlik Nakliyat'a ait olmuştur. Başkanlığımızı yapan Erdoğan Genç, aynı zamanda bu firmanında yönetim kurulu başkanıdır. Birlik Nakliyat Düzyurtspor'u mali yönden destekleyen kuruluştur.

Ülkemizde, profesyonel liglerde yer alan tek köy takımısınız. Bir köy takımı olarak taraftar desteğini nasıl yorumluyorsunuz. Trabzonspor taraftarı tarafından destek görüyor musunuz?
       Taraftar futbolun vazgeçilmez ögesidir. Taraftar grubumuz yok açıkçası ama bilindiği üzere Trabzon'da futbol yaşam tarzıdır. Bizim örgütlememize gerek kalmadan Trabzon halkı bizim başarılı grafiğimizi görüp desteklemeye geliyorlar. Trabzon bir futbol tarlasıdır. Trabzon'da Trabzonsporlu taraftarlar bizim de taraftarımızdır. Futbol adına doğru işler yapıldığını gören herkes bizim yanımızda oluyor. Deplasmanlarda da hemşehrilerimiz hep yanımızdalar. Sizin aracılığınızla kendilerine teşekkür ediyorum.

Bu sezon itibariyle Spor Toto 2.Lig Kırmızı Grupta yer alacaksınız. Öncelikle grubunuz ve rakipleriniz hakkında neler düşünüyorsunuz? Lige yeni yükselmiş bir takım olarak okuyucularımıza hedeflerinizi aktarır mısınız?
       Grubumuz gerçekten çok zor. Bundan önce Süper Lig deneyimi yaşamış bir çok büyük camia var. Ama bu bizi asla ürkütmüyor. Bu takımlarla aynı ligde oynamak bizim için hem gurur kaynağı, hem de bize yüklenen önemli bir misyon oluyor. Takımımız Trabzon'da küçük bir köyden çıkan futbol takımı olarak, Trabzon futbolunun Türkiye'de ki gerçeğini tüm Türkiye'ye anlatma fırsatını bulacaktır. Bölgesel Amatör Lig'de mücadele eden tek köy takımıydık, 3.Ligde de mücadele eden tek köy takımı olduk.Şu anda bulunduğumuz ligde de tek köy takımıyız. Başarıyı kendine hedef seçen bu takım, yeni katıldığı her ligde ''Burayı kaldıramazlar,küme düşerler.'' söylemleriyle karşı karşıya kalmıştır. Biz ezber bozacağız ve Trabzon futbolunu çok iyi yerlere getireceğiz. Böylesine rakiplerinin Düzyurtspor'un 10 katı fazla maliyetle takım kurduğu bir ligde öncelikli hedefimiz kalıcı olmaktır. Ama şuna da canı gönülden inanıyorum ki Düzyurtspor çok daha fazlasını başaracaktır.

Transfer politikanıza baktığımızda dikkatimizi çeken noktalardan biri, Trabzon kökenli ve ya komşu şehirlerde oynamış futbolcuların alınması oldu. Bu transfer politikanızın amacı nedir ?
       Transfer politikamızın böyle olmasının 2 ana nedeni var. Birincisi şu an takımımızda Trabzon kökenli olmayan bir tane oyuncu var. Biz futbolda Trabzon gerçeğine inanıyoruz. Türk futbolunun lokomotifi olan Trabzon'un bu potansiyelinden yararlanmak istiyoruz. İkincisi ise Düzyurtspor kulübünün bir tesisi yok. Başka illerden gelen oyuncuların kalabileceği bir tesis olmadığı için kendi bölgemizden oyuncu seçiyoruz.

Trabzonspor  Türk futbolunda önemli bir projeye imza attı ve 1461 Trabzonspor ile alt yapıda birleşti. İlerleyen zamanlarda Trabzonspor ile böyle bir çalışmanız olabilir mi?
       Alt yapı konusunda Trabzonspor'un gerçekleştirdiği proje gerçekten önemliydi. Bunun dışında Trabzon'da ki bütün kulüpler Trabzonspor'un alt yapısıdır. Bizde öyle tabii ki. Bu anlamda Trabzonspor'un da kulübümüze destek vermesini istiyoruz. Trabzonspor,Düzyurtspor'un abisidir. Bizim görevimiz Trabzonspor'a futbolcu yetiştirmektir ve bu anlamda Trabzonspor yanımızda olmalıdır.

Trabzonlu bir yönetici olarak sormak istiyorum size. Şike olayları ve 3 Temmuz süreci hakkında ne düşünüyorsunuz?
       Şike futbolun yüz karasıdır ve futbolun içine işlemiş kötü huylu bir tümördür. Şikeye duyarsız kalırsak, üstünü örtersek, bu tümör tüm vücudu sarar ve futbolun yok olmasına neden olur. Bu tümör görüldüğü yerde yok edilmelidir. ''3 Temmuz'' süreci Türk futboluna yapılmış bir darbedir. Vicdanlar rahat değildir. O kulüp bu kulüp demeden şike konusunda gereken derhal yapılmalı, hak edene hakkı verilmeli. Türk futbolu bu kötü huylu tümörden kurtulmalıdır. Aksi halde bu tümör Türk futbolunu kurutacaktır.

Biraz da Türk futbolu hakkında konuşalım isterseniz. Futbolumuz son yıllarda genel olarak bir düşüş içinde. Sizce bu neden kaynaklanıyor. Çözüm için neler yapılabilir?
       Türk futbolunda önemli bir potansiyel var ve bu potansiyel ara ara önemli patlamalar yapıp, sonra tekrar düşüşe geçiyor. Bu potansiyeli harekete geçirip, bunu sürekli kılabilmek için önemli alt yapı yatırımları yapılmalı. Bunun en güzel örneğini Almanya'da görüyoruz. Alt yapı yatırımlarının meyvelerini sürekli topluyorlar ve sürekli çıkış içindeler. Spora ve futbola devletin de bakış açısı değişmeli. Bu anlamda kulüpler desteklenmeli, projeler gerçekleştirilmelidir. Tabii ki futbolda adalet de işin olmazsa olmazıdır.

Bu keyifli sohbet ve bize ayırdığınız zaman için teşekkürler. Son olarak sizin okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir şey var mı?
       Ben teşekkür ediyorum. Ben son olarak şunu belirtmek istiyorum. Futbolda bazı şeylerin kötü gittiği ülkemizde bunun nedenleri araştırılırken, ''Düzyurtspor bu yoklukların içinde bu olağanüstü başarıları nasıl kazanıyor?'' diye irdelenmelidir. Şunu açık ve net olarak söyleyebilirim ki, Düzyurtspor önceden nasıl bildiği doğrulardan dönmediyse, taviz vermediyse bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir. Trabzon futbolunun gerçeğini tüm Türkiye'ye ispatlayacaktır. Transfer Merkezi okuyucularına selamlar.

Röportaj: Oğuzhan ARSLAN
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

       Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu amatör liglerden gelip bu sezon TFF 2.Lig'e yükselme başarısı gösteren köy takımı Düzy...

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Ankara’da Köşe Kapmaca Sürüyor

       Geçtiğimiz günlerde, bizzat kulüp yönetiminin yaptığı bir açıklama ile 2. Lig’de mücadele eden başkent temsilcisi Kızılcahamamspor’un Gölbaşıspor olarak isim ve mekan değiştireceği ortaya çıktı. 3 sezondur 2. Lig’de mücadele eden Kızılcahamamspor’un daha önceki ismi Pursaklar, ondan da önceki ismi de Tarım Kredi’ydi. Yani, “orijinal” Kızılcahamamspor’u amatör liglere yollayan bir diğer başkent takımı…

       Peki Kızılcahamamspor’un bu kısa 2. Lig macerası nasıl sürdü? Gelin birlikte inceleyelim isterseniz.

       İlk sezonunda 34 maçta 40 puan toplayabilen yeşil beyazlılar grubunu 11. sırada bitirmişti. Lige peş peşe beş mağlubiyetle başlayan Kızılcahamamspor, sonranda toparlanmış ve hatta ikinci devrede dokuz maç peş peşe kaybetmeme serisi yakalamıştı.

       2011-12 sezonuna biraz daha kontrollü başlayan başkent temsilcisi, bu kez daha başarılı bir sezon geçirmiş ve topladığı 53 puan ve bilhassa son haftada play off’u garantilemiş olan Fethiyespor’dan aldığı üç puanla Körfez FK’nin bir puan önünde play off’a kalmış ancak play off’ta ilk maçta Bozüyük’e 1-0 yenilerek havlu atmıştı.

       2012-13 sezonunda ise beş maçta beş galibiyetle lige giriş yapan bir Kızılcahamamspor vardı. Herkes, bir önceki sezonda yaptıkları atılımdan sonra onlardan en azından play off beklerken onlar dört puanlık bir farkla play off’u kaçırmış, üstelik ligin son beş haftasında sadece altı puan alarak bunu da göz göre göre yapmışlardı. 45 puanla, ligi altıncı sırada bitiren Kızılcahamamspor Türkiye Kupası’nda da 1461 Trabzon’a 3-2 yenilerek 3. Tur’da kupaya veda edecekti.

       2. Lig’deki en kötü sezonunu ise 2013-14’te yaşayan Kızılcahamam, Türkiye Kupası’nda 3. Lig temsilcisi Yeşil Bursa’ya elenerek bunun sinyallerini aslında veriyordu. Sezon boyunca sekiz kırmızı kart görmeyi başaran başkent ekibi, küme düşen ezeli rakibi Eyüpspor’un bir puan üstünde, toplam 37 puanla ligi tamamlayarak rahat bir nefes aldı.

       Ancak, Kızılcahamam’ın 2. Lig serüveni sadece istatistiklerden ibaret değil. İlginç bazı hikayeler de bıraktı geride…

“Şike soruşturmasını marka değeri olarak gören Başkan”
       İlk dönemler kulüp başkanı olan Zeynep Bekçe, bir gazeteye verdiği röportajda ilginç bir ifade kullanmıştı. 3 Temmuz Soruşturması’nın ve şike iddialarının Türk futbolunun marka değerini arttırdığını öne süren Başkan Bekçe’nin sanırım kendince haklı sebepleri vardı zira aynı soruşturmada ciddi anlamda üzerinde zan olan Zafer Önder İpek’e “genel menajer” olarak kulüp kapılarını açmışlardı.

“Erhan Kuşkapan bilmecesi”
       Ankaraspor çıkışlı Erhan Kuşkapan, 2010-11 sezonunda Kızılcahamamspor kalesini korudu. Fena da bir performans göstermeyen Kuşkapan’ı 2011-12 sezonu devre arasında İskenderun Demir Çelik’e satarak para da kazanan Kızılcahamamspor’da asıl macera bundan sonra başladı. Ligin ikinci devresinde İDÇ’nin kalesini koruyan Kuşkapan sezon bitiminde serbest kalmıştı ve bir gün, kulüp yöneticileri Twitter hesaplarından Erhan Kuşkapan ile sözleştiklerini, kalecinin yeni sezonda kendileriyle anlaştığını duyurdular. Ancak bir gün sonra başarılı eldivenin Tokatspor’la anlaştığı ortaya çıktı. Hala, “o gece” ne yaşandığı muamma…

“Aile şirketinden, Belediye takımına”
       2. Lig’deki ilk sezonlarda kulüp başkanı, kulüp yöneticilerinden eski futbolcu Erkan Özbey’in kayınvalidesi Zeynep Bekçe’ydi. Derken ne olduysa oldu ve Bozüyük’e 1-0 kaybedilen play off’un ardından kulüp başkanı Erkan Özbey oluverdi. Ancak sonrasında Kızılcahamam Belediye Başkanı Coşkun Ünal fazlasıyla ön plana çıkmaya başladı. Hatta Mehmet Yılmaz transferinde çekilen fotoğrafta masanın “lideri” konumunda oturan ismin kulüp başkanı Erkan Özbey değil, belediye başkanı Coşkun Ünal olması dikkatlerden kaçmıyordu…

“Bir garip transfer hikayesi”
       1 Şubat 2013’te imza töreni yapılarak Kızılcahamamspor’a transfer edilen Süper Lig golcüsü Mehmet Yılmaz ile Kızılcahamam ailesinin saadeti uzun sürmedi. Mart ayında futbolcunun şehri terk ettiği iddiaları ayyuka çıkınca kulüp yönetimi de noter çağırıp futbolcunun idmana çıkmadığını belgeletti ancak kazın ayağı görüldüğü gibi değildi. Sonrasında, futbolcunun iki aydır maaş alamadığı, kulübün idman ve tesis şartlarını uygun bulmadığı için kulüpten ayrıldığı ortaya çıktı. Neticede, Mehmet Yılmaz Kızılcahamam’da sadece iki maçta 75 dakika forma giyerek kariyerine son vermiş oldu.

“Ev sahibi nezaketi”
       2011-12 sezonunun ikinci devresinde, tam da şubatın ortasına denk gelen bir günde Kızılcahamamspor kendi evinde Adana Demirspor’u ağırlayacaktı. Demirspor’un taraftarı da malum, hatta mevzubahis maça 300 kişi gitmişti. Ancak maç oynanmadı! Çünkü Kızılcahamam yönetimi iki gün boyunca yağan kara aldırış etmemiş, maç günü sahayı temizletmeye başlamıştı. Neticede Demirspor taraftarı evine döndü, maç da bir gün sonra oynandı. Akıllarda hep, olayın bilinçli yapılıp yapılmadığı sorusu kaldı.

“Gol Kralı”

       Kısacık 2. Lig serüvenine bir de gol kralı sıkıştırdı Kızılcahamam. 2011-12 sezonunda 2. Lig’de 24 gol atan Üstün Bilgi, gol kralı sıfatıyla 1. Lig temsilcisi Erciyes’e transfer olacaktı… Ancak sonrasındaki iki sezonda toplam dokuz gol attığını belirtmekte fayda var…

Hazırlayan: Alper KAYA

       Geçtiğimiz günlerde, bizzat kulüp yönetiminin yaptığı bir açıklama ile 2. Lig’de mücadele eden başkent temsilcisi Kızılcahamamspor ...

11 Temmuz 2014 Cuma

Oyuncu Raporu: Niklas Süle

KARİYER
       3 Eylül 1995 yılında Main nehri kıyısında bulunan Almanya’nın en büyük 5. Şehri Frankfurt’ta dünyaya geldi. Kendi yaş grubundan fiziksel olarak üstün olması futbolla tanışmasına sebep oldu ve küçük yaşlarda  SV Rot-Weiss Walldorf takımında forma giymeye başladı. Fiziksel özellikleri nedeniyle bir adım önde olan Niklas Süle, dikkatlerden kaçmadı ve Eintracht Frankfurt’un alt yapısına transfer oldu. Burada bir sezon geçirdikten sonra 2009 Haziran ayında SV Darmstadt 98 gelen teklifi kabul etti ve altyapı eğitimini burada almaya başladı. Niklas Süle dikkat çekmeye devam etti ve burada yarım sezon kaldı. Ocak 2010 yılında altyapıya müthiş önem veren kasaba takımı Hoffenheim’ın dikkatini çekti ve buraya transfer oldu. Sezonun kalan kısmını U16 takımında tamamladı.

       2010-11 sezonununu ise U17 takımında geçirdi ve 25 maçta şans bulup 3 gol attı. 2011-12 sezonunu ise U19 takımında geçirdi 22 maç oynayıp 1 gol attı. 2012-13 sezonunda ise Niklas Süle U19 takımında 22 maç, Hoffenheim 2 takımında 6 maç ve Bundesliga’da 2 maçta forma giydi. Bundesliga’da ilk maçına 33.hafta Hamburg karşısında çıktı ve 81 dakika sahada kaldı. 2013-14 sezonunda ise A takımın daimi oyuncu oldu. İlk haftalarda kadroda olmasına rağmen  forma giymedi. 8. Haftadan itibaren formayı kaptı ve takımın en önemli futbolcuları arasında yer aldı. Geride bıraktığımız sezonda toplam 30 maçta forma giyip 5 gol attı.

       Milli Takım konusuna gelirsek 15 Ekim 2010 tarihinde Almanya U16 takımıyla başlayan bu
serüven, diğer yaş gruplarında da devam etti. Niklas Süle en son olarak Almanya U19 takımında forma giydi ve onu daha üstlerde görmemiz hiç sürpriz olmayacak.

ARTILAR / EKSİLER
       En önemli ve onu bir tık öne çıkaran özelliği kesinlikle müthiş fiziği. 1.94’luk boyu ile sahada kendini belli ediyor. Stoper oyuncusunun karşı rakipteki futbolcuyla kıran kırana mücadelesinde vücudun üst bölgesindeki gücü ve dengesi çok önemlidir ki bunu kullansın, rakibi ekarte etsin. İşte bu güç ve denge Niklas Süle’de fazlasıyla var. Rakiple birebir dalaşmalarında oldukça etkili. 1.94 boyu sebebiyle hava toplarında oldukça üstün. Bu sezon 4 gol attı ve bunların 3'ü duran toptan oldu. Bu da önemli bir nokta tabi.

       Topa hemen hamle yapmaz, genelde rakibi bekler onun pozisyonuna göre yer alır ve ona göre hamle yapar, bu konuda gayet başarılı. Yeni nesil futbolda oyun kurma defanstan başlıyor ve Niklas Süle bu sezon %80 başarılı pas oyunuyla bu konuda da iyi olduğunu gösterdi. 

       Niklas Süle’nin tabi ki geliştirmesi gereken noktaları mevcut. Yaşının daha küçük olması nedeniyle bir tecrübesizlik var. Bazen bunu net biçimde görebiliyoruz. Tecrübesizliğe bağlı olarak maç esnasında konsantrasyon sorunu yaşıyor ve açık konuşmakta fayda var bazen saçmalıyor, yanlış pozisyon alıyor.

       Fiziğinin güçlü ve boyunun uzun olması bazen ona "ağır stoper’’" etiketi yapıştırmamıza neden oluyor. Özellikle dripling konusunda hızlı olan bir futbolcu karşısında haliyle zorlanıyor. Bunu bu sezon açıkça gördük.

       Eksik yönlerini söyledik fakat yaşının henüz 19 olduğu unutmamalıyız. Tecrübe, konsantrasyon ve bazen yanlış pozisyon alması geliştirilebilecek noktalar. Bu özellikleri geliştirirse  harika bir stoper olacağını söyleyebiliriz.

TRANSFER VE SÖZLEŞME DURUMU
       Niklas Süle’yi şuan için çok astronomik teklifler gelmediği sürece takımdan koparmak güç. 2013 yılının sonlarına doğru sözleşmesini 2017’ye kadar uzattı ve takımında mutlu. Talibi var mı elbette var. Bu sezon Arsenal scoutları tarafından izlendiğini biliyorum. Fakat dediğim gibi birkaç sezon daha Hoffenheim’da kalması hem kendisi hem kulübü için en doğru ve mantıklı tercih olacaktır.
                                    Hazırlayan: Muhammed EKTİ

KARİYER        3 Eylül 1995 yılında Main nehri kıyısında bulunan Almanya’nın en büyük 5. Şehri Frankfurt’ta dünyaya geldi. Kendi yaş g...

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Scout Raporu: Faik Emmez

       Transfer Merkezi ekibi olarak yetenekli gençleri sizler için tanıtmaya devam ediyoruz. Sıradaki oyuncumuz 1997 Şubat doğumlu Faik Emmez. Faik, şu anki takımı olan Bursa Zaferspor’da stoper oynuyor. Bu sezon takımının U17, U19 ve A takımlarında forma giyme şansı yakalayan oyuncu, sezon boyunca 50’nin üzerinde maçta forma giyme başarısı gösterdi. U19 takımıyla play off’ta elenseler de U17 takımı olarak başarılı bir sezon geçirdiler. Denizli’deki Türkiye Şampiyonası’nda son 8’e kadar devam eden  U17 takımında sürekli forma şansı yakalayan oyuncu, bu final maçlarında stoper olmasına rağmen 2 tane de gol atma başarısı gösterdi. Bu sezonu gayet iyi geçiren oyuncu, Denizli’de ki finallerde çoğu takımın ilgisini çekmeyi de başardı. Geçtiğimiz sezon başı Trabzonspor tarafından seçmelere davet edilen oyuncu beğenildi fakat  eğitim durumunun uygun olmaması nedeniyle transferi sonuçlanmadı. Oyuncu ayrıca 15 Temmuz’da Beşiktaş tarafından denenmek için kampa davet edildi.

DEV ADAM
       Bir stoper için fiziki özelliklerinin gayet iyi olduğunu söyleyebiliriz. Onu izlediğinizde, Bucaspor ve Mersin İdmanyurdu’nda oynayan Efe Halil Özarslan’ı anımsamanız mümkün. 1,92 cm'lik genç oyuncu 80 kilo. Oyuncunun bir başka güzel özelliği de her iki ayağını da kullanması. Güçlü fiziğiyle forvet oyuncularını korkutan genç oyuncu, hava hakimiyeti ve kendine olan öz güveni ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Oyuncuda gördüğüm en değişik özellik ise ayaklarına hakim olması ve bire birde etkili olması. Bir stoperde olması beni şaşırtan özellikleri var. Geriden oyun kurmayı ve dikine oynamayı seviyor.

OYUNCUNUN HEDEFLERİ
       Faik, yaşıtlarına göre fazla olgun bir çocuk. Hedeflerini de belirlemiş şimdiden. İlk hedefini profesyonel olmak diye nitelendiren oyuncu, en büyük hedef olarak Milli takım formasını giymeyi seçmiş durumda. Lise son sınıfa geçen Faik’in önceliği ise şu anda futbol.

       Ekibimizin gözünden yorumladığımızda Faik, gerçekten profesyonel ligleri şu anda bile kaldıracak yeteneğe ve fiziğe sahip. Gençleri seven bir teknik adam, onu psikolojik olarak hazırlarsa yarım sezonda formayı kapabilecek bir isim. Üzerinde durulursa çalışkanlığıyla, kişiliğiyle ülkemiz önemli bir stoper kazanabilir. Bir başka yazıda görüşmek üzere...

       Transfer Merkezi ekibi olarak yetenekli gençleri sizler için tanıtmaya devam ediyoruz. Sıradaki oyuncumuz 1997 Şubat doğumlu Faik...

7.7.2014 İddaa Tahminleri

4 Temmuz 2014 Cuma

04.07.2014 İddaa Tahminleri

Dünya Kupası Çeyrek Final Tahminleri

NORMAL KUPON                                                           SİSTEM 2-3-4 KUPONU


NORMAL KUPON                                                            SİSTEM 2-3-4 KUPONU

3 Temmuz 2014 Perşembe

Scout Raporu: Metehan Demiral

       Scout Raporu sayfamızda bugün ele alacağımız oyuncu Konyaspor U15 takımının kalecisi Metehan
Demiral.

       1999 Niğde doğumlu olan Metehan, futbola Konya’nın ilçe takımlarından olan Beyşehir Belediyespor’un alt yapısında çok küçük yaşlarda başladı. Beyşehir’de iken boyu yaşıtlarına göre kısa olan Metehan’a Beyşehir’deki hocaları da umutsuz bakıyordu aslında. 4-5 sene içinde gelişti Metehan. Bir süre sonra babasının işi nedeniyle Konya’ya taşındılar ve Metehan, buraya geldiğinde o zamanki adıyla Konya Şekerspor, şimdiki adıyla Anadolu Selçukluspor’un 30 günlük seçmelerine katıldı. Fiziğiyle ön plana çıkarak daha ilk günden seçmeleri geçti ve takıma katıldı. Bu süreçte antrenmanlara katılan Metehan’ın, Aralık 2010’da Konya Şekerspor’da filiz lisansı çıktı. Kaleci olarak çıktığı maçlarda Konya Şekerspor formasıyla Konya Şampiyonluğu ve Aksaray’da düzenlenen turnuvada Türkiye Şampiyonluğu yaşayan Metehan, Akademi Ligleri’nde de oynamaya başlamasıyla Gençlerbirliği ve Eskişehirspor takımlarının dikkatini çekti. Konya Şekerspor ile Konyaspor’un birleşmesiyle birlikte Konyaspor alt yapı hocaları tarafından Metehan’ın takıma kazandırılması istenince, Metehan Konyaspor’a transfer oldu. Konyaspor’daki ilk sezonunda U14 takımıyla maçlara çıkan Metehan 17 maçta kalesinde sadece 3 gol gördü. Bu sezon ise 21 defa U15 maçına çıkan oyuncu 8 gol gördü, hocası tarafından 1 defa da U16 maçında denenen Metehan bu maçta kalesinde 2 gol gördü. Metehan yaşına rağmen istikrarlı bir şekilde maçlara çıkmaya devam ediyor.

15 Yaşında, Süper Fizik
       Metehan, çocukluğunda minyon bir yapıya sahip olsa da yaşı ilerledikçe vücudu gelişti. Şu anda 1,87 cm boyuyla dikkatleri üzerine çeken Metehan, takımının da en uzun boylu ismi. Bir kalecide olması gereken özellikler içerisinde en önemlilerinden birisi olan hava hakimiyeti Metehan’da üst düzeyde. Kalede onu izlediğinizde gerçekten duruşuyla ‘’Ben çok iyi kaleci olacağım.’’ mesajını veriyor herkese. Maçlarını izlerken pozisyon alması konusunda ve yan toplarda da herhangi bir zaafını göremedim. Metehan tüm özellikleriyle, hareketleriyle, duruşuyla bir kaleci de olması gereken tüm özellikleri bünyesinde barındırıyor.

Metehan’ın Hedefi
       Metehan ile konuştuğumda onun çok bilinçli bir çocuk olduğunu anladım. Yaşına göre oldukça olgun olan Metehan, kariyer planlamasını 4 basamak şeklinde oluşturmuş bile kafasında. İlk basamakta profesyonel olmak istediğini, ikinci basamakta Süper Lig’de forma giymek istediği, üçüncü basamakta her gencin rüyalarını süsleyen A milli takım forması giymek istediğini söyleyen Metehan’ın hedefindeki son adım ise La Liga’da forma giymek. Ülkemizin bu zamana kadar iyi kaleciler çıkarttığını da söyleyen Metehan, bundan sonra da ağabeylerinin yerini doldurmak istiyor. 

       Şu anda Konya’da okul hayatına devam eden Metehan, 10.sınıfa geçti. Bu çocuğa, eğer imkanlar verilirse inanıyorum ki Milli Takımımız harika bir kaleci kazanır. Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle... 

Hazırlayan: Hüseyin KARABACAK

       Scout Raporu sayfamızda bugün ele alacağımız oyuncu Konyaspor U15 takımının kalecisi Metehan Demiral .        1999 Niğde d...

03.07.2014 İddaa Tahminleri


UEFA Avrupa Ligi Perşembe Kuponu

1 Temmuz 2014 Salı

Scout Raporu: Ali Enes Arı

       Transfermerkez olarak alt yapılarda ve amatör liglerde oynayan izlediğimiz, takip ettiğimiz genç oyuncuları sizler için ele alarak dilimiz döndüğünce sizlere sunacağız.

       İlk konuğumuz Konya Tümosanspor’da forma giyen Ali Enes Arı. Enes Nisan 1998 Malatya doğumlu. Anne ve babası Mersinli olmasına rağmen, işlerinden dolayı Konya’da yaşıyorlar. Enes’in küçük yaşlardan beri futbola olan tutkusu babasının gözünden kaçmamış. İlkokul yıllarında da sürekli okul takımlarında oynayan Enes'in filiz lisansı Konya’nın alt yapı takımlarından birisi olan Konya 1907 Spor Kulübü’nde çıktı. Orada bir süre oynadıktan sonra 2013/14 sezonunun başında Denizlispor, Gençlerbirliği gibi takımların seçmelerine gitti. Gençlerbirliği seçmelerinde sadece 15 dakika maç yaptırdıklarını söyleyen Enes, Denizlispor’un seçmelerinde ise altyapı takımına seçildi. Denizlispor'un seçmelerde seçildiğini söyledikten sonra Enes'e geri dönüş yapmamasından dolayı Konya Tümosanspor’da oynamaya devam eden genç oyuncu, sezonu takımında tamamladı. Burada U16 ile birlikte U17 maçlarında da birçok kez forma şansı buldu. Enes, 2011 yılında TRT’de yayınlanan Liverpool’a oyuncu kazandırmak amacıyla düzenlenen "Futbol Prensi" adlı programın Konya seçmelerine katılmış ve Ahmet Çakar’ın beğenisini kazanmıştı. Ayrıca bu sezon başı İzmir’de Avea’nın sponsorluğunda düzenlenen Barcelona seçmelerine katıldı ve ilk turu geçti. Bu turu geçmesinin ardından İstanbul’da bir hafta boyunca Barcelona hocalarıyla kampa giren Enes buradaki turda elendi.

Mükemmel Teknik, Zayıf Fizik
       Bu başlık aslında Enes’i çok iyi özetliyor. Harika teknik özellikleri olan, bire birde etkili olan Enes’in en büyük düşmanı her zaman fiziği oldu. Aslında gelişim çağında olan bir oyuncu için çok fena fiziği olduğu söylenemez ama bu konuda çok çalışması lazım. 1,70 cm boyu olan Enes, 55 kilo. Biraz daha kilo alıp kas yaparak güçlenmesi şart görünüyor. Enes çok kez fiziği yüzünden sıkıntı yaşadı. Katıldığı Futbol Prensi yarışmasında ünlü spor yazarı Oğuz Tongsir ve Hakan Ünsal’ın Enes’in fizik olarak zayıf olduğunu ama ileride iyi futbolcu olacağını söylemeleri de bu zaafını gözler önüne seriyordu. Enes’i Tümosanspor’da hocası forvet arkasında, kanatlarda, forvette kısacası hücumdaki her noktada oynattı. Ama bence Enes’in mevkisi forvet arkası yani ‘’10 numara’’. Enes sert şutları olan, oyun zekası çok yüksek, adam eksiltme özelliği olan bir oyuncu. Dediğim gibi tek eksiği fiziği. Gelişim çağında olduğunu düşünürsek fiziğinin de zamanla gelişeceğini düşünüyorum.

Dersleri de Harika
       Enes futbol hayatında başarılı olduğu gibi, eğitimine de aynı şekilde başarıyla devam ediyor. Konya’nın en iyi 3 Anadolu Lisesi’nden birinde eğitimine devam eden Enes, sınavlarında da oldukça başarılı ve öğretmenlerinin sevdiği bir isim. Ayrıca okul takımında da futbol oynuyor.

       Enes, gelişime fazlasıyla açık bir çocuk. Enes ile bireysel ilgilenildiği takdirde Türkiye çok büyük bir futbolcu kazanabilir. Ülkemizdeki en büyük sorun sabır ve istikrar. Biraz sabredip ısrar edersek Enes gibi birçok yeteneğe ulaşmamız mümkün olacaktır.

Hazırlayan: Hüseyin KARABACAK

       Transfermerkez olarak alt yapılarda ve amatör liglerde oynayan izlediğimiz, takip ettiğimiz genç oyuncuları sizler için ele alarak d...