28 Kasım 2014 Cuma

Notts County Efsanesi

Hiçbiri yokken "Saksağanlar" vardı...
       Orta Çağ ve öncesi çağlarda katılım sınırının olmadığı futbolun eşdeğeri kabul edilen oyunlar zamanla belli başlı düzenlemelerle 18.yüzyıldan itibaren çoğunlukla okullarda oynanmaya başlıyor, 1848'de Cambridge Üniversitesi'nde "Cambridge kuralları" adı verilen yönetmeliklerle günümüz futbol kurallarının temelleri atılıyordu. Akabinde 24 Ekim 1857'de dünyadaki ilk futbol kulübü kurulacaktı: Sheffield FC

       Aradan 5 yıl geçecek, Nottingham'da yeryüzünde mücadele eden en eski profesyonel futbol kulübü olan ve çağdaş futbola yön verecek Notts County kurulacaktı. 30 Kasım 1872'de -bugün kriket sahası olarak kullanılan- Glasgow'daki Hamilton Crescent'da dünyanın ilk milli maçı oynanırken, Nottingham ekibinde forma giyen Ernest Greenlagh, İngiltere Milli Takımı'nın tarihteki ilk liberosu kayıtlara geçiyordu. O dönemde taktikler günümüzdeki gibi olmadığından savunma güvenliği ikinci plana atılıyordu; İskoçlar 2-2-6, İngilizler de 1-2-7 şeklinde maça çıkmışlardı. Dünyanın en eski ligi olan ve 1888-89'da faaliyete geçen "The Football League" de yer alan 12 takımdan biri olan Nottingham ekibi, sezonu 11.sırada tamamlayacaktı. O yıllarda düz beyaz,turuncu-siyah,mavi-kahverengi forma giyen Notts; 1890'dan itibaren klasik çubuklu siyah-beyaz forma giyecek ve Saksağanlar lakabını alacaktı.

       1891'deki FA Cup çeyrek finalinde Stoke City karşısında Notts Countyli bir oyuncunun bariz bir şekilde gol çizgisinden topu elle çıkarmıştı. O zamanki kurallar gereği hakem çizgi üzerinden endirek serbest vuruş verdi; fakat ataktan sonuç alamayan "Çömlekçiler" sahadan 1-0 yenik ayrılacaktı. Bu olay, ertesi yıl penaltı kuralının doğmasını sağladı.

       O maçtan sonra yarı finalde Sunderland'i eleyen siyah-beyazlı ekip, finalde Blackburn Rovers'a 3-1 kaybedeceklerdi. Üstelik Saksağanlar finalden 1 hafta önce rakibi ligde 7-1 yenmişti. 1897'de kurulan Juventus, 1903'e kadar rengi çok çabuk solan açık pembe forma giyiyordu ve daha kaliteli bir formaya ihtiyaç vardı; bunun üzerine kulübün yabancı üyelerinden biri olan John Savage'a İngiltere ile temasa geçmesi konusunda rica edilmişti. Savage'ın Nottigham'da yaşayan ve Notts County taraftarı olan arkadaşı da Savage'ı kırmamış ve siyah-beyaz çubuklu County formalarını Torino'ya göndermişti; böylece İtalyan devi günümüzdeki renklerine kavuşuyordu. Juventus ise Notts County'e olan vefa borcunu 2011'de "Juventus Arena"nın açılış maçına davet ederek ödeyecekti.

       1892-93'te kurucularından biri olduğu 1.Division'a veda eden Saksağanlar, 1894'te yine bir ilki gerçekleştirecek; sırayla Burnley, Burton Wanderers, Nottingham Forest ve Blackburn Rovers'ı yenerek finalde Bolton Wanderers'a rakip olacaktı. Goodison Park'taki finalde James Logan (3) ve Arthur Watson golleriyle rakibini 4-1 yenen Nottingham ekibi, FA Cup'ı müzesine götüren ilk alt lig ekibi olacaktı.

       Daha sonra yıllarda eski gücünü kaybeden Notts County genellikle Division 2 ve 3'te kendine yer edinecekti; ama 1947 tüm dünyayı şok eden bir olay olacak, İngilizler'in efsane forvetlerinden Tommy Lawton 20.000£ karşılığında Chelsea'den Division 3'te mücadele eden Notts County'e transfer olacaktı. 1951'e kadar siyah-beyazlı formayı giyen Lawton da 151 maçta 90 gole imzasını atarak kulüp tarihinin en golcü 4. oyuncusu olmayı başardı.

       2009-10 sezonunda Kasper Schmeichel ve Sol Campbell'ı kadrosuna katıp Sven-Göran Eriksson'u futbol direktörü yapan siyah-beyazlılar, 4.kademeye denk gelen Divsion 2'de şampiyon oldular. 1910'dan bu yana iç saha maçlarını 20.000 kişilik Meadow Lane'de oynayan County, 2010-11'den beri mücadele ettikleri Division 1'da 6.sırada yer alıyor. Bugün kuruluşunun 152. yılını kutlayan siyah-beyazlılar, TSİ 21:45'te Sheffield United ile play-off açısından son derecce kritik bir puan mücadelesi yapacak.

Hazırlayan: Erkan ADAY

Hiçbiri yokken "Saksağanlar" vardı...        Orta Çağ ve öncesi çağlarda katılım sınırının olmadığı futbolun eşdeğeri kabul e...

Haftanın En Güvendiğim Maçları

182-A.Demirspor - Orduspor
        Deplasman ekibi Orduspor'da kriz ortamı bir türlü çözülemiyor. Her geçen hafta daha kötüye giden bir futbol ve üst üste alınan mağlubiyetler, takımdaki istikrarsızlık ve maddi sorunlar Orduspor'un sonunu hazırlayan etkenler olarak göze çarpıyor. Sonuç olarak karşımıza lig sonuncusu ve şimdiden bir alt lige düşmesine kesin gözüyle bakılan bir takım çıkıyor. Ev sahibi Adana Demirspor ise bu sezonun iddialı ekiplerinden. Kadro olarakta rakibinden çok üstün durumdalar. 3 maçlık bir galibiyet serisi yakalayan Demirspor bu haftayı da galibiyetle kapatmak isteyecektir.

        İki takım arasında oynanan son 10 maçıda ev sahibi olan takım kazanmış. Orduspor ligde 5 maçtır puana hasret. Adana Demirspor ise 3 maçtır kazanıyor. Ev sahibi galibiyetine verilen oran az olduğundan biraz şansımızı zorlayarak handikaplı ev sahibi galibiyeti oynayabileceğimiz bir maç olarak görüyorum bu maçı.
Tahmin: 1(H)-1.90

226-Liverpool - Stoke City
        Bu karşılaşmanın İngiltere Ligi'nde bu haftaki en keyifli maçı olacağını düşünüyorum. Puan sıralamasında altlı üstlü iki takımın mücadelesinde ev sahibi Liverpool Şampiyonlar Ligi yorgunu olsa da saha ve seyirci avantajıyla maça asılacaktır. Stoke City ise oynadığı açık futbolla her maçta olduğu gibi bu maçtada üç puanı kovalayacaktır.

        İki takımın son 10 resmi maçına baktığımızda Liverpool'un sadece 3 maçının 2,5 altı bittiğini görüyoruz. Stoke City'de ise bu rakam 2. Her ne kadar ev sahibi Liverpool kağıt üzerinde favori görünsede bir sürpriz çıkma ihtimaline karşılık gol bahislerine yönelmeyi tavsiye ediyorum. Atıp yeme alışkanlığı olan iki takımın mücadelsinde üst seçeneği mantıklı olacaktır.
Tahmin: ÜST-1.55

374-A.Madrid - Deportivo
        Hafta içi Şampiyonlar Ligi'nde zorlu Olympiakos sınavını 4-0 gibi rahat bir skorla geçen ev sahibi son haftalarda form grafiğini yükseltiyor. Özellikle evinde oynadığı maçlarda çok etkili olan Arda Turan'ın takımı kolay gol yemediği gibi çok kolay pozisyona da giriyor. Konuk Deportivo ise bu sezon umduğunu bulamayan takımlardan. 4 haftadır galibiyete hasret oldukları ve ligin diplerine inmiş olmaları bu maçı ne kadar stresli geçireceklerinin göstergesi.

        Özellikle evinde gol atmakta hiç zorlanmayan bir Atletico Madrid ve son iki haftayı gol yemeden kapatsada ligin en fazla gol yiyen takımlarından bir olan Deportivo'nun karşı karşıya geldiği mücadelede aklıma iki ihtimal geliyor. Biri ev sahibinin handikaplı galibiyeti, diğeri ise üst seçeneği. Ben tercihimi handikaplı ev sahibi galibiyetinden yana kullanacağım.
Tahmin: 1 (H)-1.45

507-Fenerbahçe - Eskişehirspor
        Ev sahibi Fenerbahçe son Bursaspor karşılaşmasını saymazsak İsmail Kartal'ın istediklerini yavaş yavaş yapan bir takım haline geldi. Bursaspor maçında pozisyona giremesede kanat oyuncularının bireysel hataları sonucu verilen kontra pozisyonlarından başka pozisyon vermedi. İçeride oynadığı maçlarda yere daha sağlam basan Fenerbahçe bir iki golle maçları kazanmasını biliyor. Konuk Eskişehir ise daha çok içeride başarılı olan bir takım. Deplasmanlarda varlık gösterebildikleri söylenemez. Saraçoğlu'na da bir puan için geleceklerinden şüphem yok.

        Fenerbahçe ligde oynadığı sekiz maçı 2-3 gol aralığında bitirdi. Eskişehirspor'un öncelikle kaybetmemek için oynayacağını düşündüğümüzde bu maçında aynı gol aralığında bitmesi fazlasıyla muhtemel.
Tahmin: Gol(2-3)-1.85

HAFTANIN KUPONU

Hazırlayan: Serkan ÇOKAYDIN

182-A.Demirspor - Orduspor         Deplasman ekibi Orduspor'da kriz ortamı bir türlü çözülemiyor. Her geçen hafta daha kötüye gi...

27 Kasım 2014 Perşembe

Allsvenskan’da Sezonun Dikkat Çekenleri (2)


Allsvenskan’da Sezonun Dikkat Çeken Performansları
        Geçtiğimiz günlerde birinci bölümünü yayınladığımız "Allsvenskan’da Sezonun Dikkat Çekenleri" yazı dizisinin ikinci bölümüyle karşınızdayız. Geride kalan sezonda performansıyla dikkat çeken, sürpriz çıkışlar yakalayan ya da takımın başarısında önemli pay sahibi olan isimleri sizin için derledik. Buyrun, hep birlikte okuyalım...

Johan Larsson (24)
        Artık onu sezonun en iyileri arasında yazmamız bir alışkanlık haline geldi. Attığı 8 gol ve yaptığı 6 asist ile Elfsborg’da iki kategoride de lider bir sağ bek. Aynı zamanda da kaptan. 2010 sezonundan bu yana geride kalan 5 sezonda sadece 1 lig maçını kaçıran bir oyuncudan bahsediyoruz. Bu 5 sezonda oynayabileceği maksimum 150 lig maçı vardı, 149’unda forma giymeyi başardı. Hücumcu bek seven hocaların mutlaka takımından görmek isteyeceği bir oyuncu Johan Larsson. Orjini de sağ öndü zaten ama zamanla beke evrilmek zorunda kaldı. E fena da değil hani bölgesinde. Savunma yönü çoğu hücumcu bek gibi sıkıntılı ama önde yaptıklarıyla bunu telafi ettiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Milli takıma bir türlü davet almaması epey tartışılır oldu son dönemde. Transfer yapacak muhtemelen bu yıl, bekliyoruz.

Simon Gustafson (19)
        Biraz şımardı aslında Simon ama sezon sonuna doğru yakaladığı çıkışla kendini affettirdi diyebiliriz. Özellikle ligin 2.yarısı gibi laubali bir Simon izler olmuştuk. Bunda takım perspektifinin de etkisi var pekala. Kardeşi Samuel’e kıyasla ofansif meziyetleri çok daha üst seviyede (aynı takımda oynuyorlar, ikizi Samuel Gustafsson). Sol ayağını çok iyi kullanıyor ve araya bıraktığı öldürücü paslarla da defansı çaresiz bırakıyor. Topla çok oynama alışkanlığını ise daha profesyonel bir ekiple aşması muhtemel. Yaş daha 19, bunlar düzelebilecek detaylar. U21 ile Avrupa Şampiyonası bileti alması ve sezonu 10 gol 5 asist ile tamamlayıp takımın önemli hücum opsiyonları arasına girmesi Simon’u bu yaşta sorumluluk taşıyan bir kimliğe de bürüdü. Yolu açık gençlerden.

Carlos Strandberg (18)
        Muhteşem sezon başlangıcının üzerine maalesef ki koyamadı Strandberg. Gerek Dortmund transferinin gerçekleşmemesi, gerekse yaşadığı birkaç sakatlık onu bu duruma getirdi ama potansiyeli inkar edilemez bir forvet. Genç yaşının getirdiği çocuksu hareketleri ve henüz bu yaşta liderlik alma arzusu onu saha içinde çekilmez bir oyuncu yapabiliyor. Fakat fiziği, gücü ve sert şutlarıyla rakip savunmacılar için ciddi tehdit. Kendisini rakip ile top arasına iyi alabiliyor olması, onu her daim gole yakın bir oyuncu yapıyor. Servis özelliği de çizgide tamamen buna odaklı bir oyun oynamasından kaynaklanıyor. Hacken’da 4-3-3’ün zaman zaman kanadında oynaması da bundan ötürü zaten. Beklediğimiz kadar etkili bir Strandberg izlemedik ligin ortalarından sonra ama hala ciddi potansiyel.

Oscar Lewicki (22)
        Lewicki’de nasıl bir ciğer var çözemiyorum. U21 maçında, Fransa gibi bir rakip karşısında basmadık yer bırakmayan çocuk yetmezmiş gibi 2 de gol atıp ülkesine şampiyona biletini kazandırdı. Yetmedi geldi ligde yine 11’de oynayıp çizgisini bozmadı. Hacken’ın ofansif oyun düzeninin savunma yönüne bakan ender isimlerden. Bunu tek başına başarıyor olması ise ayrı bir mevzu. Orta alandaki enerjisi, pes etmeyen yönü ve ayakta kalmasıyla benim görev adamı olarak nitelendirdiğim bir isim Oscar. Kalmadı zaten takımda, yetiştiği Malmö’ye transfer yaptı. Malmö’de bu artı yönlerine hücum katkısını da eklemeli. U21’de gösterdi zaten, bunu yapma potansiyeli var. Hacken’da mecbur kaldığı defansif rolünü biraz azaltıp ofansa yönelmeye başlayabilir.

Alhassan Kamara (21)
        Sen sezonun ilk yarısındaki çoğu maçı kaçır, sadece 14 maçta 11 çıkabil ama Superattan’daki formundan hiçbir şey kaybetmeyip tam 14 gol at. Büyük iş cidden. Örebro üst lige çıktıysa Kamara’nın payı büyüktür diye yazıp durduk. AIK’den sezon başında bonservisini aldılar ve ne kadar doğru bir karar vermiş olduklarını gördük. Güçlü fiziği ve son vuruşlardaki becerisiyle Örebro’nun dipten yukarıya çıkmasını sağlayan isimlerin başında gelen Kamara’nın ismi transferde de epey geçmeye başladı zaten. Pode ile muhteşem bir uyum yakaladılar ligin 2.yarısına doğru. Onu besleyenleri de unutmamak lazım tabii. Özellikle Anadolu takımlarımız için bence bulunmaz bir nimet kendisi, takipte olunmalı.

Marcus Pode (28)
        Trelleborg zamanında hayranlıkla izlerdim Pode’yi. Uzaktan attığı şutlara hele ağzım açık kalırdı. Malmö alt yapısını aldığı net belli oluyor diyebiliriz. Kariyerinin en büyük hatasını Mjallby’de yaptığını bu yıl net olarak gösterdi. Kabus gibi geçen Mjallby kariyerinde sadece 10 kez ilk 11’de çıkabilen Pode, Örebro’da bu sezon tam 20 kez 11’de görev aldı. Verdiği katkı ise; 10 gol 4 asist. Mjallby’de kanat oynatılarak heba edilen bir isimdi. Örebro’da bu hataya hoca Ljung da düştü ve ona farklı pozisyonlarda görev verdi sezon başında. Hoca değişti, yardımcı Axen geldi ve Pode’nin kaderi de değişti. Forvette Kamara ile inanılmaz bir uyum yakaladılar. Kendisine verilen şansı çok iyi değerlendirdi tecrübeli oyuncu ve bu katkıyı sağladı. Attığı enfes gollerle de bize keyif verdi, sağ olsun.

Nordin Gerzic (31)
        Evim evim güzel evim deriz ya uzun aradan sonra evimize geri döndüğümüzde. Heh işte Gerzic’in durumu da öyle. Pode gibi o da kendisini Örebro’da buldu. Yetiştiği kulübüne geri döndü ve özüne kavuştu. Göteborg’da hiç katkı veremedi kabul ama gerçek Gerzic’in o olmadığını da Örebro’da izlediğimiz dönemden biliyorduk. Yanıltmadı bizi, Örebro orta alanını bir orkestra şefi gibi yönetti sezon boyunca. Defans arkasına bıraktığı milimetrik paslarla bazen Pirlo oldu, gösterdiği defansif sertlikle bazen Gattuso. Uç örnekler pekala ama profilini en iyi bu şekilde anlatabileceğimi düşündüm. Göteborg’daki 2 sezonunda kanada mahkum edilen Yugoslav asıllı oyuncu hiç asist  yapamazken, Örebro’da bu yıl tam 7 asist yaptı. Attığı 2 gol de ekstrası. Onu yerinde ve takımında izlemek ayrı keyif.

Simon Tibbling (20)
        30 maçın 30’unda da ilk 11 başlayıp, sadece 2 kez oyundan çıktı Tibbling bu sezon. Opta stiliyle belirtecek olursak; istikrar. Biz onu orta sahanın merkezindeki savunma rolüyle tanıdık Djurgarden’da ama şimdilerde -Estonya’yı çalıştıran Magnus Pehrsson’un döneminden itibaren olmak üzere- sol kanatta görev almaya başladı. Högmo ile beraber ise tamamen bu bölgede oynatıldı. Eksikler vs olunca pekala orta alanın merkezine dönüyor ama doğruyu söylemek lazım ki kanatta hep bir eksik kalıyor. Sol ayak reaksiyonu fena değil ama çok etkili olduğunu söylemek de güç. Hızı ve hep diri olan görünütüsüyle tanıyoruz onu. U21’de de epey görev aldı elemeler boyunca. Groningen’in de epey yakın takibinde genç oyuncu. Merkez mi, kanat mı oynayacağına karar vermeli. İkisini bir arada götürdüğünü ve götürebileceğini sanmıyorum.

Kristian Bergström (40)
        Parantez içindeki oyuncunun yaşını ifade ediyor. 40’ı görünce farklı bir şey sanmayın diye söyledim zira bu yaştaki birinin burada ne işi var diyenler olabilir. Tam bir profesyonel. 2004 sezonundan bu yana olası 330 maçın sadece 8 tanesini kaçırmış bir oyuncudan bahsediyoruz. Bu 330 maçın 322’sinde ilk 11’de görev aldı Bergström. Son 4 sezonda ise hiçbir maçı kaçırmadı ve bu abinin yaşı tekrar ediyorum ‘40’. Bunca maçta verdiği katkı ise muazzam. 322 maçta 64 gol, 96 asist. Bu yıl 1 gol 5 asistte kalsa da tecrübeli oyuncu, saha içindeki duruşu, harika sol ayağı ve profesyonelliği ile gençlere örnek olmaya devam ediyor. Abubakari, Pettersson ve Sjölund’un ayrılışı sonrası onun varlığı çok önemli takım için. Görünüşe bakılırsa futbolu da pek bırakacak gibi değil. Ne diyelim, onu hala izleyebiliyor olmamız büyük şans. İyi ki var.

Ricardo Santos (27)
        Ligin ikinci yarısından itibaren Santos’a ne oldu bilmiyorum ama Atvidabergs’in sezonu rahat geçirmesindeki en önemli faktörün onun performansı olduğu kesin. Kendisini göstermeyi başardığı Kalmar’da bile bu kadar iyi bir Santos izlemedik çünkü. Attığı 17 golün çoğu ligin ikinci bölümünde geldi. Boş geçtiği maç yoktu neredeyse. Aslına bakarsanız hantal bir yapısı var Santos’un ve bu da doğal olarak ağır kalmasına neden oluyor. Gösterdiği performans, hele hele Atvidabergs gibi bir takımda gösterdiği performans bu yüzden sürpriz. Yaşı artık ilerledi ve muhtemelen daha çok paraya önem vereceği bir lige gidecek. Bir daha böyle bir yüzde yakalayabileceğini kendisinin de düşündüğünü sanmıyorum. Parladı, sönme ihtimali kuvvetli.

David Accam (24)
        Onu buraya yazmazsak olmazdı. Artık onu tanımayan kalmadı ama 2012’de Helsingborg’a geldiği günlerden bu yana yazıp çiziyoruz hakkında. Bize göre 3.Lig'e tekabül eden ligden geldi Helsingborg’a. Hem de o seviyenin en pahalı transfer ücretiyle ve gördük ki hakkını da verdi. Geçen sezon ligi 10 gol 3 asist ile tamamlayan Ganalı, bu sezon tavan yaptı performans olarak ve 17 gol 4 asist üretti. Hem de ligin son haftalarında farklı nedenlerle pek oynamamasına rağmen. Ne zaman transfer yapacak merakla bekliyoruz ancak görünüşe göre beklentilerin altında geliyor transfer teklifi. Meksika’ya gideceği sıkça konuşuluyor. Titi lakaplı, hız ustası Accam’ın transferi hem Helsingborg’un, hem de kendisinin işine gelir. Özellikleriyle alakalı pek bir şey yazmaya gerek yok zira artık herkes tanıyor onu.

Joseph Baffo (22)
        Tam bir profesyonel. Helsingborg’dan neden gönderildiğini anlayamamıştım. Halmstad için çok yerinde bir hamle olduğunu gösterdiği performansla ortaya koydu. Önce sağ bekte görevlendirdi hocası onu. Savunma düzeninde sol bek konusunda sıkıntı yaşayınca sol beke koydu. Stoper bölgesinde eksik kalınca ise oraya kaydırdı. Asıl mevkisi zaten stoper ama savunmanın her bölgesinde hemen hemen aynı performansı vermesi Baffo’yu yıldan yıla ayrıcalıklı hale getirdi. U21’de de başarılı bir performans ortaya koyan genç defans oyuncusunun en önemli özelliği pozisyon bilgisi. Arkadaşlarının kademelerine girişi, hava toplarındaki hakimiyeti ve kenar oynasa dahi görevini layıkıyla yerine getirmesi bu yıl onu başka bir kimliğe taşıdı.

Kristinn Steindorsson (24)
        Eskiler tanır, FM efsanesidir Stefan Selakovic. Kariyerini, kendisini en iyi gösterme fırsatı bulduğu Halmstad’da tamamlamıştı geçen sezon. O gidince Halmstad’ın lider kimliğine ihtiyaç duyacağı, daha da önemlisi kanat anlamında yeni bir ismi arayacağı kesindi. Selakovic ilk 11 çıkar, yerine %90 ihtimalle Steindorsson girerdi 2013 sezonunda. 2012’de Superettan’dan çıkarken daha fazla forma bulan genç oyuncu, bu yıl o formunu tekrardan yakaladı. Selakovic’in boşluğunu çok iyi doldurdu. Blomberg ile birlikte kanattan skora inanılmaz katkı sağladı. Blomberg  transfer yaptı ancak bana kalırsa transfer yapması gereken öncelikli isim Steindorsson’du. 8 gol 2 asistlik performansının yanında defansa olan yardımı ve genç yaşına rağmen aldığı sorumluluk, Halmstad’ın lige tutunmasını sağlayan detaylardandı.

Mikael Boman (26)
        Halmstad’da sezonun bir diğer yıldızı Boman. O da transfer yaptı tıpkı Blomberg gibi. 2012’de aynı Steindorsson gibi takımın üst lige çıkmasını önemli katkısı olan isimlerden biri olan Boman, bu yıl özellikle ligin ortalarında gösterdiği çıkışla Halmstad’ın lige tutunmasında önemli rol oynadı. 10 gol 1 asist ile sezonu tamamlayan golcü oyuncu, Baldvinsson’un sakatlık dönemi süresinde önemli sorumluluklar aldı. Ayakta kalmayı başaran görüntüsü ile dikkati çeken Boman, ikili mücadelelerde fiziğini epey iyi kullanan bir oyuncu olarak dikkati çekiyor. Önümüzdeki yıl Göteborg için ter dökecek kendileri, yolu açık olsun.
Hazırlayan: Emrah ÇETİN
Transfer Merkezi İsveç Temsilcisi

Allsvenskan’da Sezonun Dikkat Çeken Performansları         Geçtiğimiz günlerde birinci bölümünü yayınladığımız "Allsvenskan’da Se...

Röportaj: Welliton (Mersin İdmanyurdu)

        Transfer Merkezi dergisinin bugünkü konuğu, Mersin İdmanyurdu'nun Brezilyalı golcüsü Welliton. Spartak Moskova forması ile Rusya'da gol krallığı yaşadıktan sonra yolu Mersin'e düşen Welliton ile yeni takımındaki durumunu, izlenimlerini ve bundan sonraki hedeflerini konuştuk.

Merhabalar Welliton, bizlere futbola başlama öykünü ve kariyerini kısaca anlatır mısın? 
        Futbola doğduğum şehirde başladım. Daha sonra Ituano ve Sao Paulo takımlarında forma giydim. Profesyonel olarak ilk imzamı Goias takımında attım. Goias'ta ilk profesyonel maçına 17 yaşında çıktım. Orada başarılı bir performans sergilemiştim. Uzun seneler oynamadım fakat kısa süre iyi işler yaptım ve Rusya’ya, Spartak Moskova takımına transfer oldum.

21 yaşına geldiğinde pek çok Brezilyalı oyuncu gibi ülkenden ayrılıp Avrupa'ya transfer oldun. Ancak çok da popüler olmayan bir lige, Rusya'ya gittin. Bu tercihin sebebi neydi? Spartak Moskova’ya transfer olurken neler düşünmüştün?
        Sebebi aslında çok basit, diğer kulüplerden daha fazla para verdi. Daha fazla para verdiği için Rusya benim için daha cazip geldi ve Rusya’ya Spartak Moskova’ya transfer oldum (Gülüşmeler)

Kariyerinin çıkış noktası belki de Moskova’da oldu. Oynadığın 6 sezon içersinde 2 kez Gol Krallığı da yaşadın. Bizlere Moskova yılların için neler anlatabilirsin?
        Şampiyonlar Ligi'nde ve UEFA Kupası'nda oynama şansı yakaladım. Moskova çok güzel bir şehir. Benim için şehire adapte olmak biraz zaman aldı. Çünkü çok soğuk bir şehir, biz Brezilyalılar bu kadar soğuğa alışkın değiliz. Şehire adapte olduktan sonra Rusya’daki futbol ortamına da ısındım. Ortamı sevdiğimden dolayı iyi oynamaya başladım. 2 kez gol krallığı yaşadım ve birçok gol attım. Moskova benim için güzel anılarla dolu bir kariyer oldu diyebilirim .

Moskova’da oynarken 2011'de Rus milli takımının kalecisi Akinfeev'i sakatladın. Akınfeev’in elmacık kemiğini kırıldığı maçta büyük tepki gördün ve sana 6 maç ceza verildi. Dünya basınında da yer alan bu olayı bizlere anlatır mısın ?
        Pozisyon gereği ikili mücadele sırasında olan bir hareketti. Ben kötü düştüm ve sakatlanmasına neden oldum. Kesinlikle kasti bir hareketim yoktu ve benim suçum değildi.

İlerleyen zamanlarda şu an ülkemizde Fenerbahçe forması giyen Emenike ile birlikte aynı takımda forma giydiniz. Emenike ile aranız nasıldı orada? 
        Spartak Moskova’da oynarken Emenike iyi arkadaşımdı, halen görüştüğüm bir insan. Her şeyden önce iyi birisi. Gayretli bir yapıya sahip, sürekli oynamaya çalışan, kaliteli bir golcü. Emenike ile Moskova’da güzel günlerimiz geçti.

Daha sonra ki senelerde ülkene Brezilya’ya döndün Sao Paulo ve Gremio takımlarına kiralandın ve Brezilya’dan da İspanya’ya Celta Vigo takımına imza attın. Bizlere bu dönemi anlatır mısın?
        Moskova’dan ayrılıp Gremio ya transfer olduğumda Brezilya’da lig başlamıştı ve ben takımla kamp geçirememiştim, fiziki anlamda hazır değildim ve istenilen seviyeye gelemeyince başarısız bir sezon geçirdim. Daha sonra Sao Paulo takımına kiralandım. Sao Paulo’da hazırlık dönemi geçirmiştim ve kendi adıma iyi bir sezon oynadım. Hatta Sao Paulo, opsiyonu kullanarak beni Spartak Moskova’dan satın almak istedi fakat Moskova beni satmayıp Celta Vigo’ya kiraladı. Celta Vigo kariyerimde form düşüklüğümün sebebi teknik direktördü. Teknik direktör ile aynı frekansta konuşamadık. Bütün sene bana fiziki anlamda yetersiz olduğumu anlatıyordu. Sene boyunca hocayla aynı noktada buluşamadık. O yüzden İspanya'da işler istediğim gibi gitmedi.

Bu sezon başında ligimizin yeni takımlarından Mersin İdmanyurdu’na transferin gerçekleşti. Mersin İdmanyurdu’na transfer serüvenini senden dinleyelim. Mersin İdmanyurdu’nu seçmendeki faktörler neler oldu?
        Türkiye’den başka kulüplerden de teklifler alıyordum. Mersin’e gelmem de Tita ve Vederson etkili oldular. Gelmeden önce ikisiyle de görüştüm. Onlar yıllardır Türkiye’de forma giyiyorlardı. Bana Türkiye’de futbolun zevkli ve heyecanlı olduğunu söylediler. Mersin'in de güzel bir şehir olduğunu öğrendim ve Mersin İdmanyurdu’na transfer oldum.

Lige sürpriz bir başlangıç yaptınız. Kendi adına ve takım adına bu başarılı başlangıcı bekliyor muydun? 
        Benim için bu başlangıç sürpriz olmadı. Çünkü teknik direktörümüz Rıza Çalımbay çok iyi bir antrenör. Takım olarak çok çalışıyoruz. Zaten benim oynadığım kulüpler her zaman kazanmayı isteyen kulüpler. Kendi adıma kazanmaya alışkınım, bu alışkanlığımı Mersin’de de devam ettiriyorum. Umarım haftalar geçtikçe daha başarılı işlere imza atarız.

Mersin şehrini, taraftarı ve camiayı nasıl buldun? Beklentilerinin üstünde diyebilir miyiz?
        Aslında bekliyordum. Takımda çok güzel arkadaşlık ortamı var, herkes birbiriyle iyi bir şekilde anlaşabiliyor. Herkesin birbirine olan saygısı, desteği bizlerin iyi yerlere gelmesinde yardımcı oluyor. Şehir çok güzel, taraftarımız her maç bizleri destekliyorlar. Şu an her şey çok güzel.

Brezilyalı bir futbolcu olarak Brezilya’nın ev sahipliğini yaptığı Dünya Kupası hakkında neler düşünüyorsun?
        Aslında milli takım hakkında düşünmüyorum. (Gülüşmeler ) Orada olmak isterdim ve ülkemi temsil etmek için elimden geleni yapardım.

Dünya ligleriyle karşılaştırırsak, beş büyük ligin yanında Türkiye'yi nereye koyabilirsin?
        Türkiye ligi gerçekten zor bir lig ve kaliteli oyunculara sahip. Aslında İspanya ve İngiltere gibi ligler de zor fakat daha fazla izleyici kitlesi var. O tarz liglerde seyirciler ve sponsor açısından daha zengin. Karşılaştırırsam bunları söylemek daha doğru olur.

Peki, Brezilya ile ülkemizdeki futbol arasındaki benzerlikler ve farklılıklar neler sence?
        Türkiye ligiyle Brezilya ligi çok farklı bence. Türkiye’de güce dayalı futbol oynanıyor. Brezilya’da biraz daha teknik ve ayağa dayalı futbol hakim. Benzerlik bakımından ise her iki ülkenin taraftarı da coşkulu ve her koşulda takımlarını destekliyorlar.

Bundan sonraki kariyerin için planların neler? Ülkemizde oynamaya devam mı edeceksin yoksa Brezilya’ya dönmeyi düşünüyor musun?
        Şu anda sadece Mersin İdmanyurdu'na odaklanmış durumdayım. Burada başarılı bir sezon geçirmek ve çok gol atmak istiyorum. Daha sonra neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı?
        Asıl ben sizlere teşekkür ederim. Mersin taraftarının bizleri desteklemeye devam etmelerini istiyorum. Onların bizlere destekleri sürdükçe bizler kazanmaya devam edeceğiz. Sizlere de yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

Röportaj: Oğuzhan ARSLAN
Katkılarından dolayı Welliton'un tercümanı Caner Çakmak'a teşekkürler.
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

        Transfer Merkezi dergisinin bugünkü konuğu, Mersin İdmanyurdu 'nun Brezilyalı golcüsü Welliton . Spartak Moskova forması ile...

27.11.2014 İddaa Tahminleri

Avrupa Ligi ve Euroleague İddaa Tahminleri

26 Kasım 2014 Çarşamba

Oyuncu Raporu: Andrej Kramaric

Avrupa'yı Savaşa Sürükleyen Forvet
        Chelsea, HNK Rijeka'nın yırtıcı forveti Andrej Kramaric'i Ocak'ta kadrosuna katmak için Tothenham'la adeta savaşa girdi. Hatta İngiliz basını, oyuncunun babasının Chelseali yetkililerle görüşmek için Londra'ya geldiğini ve Maviler'in 8 Milyon Pound önerdiğini yazdı.

         Birçok scout ekibinin izlemeye aldığı ve yakından takip ettiği Kramaric için Chelsea çok gizli ve özel bir plan dahilinde ilerliyordu. Ancak Tottenham'ın devreye girmesiyle işin rengi biraz değişti. Zira Tottenham ekibi ''Chelsea'de forma şansı bulmak için, Tothenham'da ise kaptan olmak için şans ararsın. Çünkü bizde forman zaten hazır olacak'' diyerek oyuncunun aklını bulandırdı.

Peki kim bu Andrej Kramaric?
          Andrej Kramaric için Chelsea ve Tothenham'ı savaşa sürükledi demek az gelir; zira bu sezon harikalar yaratan yetenekli Hırvat'ın peşinde en az 20 Avrupa takımının olduğu biliniyor. Dinamo Zagreb altyapısında yetişen 23 yaşındaki santrafor, bu sezon geride kalan 14 lig maçında 21 gol 2 asistlik ortalama yakaladı.

          Avrupa devlerini Kramaric'in peşine takan olay ise; Hırvat forvetin geçtiğimiz günlerdeki Lokomotiva mücadelesinde henüz ilk 63 dakika içerisinde 5 gol kaydetmesi oldu. Hırvat futbolunun yükselen yıldızı, ayrıca Avrupa Ligi'nde bu sezon 10 maça çıkarken; elde ettiği 6 gol 1 asistlik derecesiyle ''altın'' kumaşını ortaya serdi.

          Öte yandan Kramaric, Avrupa Ligi'nde G Grubu'nda yer alan takımının Feyenoord'la yaptığı ilk maçta hat-trick yaparak Rijeka'yı 3-1'lik galibiyete tek başına taşımıştı. 23 yaşındaki savaş sebebi forvet, Rijeka formasıyla geçtiğimiz sezon ise 41 resmi maçta, 30 gol ve 4 asist yaparak göz doldurmuştu.

          Avrupa'nın gözlerini üzerine çeken Andrej Kramaric'in milli takımda da 3 resmi maçta 2 golü bulunuyor. Mevcut değeri 5 Milyon Euro olan Kramaric, Ocak ayında transfer piyasasının bombasını patlatmaya şimdiden aday olmuş durumda...



Oyuncu Raporu
Kuvvetli yönü: Bitiricilik | Zayıf Yönü: Ofsayttan kaçma

          23 yaşındaki transfer gözdesinin başlıca karakteristik özelliği iki ayağını da etkili kullanabilmesi... Bitirici forvet, iki ayağının değil içini-dışını, yeri geldiğinde tabanını dahi estetik dokunuşlarla kullanabiliyor.  1,80'lik santraforun lugatında ''kale sahası'' diye bir tabir bulunmuyor; zira oyuncu 22-23 metreden yaptığı isabetli şutlarla raket etkisi yaratıyor.  Bu da kendine olan öz güvenini ve dolayısıyla Avrupa ekolünü kanında taşıdığını ortaya koyuyor. Oldukça iyi tanıdığımız Jardel ve Hakan Şükür karışımı, beklenmeyen zamanlarda kafa topu çıkışlarıyla arkadaşlarının kötü orta ve şutlarını dahi gole çeviren Andrej'in, ara ara sol çaprazdan içeri katedip kalıplaşmış ''Henry plaselerini" yaşattığı anlar da olmuyor değil...

Hazırlayan: Kaşif YAVAŞ

Avrupa'yı Savaşa Sürükleyen Forvet         Chelsea , HNK Rijeka 'nın yırtıcı forveti Andrej Kramaric 'i Ocak'ta kadrosun...

Oyuncu Raporu: Musa Dolu (Tavşanlı Linyitspor)

       Tavşanlı Linyitspor'un alt yapıs, bir Altınordu, bir Bucaspor kadar çalışmasa da son 2 sezonda A Takıma çıkardığı futbolcular ve bu oyuncuların olumlu performanslarıyla dikkat çekiyor. Bu oyuncuların çoğu Kırmızı-Siyahlı takımın son PTT 1.Lig serüveninde ufak-tefek roller alırken bu sene takımda kalanların 2.Lig'de daha aktif rol oynadığını görüyoruz. Maden İşçilerinin takımı, geçtiğimiz sezon gösterdiği performans ile birçok takımın dikkatini çeken "Tavşanlı'nın Arshavin'i" adlı yazımızda tanıttığımız Ömürcan Yıldırımlı'yı İnegölspor'a, Gökhan Köstereli'yi Eyüpspor'a bonservisleriyle birlikte satarak siftahı yapmıştı. Bu sezon ise Tavşanlı Linyitspor'un kadrosunda alt yapıdan çıkan isimler Soner Özdemir, Veli Akbulut, Mert Çulcuoğlu, Ömer Buldu ve Musa Dolu olarak belirlendi. Bu oyunculardan mücadelesiyle ön plana çıkan ve ilk 11'de kendine sıkça rastladığımız Musa Dolu'yu bu sezon çıktığı 12 karşılaşmadan 7'sini canlı izlemiş biri olarak elimizden geldiği kadarıyla sizlere tanıtmaya çalışacağız.

Kariyeri
       24 Eylül 1993'te Ovacık'ta dünyaya gelen Musa, futbola 2004 yılında Zeytinburnu takımlarından Damlaspor'da başlıyor ve 5 yıl kadar burada amatör olarak futbol hayatını devam ettiriyordu. Daha sonra 2009 yılında Damlaspor'daki hocalarının desteğini alarak Galatasaray'ın seçmelerine giden genç oyuncu, seçmelerdeki performansıyla futbol hayatındaki ilk transferini amatör de olsa Galatasaray'a yapmış oluyordu. Daha sonra 2012 yılının Şubat ayında yine amatör olarak Tavşanlı Linyitspor'a transfer olan Musa, geçtiğimiz sezonun başında ise profesyonelliğe adım atmıştı. Profesyonel olarak ilk resmi maçına, yaklaşık 1 sene önce Gaziantep BŞB.Spor'a karşı kaptan Mehmet Besler'in yerine 81. dakikada oyuna dahil olarak çıkmıştı. 1.Lig'de oynadığı maçlarla az da olsa olgunluk kazanan Musa Dolu, bu sezon Linyitspor formasıyla şu ana kadar 12 karşılaşmada görev aldı ve bu karşılaşmaların sadece 1'inde sonradan dahil oldu.

Pozisyonu
       Musa, günümüzde sıkça sorun olan ve Türk futbolunda oyuncu bulmakta zorlanıldığı iddia edilen sağ bek mevkisinde oynuyor. Asıl mevkisinin yanı sıra hücuma katkı yapmayı sevdiğini de göz önüne alırsak sağ açık mevkisinde eksik olduğu takdirde burada da kullanılabilecek bir oyuncu. Belki asıl mevkisi kadar verim alınmaz ama ne görev verildiyse onu elinden geldiği kadar yapacaktır. Aynı şekilde ihtiyaç halinde stoper mevkisi için de alternatif olabilecek bir isim.

Artıları / Eksileri
       Öğrenmeye açık bir bek oyuncusu olan Musa Dolu'nun buralara kadar gelmesinde, ilk 11'de kendine yer bulmasında en büyük etkenin hırsı ve çalışma azmi olarak görüyorum. Savunma anlamında gayet başarılı olan oyuncunun hücum anlamında bindirmeleri ise ideal bir bek oyuncusu için yeterli seviyede. Oyuncunun beğendiğim özellikleri arasında kolay çalım yememesi ve çalım yese bile peşini bırakmaması ilk sıradaki yerini alıyor. Ayrıca Musa, stoperlere yardım konusunda da oldukça başarılı. Bunun en büyük örneğini ise Linyitspor'un Tokatspor ile oynadığı maçta çizgiden çıkardığı topla Linyitspor'un 1 puan almasında büyük rol alarak gösteriyordu. Her geçen gün ve her oynadığı maçtan sonra giderek daha iyi olmaya başlayan oyuncunun başarıya ulaşması için oyundaki süresinin çok önemli bir etken olarak görüyorum.

       Musa'nın en büyük dezavantajı tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu eksiklikle doğru orantılı olarak pas akışında ve birebir adam geçmede kendine güvenmiyor. Ama bu güvende maç sayısı arttıkça kendine gelmeye başlıyor. Daha önce belirttiğim hızlı bindirmelerinin sonucu geri dönüşlerde yavaş kalıyor. Aslında kendisi hücuma katkı yapmayı seviyor ama belki hocasının doğrultusunda belki de kendi öz güven eksikliğinden ilk önceliğini savunmaya veriyor. Kısa boyunun dezavantajı olarak da hava toplarında ekstra bir güç harcamasına sebep oluyor. İkili mücadelelerde güçsüz kalma sorununu da hızını iyi kullanarak kapatabileciğini düşünüyorum.

Transfer ve Sözleşme Durumu
       Geçtiğimiz sezon Kırmızı-Siyahlı takımın alt yapısında gösterdiği performans ile birkaç arkadaşıyla birlikte kulüp menajeri Abdullah Duran tarafından 5 yıllık sözleşme imzalatılan Musa'nın 2018 yılına kadar sözleşmesi devam ediyor. Transfer durumuna gelecek olursak Tavşanlı Linyitspor'un maddi durumunu göz önüne aldığımız takdirde bonservisiyle ilgili bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Linyitspor yönetimi Musa'yı bırakmak ister mi, istemez mi bırakıp borçlarını ödemeyi mi düşünür onu bilemeyiz tabii ki ama takım oyununun daha ön planda olan bir takımda kendine şans bulursa gelişimine büyük katkı sağlar. Linyitsporlu taraftarlar alt yapıdan çıktığı için Ömürcan ve Gökhan'a değer verdiği gibi Musa, Soner, Veli gibi gençlere de büyük önem veriyor. Gençler de bu değere layık olmak için kapasiteleri doğrultusunda ellerinden geleni yapmaya çalışıyor.

Nerede Görürüz?
       Eğer Linyitspor'da devam ederse kendisini er ya da geç 3.Lig'de bulur. 3.Lig'de de hem kendisi hem de kulüp değer kaybedeceği için üst liglere sıçrama yapması zorlaşır. Ama kendini gösterebileceği, takım oyununun ön planda olduğu ve gençlere değer veren bir takıma giderse veya Linyitspor bu kimliğe bürünürse daha iyi yerlere gelecektir. Musa, genç ve yeni yeni oynamaya başlayan bir oyuncu olduğu için kazanmayı alışkanlık haline getiren bir takımda kendine güveni gelmesi lazım. Eğer kendine böyle bir takım bulursa Süper Lig veya 1.Lig'de yer almasını bekliyorum.

       Kendi izlenimlerimizi aktardığımız bu yazıda haklı ve ya haksız çıktığımız yerler muhakkak olacaktır. Ömürcan yazımızda yanılmadık ama sonuçta bu işin eğitimini almış insanlar değiliz, sadece izlenimlerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Her şey Musa Dolu'nun elinde, umarım Musa da kendine inanan ve güvenen insanları mahçup etmez ve iyi yerlere gelir.

Hazırlayan: Burak KOCAYÖRÜK
Transfer Merkezi Kütahya Temsilcisi

       Tavşanlı Linyitspor'un alt yapıs, bir Altınordu, bir Bucaspor kadar çalışmasa da son 2 sezonda A Takıma çıkardığı futbolcular v...

PTT 1.Lig Panorama (10.Hafta)

        Milli takım maçları nedeniyle verilen bir haftalık aradan sonra yeniden başlayan lig, oynanan maçlar sonunda onuncu haftada, lider ile lig sonuncusu arasındaki puan farkı 20 oldu. Osmanlıspor deplasmanda Boluspor'u yenerek liderliğini sürdürdü. Antalyaspor'da Hami hoca galibiyet ile başladı, Kayserispor ise Cüneyt hoca ile kaybetmemeye devam ediyor. Ligde son 7 sıra içinde takımlardan Giresunspor, problemlerini biraz olsun çözmüş görünüyor.

Haftanın Takımı: Manisaspor
Haftanın Teknik Direktörü: Erkan Sözeri (Giresunspor)
Haftanın Futbolcusu: Musa Aydın (Samsunspor)
Haftanın Formsuzu: Orduspor
Haftanın Golü: Mehmet Çakır (Elazığspor)
Haftanın Yıldızı: Adana Demirspor Taraftarı

Kayserispor 2-0 Albimo Alanyaspor
        Albimo Alanyaspor ligde kadro derinliği çok fazla bulunmayan takımlardan biridir. Stoperler Koray ve Cemil'in olmayışı, Eren'in son haftalarda formsuzluğu, zaten olmayan kadro derinliğinde Albimo Alanyaspor'a büyük sıkıntı yarattı. Kayserispor oyuna 4-2-3-1 sistemi ile başladı. 20. dakikada Okay sakatlanıp oyundan çıkınca, yerine Turgut Doğan Şahin girdi ve Kayserispor 4-4-2 formasyonuna döndü. Maçın ilk yarısı karşılıklı pozisyonlar ile geçti. Albimo Alanyaspor Ayite ve Emre Akbaba ile pozisyon bulurken, Kayserispor Mehmet Eren'in şutları ile gol aradı. İkinci yarıda ilk pozisyonu bulan yine Albimo Alanyaspor oldu ve geriden gelen uzun pasa koşu yapan Ayite sol çaprazdan topu dışarı vurdu. Kayserispor ataklarını sıklaştırdı ve önce Nobre ardından Biseswar ile gol aradı. Mehmet Eren'in yerine giren Anıl'ın kullandığı kornerde Nobre çıktığı hava topunda rakibine arkadan yüklenince ikisi de yerde kaldı. Albimo Alanyasporlu oyuncular faul ve yerde oyuncu var diye beklerken, Turgut Doğan dönen topu kazandı ve arka direğe yaptığı ortada Bobo göğüsü ile dokunup takımını öne geçiren gölü attı. Albimo Alanyaspor beraberlik için yüklenirken kale sahası içinde Emre topa dokunamadı. Maçın son bölümünde İbrahim Dağaşan rakibine yaptığı sert hamle sonrası ikinci sarı kartı gördü ve Kayserispor uzatmalar ile birlikte son on beş dakikayı eksik oynamak zorunda kaldı. Maçın uzatma dakikalarında kaleci Hakan'ın yaptığı degaj da Nobre kafa ile indirdiği top Türker'de kaldı, Türker dengesini kaybedip düştü, top Biseswar'a gitmesin diye elle tutu fakat hakem oyunu avantaja bıraktı, Biseswar bu hatayı affetmedi, maçın skorunu belirleyen golü attı.

Karşıyaka 1-0 Bucaspor
        Maç güvenlik gerekçesi ile Atatürk Stadı'nda oynatıldı. Aşırı rüzgar ve saha zeminin kötü oluşu oyun kalitesini etkiledi. İzmir derbisinde kazanan Karşıyaka oldu. Bu galibiyet ile Karşıyaka ilk altının sadece bir puan gerisinde şu an. Bucaspor ise hem kadro derinliğinin bulunmayışı hem de kulüpte yaşanan sıkıntılar yüzünden bir türlü istediği rahatlıkta bir maça çıkamıyor. Bucaspor'un bu maçta en az beraberlik düşüncesi yapılan penaltı ile kayboldu. Can Erdem'in penaltı golü maçtaki tek gol oldu.

Şanlıurfaspor 2-3 Adana Demirspor
        Haftanın heyecanı ve seyir zevki en yüksek maçıydı. Adana Demirspor; Timur, Hüseyin Kala, Mesut ve Oğuzhan'ı aynı anda oynatarak çok ofansif bir takım ile çıktığı maçta attığı üç gol ile bunun karşılığını fazlası ile gördü. Ş.Urfaspor kadro derinliğini daha genç ve dinamik oyunculardan yana kullandı. Adana Demirspor galip gelerek rakibi ile arasındaki puan farkını da bire indirdi ve ilk altının içinde kalmaya devam etti. İlk yarı Cumali'nin uzun mesafe ara pasını Timur gol yaptı ve Timur'un bu gölü ile ilk yarı biterken, ikinci yarı Mulenga'nın penaltı golü ile başladı. İki farklı öne geçen takıma karşı Ş.Urfaspor ataklarını arttırdı, hücumda dönen topu tekrar alıp kullanan ev sahibi takım Veli'nin rakip savunma oyuncuları arasında boyunun avantajını iyi kullanıp yaptığı kafa vuruşu gol getirdi ve fark bire indi. İkinci yarıda iki teknik direktör için de tam bir taktik savaşıydı. Skoru korumak isteyen Ünal hoca ve gol bulması gereken Cihat hoca. A.Demirsporlu oyuncular çok öne çıkan Ş.Urfaspor savunmasının hatasını affetmedi Mulenga'nın yaptığı vuruşta top çizgi üzerinde kalınca dokunan Timur oldu. Uzatma dakikaları başlarken, atılan uzan pasa koşu yapan Zenke, soldan düzgün vuruşu farkı tekrar bire indirdi. Kalan dakikalar maçı çevirmelerine yetmeyince sahadan galip ayrılan A.Demirspor oldu. Deplasmana giden yaklaşık bin A.Demirspor'lu taraftar, seyirciye hasret kaldığımız haftada tribünlerde güzel görüntüler sergilediler. Ş.Urfaspor taraftarının maç sonunda takımları alkışlamaları maçın başka bir güzel tarafıydı.

Elazığspor 2-1 Altınordu A.Ş.
        Son iki haftanın takımı Altınordu, Elazığ deplasmanda istediğini alamadı. Elazığspor aldığı önemli galibiyetler ile ilk altı içinde yerini aldı. Buna rağmen oyuncuların performanslarının değişkenlik göstermesi, oyunun belli dönemlerinde oyundan düşen oyuncu sayısı fazla olması istikrarlı bir oyun ortaya koyan Altınordu'ya karşı nasıl bir sonuç getireceği merak uyandırıyordu. İlk yarıda maçta çok net pozisyonlar olmazken Altınordu takımı Halil İbrahim ile pozisyona girdi. İkinci yarıda Altınordu savunmasının uzaklaştırmada sorun yaşadığı pozisyonda Atilla Yıldırım'ın vuruşu golü getirdi. Altınordu takımı beraberlik golünü ararken ceza sahası içine gelen yüksek topu uzaklaştırmada yine problem yaşadı ve ceza sahası üzerine düşen topa Mehmet Çakır mükemmel vurdu, haftanın golüne imza attı. Aynı Mehmet kendi ceza sahası içinde rakibine arkadan müdahale edince penaltıya neden oldu ama Göksu'nun kaptan çıktığı maçta attığı penaltı golü, Altınordu'ya geri dönüş için yetmedi.

Gaziantep BBSK 0-2 Manisaspor
        Gaziantep BBSK Hakan hoca ile çıktığı üç maçta beraberlik, galibiyet ve mağlubiyeti görmüş oldu. Manisaspor bu sezonki en tempolu ve takım savunmasını en iyi yaptığı maçı oynadı. Hakan Barış, Antepli oyuncu Erkam'ın hatasından sonra Manisaspor'u deplasmanda öne geçiren golü attı. Gol sonrası sevinçleri buna ne kadar ihtiyaçları olduğunu gösterdi. Antep takımı Erdal ve Gökay ile uzaktan attığı şutlar ile gol ararken, Manisaspor uzun toplar ile ikinci golü ararken yüksek gelen topu Subasic indirdi ve savunma arasına koşu yapan Dimitrov düzgün bir vuruş ile skoru belirleyen gölü attı. Her şey tam istedikleri gibi giderken Milijas kendisine faul yapıldığı düşünüp hakeme kötü tepki verince direkt kırmızı kart gördü ve takımına sonraki maçlarda oynamayarak büyük zarar verecek.

Antalyaspor 2-1 Denizlispor
        Antalyaspor Hami Mandıralı ile ilk maçına çıktı ve sahadan 3 puan ile ayrılan taraf oldu. Maça hızlı başlayan taraf ev sahibi takım oldu ve Gökhan Karadeniz'in ara pasında Şahin takımını öne geçiren gölü attı. Denizlispor skora eşitlik getirmek için öne çıkarken arkada boşluk bıraktı ve gelen uzun pas ile Diarra golü buldu ve ilk yarıyı iki farkla kapatmayı başardı. İkinci yarıda Özcan hocanın değişiklik hamlesi sonuç getirdi, bu değişiklikle ikinci yarıda çok daha etkili oynayan bir Denizlispor sahada vardı. Tsvetan Genkov ile farkı bire indiren Denizlispor golden sonra ataklarını artırdı, geliştirdiği ataklarda hep Emrah Bozkurt vardı. Denizli ekibi Emrah ile çok net pozisyonlar buldu, fakat değerlendiremeyince sahadan yenik ayrılan taraf oldular. Antalyaspor'un hem takım savunması problemi hem de defans oyuncuların sıkıntıları çok pozisyon yemelerine neden oluyor.

Adanaspor 0-2 Giresunspor
        Erkan Sözeri'den sonra başka bir Giresunspor izlemeye başladık ve oynadıkları bu güzel oyun sonuç getirip Giresunspor'u üst sıralara taşımaya başladı. Giresunspor, her iki devrede attığı birer gol ile üç puanı almayı başardı. Adanaspor tüm takım olarak kötü bir oyun sergileyip mağlup oldu. Özellikle yedikleri gollerde çok ciddi bireysel ve takım halinde pozisyon hataları yaptılar. 

Orduspor 1-4 Samsunspor
        Orduspor milli maç arasını Manavgat'ta kamp yaparak geçirdi. Kadro dışı kalan oyuncular affedildi ve yeni bir başlangıç yapmak için uygun şartlar sağlanmaya çalışıldı. Fakat yapılan hesaplar maç başladıktan kısa bir süre sonra tutmadığı net bir şekilde görüldü. Orta sahada Ufukhan ve Emrullah ikilisi ile başlamaları, topa sahip olmayı Samsunspor takımına bırakıp defans yapmayı tercih etti Orduspor takımı. Mbilla'nın haftalar sonra santrforda oynaması, çok istekli ve etkili oyun ortaya koymasını sağladı. Bu etkili futbola Orduspor takımı engel olamadı ve Mbilla orta alandan taşıdığı topu kaleye vurmak yerine Musa Aydın'a akıllıca bıraktı. Musa düzgün bir vuruş ile takımını öne geçiren golü attı. Daha golün şokunu atlatamadan Samsunspor Musa ile ikinci gölü buldu. İkinci yarıda Levent Devrim stoper Souleymane Tandia'yı çıkardı ve Ufukhan'ı gerçek mevkisi stopere çekip orta alana Landel'i aldı. Bu değişiklik Orduspor'a ikinci yarıda topla oynama şansı verdi ve aradığı golü 65.dakikada Umut Sönmez ile buldu. Beraberlik için umutlanırken savunmanın yaptığı inanılmaz hatalar kalesinde Serdar Eyilik ile iki gol daha görmelerine neden oldu. Maç sonu Levent Devrim verilen sözler tutulmadı deyip istifa etmesi, on maçta dördüncü teknik direktör değişikliğini getirdi. Levent Devrim'in "Orduspor kulüp gibi yönetilmiyor" açıklamasından sonra, yönetim de "Orduspor'a daha iyi bir hoca getireceğiz" karşılığını verdi.

Boluspor 1-2 Osmanlıspor FK
        Osmanlıspor rakiplerinin kazandığı haftada kendisi de kazanarak liderliğini korumayı bildi. Kadro derinliği fazla olmasına rağmen kadro istikrarını en iyi şekilde sürdüren Osmanlıspor, Ragıp'ın yokluğunda oyun yapısını bozmadı ve orada Tugay'a görev vererek aynı oyun planını sürdürdü. Boluspor savunma problemini bir türlü çözemedi, Serkan ve İlyas'ın yaptığı iki hata ile kalesinde iki gol gördü. Önemli bir dakikada Kenan ile beraberliği yakaladı fakat skoru koruyamayınca sahadan puansız ayrıldı. Boluspor, kazanması halinde ilk altıda kendisine yer bulup psikolojik bir destek görmüş olacaktı.

Hazırlayan: Namet ATEŞ
UEFA A Lisanslı Teknik Direktör

        Milli takım maçları nedeniyle verilen bir haftalık aradan sonra yeniden başlayan lig, oynanan maçlar sonunda onuncu haftada, lider...

26.11.2014 İddaa Tahminleri

Şampiyonlar Ligi Tahminleri 26.11.2014

25 Kasım 2014 Salı

BAL'ın Golcüleri

       BAL 1.Grup'ta Mardinsporlu Kemal Tosun ve Tatvan Gençlerbirliği forması giyen Güven Güneri'nin 6 golü bulunuyor. Kemal Tosun geçen sezon oynadığı Karaköprü Belediyespor takımında 15 maça çıkmış ve sadece 1 gol atabilmişti. Bu sezon ise 6 golle dikkatleri üzerine çekti. Grubun diğer golcüsü Cizreliler'in Ceho'su Serge Dijehoua ise 5 golle onları takip eden isim. Dijehoua maç başına 0,83 gol ortalamasıyla iyi bir grafik çizmiş durumda.

       BAL 2.Grup'ta Beşikdüzüspor'dan Erkan Kahraman ve Serhat Ardahanspor'dan Hakkı Tosun'un 8 golü var. Hakkı Tosun geçen sezon oynadığı Etimesgut Belediyespor'da 14 maçta 2 gol atmıştı.

       BAL 3.Grup'ta Kilis Belediyespor'lu Mehmet Türk'ün 7 golü var. Geçen sezon Erzin Belediyespor ile 13 gol atan oyuncu başarılı performansını bu senede devam ettiriyor.

       BAL 4.Grup'ta Kozan Belediyespor'lu Uğur Dalmış'ın 9 maçta 7 golü var.Geçen sezon yine aynı ekipte oynayan oyuncu 26 maçta 4 gol atabilmişti.

       BAL 5.Grup'ta ise gol krallığı çekişmeli geçen gruplardan; Bartın forması giyen Toma Tabatzade 7 gol ile takımının en golcü ismi. Toma Tabatzade geçen sezon oynadığı Niğde Belediyespor'un 3.Lig'e çıkmasında büyük katkısı olmuştu. Kastamonusporlu Samet Sami Bank ve Gökhan Şanlıtürk'ün de 7 golü bulunuyor. Bu ikili Kastamonuspor'un liglerde en çok gol atma sebebinin başrolleri konumunda. Son olarak "Gabira" lakaplı Kıbrıslı oyuncu Mustafa Yaşınses'in 8 asisti de dikkatlerden kaçmıyor.

       BAL 6.Grup'ta ise Kırıkkalesporlu Ufuk Koç 7 golle grubun en çok gol atan oyuncusu. Onu takip eden oyuncular ise Zara Belediyespor'dan Mustafa Akkuş ve Mikail Baydır'ın 6 golü bulunuyor. Mikail Baydır 95 doğumlu, Sivas A2 takımından gelen yetenekli bir oyuncu. Takımının şu an lider olmasında çok büyük katkıları var, bazı maçlarda tek başına 3 puan alması ve yetenekleriyle gözlerden kaçmayan bir isim.

       BAL 7.Grup'ta ise Muğlaspor'dan Kadir Söylemez, Konyaaltı Belediyespor'dan Burak Kömürcü ve Sarayköyspor'dan Bilal Türkoğlu'nun 7 golü var. Burak Kömürcü profesyonel bir oyuncu ve kariyerinde ilk defa bölgesel amatör ligde oynuyor. Maç başına 1.17 gol istatistiği ile Kadir Söylemez en göze çarpan isim.

       BAL 8.Grup'ta ise Manisa BŞB'li Oğuzhan Türkmen ve Somaspor'lu Ersin Aksaç 6 golle grubun golcü isimleri

       BAL 9.Grup'ta ise tam bir kapışma var. Mudanyaspor'dan Ali Şentürk, Elmasbahçeler'den Sinan Yıldırım, Çayırova'dan İshak Kurt ve Yenibosna'dan Oğulcan Erdul'un 5 golü var.

       BAL 10.Grup'ta Kütahyaspor'da 3.sezonunu geçiren Derviş Hüseyin Güner bu sezon oynadığı 8 maçta 7 gol attı. Geçen sezon oynadığı 18 maçta 7 gol atan oyuncu şimdiden bu başarıyı yakalamış durumda. Grubun diğer bir golcüsü ise Eskişehir Demirspor'dan Ömer Ankaralıgil'in tam 7 golü var. Ömer Ankaralıgil geçen sezon Kütahyaspor'da 18 maça çıkmış ve gol atamamıştı.

       BAL 11.Grup'ta ise Tekirdağspor'lu Birol Öztürk'ün 9 golü bulunuyor. Turkiye Kupası'nda da 5 gol atan oyuncu toplamda 14 gol atarak başarılı bir istatistik yakalamış durumda.

Hazırlayan: Mete EKİZ

       BAL 1.Grup 'ta Mardinsporlu Kemal Tosun ve Tatvan Gençlerbirliği forması giyen Güven Güneri 'nin 6 golü bulunuyor. Kemal T...

KKTC Süper Lig, 1.Lig ve 2.Lig Panorama (9.Hafta)

K-Pet Süper Lig
       İlk kez 2001'de Brezilya'da ortaya çıkan,daha sonra uluslararası resmi turnuvalarda ve birçok ligde de kullanılan "9.15 Kaybolan Sprey" uygulamasının faaliyete geçtiği K-Pet Süper Lig'in 9.haftasında cumartesi 4, pazar 3 karşılaşma oynandı. 3 evsahibi, 2 konuk ekip sahadan galibiyetle ayrılırken; 2 karşılaşma da berabere sonuçlandı. 24 golün atıldığı haftada gollerin üçte ikisi evsahiplerinden geldi. Ayrıca ligin 5.haftasından bu yana golsüz beraberlik yaşanmıyor.

       Haftanın en önemli karşılaşmasında Yenicami Ağdelen ile Yeni Boğaziçi Doğan, Lefkoşe Atatürk Stadı'nda karşı karşıya geldi: Esin Sonay ile öne geçen Ağdelen'e Yeni Boğaziçi yıldız golcüsü Ndoye ile karşılık verince karşılaşma 1-1 sona erdi. Siyah-beyazlı ekip bu sezon ilk kez puan kaybederken, başkentten puanla ayrılan Doğan da üçüncü sıradaki yerini korudu.

       Aldığı seri yenilgilerle zirveden bir hayli uzaklaşan Doğan Türk Birliği,bunun acısını 4-1'lik Mağusa Türk Gücü galibiyetiyle çıkardı. Ligde 5 maçtır kazanamayan Mağusa ise üst üste 3.yenilgisini alarak play-out hattına geriledi. Alt sıraları yakından ilgilendiren karşılaşmada Çetinkaya Türk Spor, ligde henüz galibiyeti bulunmayan Gönyelispor'u 5-1 ile sürüklase ederek üst üste ikinci galibiyetini aldı.

Haftanın Takımı: Küçük Kaymaklı
       Geçen Bostancı Bağcıl karşısında ummadığı bir yenilgi alan başkent ekibi, son haftalarda istikrarsız bir grafik çizen Lefke Türk Spor'u Zokou ve Bahadır'ın golleriyle 2-1 yenerek zirve yolundaki önemli bir engeli aşıp ikinci sıradaki yerini korudu ve  lider Yenicami ile olan puan farkını üçe indirmeyi başardı. Sezon öncesi Yenicami ile oynadığı Süper Kupa maçında çıkan olaylar nedeniyle "3 maç saha kapatma" cezası alan ve bu karşılaşmayla birlikte seyircisine kavuşan Lefke, 15 puanda kalarak beşinci sıraya geriledi.


K-PET 1.Lig
       Süper Lig'de olduğu gibi 4 maçın cumartesi, 3 maçın da pazar günü oynandığı 9.hafta oldukça kısır geçti; zira futbolseverler yalnızca 11 gol izleyebildiler. Son haftaların formda ekibi Düzkaya Kültür Ocağı, Yalovaspor'u 2-1 yenerek deplasmandan zaferle ayrılan tek ekip oldu ve galibiyet serisini 3 maça çıkardı.

       Zirveyi ve play-off hattını yakından ilgilendiren Esentepe-Binatlı, Türk Ocağı Limasol-Göçmenköy ve Denizli-Hamitköy müsabakaları başladıkları gibi sona erdi. Cumartesi günü oynanan ve alt sıraları ilgilendiren müsabakada Gençlik Gücü, Mustafa İnanç'ın 90.dakikada attığı golle renktaşı Görneç Kültür'ü 1-0 yenerek 55 gün aradan sonra galibiyetle tanıştı. Rakibiyle olan puanı farkını ikiye indiren yeşil-beyazlı ekip, en son 28 Eylül'de Akıncılar'ı 2-0 yenmişti.

Haftanın Takımı: Akıncılarspor
       Geçen hafta şampiyonluk adaylarından Binatlı Yılmazspor'a zor anlar yaşatan fakat sahadan yenilgiyle ayrılan Gazimağusa ekibi, Beyarmudu Sahası'nda ağırladığı Değirmenlikspor'u Halil ve Umut'un ilk yarıda attığı gollerle 2-1 yenerek bu sezon ilk kez galip geldi ve rakibine şampiyonluk yolunda ummadığı bir darbe indirdi. Kırmızı-beyazlı ekip en son galibiyetini 13 Nisan'da Gönyelispor karşısında yine 2-1'lik sonuçla almıştı.


K-PET 2.Lig
       5 karşılaşmanın cumartesi, 2'sinin pazar günü oynandığı ligde gol açısından bereketli bir hafta geçti; fileler tam 36 kez sarsıldı. Beraberliğin yaşanmadığı haftada 4 evsahibi sahadan galibiyetle ayrıldı.

       25 puanla lider bulunan Girne Halk Evi ile 20 puanla ikinci sırada yer alan Baf Ülkü Yurdu, bu hafta rakiplerini farklı mağlup etti. Alt sıraları yakından ilgilendiren mücadelelerde ise Ortaköyspor Akovaspor'u 4-0, Maraş Gençlikspor da Gaziköyspor'u 3-1 yendi.

       1.Lig'de uygulanan statünün aynısı bu ligde de uygulanıyor: Normal sezonu İlk iki sırada tamamlayanlar 1.Lig'e doğrudan yükselirken, 3. ile 6.sırada tamamlayanlar da play-off'a kalıyor. Play-off'u lider tamamlayan 1.Lig'e çıkan üçüncü ve son takım oluyor. 9 ile 12.sırada yer alanlar ise play-out'a gidiyor ve oradan da bir takım daha lige veda ediyor; 13. ve 14.sıradakiler ise doğrudan küme düşüyor.

Haftanın Takımı: Çanakkale Türk Spor
       Cumartesi günü Muharrem Döveç Stadı'nda play-off hattındaki Ozanköyspor'u ağırlayan Gazimağusa ekibi, gol düellosu şeklinde geçen mücadeleyi Mustafa Keleş (2) ve Selçuk Sergeç'in golleriyle 3-2 kazanarak istikrarını sürdürdü. Geçen hafta da zirve adaylarından Türkmenköyspor ile deplasmanda golsüz berabere kalan Çanakkale, 11 puanla ligin 9.basamağında yer alıyor. Oynadığı son 3 maçta 7 puan toplayan yeşil-beyazlı ekip 12 Ekim'den beri maç kaybetmiyor...


Hazırlayan: Erkan ADAY

K-Pet Süper Lig        İlk kez 2001'de Brezilya'da ortaya çıkan,daha sonra uluslararası resmi turnuvalarda ve birçok ligde de ku...

Şampiyonlar Ligi Kuponu 25.11.2014

24 Kasım 2014 Pazartesi

24.11.2014 İddaa Tahminleri

Araştırma: Veda Buseleri (2)

       İlk bölümünü geçtiğimiz günlerde yayınladığımız "Veda Buseleri" yazı dizisinin ikinci bölümüyle karşınızdayız. İşte son 6 yılda profesyonel liglere veda eden şehir takımları.

2008-2009
       3.Lig'de sezon başında sistem değişmiş, 1992-2002 yılları arasında ikinci ligde uygulanan ve takımların çokça şikâyet ettiği kademe, klasman ve yükselme grubu sistemine geçilmişti. 50 takım 5 kademe grubuna bölünmüştü. 14 kent takımından Kahramanmaraşspor, Hatayspor ve İzmirspor Yükselme Grubu'na kaldı. Maraş ligi 4.sırada tamamlayıp 2.Lig biletini alırken, Hatay play-off'a kaldı; İzmir ise yalnızca 6 puan toplayabildi. Klasman gruplarını lider tamamalayan Kastamonuspor, Yalovaspor ve Balıkesirspor, play-off'a kaldı. Yalova, ilk önce Kastamonu'yu sonra da Hatay'ı 2-1 yenip 2.Lig'e çıktı.

       2.Grup'ta Aydınspor'un kaderi yine son maça kalmıştı; ancak Efeler bu kez rakip sahada Menemen karşısındaydı. Bu kritik karşılaşma öncesi rakibinden iki puanda geride olan Efeler, Zihni Aydın'ın 52. dakikadaki golüne yanıt veremeyince tarihinde ilk defa amatöre düştü.

       3.Grup'ta mali açıdan darboğazda olan Uşakspor, 18 kademe maçının tümünü kaybetti; yediği 80 gole yalnızca 6 golle yanıt verebildi. Deplasmana gidecek parayı bile bulamayan ve transfer yasağı yüzünden altyapı oyuncularıyla oynayan Aşigolar, klasman maçları öncesi ligden çekilme kararı aldı.

       Düzcespor ve Aksarayspor ligden düşecek son takım olmamak için ter döküyordu. Bu iki takım 3 Mayıs 2009 tarihinde Düzce 18 Temmuz'da final gibi maça çıktı. Evsahibi Kırmızı-lacivertliler Samet'in 15.dakikadaki golüyle maçı 1-0 alarak rakibinin 1 puan önüne geçti ve kalan 3 maçı da alıp ligde kalmayı başardı; Aksarayspor ise 25 yıllık profesyonel lig macerasına nokta koymak zorunda kaldı.

       4.Grup'ta Erzincanspor, Ünyespor ile lige tutunma mücadelesi veriyordu. 18'i kademe, 14'ü klasman grubunda olmak üzere toplam 32 haftalık maratonda iki takım 37 puan topladı; fakat ligde kalan ekibi averaj belirledi. Ünye ile sezon boyunca oynadıkları 4 maçta yalnızca 1 galibiyet çıkarabilen Boğalar, bunun cezasını küme düşerek ödedi.

Akibetleri
       Aydınspor'un mevcut durumu iç açıcı değildi; Aydın Belediyespor adını "Aydınspor 1923" yaparak BAL'dan profesyonel liglere kadar yükseldi. Yaklaşık 4 milyon TL'lik borçla kaderine terk edilen ve tesislerinden de olan "Orijinal Aydınspor" ise iki sene Süper Amatör'de mücadele ettikten sonra 2011-2012 sezonu öncesi ligden çekildi; herkesin "bitti","kapandı" gözüyle baktığı anda geçtiğimiz sene 2.Amatör'den lige başlama kararı aldı. Şu an 1.Amatör 4.Grup'ta mücadele eden siyah-beyazlılar, zirve yarışı yapıyor.

       Çeyrek asırlık macereya nokta koyan Aksarayspor tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alırken, Aksaray Karadenizspor bayrağı devralan ekip oluyordu. 2009-10'da 1.Amatör'de şampiyon olup BAL'a çıkan Orta Anadolu ekibi, 2010-11 sezonu öncesi yapılan kongrede adını "68 Yeni Aksarayspor" olarak değiştirdi. İki seneden beri 3.Lig'de mücadele eden siyah-beyazlılar, kümede kalma mücadelesi veriyor.

       Yaklaşık 2 milyon TL'yi bulan borçları yüzünden Uşakspor'dan umut kesildi; kulüp Temmuz 2010'da fesh oldu. Uşak Belediyespor, artık "Yeni Uşakspor" idi. BAL'ın kuruluşundan beri bu ligde mücadele eden Belediyespor da sezon öncesi "Uşak Sportif" adını aldı. Kırmızı-siyahlılar, bu sezon mücadele ettikleri BAL 7.Grup'ta şampiyonluk kovalıyor.

       Erzincanspor ise -2011-12 sezonu hariç- BAL'daki mücadelesine devam etti; hâttâ basında "mum ışığında oynuyorlar" şeklinde haberleri bile çıktı. Geçen sene doğrudan düşmekten son anda kurtulan kırmızı-siyahlılar, 13 Şubat Gençlikspor ile oynayacakları play-out maçına da çıkmadılar. İddialara göre 13 Şubat ve Erzincan birleşip "Yeni Erzincanspor" olarak BAL'da yola devam edecekti; fakat Boğalar'ın başkanı Kenan Bektaş, 3.Lig'deki Refahiyespor'a as başkan olunca bu sefer Refahiye ile Erzincan'ın birleşme ihtimali doğdu ve 13 Şubat'tan vazgeçildi. Amma ve lâkin mevcut birleşme de yalan olunca Erzincanspor borçlarıyla kaderine terk edilen kent takımları kervanına katıldı.

2009-2010
       3.Lig'de takım sayısı 50'den 55'e çıkıyor, il takımı sayısı 13'e düşüyordu. Yalnızca Siirtspor ve Balıkesirspor Yükselme Grubu'na kaldı. Marmara ekibi ezeli rakibi Bandırmaspor'un ardından 2.Lig'e adım atarken, Siirtspor play-off ilk turunda Keçiörengücü'ne 2-0 ile teslim oldu. Klasman'dan play-off'a kalan Yozgatspor'a da Yeni Malatyaspor yarı finalde "dur" diyecekti...

       Önceki sene play-off'a kalmayı başaran İzmirspor, 2.Grup'ta zor günler geçiriyordu. Ligin son haftasında Şimşekler iddiası kalmayan Nazillispor'a, Tekirovaspor da ligden düşmesi kesinleşen Muğlaspor'a konuk oluyordu. Bu hayati müsabakalar öncesi Antalya ekibinin genel averajda +4 üstünlüğü bulunuyordu. Muğlaspor üsüne düşen görevi yapıp rakibiyle 1-1 berabere kalmıştı; lâkin İzmirspor Nazilli'de kendisi kümede tutacak golü bulamıyor, 0-0'lık beraberlikle tarihinde ilk defa amatöre düşüyordu.

       3.Grup'ta ise Düzcespor yine düşmemek için çırpınıyordu. Son hafta bay olan Batı Karadeniz ekibi, ligdeki son maçında Ankara Demirspor'a Cebeci'de konuk oluyordu. Barış'ın golüne Furkan penaltısıyla cevap veren kırmızı-lacivertliler, bitime 5 dakika kala Harun Sürücü'nün golüyle yıkılıyor, 6 puanlık mücadeleyi 2-1 kaybedip BAL'a düşüyordu.

Akibetleri
       İki takım da ertesi sene faaliyete geçen BAL'a dahil oldu. İzmirspor o tarihten bu yana bu ligde mücadele ediyor. Lacivert-beyazlılar geçen sene play-off finalinde Tirespor 1922'ye penaltılarla 6-5 kaybedince 3.Lig'in kapısından döndü.

       Düzcespor BAL'ın ilk sezonunda 2 puan farkla Ümraniyespor'u 3.Lig'i uğurladı. Ertesi sene baraj maçına kalan Karadeniz ekibinin başına sonraki yıllarda Akçakocaspor bela oldu: 2012'deki baraj maçını sarı-yeşilliler 1-0 alınca Düzce küme düştü; sonraki sene iki takım yine baraj maçında karşı karşıya geldi ve Akçakoca bu sefer penaltılarla güldü. Geçen sene Süper Amatör'de yine açık ara şampiyon olan kırmızı-lacivertliler, baraj maçında yine aynı rakiple karşı karşıya geldi: 8 sarı ve 3 kırmızı kartın çıktığı mücadeleyi 2-0 kazanan Düzce şeytanın bacağını kırdılar. Bu sezon BAL 10.Grup'ta mücadele eden Karadeniz ekibi zirveye oynuyor.

2010-2011
       3.Lig'de bugünkü lig sistemenine bu sezonda geçildi, 54 takım 3 gruba bölündü. Kent takımı sayısı 16'ya çıksa da sezon sonunda 5'i fire verdi. Sezon öncesi fikstüre girmesine karşın ligden çekilen 2.Grup ekibi Erzurumspor, ligdeki ilk maçına çıkmadığı gerekçesiyle puan silme cezası aldı; böylece Dadaşlar ligi -3 puanla tamamladı.

       Bir dönem ülkemizi UEFA Kupası'nda temsil eden, özellikle 1980'lerde yıldızı parlayan Malatyaspor, ağır borç batağı yüzünden transfer yasağı engeline takılmıştı. Yaş ortalaması 19 olan bir kadroyla 1.Grup'ta mücadele eden sarı-kırmızılılar, 34 maçta 1 galibiyet 7 beraberlik aldı. Son 3 maçına çıkmayan Kaplanlar'ın 3 puanı da silince ligi 7 puanla tamamladı.

       Aynı gruptaki bir diğer kent takımı olan Kırşehirspor da kötü gidişe dur diyemeyince ligin 20.haftasında Tarık Yurttaş'ın yerine Şenol Yılmaz'ı teknik patronluğa getirdi; ancak Yılmaz da patronluk koltuğunda yalnızca 10 hafta oturabildi. Son 3 müsabakaya Mehmet Ali Honca idaresinde çıkan yeşil-beyazlılar, ligden düşmekten kurtulamadı. 2.Grup'ta Ispartaspor, 3.Grup'ta da Yalovaspor kentlerini profesyonel liglerde öksüz bırakan diğer takımlar oldu.

Akibetleri
       Türkiye Profesyonel Ligler tarihinin ilk yenilgisiz şampiyonu ünvanına sahip Erzurumspor'un maalesef kapısına kilit vuruldu; Erzurum Büyükşehir Belediye, kentin yeni temsilcisi oldu ve Erzurumspor'un küme düştüğü sene 3.Lig'e çıktı. O tarihten bu yana 3.Lig'de oynayan Büyükşehir, geçen sene play-off ilk turunda Hacettepe'ye 3-2 kaybetti. Takım artık yoluna BB Erzurumspor adıyla devam ediyor.

       Malatyaspor ise 1.Amatör'e kadar geriledi; böylece sarı-kırmızılılar, 4 senede 4 kez düşmenin üzüntüsünü yaşadı. Geçen sene play-out son maçında Yeni Balabanspor'u 2-0 yenerek kümede kalabildiler. Kulübün kurtulabilmesi adına, eski başkanlarından Mustafa Korkmaz döneminde "Dernek Kanununa muhalefet ve görevi kötüye kullanma" iddiasıyla eski başkanlara kamu davası açılmış; 4 Temmuz'daki duruşmada Hikmet Tanrıverdi 3 yıl 2 ay, Haşim Karadağ da 8 yıl 4 ay hapis cezası almıştı. Tanrıverdi ve Karadağ'ın başkanlık yaptığı dönemlere ilişkin zararın 16 milyon TL olduğu ve söz konusu zararın da tahsil edileceği karar metninde yer almıştı. 129 yöneticinin yargılandığı davada 17 yönetici daha hapis cezası almış, diğer 110 yönetici beraat etmişti.

       Ispartaspor da 2011-12 sezonuna oldukça kötü girmiş, Şevket Savlu'nun kulübü devralmasıyla gözle görülür bir toplarlanma yaşasalar da il statüsü azizliğine uğrayıp doğrudan 1.Amatör'e düştü. Bir sene aradan sonra BAL'a geri dönen yeşil-pembeliler, yalnızca 7 puan toplayabildi. Akdeniz ekibi sezon öncesi 1.Amatör'de fikstüre girmesine karşın ligden çekildi. 3.Lig'den düştükten sonra inişli çıkışlı bir grafik çizen Yalovaspor, bu sene Süper Amatör'de mücadele ediyor.

2011-2012
       Takım sayısı 51'e, kent takımı sayısı da 12'ye düştüğü sezonda Kırıkkalespor, Karsspor ve Afyonkarahirspor 38 haftalık maraton sonunda lige veda edecekti.

       Transfer yasağıyla uğraşan 1.Grup ekibi Kırıkkalespor, ligin son haftasına kadar direnişini sürdü; fakat son 4 maçını kaybedince sondan dördüncü basamaktan kurtulamayıp kuruluşundan bu yana mücadele ettiği profesyonel liglere elveda dedi. 2.Grup'un 37.haftasında Oyak Renault lig ikincisi Keçiörengücü'nü, Arsin de şampiyon Nazilli'yi deplasmanda alt edince Karsspor beyaz bayrağı çeken ekip oldu.

       Önceki  sene Salim Pancar'ın desteğiyle iddialı bir takım olan Afyonkarahisarspor, bir ara lider olduğu ligin 28.haftasında iç sahada Sivas 4 Eylül'e karşısında 2 puan bırakınca taraftar teknik heyet ve takımı protesto etti ve ipler koptu. Bu protestolara sinirlenen Pancar, sezon öncesi takımdan tümüyle desteğini çekince Ege ekibi uçuruma yuvarlanmaktan kurtulamadı.

Akibetleri
       Yönetimde yaşanan depremden derinden etkilenen Afyonkarahisarspor ertesi sene Bölgesel Lig'de yalnızca ilk yarıdaki müsabakalara çıkabildi. Yaş ortalaması 20 olan bir kadroya mücadele etmek zorunda kalan mor-beyazlıların 3 puanı da tenzil olunca ligi -3 puanla tamamladı. 2013 yazında 3.Lig'deki Sandıklıspor ile birleşecekleri iddia edilse de bu olasılık gerçekleşmedi. Yaklaşık 4 milyon TL'ye yakın borcu bulunan Afyonkarahisar'ın tek kurtuluş yolu da kapanınca Süper Amatör ekiplerinden Sahipataspor özgörevi üstlenen takım oldu ve sezon öncesi yapılan kongrede adını "Afjet Afyonspor" yaptı; böylece tarihteki "Dördüncü Afyonspor" devri başlamış oldu. Ligin ilk haftasında Dinar'da 2 puan bırakan Afjet, ligdeki diğer maçların tümünü alıp Bölgesel Lig'e doğrudan çıktı. Karsspor ve Kırıkkalespor ise küme düştüklerinden beri Bölgesel Lig'de mücadele ediyor.

2012-2013
       Aydınspor 1923'ü de sayarsak, 12 kent takımı mücadele etti. Play-off'a kalmayı başaran Gümüşhanespor ve Dardanelspor 2.Lig biletini kaptı. Play-Off'a kalan diğer kent takımı olan İstanbulspor ise ilk maçta Tekirovaspor'a farklı mağlup oldu. 4 kent takımı da Bölgesel'in yolunu tuttu.

       Siyasi rantın acısını yaşayan, otopark gelirleri gibi gelirleri elinden alınan Çorumspor mali krize girer ve sezon öncesi transfer yasağına takılır; doğal olarak da iflas bayrağını çok erken çeker. 3.Lig'in yeniden kurulduğu 1984-85 senesinden beri bu ligde mücadele eden Kastamonuspor da  son haftaya kadar dirense de Siirtspor'un 1 puan gerisinde kalarak Beşikdüzü ve Çorum'un arasına katılıp Bölgesel'e yol alır. Üstelik kırmızı-siyahlılar 3.Lig'de mücadele eden 54 takımın 39'undan daha fazla gol atmıştı.

       Bir ara Süper Lig ve Bank Asya 1.Lig'de de mücadele eden iki Güneydoğu ekibi Diyarbakırspor ve Mardinspor sezona transfer yasağı engeliyle girer. Aynı grupta mücadele eden iki ekip ilginçtir ki, Maltepe deplasmanlarına gidecek parayı bulamadığından puan silme cezası aldı; İstanbul ekibi de yorulmadan 6 puanı cebine indirdi. Diyarbakırspor, ayrıca Kocaeli'ye de gidemez ve ceza puanı 6'ya çıkar; böylece yeşil-kırmızılılar ligi 8 puanla tamamlar. Önceki yıllarda Süleyman Bölünmez'in desteğini çekmesiyle bir anda sahipsiz kalan Mardinspor yaş ortalaması 19 olan bir kadroyla mücadele eder ve 34 maçta attıkları 2 gole karşılık kalelerinde tam 150 gol görürler; ligi de -3 puanla tamamladılar.

Akibetleri
       Mardinspor ve Diyarbakırspor geçtiğimiz sene Bölgesel Lig 2.Grup'ta yine buluşur; fakat yaklaşık 25 milyon TL'lik borcu bulunan Diyarbakır sezon öncesi ligden çekilir. Zaten önceki sene 3.Lig'e çıkan Yeni Diyarbakırspor vardı artık. Mardinspor ise mücadelesine kaldığı yerden devam eder ve 24 maçta 55 puan toplayıp play-off'a kalır; ancak finalde Bayburtspor'a 3-0 kaybedince 3.Lig'in kapısından döner. Bu müsabakadan 8 gün sonra Kızıltepe Fıratspor ile bu sefer play-out maçına çıkmak zorunda kaldı; zira BAL'da takım kontenjanı 1 olan ilin temsilcisi son iki sırada yer almaz ya da 3.Lig'e çıkamazsa play-out maçı oynamak durumda... Güneydoğu Kartalları da işi şansa bırakmayıp müsabakayı 3-1 kazandı.

       29 yıl boyunca ara vermeden 3.Lig'de mücadele ederek bu alanda rekor kıran Kastamonuspor geçtiğimiz sene pek parlak sezon geçiremez ve ligi sondan ikinci sıradan tamamlayarak 1.Amatör'e düşer. Bunun üzerine BAL'daki diğer Kastamonu ekibi Tosya Belediyespor, temmuz ayında yapılan olağanüstü kongrede isim haklarıyla birlikte Kastamonuspor'a devredildi ve yeni takımın adı Kastamonuspor 1966 oldu.

       Çorumspor ise Bölgesel Lig'de de tutunamayıp 1.Amatör'e düştü; bu sezon genç bir kadroyla savaşım veren kırmızı-siyahlılarda işler yine yolunda gitmiyor...

2013-2014
       Orijinal kent takımı sayısı artık bir elin parmağını anca geçiyordu; Erzurum Belediye, Belediye Bingöl, Belediye Van, Yeni Aksaray, Yeni Diyarbakır gibi sonradan devşirme takımlar çoğalmıştı artık. Orijinal kent takımlarından yalnızca İstanbulspor play-off'a kalabilmişti; ancak Boğalar ilk turda Yeni Diyarbakırspor'a 3-2 boyun eğdiler.

       1.Grup'ta Siirtspor ve Belediye Bingölspor kaderlerine terk edilmiş, ligin ikinci yarısındaki müsabakalara çıkamamışlardı. Bu ikiliden sonra ligden düşen son takım Adıyamanspor olacaktı.
2.Grup'ta transfer yasaklı bir diğer kent takımı olan Sakaryaspor da altyapı oyuncularıyla onur mücadelesi veriyor ve ikili averajla da olsa lige tutuyordu.

       Ve 3.Grup... Türk futboluna bir dönem damgasını vuran, 3 İstanbul devinin de korkulu rüyası olan Kocaelispor, sezon öncesi en önemli gol silahı Doğan Karakuş'u Altınordu'ya kaptırınca Bölgesel'e düşmekten kurtulamadı. Körfez'e de iki kırmızı-siyahlı ekip eşlik edecekti: Yozgatspor ve Bafraspor.

Akibetleri
       Siirtspor ve Belediye Bingölspor fesholdu ve bu sezon Bölgesel Lig'e girmediler. Çapakçurspor sezon öncesi yapılan kongrede adını 12 Bingölspor, renklerini de yeşil-beyaz yaparak tarihteki "üçüncü Bingölspor" oldu.

       Bölgesel Lig 3.Grup'ta mücadele eden Adıyamanspor ise adeta Spor Loto takımı kimliğine bürünmüş durumda... 2000-02 yılları arasında Süper Lig'de de mücadele eden ve 30 yıllık profesyonel lig macerasına nokta koyan Yozgatspor ise Bölgesel Lig 6.Grup'ta geçen sene son maçta 3.Lig'i kaçıran Zara'nın ardından ikinci sırada yer alıyor.

       2002'de çıkan "belediye başkanlarının profesyonel kulüp başkanı olma yasağı" yasası yüzünden Sefa Sirmen'in koltuğu bırakması sonucu tepetaklak olan Kocaelispor, sonraki yönetimlerin de yanlışları yüzünden borcunun katmerleşmesi sonucu transfer yapamaz hâle geldi ve FIFA'dan da puan silme cezası aldı; hâtta kentin bir diğer profesyonel takımı Körfez FK'ya "Yeni Kocaelispor" elbisesi tasarlansa da Orhan Görsen'in başkanlığında eski futbolculardan oluşan yönetim, kulübün kapısına kilit vurulmasını son anda önledi. Şu an BAL 11.Grup'ta zirve yarışı yapan yeşil-siyahlı ekip, yardım kampanyaları, kombine, lisanslı ürün satışları ve torba yasanın getirdiği bir takım avantajlarla mucizeye imza atmaya çalışıyor. Kocaelispor'un taraftar gurubu Hodri Meydan ve vefakar taraftarları hem iç saha hem deplasman maçlarında takımlarını hiç yalnız bırakmıyor.

Hazırlayan: Erkan ADAY

       İlk bölümünü geçtiğimiz günlerde yayınladığımız "Veda Buseleri" yazı dizisinin ikinci bölümüyle karşınızdayız. İşte son ...