30 Nisan 2015 Perşembe

Oyuncu Raporu: Emre Kılınç

        23 Ağustos 1994 tarihinde Sakarya'da dünyaya gelen Emre Kılınç, 13 yaşındayken doğduğu şehrin amatör takımlarından Sakarya Akademikspor'da futbola başladı. Emre, burada başarılı performanslar göstermiş olacak ki 2009 yılında PTT 1.Lig ekiplerinden Boluspor'un dikkatini çekti ve henüz 15 yaşındayken transferi gerçekleşti. Emre, Boluspor'dayken özellikle 2010 yılındaki U-16 Akademi Lig'inde başarılı performanslar sergiledi ve o dönem turnuvayı da gol kralı olarak tamamladı. Bunun hemen ardından Emre'yle henüz 16 yaşındayken profesyonel sözleşme imzalayan Boluspor yönetimi, bu gencin ileride çok iyi işler çıkartabileceğini tahmin edebiliyordu. Nitekim 2011 Aralık ayında henüz 17 yaşındayken Cihat Arslan Denizlispor maçında onu A Takım kadrosuna almış ve 65. dakikada oyuna sürmüştü. Bu Emre'nin ilk profesyonel maçı oldu ve bu maçtan sonra kendini sürekli geliştirmeye devam ederek aradan geçen 3 sene içinde kadronun en değerli ve vazgeçilmez oyuncusu olmayı başardı.

        Emre 2011-12 sezonunda 4, 2012-13 sezonunda ise 12 PTT 1.Lig müsabakasına çıktı. Futbolcu asıl çıkışını ve kadroda istikrarlı bir şekilde oynamayı ise 2013-14 sezonunda yaşayacaktı. Zira genç oyuncu bahsettiğimiz sezonda 31 maçta görev alarak 3 gol attı ve 8 de asist yaptı. Bu performansın ardından Emre'ye talip olan takımlarda bir hayli arttı. Özellikle Mancini döneminde Galatasaray oyuncuyla çok ciddi ilgilenmişti. Bunun yanı sıra Süper Lig ekiplerinden Sivasspor ve Gençlerbirliği de genç yıldızla ilgilenmiş ancak transferler gerçekleşmemişti. Bu sezon başlamadan önce Emre, Boluspor'un en dikkat çeken oyuncusu ve PTT 1.Lig'i takip edenlerin neler yapacağını merakla beklediği bir isimdi. Emre, bu beklentileri boşa çıkarmadı ve bu sezon an itibariyle çıktığı 29 maçta 10 gol attı ve 5 asist yaptı. Emre, genellikle forvet arkası ve sol kanat pozisyonunda kullanılıyor. Emre'nin oyun stilini ise Depay veya Eden Hazard'a benzetmek mümkün. Emre'nin şimdi güçlü ve zayıf yönlerine hep beraber bakalım.


Güçlü Yönleri
Tekniği ve Sol Ayak Hakimiyeti: Genç yıldızın tekniği muazzam seviyede, oyuncu bu genç yaşına rağmen tekniğini çok iyi kullanabiliyor. Özellikle adam eksiltmede, pas verme konusunda ve bitirici vuruşlarında bu tekniği çok net bir şekilde görebiliyoruz. Adam eksiltirken ''kadife'' bileklerini o kadar iyi bir şekilde kullanıyor ki adete rakibinin aklını başından alıyor. Bitirici vuruşlarında ise yüksek şut tekniği sayesinde bire birde çok fazla gol kaçırmıyor. Emre solak bir futbolcu, çok iyi bir sol ayağa sahip. Gerek orta açma konusunda gerekse şut konusunda sol ayağını çok iyi kullanabildiğini ve sol ayağına çok hakim olduğunu söyleyebiliriz.

Yüksek Oyun Zekası: Futbolcunun Allah vergisi bir yeteneği olur tamam eyvallah ama o yeteneği zeka ile birleştirmezse o futbolcuya gençken ''çok iyi yerlere gelecek'' denir lâkin aradan kısa bir süre geçtikten sonra ''bir şey olmadı bu çocuktan'' denir. Emre'nin zaten yeteneği, tekniği var ve bunu oyun zekasıyla pekiştirerek güzel bir futbol ortaya koyuyor. Özellikle forvet arkasında oynatıldığı maçlarda bu özelliğini Prijovic'e ve kanat oyunculara attığı paslarla gösteriyor. Emre zekice bitirici pasları sıkça deneyerek takımının ataklarında etkili bir rol oynuyor. Oyuncu çoğu zaman tabiri caizse -asistin asistini- yapan isim oluyor.

Duran Toplardaki Etkinliği ve Ortaları: Sol ayaklı bir futbolcu olan Emre, çoğu zaman Boluspor'un duran toplarını da kullanıyor. Genç oyuncu özellikle sağ taraftar kullanılan kornerlerde topun başına geçiyor ve iyi ortalar kesebiliyor. Aynı zamanda frikikleri de etkili kullanabiliyor. Bu sezon yanılmıyorsam bir golünü frikikten kaydetmişti. Emre'nin kanatlarda oynadığı zamanlarda ise orta yapma özelliğini iyi kullandığından bahsedebiliriz. Oyuncu tehlikeli ortalarla rakiplerine göz dağı veriyor.

Hızı: Emre'nin orijinal mevkisi zaten sol kanat ama bu sezon forvet arkasında da çok denendi ve başarıyla oynadı. Ancak sol kanatta oynadığı zamanlarda belki de en büyük özelliği hızı. Oyuncu birden driplingler yaparak rakip defansları, bekleri çok zor durumlara bırakabiliyor. Bunu zaman zaman forvet arkası mevkisinde de yapıyor, mesela santraya yakın bir civarda topu aldığında hızla dikine topla ileri çıkabiliyor.



Zayıf Yönleri
Sağ Ayağını İyi Kullanamaması: Emre Kılınç sol ayağına her ne kadar hakim olsa da sağ ayağını pek fazla kullanamıyor. Emre gibi yetenekli bir futbolcudan herkes sağ ayağını da orta düzeyde kullanması bekler ama Emre bunda pek başarılı değil. Oyuncunun ilerleyen yıllarda bu özelliğini de geliştirip bunu bir artıya çevirmesini bekliyoruz.

Fiziği: Emre'nin 1.75cm civarında boyu var ve fazla da kilosu yok. Günümüzde ve özellikle Türk liglerinde futbol biraz daha fiziğe dayalı oynandığı için Emre ilerleyen yıllarda fiziksel bazı problemler yaşayabilir. Genç oyuncu güç ve dayanıklılık anlamında kendine çok şey katabilir.

Topla Fazla Oynamak İstemesi: Emre'yi geçtiğimiz sezon izlerken hep şunu görüyor ve bazen de buna sinirleniyorduk. Emre, topla çok fazla haşır neşir oluyor ve bir türlü topu bırakmak istemiyordu. Bunu Emre'nin genç olmasına ve tecrübesiz olmasına bağlıyorduk. Oyuncu bu özelliğinden bu sezon biraz vazgeçmiş olacak ki topla fazla oyalanmadan basit oynamayı tercih ediyor. Bu konuda kendini biraz daha geliştirirse üst lig ve üst düzey takımlarda şans bulabilmesi açısından daha iyi olabilir.


İleride Ne Yapabilir, Nerede Görebiliriz?
        Emre'nin genel olarak zayıf ve güçlü yönlerini anlatmaya çalıştık. Bana göre Emre ileride Türk futboluna çok şey katabilir. Zaten onu isteyen takımlar sıralanmış durumdalar ama Emre, o takımlara gittikten sonra kendini geliştirmekten vazgeçmemeli ve hep daha da iyisini istemeli diye düşünüyorum. Çünkü son zamanlarda görüyoruz çok yetenekli dediğimiz futbolcular büyük takımlara gittikleri zaman kaybolup gidiyorlar ve bir daha o eski performanslarını yakalamıyorlar. Emre buna çok dikkat etmeli ve istikrarlı, güzel oyununu sürdürmeli. Emre, bu sezon sonunda büyüklerden birisine giderse gelecek sezon orada ''net oynar'' diyemeyiz. Çünkü oyuncu biraz tecrübesiz ve bir sezon belki Süper Lig ekiplerine kiralandıktan sonra tekrar o kulüplerde forma giyebilir. Emre şu an 20 yaşında, 23-24 yaşlarına geldiğinde Süper Lig'de de artık tecrübe kazanıp, güzel işler yapabileceğine inanıyorum. Emre'nin Boluspor ile bu sezon sonu bitecek olan sözleşmesi 2017 yılına kadar uzatılmıştı. Adı Beşiktaş'la sıkça anılan Emre'yi transfer etmek isteyen birçok takım olduğunu biliyoruz. Biz de Transfer Merkezi ailesi olarak Emre'ye kariyerinde başarılar dileyerek yazımızı noktalayalım.

Hazırlayan: Uğur YILMAZ

        23 Ağustos 1994 tarihinde Sakarya'da dünyaya gelen Emre Kılınç, 13 yaşındayken doğduğu şehrin amatör takımlarından Sakarya Ak...

30.04.2015 İddaa Tahminleri

29 Nisan 2015 Çarşamba

Tarihte Bugün: Eski milli futbolcu Sedat Balkanlı, hayatını kaybetti. (2009)

        Galatasaray ve Fenerbahçe'de de forma giyen eski milli futbolcu Sedat Balkanlı, uzun süredir tedavi gördüğü ALS hastalığı nedeniyle 44 yaşında vefat etti. (29 Nisan 2009)

        15 Ocak 1965 doğumlu olan Sedat Balkanlı, futbola Gaziosmanpaşa'da başladıktan sonra Konyaspor ve Bursaspor'daki performansıyla parlayarak milli takıma kadar yükselmiş ve ardından Galatasaray'a transfer olmuştu. Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra Eskişehirspor ve Fenerbahçe'de formaları da giyen milli futbolcu, hastalığı nedeniyle futbolu bırakmak zorunda kalmıştı.

        Stoper oyuncusu olmasına rağmen, duran toplardan ileri çıkarak kafayla attığı goller ve üstün hava hakimiyetiyle tanınan bir oyuncuydu. 1994-95 sezonunda Galatasaray'da tamamı kafayla 7 gole imza atan Sedat Balkanlı, A Milli Takım formasıyla Norveç'e de bir kafa golü atmıştı.

        1997 yılında çok nadir görülen ALS hastalığına yakalanan Sedat Balkanlı, doktorların tedavisi olmayan ilerleyici sinir hastalığıyla 2 yıl yaşayabileceğini söylemesine rağmen, eşinin desteğiyle solunum cihazına bağlı olarak uzun süre yaşamını sürdürdü. Sedat Balkanlı, 29 Nisan 2009 Çarşamba günü kaldırıldığı Amerikan Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu.
Sedat Balkanlı, Fenerbahçe'de forma giydiği dönemde Mustafa Doğan ve Erol Bulut ile birlikte kulübede. (1996)

        Galatasaray ve Fenerbahçe 'de de forma giyen eski milli futbolcu Sedat Balkanlı , uzun süredir tedavi gördüğü ALS hastalığı n...

28 Nisan 2015 Salı

İnceleme: Şanlıurfaspor ve Süper Lig şansı

        Bugünkü yazımda 29 haftalık süreçte 46 puanla 7.sırada bulunan Şanlıurfaspor’u değerlendirmeye çalışacağım. Önceki senelerde olduğu gibi sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Güneydoğu ekibi, aldığı başarısız sonuçlarla “yine” hüsrana uğradı.

        Şanlıurfaspor’u antrenörlerine göre değerlendirmek gerekirse; Cihat Arslan döneminde takıma sinmiş korkak futbol anlayışı vardı. Top rakipteyken kompakt görüntü veren, defansta başarılı ama; hücumda defansta olduğu kadar başarılı değildi. Bunda Tello’nun rakip kaleye yakın olması gerekirken, aksine orta ikilide oynaması, oyun içinde defansa çok gelmesi, kanat oyuncularının verimsizliği ve beklerin çok geride kalması neden oldu. Kaldı ki Cihat Hoca döneminde atılan gol sayısı dediklerimi tasdikler nitelikte (19 maçta 19 gol)

        Cihat Hoca da gol yollarındaki başarısızlığı fark etmiş olacak ki: Adanaspor maçıyla 3-5-2 formasyonuna döndü. Bu dizilişte sergilenen başarılı futbolu skora yansıtamadılar. Nitekim Adanaspor ile berabere kalındı. Antalyaspor maçında ise devreye 2-0 yenik durumda giren Ş.Urfaspor, ikinci devrede arka arkaya bulduğu gollerle beraberliği sağladı. Hatta 3. gol fırsatını da yakaladı ama rakip fileleri havalandıramadı. Maçın son saniyelerinde de Antalyaspor santrası yapılmayan golle öne geçti. Şanlıurfaspor o maçta sadece 3 puanı değil, adamlığıyla Urfalıların gönlünde taht kuran Cihat Arslan’ı da kaybetti, hoca istifa etti.

        Cihat Hoca’nın istifasıyla takımın başına Osman Özköylü getirildi.Osman Hoca’nın takıma aşıladığı pas oyunu Ş.Urfaspor’un maçlarını izleyen herkesin malumu. Eskiye nazaran daha hızlı paslaşan, atağın yönünü değiştirebilen, daha çok gol pozisyonuna girebilen bir takım haline geldi. Ancak gol pozisyonlarında sonuca gidemeyen bir takım var. Dişli rakiplere karşı pas yapayım derken santra yapan bir takım da oldu. (bknz.Altınordu maçı)

        Şanlıurfaspor pas oyununu, geriye çekilen takımlar karşısında muazzam bir şekilde yaparken, baskılı oynayan takımlara karşı aksayabiliyor. Altınordu maçında da sık sık pas hatası yapan sarı yeşilli ekibin maçın hiçbir anında uzun top denememesi; oyun içinde ezber bir sistemle oynandığını gösteriyor. Osman Hoca zamanla pasa dayalı futbolu takıma tam anlamıyla oturtacaktır ancak play-off’a kalınmak isteniyorsa oynanan oyundan; en azından maç içerisinde taviz verilmeli. Zira alınacak puanların oynayan oyundan, sistemden daha önemli olduğu haftalara girmiş bulunmaktayız.

        Bir de Osman Hoca’nın iyi işleyen takımda macera aramasını doğrusu pek anlayamadım. Oyundan çıkmasına sinirlenen ama takım arkadaşları ve antrenörüne en ufak saygısızlıkta bulunmayan Tello’nun 2 haftadır yedek kulübesinde olmasına, üstüne üstlük ayakta duracak takati olmayan futbolcuların kaptanın yerine sahada olmasına şaşırdım.
 
        Devre arası takıma katılan Bekir Ozan  Has var bir de. Takıma sakat gelmişti ve sakatlığının birkaç hafta içinde geçeceği söyleniyordu, aylar geçti. Bekir Ozan birkaç maçta 18 kişilik kadroda bulunsa da daha formayı terletmedi. Bekir kalitesinde bir futbolcunun bir dahaki sezonda Ş.Urfaspor’da kalması düşük bir ihtimal. Haliyle Şanlıurfalı taraftarlar Bekir’in neden transfer edildiğini merak ediyor. Ben söyleyeyim: her transfer dönemi birkaç bomba transfer yapan yönetimin, pimi elinde kalmış bombasıdır. Hazır bombadan bahsettim, Veli Kızılkaya’dan söz etmemek olmaz. Bilindiği gibi Veli, saha içindeki hırçınlığıyla kendini ispatlamış, PTT 1.Lig’in gedikli stoperlerinden biri. Bu sezon 11 sarı, 2 kırmızı kart gören Veli, maç içinde sinirlerini dizginlemeli. Veli, kendini kontrol edebildiği sürece takıma faydalı olur, aksi durumda Ş.Urfaspor’u hedefinden uzaklaştırır, tıpkı Altınordu maçında olduğu gibi. Osman Hoca ile beraber performansında bariz bir yükseliş gösteren Ekrem Dağ var. Play-off’a kalınması halinde Ekrem gibi tecrübeli bir futbolcunun takıma çok yararlı olacağını düşünüyorum. Her maç muazzam oynayan Onur Akbay’ın, bu performansıyla Süper Lig’de çok rahat oynayabileceğini kestirmek çok zor olmasa gerek.

        Gelelim Güneydoğu ekibinin Süper Lig şansına... Ligde her maç zor olsa da, hiçbir iddiası bulunmayan orta sıra takımlarıyla olan maçlar diğerlerine nispeten daha kolay. Play-off’u kovalayan Albimo Alanyaspor, Samsunspor ve Ş.Urfaspor’un fikstürlerine bakıldığında zorluk seviyesi en yüksek olan maçlar Samsunspor’u bekliyor. İlerleyen haftalarda play-off hattı için daha net konuşabiliriz ancak Şanlıurfaspor penceresinden baktığımızda: kalan 5 maçta en az 10 puan alabilecek güçte bir takım.

Hazırlayan: Mahmut Alper GÜLOĞLU

        Bugünkü yazımda 29 haftalık süreçte 46 puanla 7.sırada bulunan Şanlıurfaspor ’u değerlendirmeye çalışacağım. Önceki senelerde oldu...

27 Nisan 2015 Pazartesi

Bir Konya Mucizesi: Abdurrahman Baysangur

        Konya’da futbol deyince ortak payda Konyaspor’dur. Şehrin her şeyidir Konyaspor. Özellikle son 10 senede öyle günler gördü ki Konyaspor, Zafer Biryol’un olduğu süreçteki başarılardan, küme düşmelere. Hatta en son küme düşüşünde, transfer yasağı alan, kadrosunda tutabildiği kadar oyuncuları tutmaya çalışıp, alt yapıdan profesyonel edilen çocuklarla 1.Lig’de herkesin düşer dediği takımla play-off oynadı bu takım. Sonra borçlar yavaş yavaş kapatıldı, yeni stad geldi, her şey iyiye gitmeye başladı Konya kentinde. Bu sene seyirci ortalamasında zirveyi alan bir şehir oldu Konya. Yani Konya artık futbol şehri oluyor, halk sahip çıkıyor takımına. Çocuklar sokakta futbol oynarken Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş oyuncularının ismini değil de Konyaspor’un oyuncularının ismini söylüyor artık.

        Konya futbol şehri oluyor, güzel gelişmeler oluyor, ama şehirde hep üvey evlat muamelesi gören bir takım var, eski adıyla Konya Şekerspor, yeni adıyla Anadolu Selçukspor… Konyaspor pilot takımı olan takımda Konyaspor’un genç oyuncuları yani Konya’nın kendi çocukları ağırlıklı olarak oynuyor. Seneye ‘’Acaba play-off oynar mıyız?’’ düşüncesiyle başlayan Anadolu Selçukspor teknik direktör Zafer Turan ile anlaşmaya vardı. Kadro kuruldu, yola çıkıldı. İlk 7 maçta Konya’nın spor camiası kabus görüyordu belki de. 1 puan bile alamadı Anadolu Selçukspor ve teknik direktör Zafer Turan ile yollar ayrıldı. Takımın başına hoca olarak Anadolu Selçukspor’un alt yapı koordinatörlük görevini üstlenen Abdurrahman Baysangur hoca getirildi. Abdurrahman hoca, 10 yıldır bu camianın içinde, bu camiayı en iyi tanıyan hocalardan birisiydi eyvallah, ama hocanın hiç profesyonel takımda teknik direktörlük geçmişi yoktu. Hoca göreve geldiğinde ilk maçı lider Pendikspor takımıylaydı ve Pendikspor’u kendi evinde 2-1 mağlup etti. O haftaya kadar liglerin puan alamayan tek takımı, liglerin puan kaybetmeyen tek takımını evinde mağlup etti. Ondan sonra bir çıkış öyküsü başlattı hoca. Herkesin düşer dediği takım ile 28. maçında ligin bitimine bir hafta kala ligde kalmayı garantiledi. 44 puan topladı. Yani maç başına 1,57 puan topladı bu hoca, küme düşmemeye oynayan bir takımda bu puan ortalaması çok yüksek.

        Abdurrahman hoca, aynı zamanda Konya’da bir okulda beden eğitimi öğretmenliği de yapmakta. Peki nasıl sağlıyor bu başarıyı, biraz da buna değinmek lazım. İlk defa profesyonel takımda teknik direktörlük yapacaksın, takım 7 maçta 1 puan alamamış, ligin dibine demir atmış, oyuncuların parasını geç aldığı, alamadığı zamanlar olmuş, arkanda sana sahip çıkacak güçlü bir taraftar desteği yok, sıkıntı bir değil, birden çok. Hocaya sormuş Manşet Haber başarının nasıl geldiğini. Hoca,
"Sorunlar tabii ki var, ama biz sorunu problem haline getirmiyoruz"
demiş. Yani Abdurrahman hoca, takıntı yapmamış, ego yapmamış, mütevazi olmuş biraz da bundan gelmiş başarısı. Anadolu Selçukspor’un oyuncuları için de hoca bir baba, bir ağabey. Onu o kadar çok seviyorlar ki, bu iyi ilişkiler takımı ligde tuttu.

        Biz Abdurrahman hocayı biraz anlatabildiysek ne mutlu. Transfer Merkezi ekibi olarak ligde kalan Anadolu Selçukspor’un teknik heyetini, futbolcularını, yönetimini ve en büyük destekçileri basın mensuplarını tebrik ediyorum. Konya’da piyasaya sunduğu bu insana sahip çıksın, ‘’Bizim Oğlan’’ mantığıyla hocayı kırmasınlar, üzmesinler. Keyifli okumalar…

Hazırlayan: Hüseyin KARABACAK

        Konya’da futbol deyince ortak payda Konyaspor ’dur. Şehrin her şeyidir Konyaspor. Özellikle son 10 senede öyle günler gördü ki Kon...

25 Nisan 2015 Cumartesi

Yazı Dizisi: 3.Lig'in Yeni Renkleri (2)

        Bölgesel Amatör Lig'de sezon geçtiğimiz haftalarda tamamlandı ve gruplarını lider olarak bitiren 11 takım önümüzdeki sezon Spor-Toto 3.Lig'de mücadele etmeye hak kazandı. Biz de bu 11 şampiyon takımın neler yaptığını, buralara nasıl geldiğini sizler için kaleme aldık. Yazı dizimizin ilk bölümünü dün yayınlamıştık, bugünkü ikinci bölümde kalan 6 şampiyonu inceleyeceğiz.

ZARA BELEDİYESPOR
        1955 yılında kurulan ekip uzun yıllar boyunca Sivas amatör liginde oynadı. 2010-11 sezonunda Sivas şampiyonu olarak BAL'a katılan ekip tarihinde ilk defa kendi ili dışında mücadele etme hakkı kazanmış oldu.

        2011-12 sezonunda ligin ilk maçında Sivas İÖİ’ne mağlup olan ekip 20.hafta sonuna kadar mağlubiyet yüzü görmemişti. Ligin son 2 haftasında sahadan mağlubiyetle ayrılan ekip ligi 2. sırada bitirdi ve 3.Lig için play-off hakkı kazandı. Finale ulaşmak için Siirt Gençlerbirliği ve Kalkanderespor'u saf dışı bırakan Sivas ekibi finalde karşılaştığı Refahiyespor’a 2-0 mağlup olunca 3.Lig hayallerini 1 sene ertelemiş oldu.

        2012-13 sezonuna gelindiğinde ise Zara Belediyespor kendi elleriyle şampiyonluğu 1930 Bafraspor’a hediye etmişti. Son haftaya 2 ekibinde 56 puanla girdiği ligde Zara Belediyespor, 1930 Bafraspor karşısında oynadığı 2 maçta da galip ayrılarak ikili averaj avantajını elde etmişti. Son hafta her şey Sivas ekibinin elindeydi, rakibi 1926 Bulancakspor’u yendiği takdirde şampiyonluğa ulaşacak ekip Giresun’dan mağlubiyetle dönünce Yomraspor’u 3-1 mağlup eden Samsun ekibi şampiyon oldu. 2013-14 sezonuna geldiğimizde ise yine şanssızlık yakalarını bırakmayacaktı. Her sene aynı şeyleri yaşayan ekipte yine senaryo değişmedi. 63 puanla ve tek mağlubiyetle ligi ilk sırada bitiren ekip play-off finaline doğrudan adını yazdırmıştı. Rakibi Zonguldak Kömürspor karşısında fazla varlık gösteremeyen ekip sahadan 2-0 mağlup ayrıldı ve deyim yerindeyse 3. kez direkten döndü.

        2014-15 sezonuna gelindiğinde ise takımda maddi krizler olması ve sorunlar sebebiyle kimse Sivas ekibinden şampiyonluk umut etmiyordu. Genç ve tecrübeli oyuncularla kurulan kadro, ilk 6 hafta 18 puan toplayarak müthiş bir çıkışa imza attı. Ligin ilk yarısını lider kapatan ekibin en önemli rakibi Ankara ekibi olan Altındağ Belediyespor’du. 2. yarının ilk haftasında liderliği Ankara ekibine kaptıran Zara Belediyespor, kısa süreli bir düşüş yaşasa da kendini toparladı. Ligin son 2 haftasına girilirken her şey Altındağ Belediyespor lehineydi. Hafta içi TFF’den gelen bir karar sonucu bir anda liderlik koltuğuna Zara Belediyespor geçti. Ligin 22.haftasında Kırşehirspor ile Zara Belediyespor arasında oynanan ve 0-0 berabere biten maçta kural hatası gerekçesiyle Zara Belediyespor lehine 3-0 tescil edildi fakat Zara Belediyespor avantajı hala ele geçiremedi. Çünkü son 2 haftada Ankara ekibinin 2 maçı bulunurken Sivas ekibinin ise sadece 1 maçı kalmıştı  25.haftayı bay geçireceklerdi. Altındağ Belediyespor’un Kayseri Yolspor ile berabere kalmasıyla ibre bir anda Sivas ekibine döndü ve son hafta Zara Belediyespor evinde Aksaray Sanayispor’u mağlup ederek 3.Lig'e yükselen taraf oldu.

B.B. BODRUMSPOR
        1931 yılında kurulan Muğla ekibi, sadece 1995-96 sezonunda 3.Lig'de yer aldı ve 21 puanla son sırada yer alarak lige veda etti. 2011 yılında BAL'a katılmak için Turgutreis Belediyespor’la baraj maçı oynayan ekip sahadan 3-2 mağlup ayrıldı. 2012 yılında yine Turgutreis Belediyespor ile baraj maçında karşılaşan ekip bu sefer sahadan 2-0 galip ayrıldı ve BAL'a katılmaya hak kazandı.

        2012-13 sezonuna iyi başlayan ekip, ilk 9 hafta mağlubiyet yüzü görmedi. Ligde 63 puan toplamasına rağmen ligi 2. sırada bitiren ekip planlarını gelecek sezona erteledi. 2013-14 sezonuna gelindiğinde ise lige yine iyi başlamıştı.Fakat 8-9-10. Haftalarda sadece 1 puan çıkaran ekibin kırılma noktası belki burasıydı. Ligi 55 puanla bitiren ekip, 4.sırada kendine yer bulabildi.

        B.B Bodrumspor, 2014-15 sezonunda ise ligi namağlup tamamlayarak şampiyon oldu. Ligin ilk 3 haftsında 3 puan toplayan ekip ardından 4 maçlık bir galibiyet serisi yakalmış ve çıkışa geçerek adım adım zirveye kavuşmuştu. Ligin bitimine 4 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti ve 3.Lig'e erkenden yükselen ekiplerden biri olmayı başardı.

MANİSA BBSK
        1994’te kurulan yeşil beyazlılar, BAL'a ilk defa 2011-12 sezonunda katıldı. Ligi 36 puanla 5.sırada bitiren ekip, sezonu orta sıralarda tamamlamış oldu. 2012-13 sezonunda Metin Telle’li kadrosuyla önceki sezona göre başarılı oldu. Manisa ekibi, ligde sadece 1 mağlubiyeti olmasına rağmen çekişmeli geçen ligde şampiyon Balçova Yaşamspor’un 4 puan gerisinden ligi 3. sırada bitirdi.

        2013-14 sezonunda ise herkes iyi bir Manisa ekibi izledi. Ligde tek mağlubiyetini Kütahyaspor’a karşı alan ekip Tirespor’un ardından sezon sonuna Somaspor ile eşit puanda girince play oflar için Somaspor ile baraj maçı oynadı. Cüneyt Turan ile öne geçen Manisa BBSK, 83 .dakikada Doğan Şahin’in golüne engel olamadı. Maç bitimine saniyeler kala yine Doğan Şahin sahneye çıktı fakat golü bu sefer kendi kalesine attı. Manisa BBSK, bu sonuçla play-offlara katılma hakkını elde etmiş oldu. Play-offtaki rakibi Çine Madranspor’du. Çine Madranspor, Hakan’ın golüyle ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. İkinci yarı Engin ve Süleyman’ın golleriyle öne geçen Manisa ekibi son dakikaya önde girmişti ancak 84 ve 88.dakikalarda Kadir Söylemez ile 2 gol bulan Aydın ekibi Çine Madranspor adını 3.Lig'e yazdıran taraf oldu.

        2014-15 sezonunda ise Manisa ekibi çifte sevinç yaşadı. Hem futbol takımı hem de voleybol takımı şampiyon olan ekipte büyük sevinç yaşandı. Önceki sezonlara göre bu sezona bomba gibi giren Manisa ekibi doludizgin yoluna devam etti. Ligi tek mağlubiyetle bitiren ekip, ligi en yakın rakibi Atillaspor’un 9 puan önünde bitirerek şampiyon oldu.

SULTANBEYLİ BELEDİYESPOR
        1986 yılında kurulan ekip 1991-92 sezonunda İstanbul 2.Amatör Küme'de resmi müsabakalar oynamaya başladı. 1994-95 sezonunda 1.Amatör Küme'ye yükselen ekip uzun yıllar burada mücadele etti. 2004-05 sezonunda İstanbul Süper Amatör’e yükselen ekibin 3.Lig'e çıkmaya en yaklaştığı sezon 2008-09 sezonu oldu.3.Lig terfi maçlarında finale kadar yükselen Sultanbeyli Belediyespor, İzmir Alsancak Stadı'nda oynanan final maçında Bayrampaşaspor’a 2-0 mağlup olarak hüsran yaşadı.

        2009-10 sezonunda şampiyon olarak gelecek sezon BAL'da oynamaya hak kazandı ancak BAL'daki ilk sezonu İstanbul ekibi için pek de parlak geçmedi. Sultanbeyli Belediyespor 31 puanla 10.sırada kendine yer bulabildi. 2011-12 sezonunda BAL 12.Grup'ta geçen sezona göre iyi bir yıl geçiren ekip 34 puanla 4.sırada ligi tamamladı. İlk 4 haftada sadece 2 puan toplayan ekip ilk 4 haftada daha fazla puan çıkarabilse bekli de ilk 2’de kendine yer bulup play off maçlarına kalabilecekti. Sezon sonunda Leventspor ile play out karşılaşması oynadı ve Leventspor’u 2-0 yenerek gelecek sezon da BAL'da kendine yer buldu.

        2012-13 sezonunda yine ligi aynı sırada  tamamladı. Genel olarak inişli çıkışlı bir sezon geçiren ekip, İFA ile baraj maçı oynadı ve galip gelerek ligde kalmayı başardı. Sultanbeyli Belediyespor, 2013-14 sezonunda başarılı bir sezon geçirmiş ve ligi 2. sırada tamamlayarak play-offlara katılma hakkı elde etmişti. Play-offtaki rakibi Çatalcaspor olan Sultanbeyli Belediyespor, sahadan mağlubiyetle ayrıldı ve 3.Lig hasretini yine dindirememiş oldu.

        Bu sezon ise özelikle ligin 2. yarısında topladığı puanlarla şampiyonluk ipini göğüsleyen ekip oldu ve en yakın rakibi İFA Spor'un 3 puan önünde 3.Lig'e yükseldi.

DÜZCESPOR
        1967 yılında Düzcespor ve Düzce Gençlikspor ekiplerinin birleşmesiyle kuruldu. Toplam 38 sezon profesyonel liglerde mücadele eden Düzcespor, 1979-80 sezonunda Boluspor ile Süper Lig'e çıkmak için baraj maçı oynamış ancak başarılı olamamıştır.

        2009-10 sezonunda 3.Lig'de küme düşen Düzcespor, 2010-11 sezonunda BAL 11.Grup'ta yer aldı. Ligde 1 mağlubiyet almasına rağmen şampiyonluğu Ümraniyespor’a kaptıran ekip, ligi 2. sırada bitirdi ve 3.Lig'in kapısından dönmüş oldu. 2011-12 sezonunda da lige çok iyi bir başlangıç yapan Düzce ekibi, ilk 4 haftada 12 puan topladı. Bu güzel girişin devamı gelmeyince ekip şampiyonluk yarışından kopup sezon sonu kendine 39 puanla 6.sırada yer bulabildi. Play-out karşılaşmasında Akçakocaspor’a penaltılarda mağlup olan Düzcespor BAL'a veda ederek ikinci şoku yaşamış oldu. 2013-14 sezonunda Düzce şampiyonu oldu ve Akçakocaspor ile play out maçı oynamaya hak kazandı. Akçakocaspor’u 2-0 mağlup eden Düzcespor, bir yıl aradan sonra tekrar BAL'a yükselmeyi başardı.

        2014-2015 sezonunda her ne kadar şampiyon olsa da bu şampiyonluk gerçekten kolay gelmedi. Tam 3 takımın çekiştiği ligde özelikle Kütahyaspor sezon boyu yediği 7 golle dikkat çekiyordu. Düzcespor, sezonun 2. yarısında Kütahyaspor’u mağlup etmiş ve aralarında olası bir durumda avantajı elde etmişti. Diğer rakibi Sultangazispor’a karşı da ikili averaj avantajını elde etmişti. Düzcespor, sezon sonunda Sultangazispor’un 1, Kütahyaspor’un 2 puan önünde şampiyon olan taraf olmayı başardı ve 3.Lig'e yükseldi.

TEKİRDAĞSPOR
        1967 yılında kurulan Tekirdağspor, Tekirdağ'da faaliyet gösteren Yılmazspor, Halkspor, Tekirdağ Gençlikspor ve Çiftlikönüspor'un katılımıyla yapılan toplantılar sonucu Halkspor'un kırmızı-siyah renklerinden siyah, Tekirdağ Gençlikspor'un sarı-lacivert renklerinden sarı renkleri alınarak Tekirdağspor'un renkleri sarı-siyah olarak kuruldu. 1976-77 sezonunda 3. Lig Beyaz Grup'ta mücadele eden Tekirdağspor, grubunu Edirnespor'un 1 puan önünde şampiyon olarak tamamladı ve 2. Lig'e yükseldi. 2003-04 sezonunda 3. Lig 3. Grup'ta mücadele eden Tekirdağspor, grubunu 16. sırada tamamladı ve 27 yıldır mücadele ettiği profesyonel liglere veda ederek amatör lige düştü.

        2009-10 sezonunda statüye göre ilk 2 takımın yükselmeye hak kazanacağı Tekirdağ Süper Amatör Ligi'nde mücadele eden Tekirdağspor, ligi Velimeşe Belediyespor'un 1 puan gerisinde 2. sırada tamamladı ve bir üst lige yükselmeye hak kazandı. 2010-11 sezonunda yeni kurulan Bölgesel Amatör Lig'e katılan Tekirdağspor, son iki takımın küme düştüğü 12 takımlı Bölgesel Amatör Lig 12. Grup'ta 8. olmasına rağmen aynı şehirden belli sayının üzerinde takımın mücadele etmesine izin vermeyen Bölgesel Amatör Lig statüsü nedeniyle Tekirdağ Süper Amatör Ligi şampiyonu Çorlu Gençlerbirliği ile oynadığı play-out maçını 2-0 kaybetti ve Bölgesel Amatör Lig 'e veda ederek Tekirdağ Süper Amatör Ligi'ne düştü.

        2011-2012 sezonunda Tekirdağ Süper Amatör Ligi'nde mücadele eden Tekirdağspor, ligi Velimeşe Belediyespor'un 2 puan önünde şampiyon olarak tamamladı. BAL 12. Grup'ta 9. olan Çorlu Gençlerbirliği ile Bölgesel Amatör Lig statüsü nedeniyle bir önceki sezon olduğu gibi bir kez daha play-out maçında karşılaşan Tekirdağspor, rakibini penaltılar sonucu 6-5 mağlup ederek bir sezonluk aradan sonra yeniden Bölgesel Amatör Lig 'e yükseldi. 2012-13 sezonunda statüye göre şampiyonun 3. Lig'e yükseleceği Bölgesel Amatör Lig 11. Grup'ta mücadele eden Tekirdağspor, ligi Tuzlaspor'un 2 puan gerisinde 2. olarak tamamladı ve 3.Lig'e yükselme şansını kaybetti.

        2013-14 sezonunda statüye göre 1. ve 2.'nin 3. Lig'e yükselmek için play-off oynayacağı Bölgesel Amatör Lig 11.Grup'ta mücadele eden Tekirdağspor, ligi Edirnespor'un 18, Halide Edip Adıvarspor'un 17 puan gerisinde 4. olarak tamamladı ve 3.Lig'e yükselme şansını yine kaybetti.

        2014-15 sezonunda statüye göre şampiyonun 3. Lig'e yükseleceği Bölgesel Amatör Lig 11.Grup'ta mücadele eden Tekirdağspor, ligin bitimine 1 maç kala Tekirdağ Namık Kemal Stadı'nda oynanan maçta en yakın rakibi Kocaelispor'u 1-0 yendi ve Bölgesel Amatör Lig 11. Grup'ta şampiyonluğu ve 3. Lig'e yükselmeyi garantiledi. Grubunu Çengelköyspor'un 6 puan önünde şampiyon olarak tamamlayan Tekirdağspor 11 yıl aradan sonra profesyonel liglere geri döndü.

Hazırlayan: Mete EKİZ

        Bölgesel Amatör Lig 'de sezon geçtiğimiz haftalarda tamamlandı ve gruplarını lider olarak bitiren 11 takım önümüzdeki sezon Sp...

24 Nisan 2015 Cuma

Yazı Dizisi: 3.Lig'in Yeni Renkleri (1)

        Bölgesel Amatör Lig'de sezon geçtiğimiz haftalarda tamamlandı ve gruplarını lider olarak bitiren 11 takım önümüzdeki sezon Spor-Toto 3.Lig'de mücadele etmeye hak kazandı. Biz de bu 11 şampiyon takımın neler yaptığını, buralara nasıl geldiğini sizler için kaleme aldık. Yazı dizimizin ilk bölümünde ilk 5 grubun şampiyonlarını inceleyeceğiz.

CİZRESPOR
        1972 yılında Cizre Serhatspor adıyla kurulan kulüp, 1988-89 sezonunda ilk defa 3.Lig'e yükseldi. 1994 yılında küme düşse de ertesi sene tekrar 3.Lig'e dönen ekip, 1999-2000 sezonunda şampiyon oldu ve 2.Lig'e yükseldi. Özellikle 2001-02 sezonunda başarı gösterse de 1.Lig'e çıkamadı. 2006-07 sezonunda önce 3.Lig'e ertesi sene de Amatör kümeye düşen ekip, profesyonel liglere veda etmiş oldu. Orijinal Cizrespor ise en son 2010-11 sezonunda Şırnak 1.Amatör'de mücadele ettikten sonra tarihe karıştı. 2012-13 sezonundan beri Bölgesel Amatör Lig'de mücadele eden Cizre Basraspor, sezon öncesi adını “Cizre Spor” olarak değiştirerek bir nevi eski Cizrespor'u yeniden doğmasına ön ayak oldu.

        2011-12 sezonunda Şırnak amatör liginde şampiyon olup play-out oynamaya hak kazanan ekip, Yeni Şırnakspor’u Mesut ve Kazım golleriyle yenerek Bölgesel Amatör Lig'e katılmaya hak kazandı. 2012-13 sezonu, Şırnak ekibi için pek de başarılı geçmedi. Ligi 23 puanla bitiren ekip play-outta karşılaştığı Silopi Serhatspor’u 3-1 mağlup ederek gelecek sezon içinde BAL'a katılım hakkı elde etmişti.

        2013-14 sezonunda Cizrespor için müthiş bir yıldı diyebiliriz. Kadrosunu Cenk Kasımoğlu, Moussa Traore gibi oyuncularla güçlendirerek başlayan ekip için herşey iyi başlamıştı. Sezonun ilk yarısını sadace tek mağlubiyetle kapatan ekip 2.yarıya lider Mardinspor’un 3 puan gerisinde girmişti. Şırnak ekibi için sezonun kırılma noktası, 21.haftada oynanan Gercüş Bağlarspor karşılaşması oldu. Sahadan 2-1 mağlup ayrılan ekip doludizgin giderken yara almıştı. Ertesi hafta maç fazlasıyla liderliği ele geçiren Şırnak ekibinin liderlik tahtı 2 hafta sürdü. Rakipleri Mardinspor ve Tatvan Gençlerbirliği puan kaybetmeyince ligi 3. sırada bitirdi ve yeni sezon için play-out maçı oynamak zorunda kaldı. Play-out’ta 1960 Silopispor 2-0 mağlup etti.

        2014-15 sezonunda tam anlamıyla beklenen patlamayı yaptılar. Sezon öncesi Antalyaspor’da da oynamış olan Serge Dijehoua’yı transfer eden ekipte hedef geçen sene olduğu gibi şampiyonluktu. Ligde 7’de 7 yaparak başlayan ekip, başka bir sürprize daha imza atmıştı. Türkiye Kupası'nda grup aşamasına  kalmayı başarmıştı .Ön eleme ve 1.turda Yüksekova Belediyespor ve Mardinspor’u eleyen ekibin rakibi 2.Lig ekibi Aydınspor 1923 oldu. Kendi sahasında oynadığı maçta Yahya Ünal’ın öğrencileri 3-1 gibi net bir skorla Aydın ekibini kupanın dışına itti ve grup aşaması öncesi son rakibi İzmir’in köklü kulübü Göztepe'ydi. Rakibini maçın son anlarında attığı 2 golle deviren ekip, Türkiye Kupası'nda grup aşamasına kaldı ve büyük bir başarıya imza atmış oldu.

        Ligde ilk yarı bittiğinde Şırnak ekibinde hayal kırıklığı vardı. Sezonun ilk yarısında ligi 3. sırada bitiren Cizrespor, liderin tam 6 puan gerisindeydi. Akla gelen ilk soru; geçen sene olanlar yine mi olacak oldu. Fakat öyle olmadı, ligin 2.yarısında 21. haftaya kadar galip gelen gelen ekip son haftaya rakibi 12 Bingölspor’un 1 önünde lider girdi ama bu kez rakip 12 Bingölspor’du yani sezonun son haftası final maçıydı.

        Final niteliği taşıyan maç Cizrespor’un cezası nedeniyle seyircisiz olarak Şanlıurfa GAP Arena’da oynandı. Maça iki ekip de kontrollü başlamıştı maçta dakikalar 30’u gösterdiğinde ise Erdi çift sarıdan kırmızı kartla oyundışı kalmış ve Cizrespor 10 kişi kalmıştı. Fakat Cizrespor başarılı bir futbol oynadı ve sahadan beraberlikle ayrılarak 3.Lig'e çıkan ekip oldu. Türkiye Kupası'nda ise Konyaspor, Gençlerbirliği ve Giresunspor’la yarıştığı grupta 3. olarak kupaya veda etti.

YOMRASPOR
        1968 yılında kurulan Trabzon ekibi Bölgesel Amatör Lig kurulduğundan beri liglerde bulunuyordu. 2010-11 sezonunda Yomraspor kelimenin tam anlamıyla direkten döndü. Lige iyi başlayan ekip, ilk olarak 9.haftada liderliği kazandı ve 14.hafta sonuna kadar liderliğini devam ettirdi. Bu sezon için kırılma noktası 15. haftada başlayan ve 17. haftasonunda biten mağlubiyetler serisi oldu. Fakat yarıştan yine kopmayan ekip sezon sonunda ikili averaj kurbanı oldu. Sezon sonuna Beşikdüzüspor’la eşit puanda giren Yomraspor, ikili averajda avantaj Beşikdüzüspor’da olduğu için ligi 2.sırada bitirdi.

        2011-12 sezonunda yine yarış içinde olan ekip yine sezonu başarılı olarak kapattı diyebiliriz. BAL’da play off sistemini gerçekleştiği sezonda Trabzon ekibi 1930 Bafraspor’un 1 puan arkasında ligi 2.sırada bitirmiş ve play off hakkı kazanmıştı. Play-Off’ta ki rakibi Büyükçekmecespor ile 0-0 berabere kalmış penaltılarda 5-3 mağlup olarak 3.Lig hayallerini 1 sene daha ertelemişti. Yomraspor, 2012-13 sezonunda önceki sezonlara göre kötü bir sezon geçirmişti. Ligin özellikle ilk 3 haftasına kötü başlayan ekip, nispeten toparlasa da sezon sonu ligi 7.sırada tamamlayabildi ve play out maçında Hekimoğlu Doğanspor’la karşılaştı. Maçı 2 golle kazanarak yeni sezonda lige katılmayı hak etti.

        2013-14 sezonunda grupta Bayburtspor egemenliği hakim olmuştu. İlk 2’de olan takımlar 3.Lig için play-off hakkı kazanacaktı ve Yomraspor yine kılpayı kaçırmıştı. Sezon sonu Dersimspor’la eşit puanda giren ekip ikili averajlar da eşit olunca Dersimspor ile play off için bir maç oynadı. Önceki sezonlarda olduğu gibi maçın normal süresi berabere bitmiş ve Yomraspor penaltılarda sahadan mağlup ayrılmıştı.

        Bu sezon ise Bölgesel Amatör Lig 2.Grup tam bir çekişmeye sahne oldu. Özellikle Serhat Ardahanspor ile Yomraspor’un çekişmesi son haftaya kadar sürdü. Gülen taraf sonunda Yomraspor oldu.

DERSİMSPOR
        2009 yılında kurulan Tunceli ekibi ilk sezonunda Tunceli Amatör Ligi şampiyonu oldu ve yeni kurulmuş olan Bölgesel Amatör Lig'e katılım hakkı elde etti.

        2010-11 sezonunda şampiyonluğu kovalayan ekiplerden olan Dersimspor, ligi 2. sırada bitirdi ve 3.Lig kapısından dönmüş oldu. Aslında sezon Tunceli ekibi için çok iyi başlamıştı. İlk 6 haftada 18 puan toplayan ekip, lige çok büyük bir giriş yapmıştı. Bu galibiyetlerin arasında grubun şampiyon ismi olan B.B.Erzurumspor da vardı. İlk 9 haftaya bakıldığında Dersimspor, 2 maçtan mağlup ayrılmıştı. Tunceli ekibi sonradan kendini ligde toparlasa da Erzurum ekibinin puan kaybetmesini bekleyecekti. Sezonun 2. yarısında oynanan maçta Dersimspor, B.B Erzurumspor’a yenilerek liderlik için avantajını kaybetmişti. Zaten sezonun 2.yarısı B.B Erzurumspor oynadığı tüm maçları kazanarak şampiyon oldu. Ligi 2. bitiren Dersimspor yeni sezon BAL'a katılmak için Tunceli Üniversitesi ile play-out oynadı ve Tunceli Üniversitesini 5-0 gibi net bir skorla yendi.

        2011-12 sezonuna gelindiğinde Dersimspor yine ligde şampiyonluğu kovalamış fakat geçen sezona göre biraz sönük kalmıştı. Aslında o sezonki sistem play-off sistemi olduğu için ligi 2.sırada bitirse bile play-off yoluyla 3.Lig'e çıkabilirdi fakat ligde bu sefer de 3. oldu. İlk 9 haftada mağlubiyet yüzü görmeyen ekip ilk mağlubiyetini 10.haftada Muratspor karşısında almıştı. Ligin ikinci yarısında ilk yarıya göre düşüşe geçen ekip ligi 3. sırada bitirdi ve yine play-out karşılaşması oynadı. Rakip Ovacık Ulaspor’u yenerek yeni sezonada devam dedi. 2012-13 sezonu Dersimspor için pek de iç açıcı değildi. Ligi 7. sırada bitirmiş önceki sezonlara göre eski Dersim’in olmadığı bir sezondu. 37 punala 7.sırada yer alan ekip play out’ta geçen sezonun tekrarını yaşamıştı sanki. Yine rakibi Ovacık Ulaspor yine aynı skorla geçen ekip gelecek sezon yine BAL’da idi.

        2013-14 sezonunda play off sistemli ligde Dersimspor sonunda derece elde etmiş ve 2.olarak play-offlara kalmıştı. Ama bu ikincilik o kadar da kolay gelmemişti. Aslında şampiyonluğun yani ligi 1.sırada bitirmenin kaybedildiği kırılma noktası henüz sezonun ilk yarısında 7. haftada başlayan 3 haftalık mağlubiyet serisi Dersimspor şampiyonluk adına kırılma noktasıydı. Ligin sonuna gelindiğinde Bayburtspor grubu lider bitirmiş fakat ligin ikincisi belli olmamıştı. Çünkü Dersimspor sezon sonunda 55 puanla Yomraspor ile birlikte girmiş ve ikili averajlarıda eşit olduğu için birbirleriyle maç yapmak zorunda kalmışlardı. Maç sonucuda berabere bitmişti ve penaltılarda 3-1’le gülen taraf Dersimspor olmuştu. Dersimspor’un play off ilk turundaki rakibi Ankara ekibi Sincan Belediyespor olmuştu. Adana 5 Ocak Fatih Terim Stadı'nda oynanan karşılaşma Dersimspor’un üstünlüğü ile başlamış ve goller de gelmişti. İlk yarıyı Sadettin Özer ve Barış Kılıç’ın golleriyle 2-0 önde kapatan Tunceli ekibi artık final yolundaydı. Fakat Yusuf Ünal’ın öğrencileri maçı bırakmamıştı. Önce Arif Yılmaz sonra da Haydar Yolcu ile gol bulan Ankara ekibi, Dersimspor’a kısa süreli bir şok yaratmış ve başka gol olmayınca maç uzatmalara gitmişti. Uzatmalarda eşitlik devam ederken maçın 117. dakikasında Hamdi’nin müdahalesi sonucu Sincan Belediyespor penaltı kazanmış ve Hamdi Algü kırmızı kartla oyundışı kalmıştı. Topun başındaki isim Engin Akbaş topu ağlarla buluşturunca Dersimspor yine 3.Lig kapısından dönmüş oldu. Play karşılaşmasında Tunceli Dağcılık SK‘yı 5-1 yenerek yeni sezonada devam dedi.

        Bu sezona gelindiğinde ise Dersimspor sonunda istediği şampiyonluğu almıştı. Kilis Belediyespor’un doludizgin gittiği ligde Dersimspor güzel bir başarıya imza atmış şampiyonluk ipini göğüslemişti .Aslında ilk 6 hafta sonunda liderliği alan Dersimspor, 8.haftada Elbistan Belediyespor ile berabere kalınca liderliği Kilis Belediyespor’a kaptırdı. Kilis Belediyespor 19.hafta sonuna kadar liderliğini sürdürdü. Dersimspor'un 8.hafta da yaptığı hatayaı 20.hafta Kilis Belediyespor yapınca Dersimspor liderliği devralmış oldu. O haftadan itibaren liderliğini koruyan ekip son hafta girilirken şampiyonluğunu ilan etmiş ve sonunda istediği 3.Lig'e çıkmıştı.

KOZAN BELEDİYESPOR
        Turuncusunu Portakal’dan Yeşil’ini doğadan alan Adana ekibi, 1955 yılında kuruldu. Kozanspor ismi ile kurulan ekip tam uzun yıllar 3.Lig'de boy göstermiş ve son olarak 2001-02 sezonunda 3.Lig'de yer aldıktan sonra profesyonel liglere veda etmişti.

        2.Lig'i kovalayan ekip, deplasman dönüşü trafik kazası yapmış, teknik direktörü ve birçok oyuncusunu kazaya kurban vermişti. Bu olaydan sonra toparlanamayan ekip maçlara çıkamaz duruma gelmiş ve Amatör kümeye düşmüştü. Takımın kapanması gündeme gelince Kozan Belediyesi desteğiyle takım Kozan Belediyespor ismini aldı ve tekrar liglerde boy göstermeye devam etti. Amatör ligde şampiyon olup çoğu kez terfi maçları oynayan Adana ekibi bir türlü 3.lige çıkamadı. 2009-10 sezonunda terfi maçında karşılaştığı Yeni iskenderunspor’a mağlup olunca belediye desteğini çekmiş ve takım maddi krize girerek kapanmanın eşiğine gelmişti. BAL'a katılma hakkı elde etmesine rağmen maddi kriz sebebiyle katılamayan ekip Adana Süper Amatör liginde devam etti. Kozan Belediyespor, Adana Süper Amatör Liginde 2011-12 sezonununda Karataş Belediye ile oynamış olduğu maçta normalde 5-0 yendiği maçta yapmış olduğu kural hatası sebebiyle hükmen 3-0 mağlup sayılmış ve ligi 3. sırada bitirmiştir. Eğer bu kural hatası yapılmamış olsaydı Kozan Belediyespor BAL’a yükselmiş olacaktı lakin olmadı.

        2013-14 sezonunda BAL'da yer alan ekip, ligi 4.sırada bitirmişti. Ligde inişli çıkışlı bir grafik sergileyen Adana ekibi, istediğini alamamış ve yeni sezon için play-out maçına kalmıştı. Baraj karşılaşmasında Yenibeygücü’nü 3 golle geçerek yeni sezon içinde adını yazdırmıştı.

        2014-15 sezonuna gelindiğinde ligin favorisi gösterilen Nevşehirspor’a ilk hafta 4-0 mağlup olmuş ve ligin ilk haftası beklenmedik bir mağlubiyet almıştı. Ama bu mağlubiyet takımın ilk ve son mağlubiyeti oldu.4 takımın şampiyonluk mücadelesi verdiği grupta yarıştan kopan ilk ekip Dörtyol Gençlerbirliği oldu, ardından Ceyhanspor da yarıştan kopunca tek rakip MESKİ kalmıştı. Fakat rakip ligin en az gol yiyen ekibiydi ve kafa kafaya bir mücadele vardı. 24.Hafta sonuna Adana ekibi lider girmiş ve en yakın rakibi Mersin ekibinin 3 puan önündeydi. 25.Haftaya gelindiğinde Kozan Belediyespor’un rakibi Meskispor’du. Meskispor’un bu maçı mutlaka kazanması gerekiyordu fakat karşılaşma berabere bitince ligin bitimine 1 hafta kala Kozan Belediyespor şampiyon oldu.

KASTAMONUSPOR 1966
        1964 yılında Çamspor ile Suspor'un birleşmesiyle Çamsu Gençlik Spor Kulubü adıyla Amatör Küme’de mücadelesine başlayan Kastamonuspor, 1966 yılında Kastamonu Spor Kulubü adını alır ve 1966-67 sezonunda 2.Lig'de mücadele etmek için TFF'ye başvurur. Federasyonun da onayını alan Kastamonuspor 2.Lig'de mücadelesine başlar. 1966 yılından 1969 yılına kadar 2.Lig'de mücadele eden Kastamonuspor, 1969 yılında düştüğü 3.Lig'de 1977 yılına kadar mücadele etmiş ve o sene 3.Lig'e veda ederek amatör lige gerilemişti. 1984-85 sezonu öncesi yeniden 3.Lig'e dahil edilen Kastamonuspor, 2007-08 ve 2008-09 sezonlarında başarılı bir dönem geçirmiş, her iki sezon sonunda da bir üst lige çıkabilmek adına play-off mücadelesi vermiş ancak rakiplerine karşı üstünlük kuramayarak üst lige çıkmayı başaramamıştı.

        2012-13 sezonunda 3.Lig'e veda eden Kastamonuspor, Bölgesel Amatör Lig'e düştü.
2013-14 sezonunda ilk karşılaması olan MKE Kırıkkalespor karşılaşmasına sorunları sebebiyle çıkmadı ve 3-0 hükmen mağlup olarak lige başlamış oldu. Sorunları bitmeyen ve kadro olarak zayıf bir ekiple lige devam eden Kastamonuspor oynadığı 26 karşılşamada 15 puan topladı ve lige veda etmiş oldu. Aslında Kastamonuspor zayıf kadrosuna rağmen tam 8 hafta mağlup olmadı ve bu süreçte 14 puan toplayan ekip iyi bir çıkış yakalad fakat ligin son 2’de bitirerek tarihinde ilk defa oynadığı BAL'a veda etmiş oldu.

        2014-15 sezonuna gelindiğinde ise Kastamonu temsilcisi Tosya Belediyespor’u devralarak lige katıldı ve adını Kastamonuspor 1966 olarak değiştirdi. Sezona kupa maçıyla başlayan Kastamonuspor 1966, kupada Bartınspor’a elenerek Türkiye Kupası'na veda etmiş oldu. Ligin ilk hafta karşılaşmasında Çarşambaspor’a 3-2 mağlup olan ekipte işler can sıkmaya başlamıştı. Fakat ekip kendini toparlayarak 2. hafta Yenicespor galibiyetiyle başladığı grupta Ladik Belediyespor maçı hariç hiçbir yenilgi almadı ve en yakın rakibi Yeni Amasyaspor’un 14 puan önünde şampiyon oldu. Hatta Avrupa liglerinde en çok gol atan takımlar listesine girmiş ve gerçekten başarılı bir sezon geçirerek 3.Lig'e çıkmıştı. Yeni sezonda da Teknik Direktör Ahmet Duman’la devam kararı alan ekip, yeni sezonun planlarını yapmaya şimdiden başlamış durumda. 
Yazı dizisinin devamını okumak için tıklayın!

Hazırlayan: Mete EKİZ

        Bölgesel Amatör Lig' de sezon geçtiğimiz haftalarda tamamlandı ve gruplarını lider olarak bitiren 11 takım önümüzdeki sezon Sp...

Sahipsiz Lider: Anadolu Üsküdar

        3.Lig 3.Grup'ta oldukça düşük bütçeyle lider olan Anadolu Üsküdar, şampiyonluk yolunda yoluna emin adımlarla yürürken saha içi faktörler dışında bir de saha dışı faktörlerle boğuşmak zorunda kalıyor.

        Bunları madde madde saymak gerekirse;

1. Ev sahibi takıma uygulanan seyirci yasağı olan Sakaryaspor maçında  40 kadar Anadolu Üsküdar taraftarı deplasmana gitmek istemiş ancak Sakarya Valiliği, 40 kişinin güvenliklerinin sağlanamayacağı gerekçesiyle taraftarlara izin vermemiştir. 40 kadar taraftarın Sakarya gibi bir şehirde güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesi çok ama çok tuhaf.. Tabi insanın aklına şu soru geliyor Sakaryaspor Süper Lig'de oynasaydı 4 büyük takım taraftarına bu gerekçeler gösterilebilir miydi?

2. Anadolu Üsküdar, Bayburtspor'la hayati önem taşıyan bir maç oynayacakken maçın Pazar günü  stadyuma helikopterle siyasi bir liderinin ineceği gerekçesiyle maç saatinde değişiklik talep ediliyor. Cumartesi oynanması teklifinin kabul edilmemesi sonrası Pazar günü saat 10 veya 11'de oynanması gibi komik bir teklif geliyor. Anadolu Üsküdarspor'un maçın hafta içi oynanması talebine, Bayburt Valiliği Pazartesi günü güvenliği sağlayamayacağını bildiriyor. Bu olay dünyanın başka yerinde yaşanır mı sizce?

3. Bayburtspor hocası sayın Bahattin Güneş'in Ezurumspor şampiyon olsun yok olmayacaksa Sakaryaspor şampiyon olsun gibi taraflı söylemleri.

4. Anadolu Üsküdar'ın maçlarında, şampiyonluktaki en büyük rakiplerinden birinin hocasının arkadaşlarının hakem olarak atanması.

        İnsanın aklına hemen şu sorular geliyor; Acaba Anadolu Üsküdar'ın şampiyonluğu istenmiyor mu? Gerekli siyasi destek ve lobi olmadığı için şampiyon olmamalı mı? Fahrettin Sayhan, geçen sezon İstanbulspor'dayken hakem hatalarıyla kaybettiği şampiyonluğu tam yakalamak üzereyken bu sezon da yine saha dışı etkenlerle şampiyonluğu kaybederse neler yaşayacaktır? İkinci olmanın başarı sayılmadığı ülkemizde olası hatalarla kaybedilecek şampiyonluğun hesabını kimler verecektir? TFF üst liglere gösterdiği hassasiyeti neden 3.Lig'de zirvede yer alan takıma göstermemektedir?

        Daha önce maçlarında garip hakem hatalarıyla puan kaybetmesine rağmen şampiyonluğu sonuna kadar kovalayan takımın ve hocası Fahrettin Sayhan'ın emeğine saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. Şehir takımları siyasi desteklerle kollanırken neden İstanbul'un güzide bir ilçesinin takımının şampiyonluğu istenmemektedir. Sanırım bunlara birilerinin vereceği cevap olacaktır. Bu yazımdaki amaç hiçbir takımı ya da şahsı zan altında bırakmak ya da hedef göstermek değil, yaşananlarla ilgili herkesin bilmesi gerekenlerdir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 Hazırlayan: Yakup ATEŞ

        3.Lig 3.Grup 'ta oldukça düşük bütçeyle lider olan Anadolu Üsküdar, şampiyonluk yolunda yoluna emin adımlarla yürürken saha ...

22 Nisan 2015 Çarşamba

Tayfun Korkut'un Hikayesi

        2013'ün son demlerini yaşadığımız Aralık ayının ve ligde ilk yarının son haftasında düşme potasında bulunan Freiburg'a 2-1 yenilen Hannover 96'da takımı yaklaşık 4 senedir çalıştıran Mirko Slomka görevden alındı ve yeni teknk direktör arayışları başladı. Alman medyasında çeşitli teknik direktörlerin adı yazıldı çizildi, hatta o dönem Basel ile iyi bir ivme yakalayan Murat Yakın'a teklif götürüldüğü fakat Murat Yakın'ın bu teklifi reddettiği bile söylenmişti.

        Ve tarihler 2013'ün son gününü gösterdiğinde sürpriz bir karar alan Hannover 96 yönetimi, henüz A takım çalıştırmamış, son olarak Türkiye A Milli Takımı'nda Okan Buruk ile beraber Abdullah Avcı'nın yardımcılığını yapan ve Mirko Slomka Hannover 96'yı çalıştırırken bir dönem yardımcısı olacağı konuşulan Türk teknik direktör Tayfun Korkut'un takımın başına getirildiğini açıklıyordu. Hannover 96 cephesi de bu kararın bilinçli bir şekilde alındığını üstüne basarak vurguluyordu. Türk futbolu adına ciddi anlamda gurur, övünç ve mutluluk kaynağı olan Tayfun Korkut, Almanya'da Özkan Arkoç ve Mustafa Denizli'nin ardından takım çalıştıran 3.Türk teknik direktör olarak Hannover 96 kariyerine başlıyordu.

        Tabi Tayfun Korkut bu noktaya zembille inmedi, futbolu bıraktıktan sonra hemen antrenörlük ve lisans kurslarına yazılarak önemli yerlerde görev aldı. Şimdi gelin Tayfun Korkut'un nasıl bu noktalara geldiğini ve nerelerde görev aldığını kısa bir şekilde hatırlayalım.

        Tayfun Korkut futbolu bıraktıktan sonra oynadığı kulüp olan Real Sociedad'ın alt yapısında görev alarak ilk deneyimini yaşıyordu. İspanya'da kaldığı dönemde Villareal, Valencia, Barcelona, Espanyol gibi La Liga'nın gediklisi ve büyük takımlarında staj yapma imkanını sağlamış ve UEFA A Lisansı'nı alarak İspanya'daki kariyerini nokta koyup yetiştiği ülke olan Almanya'ya dönerek Hoffenheim U17 takımında antrenörlüğe başlaşmıştı. Hoffenheim U17 takımında Sead Kolasinac, Kenan Karaman gibi isimlerle de çalışma imkanı sağlamış ve UEFA Pro Lisans için Köln Spor Akademisi'ne başvurarak burada pro lisansını almıştı. Hoffenheim U17 takımında 1 sezon çalıştı ve görevinden ayrıldı. Daha sonra altyapısıyla ün yapmış Stuttgart U19 takımından teklif alarak 2011-12 sezonunda göreve başlayarak Türkiye Milli Takımı'ndan teklif alana dek yarım sezon burada çalıştı.

        Abdullah Avcı'nın yardımcısı olarak Milli Takım'da görev almaya başlayan Tayfun Korkut, yaklaşık 1,5 sezon milli takımımızda görev aldıktan sonra Ağustos 2013'te görevinden ayrıldı. Bu görevden ayrıldıktan sonrası malum yeni bir sayfa ve meydan okuyuş Hannover 96 kariyeri. Şimdi gelin Hannover 96'da neler yapmış, neler olup bitmiş hep birlikte bakalım.

2013-2014 Sezonu 2.Yarısı
        2013-14 sezonunun ilk yarısının bitimiyle göreve gelen Tayfun Korkut, buna paralel olarak hem kendisinin takıma, hem mde takımın yeni teknik direktöre uyum sağlama, alışma olarak adlandırdığımız dönemi en az hatayla bitirmek için önünde sezon arası nedeniyle iyi bir zaman vardı. Devre arası transfer döneminde Fratisek Rajtoral (V.Plzen/Kiralık) ve Artjoms Rudnevs (Hamburg/Kiralık) kadrosuna katarak sakin bir transfer sezonu geçirildi. Göreve geldikten yaklaşık 25 gün sonra ilk Bundesliga maçına çıkacak olan Tayfun Korkut, ilk maçında Wolfsburg'u deplasmanda 3-1 mağlup ederek  takımına o sezonki ilk deplasman galibiyeti getiriyordu. 2.maçında Schalke 04'e de aynı tarifeyi uygulayarak, göreve geldikten sonra ilk 2 maçını kazanarak Hannover 96 tarihinde bunu başaran 2. teknik direktör olup rekoru da egale ediyordu. Daha sonraki 5 haftalık süreçte 3 mağlubiyet 2 beraberlik aldı. Hatta bu süreç içindeki Bayern Münih maçı öncesinde Pep Guardiola arasındaki bir diyalog medya da epey dikat çekmişti.

Pep Guardiola maç öncesinde;
''Şampiyonlar Ligi güzel bir restoranda iyi br yemek gibidir, Bundesliga ise her gün yenen pizza ve hamburgere benzer'' sözüne,
Tayfun Korkut;
''Bu yiyeceklerin içindeki malzemeleri biz saptayacağız. Pizzayı acılı yapmak ve hamburgerin üzerine de biraz mayonez koymak istiyoruz ki Bayern Münih kolayca sindiremesin.'' diyerek gayet güzel ve mantıklı cevap veriyordu.
        Bu 5 haftalık tökezleme sürecinden sonra Hertha Berlin'i deplasmanda 3-0 yenerek rahat bir nefes alan Tayfun Korkut, daha sonraki oynadığı 4 karşılaşmayı kaybederek eleştiri oklarını üstüne çekiyordu.Yine medyaya düşen ve oldukça dikkat çeken bir hususta son kaybedilen E.Braunschweig maçından önce tesislere ''ölü kuzu'' ve takıma tehdit içerikli bir pankart asılarak taraftarın kötü gidişe bu denli bir mesaj vermiş olmasıydı. Son sıradaki E.Braunschweig maçının 3-0 kaybedilmesinin ardından adeta çılgına dönen taraftarlar stadı deyim yerindeyse basarak eleştiri yağmuruna tuttu. Tayfun Korkut ise bu tepkiler karşısında eline megafonu alıp tel örgülere çıkarak takımına sahip çıkması olayın biraz sakinleşmesine yol açmıştı. Daha sonra kalan 5 maçta alınan 4 galibiyet ve 1 beraberlik Tayfun Korkut'a yönele eleştirilerin rafa kalkmasına neden oldu ve Hannover 96, ligi 10.sırada bitirdi.

        Tayfun Korkut, ilk yarım sezonunda oynanan 17 maçta 7 galibiyet, 3 beraberlik, 7 yenilgi alıp maç başı 1.41 puan ortalaması yaparak başarılı bir başlanmgıç yaptığını söylemek mümkün.

2014-2015 Sezonu
        2014-15 sezonuna başlamadan önce kendini takımı kurmaya başlayan ve daha çok bonservissiz, veteran futbolcularla birlikle genç isimlere yönelen Tayfun Korkut; Joselu (Hoffenheim), Hiroshi Kiyotake (Nürnberg), Miiko Albarnoz (Malmö), Ceyhun Gülselam (Galatasaray), Jimmy Briand (O.Lyon), Marius Stankevicius (Gaziantepspor), Stefan Thesker (Hoffenheim), Kenan Karaman (Hoffenheim), Vladimir Rankovic (Bayern Münih2), Robert Almer (E.Cottbus) ve altyapıdan 3 oyuncuyu A takıma çıkararak transferleri tamamladı. Takımdan gönderdiği isimler ise; Szabolcs Huszti ( CC Yatai), Sebastian Pocognoli (WBA), Christopher Avevor (F.Düsseldorf), Didier Ya Konan (İttihad), Mame Diouf (Stoke City), Adrian Nicki (Young Boys) göndererek kendi takımını oluşturarak büyük çapta bir yenilik yaptı.

        Sezona çok hızlı bir giriş yapan Tayfun Korkut ve öğrencileri ilk 3 haftada topladıkları 7 puanla 3. sırada yer alarak Almanya basınında gündem yaratıyordu. Sonraki 5 haftalık süreçte 4 mağubiyet 1 galibiyet alabilen 8. hafta sonunda 10 puanla 10.sırada tamamladı. 9., 10 ve 11. haftalarda gol yemeden kazanılan 3 maçla tekrar üst sıralara yükselen Hannover 96, kalan süreçte ilk yarıyı 24 puanla 8. sırada bitirdi.

        Devre arasında kamp dönemi için ülkemize gelen ve burada basın açıklaması yapan Tayfun Korkut, hedeflerinin Avrupa Kupalarına katılmak olduğunu ve bunun için çok çalışmak zorunda oldukları söyleyerek hedefini açıkca ortaya koyuyordu. Devre arasında eski futbolcusu Didier Ya Konan ve Joao Pereira (Valencia) kadrosuna katarak transfer sezonunu nispeten sakin bir şekilde geçiriyorlardı.

        Ve Bundesliga'da 2. yarı başlıyor, Tayfun Korkut ve öğrencileri ilk maçında Schalke 04'e yenilerek 2. yarıya kötü bir başlangıç yapıyordu. Sonraki haftalarda oynanan maçlarda hiçbir şey planlandığı gibi gitmiyor, neredeyse her hafta Alman basınını Tayfun Korkut'un haberleri süslüyordu. 2. yarı oynanan hiçbir maçı kazanamayan Hannover 96 ve Tayfun Korkut birlikteliği 29. haftada oynanan 4-0'lık Bayer Leverkusen mağlubiyetinin ardından bitiyordu.

        İlk yarıda kadro kalitesine rağmen iyi bir performans gösteren bir takımın 2.yarı itibariyle bu kadar düşüşe geçip hiç maç kazanamaması elbette büyük ve araştırılması gereken bir sorun.

        Bu soruna dair şöyle ilginç ve harika bir tespit okudum. Tabi bu düşüşün tek başına sebebi bu tespit değil fakat bence kayda değer bir durum. Tansu Gürsel abinin kendi blogunda Ceyhun Gülselam - Hannover 96 adına ilginç ve mantıklı bir tespitte bulunmuş.
''İlk yarıda alınan başarılı sonuçlara rağmen Ceyhun Gülselam'ı 11'de oynattığı için bazı kesimce eleştiren Türk olduğu için oynatıldığını düşünene bu kesim karşılık Tayfun Korkut eleştirilere kulak verip ilk yarının son haftasında itibaren Ceyhun Gülselam'ı kızağa çekip yerine başkası oynatmaya başlıyor, Ceyhun Gülselam'ın oynadığı dönemlerde alınan başarılı sonuçlar ortada. Ceyhun Gülselam, son Bayer Leverkusen maçı hariç kızağa çekildiği Freiburg maçından sonra hiçbir şekilde 11'de maça başlamıyor, 22 ve 23. haftalar dışında da süre alamıyordu. Kızağa çekildiği o haftadan son Bayer Leverkusen maçına dek Hannover 96 sadece 6 puan toplayabilmiş.Yukarıda da bahsettiğim gibi sorunun tek kaynağı elbette Ceyhun Gülselam'ın oynayıp oynamaması değil, fakat bu düşüşe geçilen 2. yarıda bu tespit fazlasıyla üstünde durulması gereken bir durum."
        Yazımıza burada nokta koyarken genç teknik adam Tayfun Korkut'un yolun çok daha başında olduğunu unutmamak gerek. Onu çok daha iyi yerlerde göreceğimizi düşünüyor ve temenni ediyorum.

Hazırlayan: Muhammed EKTİ

        2013'ün son demlerini yaşadığımız Aralık ayının ve ligde ilk yarının son haftasında düşme potasında bulunan Freiburg'a 2-1...

21 Nisan 2015 Salı

Bölgesel Amatör Lig'in Yabancıları

        Yabancı kontenjanı konusu yıllardan beri Türk halkını meşgul eden, yöneticisinden teknik direktörüne, sokaktaki vatandaşına kadar herkesin farklı bir fikre sahip olduğu bir konudur malum. Süper Lig'de 14 yabancıya izin çıkmasıyla önümüzdeki sezonun nasıl olacağını merak ediyor herkes. Bildiğiniz üzere Süper Lig ve PTT 1.Lig takımları yabancı oyuncu oynatabiliyor ama 2.Lig ve 3.Lig'de yabancı uyruklu oyuncu oynatılamıyor. Peki amatörde durum nasıl? BAL ve amatör liglerde 2 yabancı kontenjanı var ve bunu bazı kulüpler kullanıyor. Biz de sizin için Bölgesel Amatör Lig'de (BAL) forma giyen, performansıyla ya da varlıklarıyla dikkat çeken yabancı oyuncuları sizler için derledik.

Lucas Sebastian Rodriguez
        1991 doğumlu Arjantinli oyuncu, Boca Juniors alt yapısından yetişti. Süper Lig ekibi Eskişehirspor tarafından denemeye getirilen ancak deneme sürecini ve uyum sorununu aşamayan oyuncu ile anlaşma sağlanamadı. Oyuncunun menajeri oynayabileceği bir takım ararken hiç umulmayan bir takım ve ligde oyuncu boy göstermeye başladı. 2013-14 sezonunda Bölgesel Amatör Lig takımlarından 44 Malatyaspor'a transfer olan oyuncu takımı ile çıktığı 21 maçta 7 gol atma başarısı gösterdi.

        2014-15 sezonunda yıldızının parlayacağı Dersimspor'a transfer olan oyuncu, Dersimspor forması ile çıktığı ilk maçı olan Türkiye Kupası'daki Hasköy Yıldızspor maçında 3 gol atarak ulusal ve yerel basının dikkatini çekti. Bu sezon ligde ve kupada oynadığı toplam 24 maçta 23 gol atarak Dersimspor'un 3.Lig'e çıkmasında en büyük pay sahibi oldu. 3.Lig'de uygulanan yabancı oyuncu kuralı nedeniyle bu sezon mecburen Dersimspor forması giyemeyecek. Birçok PTT 1.Lig ve BAL ekibinin Arjantinli oyuncuya talip olduğu gelen bilgiler arasında.

Yannick Alex Kone
        1992 Fildişi Sahilleri doğumlu olan oyuncu, ülkemizde ilk olarak Tatvan Gençlerbirliği forması giydi Alex Kone, Tatvan'da oynadığı 2 sezonda 39 maçta 15 gol atma başarısı gösterdi. 2014-15 sezonunda transfer olduğu Dersimspor'da 21 maçta 10 gol atarak Dersimspor'un 3.Lig'e çıkmasında pay sahibi olan isimlerden biriydi. 3.Lig'de uygulanan yabancı oyuncu kuralı nedeni ile o da Rodriguez gibi bu sezon Dersimspor forması giyemeyecek. Güçlü fizik yapısı ve inatçı kişiliği ile transferin gözde ismi olan Alex Kone, birçok Bölgesel Amatör Lig ekibinin transfer listesinde.

Toma Tabatadze
        1991 doğumlu Gürcü oyuncu, 2013-14 sezonu başında Niğde Belediyespor tarafından Al Nars Kuveyt takımından transfer edildi. Niğde Belediyespor'un 3.Lig'e çıkmasında büyük bir pay sahibi olan oyuncu, 20 maçta 9 gole imzasını attı.

        Geçmişinde Letonya ve Litvanya 1.Lig ekiplerinde forma giydiğini gördüğümüz Toma, 2014-15 sezonu için Bartınspor ile anlaştı ve burada 13 maçta  8 gol attıktan sonra devre arasında Karaderespor'a transfer oldu. Karaderespor formasıyla da 12 maçta 9 gol atarak yine dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Oyuncunun gelecek sezon için planları alt lig takipçileri tarafından merakla bekleniyor.

Gideon Adinoy Sani
        1991 doğumlu Nijeryalı oyuncuyu birçok futbolsever Akhisar Belediyespor forması ile tanıdı. İlk olarak Bölgesel Amatör Lig ekiplerinden İzmirspor'da 3 maç oynayan oyuncu sezonun bitmesinin ardından
sürpriz bir transfere imza atarak Akhisar Belediyesporlu oldu. Oyuncu ilk sezonunda PTT 1.Lig'de Akhisar forması ile 19 maçta 6 gol attı. İkinci sezonunda ligde sadece 7 maçta forma giyen oyuncu 2013-14 sezonunda TKİ Tavşanlı Linyitspor'a kiralık olarak gitti. Burada 18 defa forma giydi ve devre arasında tekrar Akhisar Belediyespor'a döndü ancak Süper Lig'de forma şansı bulamadı. 2014-15 sezonunda flaş bir kararla Bölgesel Amatör Lig ekiplerinden Yeni Amasyaspor'a transfer olan oyuncu 15 maçta 11 gol atarak başarılı bir performans sergiledi ancak takımını 3.Lig'e taşımayı başaramadı.

Nika Nozadze
        1994 Tiflis doğumlu Gürcü oyuncu, 2014-15 sezonunda Toma Tabatadze ile beraber Bartınspor kadrosuna katıldı. 14 maçta 2 gol atarak iyi bir performans sergileyen Gürcü oyuncu, gelecek vaat eden isimler arasında yer alıyor. Genç yaşı nedeniyle birçok takım tarafından yakından takip edilen bir oyuncu.

Timothy Patrick Wilson
        1994 Maryland/ABD doğumlu. Evet yanlış okumadınız Ardeşen'de bir Amerikalı. 20 yaşındaki Amerikalı orta saha oyuncusu devre arasında transfer olduğu Ardeşen ile çıktığı 7 maçta 2 gole imzasını attı.

Giorgi Dabrunda Shvili
        1990 doğumlu Gürcü oyuncu, Artvin'nin Bölgesel Amatör Lig'deki tek temsilcisi olan Arhavispor'un devre arasında Gürcistan'nın Tskhumi takımından transferi. Gürcü orta saha oyuncusu ligde 10 maçta görev aldı.

Salifou Dembele
        1991 doğumlu Malili oyuncu, 2 yıl önce Bölgesel Amatör Lig ekiplerinden Erganispor tarafından seçmelerde begenilerek transfer edilmişti. 2013-14 sezonunda Erganispor ve Van İpekyolu forması giyen oyuncu, 17 maçta 1 gol atarken 2014-15 sezonunda Başkalespor forması ile 18 maçta 5 gol atma başarısı gösterdi.

Aymar Kevin Yatroh
        1991 Fildişi Sahilleri doğumlu oyuncu, 2013-14 sezonunda Tire 1922 forması giydi. 21 maçta oynayan oyuncu 8 gole imzasını attı. Geçen sezon oynanan 3.Lig'e çıkma terfi maçında İzmirspor'un TFF'ye oyuncunun oturma izni olmadığı gerekçesi ile itirazda bulunmuş ve kısa bir süre gündemi meşgul etmişti. Yatroh, 2014-15 sezonunda Araklı Karaderespor forması giydi ve 21 maçta 5 gol attı.

Deniz Enyong (Friday Nsisong Enyong)
        1983 Nijerya doğumlu oyuncu daha sonradan Türk vatandaşlığına geçerek Deniz adını aldı. İstanbul Amatör Lig ekiplerinden Küçükpazar tarafından denemelerde beğenilerek lisans çıkartılan oyuncu daha sonra İzmirspor'a transfer oldu. İzmirspor ve Foça Belediyespor'un aylarca Tahkim ve TFF arasında gidip geldiği, TC vatandaşlığı aldığı dönem lisansı problem olan oyuncu, ilk verilen kararda İzmirspor'un hükmen mağlubiyetine ve küme düşmesine sebep olmuştu ancak 1 ay sonra TFF başkanının değişmesini fırsat bilen İzmirspor'un tekrar TFF başvurarak kararı iptal ettirmesine, Foça Belediyespor'un küme düşmesiyle noktalanacaktı.

        Bölgesel Amatör Ligde toplam 46 maça çıkan oyuncunun 1 de golü bulunmakta. Oyuncu bir dönem KKTC Süper Lig ekiplerinden Lefke TSK ve Gençlik Gücü SK formaları da giydi. 2014-15 sezonunun devre arasında Beşikdüzüspor'a transfer olan oyuncu ligde sadece 5 maçta forma giyebildi.

Jeremiah Momo Corneh
        1989 doğumlu Liberyalı oyuncu, ülkemizde ilk olarak Yalovaspor forması giydi. Bölgesel Amatör Lig'de 65 maçta 29 gol atan oyuncu, 2014-15 sezonu transfer döneminde Yeni Amasyaspor ile anlaşmış ancak resmi imzayı ani bir karar ile Kastamonuspor'a atmıştı. Bir süre iki takım arasında gerginliğe sebep olan oyuncu, ligde sadece 6 maçta görev aldı. Devre arasında Manisa 1.Amatör Lig ekiplerinden Salihli Belediyespor'a transfer olan oyuncu halen bu takımın formasını giymekte.

Patrick Etoga
        1993 doğumlu Kamerunlu oyuncu, ülkemize geçtiğimiz sezon PTT 1.Lig'e çıkan Fethiyespor'a transfer olarak geldi. Orta sahanın merkezinde oynayan Etoga, geçtiğimiz sezon PTT 1.Lig'de 3 maçta forma giydi. Sezon başı Fethiyespor'un 2.Lig'e düşmesiyle yabancı oyuncuyu elinde tutamayacağından dolayı oyuncu bedelsiz olarak Muğlaspor'a gönderildi. Bu sezon şampiyonluk hedefiyle yola çıkan Muğlaspor'da 26 maçın 24'ünde sahaya çıkan Etoga, diğer iki maçta da iki defa kırmızı kart görmenin cezasını çekti. 24 maçta 4 gol atan Etoga, uzun boyu, güçlü fiziği ve tekniğiyle dikkatleri çeken bir orta saha oyuncusu.

Serge Abaka
        1995 doğumlu Fildişili oyuncu, geçtiğimiz sezon devre arasında Torku Konyaspor ile kampa katılmış ancak yeterli görülmediği için sözleşme imzalanmamıştı. Bu sezon BAL ekibi Sarayönü Belediyespor'da forma giyen oyuncu 23 maçta 11 gol atma başarısı göstererek üst lig takımlarının yeniden dikkatini çekti. Genç golcünün Samsunspor ile anlaştığı, sezon sonunda sözleşme imzalayacağı iddiaları var.

Hazırlayan: Haydar BULACA

        Yabancı kontenjanı konusu yıllardan beri Türk halkını meşgul eden, yöneticisinden teknik direktörüne, sokaktaki vatandaşına kadar...

Hedefe İki Kala / BEYAZ

        Kırmızı Grup'ta son iki hafta kala son durumu dün anlatmıştık. Hatta yazının başında iki grubu karşılaştırmış ve Beyaz Grup'ta şampiyonluğun Kırmızı Grup'a göre daha kolay olacağını söylemiştik. Sezon başı gruplar belirlendiğinde iddiası olmayan takımlar bile ‘’Play off oynarız’’ diye geçirmiştir içinden. Bir grup, diğer gruba göre 1 fazla takıma sahip olacaktı, nedeni Ankaraspor’un geçen sezon PTT 1.Lig’e dahil olmasıydı. Şimdi hep birlikte 19 takımlı ligi ele alalım.


        Şampiyonluk yarışı son birkaç haftaya kadar 3 takımın arasında gidiyordu, ama Ümraniyespor, kırmızı gruptaki İnegölspor gibi yarıştan koptu. Yeni Malatyaspor ile Pendikspor arasında devam ediyor yarış. Yeni Malatyaspor, kaç sezondur lige hep şampiyonluk parolasıyla çıkıyor, play-offlara kadar katılıyor, oradan sonra olmuyor. Her sezon aynı gitmesi yıprattı Malatyalıları, bu sene başında artık herkes elini taşın altına koydu ve takım kuruldu. Sene başında kurulan takımlara baktığımızda iki grubun da Sarı-Kırmızılı takımları PTT 1.Lig’den gelen futbolcular, harcanan paralara baktığımızda liderliğin en güçlü adayları duruyordu ki son iki haftaya girerken de durum bunu gösterdi. Yeni Malatyaspor son haftalara kadar liderliği alamıyordu ve liderlik senenin flaş takımlarından Pendikspor’daydı. Pendikspor’un yaşadığı puan kayıplarını değerlendiren Yeni Malatyaspor 2 hafta önceye kadar Pendikspor’un 4 puan önünde liderdi ve o hafta sonu evinde Pendikspor’u ağırlayacaktı. Pendikspor’u yendiği takdirde bugün belki de PTT 1.Lig kutlamalarına başlayan Yeni Malatyaspor, olaylı maçta son dakikada mağlup oldu. Bu hafta Pendikspor’un Fethiye’ye puan kaybetmesiyle puan farkını 3’e çıkaran Yeni Malatyaspor son iki haftada şampiyonluğu göğüslemek için çabalıyor. Yılın flaş takımı Pendikspor ise, son düdük çalana kadar savaşacaklar. Kalan iki maçta galip gelip Yeni Malatyaspor’un maç kaybetmesini bekleyecekler. Bu hafta Yeni Malatyaspor play-offları garantilemek isteyen Menemen Belediyespor’a konuk olurken, Pendikspor ise artık ligde hedefi olmayan Aydınspor’u ağırlıyor. Son iki maçta biz ne kadar fikstür yorumlarsak yorumlayalım, buradan sonra taktik, teknik, rakip çok etkilemez. Buradan sonra devreye tecrübe ve iyi durumdaki psikoloji girer. İkili averajın Pendikspor’da, puan avantajının Yeni Malatyaspor’da olduğunu hatırlatalım.

        Play-off yarışını değerlendirecek olursak; Yeni Malatyaspor ve Pendikspor dışındaki adaylar Ümraniyespor, 1461 Trabzon, Centone Karagümrük, Menemen Belediyespor ve Kartalspor. Ümraniyespor, Karagümrük ve Menemen Belediyespor 2. Lig’e çıktıkları ilk sezon için harika bir performans gösterip play-off’a kalma savaşı veriyorlar. Özellikle Ümraniyespor, bu zamanlara kadar liderlik savaşı da verdi, aldı da liderliği ama devam ettiremedi. Önümüzdeki hafta Ofspor ile zor bir maça çıkacak olan Ümraniyespor, play-offlara yüksek ihtimal kaldı diyebiliriz. Centone Karagümrük, ligdeki başarısıyla birlikte Türkiye Kupası’nda da gruplara kadar yükseldi. 1461 Trabzon, çıkmayı isteyen başka camialardan birisi. Çünkü Trabzonspor’a oyuncu verebilmek için de, onlardan oyuncu alabilmek için de en azından PTT 1.Lig’de olmaları şart. Trabzonspor’dan hiçbir oyuncuyu 2. Lig’e gönderemiyorsun ama PTT 1.Lig’e gönderiyorsun. Bu imkanı şu anda iyi kullanamıyorlar ve kullanmak için üst lige çıkmaları şart. İlk devre işler istedikleri gibi gitmese de ikinci devre iyi bir çıkış yakaladı 1461 Trabzon. Önümüzdeki hafta küme düşen Tavşanlı Linyitspor ile oynayacak olan 1461 Trabzon, bu maçla birlikte yüksek ihtimalle play-offta olacaktır. Benim şahsi yorumum hem Ümraniyespor, hem de 1461 Trabzonspor play offlarda olacak. İlk ikiden bir takımda play-offlar da yer alacak. O zaman play offa girebilecek tek kontenjan var, aday sayısı üç. Karagümrük 54 puanda, Menemen Belediyespor 53, Kartalspor 51 puanda. Karagümrük bu hafta, Kartalspor son hafta ‘’bay’’ geçiyor. Yani Kartalspor için lig bu hafta bitiyor. Bu durumda Menemen Belediyespor avantajlı gibi duruyor ama bu hafta şampiyon olmak isteyen Yeni Malatyaspor ile oynuyor. Son hafta Hacettepe ile oynarken, Karagümrük de şampiyonluğun bir diğer adayı Pendikspor ile oynuyor. Eğer bu hafta yarış kopar, Yeni Malatya Menemen Belediye’yi yener, Pendik puan kaybı yaşar, Yeni Malatya şampiyonluğu ilan ederse Karagümrük Pendik maçında rahat bir maç oynayabilir. Eğer Menemen Belediyespor, Yeni Maatyaspor karşısında galip gelirse bu sefer işler tam tersine döner. Yani bu hafta hem play-off hem liderlik savaşını belirleyecek olan maç Yeni Malatyaspor-Menemen Belediyespor maçı olacak. Kartalspor’un 6 puanı silinmesine rağmen müthiş bir özveriyle, 51 puan toplayarak hala play- off şansını kovalasa da şu anda bu ihtimal çok zor görünüyor. Ama o mücadele, o özveri her şeye yeter bazen. Özgür Zengin ve talebelerini tebrik edelim.


        Son dört takımın düşeceği ligde, düşme hattı da sıkıntılı. Ne kadar hesap kitap yapılsa da işin içinden çıkılmıyor, maçların son düdüğüne kadar her şey değişir. Ama belli bir şey var ki, geçen sezon PTT 1.Lig’den düşen Tavşanlı Linyitspor bu sefer 2.Lig'den düştü. Sezon boyunca 15 puan toplayacak olan Tavşanlı Linyitspor son iki formalite maçında play-off’u garantilemeye en yakın iki takım 1461 Trabzon ve Ümraniyespor ile oynuyor. Tavşanlı Linyit’in bu düşüşü hiç hayra alamet değil. Geçmiş olsun.

        Tavşanlı Linyitspor dışında 9 takım düşmemek için savaşacak. Ofspor’un artık kurtarması zor görünüyor. Önce Ümraniyespor ile oynayacak olan Ofspor, ondan sonra da Tarsus İdmanyurdu ile oynayacak. Bu hafta Ofspor galip gelse bile rakiplerinin alacağı sonuçlarda olacak kulağı. Bu hafta ya düşme hattı bayağı bir netleşir, ya da son haftaya girerken iyice arapsaçı olur. Keçiörengücü -Tarsus İdmanyurdu, Anadolu Selçukspor -Turgutluspor, İskenderunspor – Fethiyespor maçları düşme hattının kaderini çizecek maçlar olacak. Düşmeme savaşı veren 9 takımın 6 tanesi birbirleriyle oynuyor. Keçiörengücü galip geldiği takdirde Tarsus İdmanyurdu’nu 3. Lig’e gönderir, tersi durumda ortalık çok karışır. Fethiyespor galip geldiği takdirde kendisini kurtarır ama tersi durumda hattın içine girer. Anadolu Selçuk galip geldiği takdirde kurtarır, mağlup olduğu takdirde son haftaya sıkıntılı girebilir. Yani bu maçları oynayan oyuncular bir taraftan kendi maçlarıyla uğraşırken,diğer taraftaki maçları da sorup duracaklar belki yedek kulübesine. Yani kısacası bu Pazar ortalık sıkıntılı, tribünlerde olayların çıkma olasılığı, maçların karışma olasılığı yüksek. Emniyeti uyaralım biz şimdiden. İlginç anekdot ise pilot takımların haftaya sıkıntılı girmesi. Bildiğiniz üzere Keçiörengücü Osmanlıspor’un, Anadolu Selçuk Torku Konyaspor’un, Hacettepe ise Gençlerbirliği’nin pilot takımlarıydı. Bakalım pilot takımlardan 3. Lig’e düşen olacak mı? Ayrıca son iki haftaya girerken iki grupta toplam düşmeme savaşı veren 18 takım var ve 5 tanesi Ankara takımı.

        Elimizden geldiğince, bildiğimiz kadarıyla 2.Lig’de son iki haftada olasılıkları, durumları sizlerle paylaşmaya çalıştık. Keyifli okumalar.

Hazırlayan: Hüseyin KARABACAK

        Kırmızı Grup 'ta son iki hafta kala son durumu dün anlatmıştık . Hatta yazının başında iki grubu karşılaştırmış ve Beyaz Grup...