Röportaj: Atahan Menekşe (Gaziosmanpaşa)

       Transfer Merkezi Dergisi'nin bugünkü konuğu Gaziosmanpaşa'nın başarılı sağ beki Atahan Menekşe. Futbola Sarıyer alt yapısında başlayan 27 yaşındaki oyuncu, uzun süre bu takımın formasını giydikten sonra Kocaelispor, Adana Demirspor, Elazığspor, Denizlispor gibi önemli takımlarda forma giymişti.

Merhabalar Atahan, futbola başlama hikayeni bizlere anlatır mısın?
       6 yaşımda tanıdığım, adını hayat koyduğum bir hevesti futbol. Babadan gelen bir yetenekti. Onun gibi futbol oynamak hatta başarabilirsem daha iyi yerlere gitmek istiyordum. Babam kadar kariyerli ve milli olamasam da,  en iyisini yapmaya çalışıyorum. Kısacası futbolla ilk karşılaşmam, 6 yaşımda Sarıyer Spor Kulübü futbol okulunda başlamamla oldu.

Bugünlere gelmende sana en çok yardımı olan kişiler kimler?
       Hayatımda herkesin bir yardımı oldu ve hepsi çok değerliler benim için ama ilk önce babamın yeri büyüktür. Ardından beni profesyonel yapan ve ilk maçta oynatıp beni insanlara tanıtan Mehmet Birinci ve her şeyimi paylaştığım ağabeyim, menajerim Cihangir Güner’dir.

Geçen sezona Süper Lig takımlarından Elazığspor'da başladın ama devre arasında Denizlispor'a transfer oldun ve bu dönemde çapraz bağ sakatlığı geçirdin. Sonrasında gelişen olaylar ve Gaziosmanpaşa'ya transferin nasıl oldu?
       Allah kimseye böyle bir sakatlık vermesin. Geçen sene, kimsenin istemeyeceği bir durumla karşılaştım. Sol ayak ön çapraz ve yan bağlarım koptu, tabiî ki haliyle perişan oldum. Muayene sonrası hiç vakit kaybetmeden İzmir’de iyi bir operasyonla ameliyat oldum. Ameliyattan 2 gün sonra fizik tedavilere başladım. Malum 6 ay süresi var bu sakatlığın, ne kadar aza indirirsek kârdır düşüncesiyle daha fazla çalıştım. 3 hafta sonra Denizli'ye geri döndüm yaz tatili yapmadım her gün güç kuvvet idmanı yaptım, ardından takımla kampa gittim ve koşularıma başladım. Doktor ve masör arkadaşlarım özel programlar hazırlayarak çok yardım ettiler, hepsini tek tek uyguladık. 4 ay sonra her şey Cybex'ten gelen güç testine bağlıydı. Gelen test sonucu tekrar futbol oynamaya hazır olduğumu söyleyince artık benim sıram geldi diye düşünmüştüm, tekrar başladım mücadeleye. 2 hafta vardı önümde, o zamana kadar tamamen hazır olacaktım. Her şey güzel giderken transferin bitmesine bir gün kala kulüp yetkilileri beni çağırıp 'teknik heyetin kararına göre kadroda istenmiyorsun" dediler. Hocamla konuştum böyle bir şey olmadığını benimle ilgili bir sıkıntısı olmadığını dile getirdi. Zaten sonrası çorap söküğü gibi geldi. Başkan ve yönetim haksız fesih yaparak bana durduk yere dava kazandırdılar ve daha sonra transferin bitimine saatler kala Gaziosmanpaşa'yla anlaştım.

Kariyerinde hiç keşke yapmasaydım dediğin bir olay oldu mu?
       Her sporcunun futbol hayatında bir çok kez keşke dediğine emin olabilirsin. Ama keşkelerin içinde en iyi hangisi dersen hemen paylaşayım. Adana Demirspor’dan 2011 yılında paramı alamadım diye sözleşmeyi tek taraflı fesh edip başka bir takıma gitmek en büyük hatalarımdan biriydi. Hayatımda keyif aldığım, oynadığım en iyi kulüplerden biriydi ve hiç gitmek istememiştim ama kısmet. Futbolcuların en zor kararı böyle durumlarda oluyor. Çünkü size başka seçenek bırakmıyorlar bazen.

Sana göre kariyerinin en iyi dönemi hangi takımdaydı?
       Kariyerimin en iyi dönemi: Bozüyükspor'da yarım devre sağ bek oynayıp 8 gole ulaştığım zamandı. Zaten sonrasında 2. Lig'den direkt Süper Lig'e transfer oldum.

Bundan sonraki kariyerinle ilgili düşüncelerin ve hedeflerin neler?
       İleriye dönük hedeflerim, her futbolcunun istediği bir şey olacak sanırım. Futbolcunun hakkını veren, sahtekarlık yapmayan, arkasından iş çevirmeyen takımlarda oynamak istiyorum. Paranı vereceğiz deyip bir kuruş vermeyen ve taraftarlara paralarını alıyorlar deyip futbolcuları ateşe atan başkan ve yönetimi olan bir takıma gitmek istemiyorum. Sporcu arkadaşlarım da bana hak vereceklerdir sanırım.

Kariyerin boyunca attığın en güzel ya da en değerli gol hangisiydi senin için?
       Denizli ATATÜRK stadında, Bozüyükspor’da oynarken play-off maçında çeyrek finalde Kızılcahamam'a attığım frikik golü,hayatımda attığım en uzak frikik golümdü ve bunun yanında benim golümden başka gol olmayınca daha değerli oldu.

Şu ana kadarki takım arkadaşların arasında birlikte oynamaktan en çok keyif aldığın oyuncular hangileriydi?
       Futbola ayrı bir keyif veren arkadaşlarım ve ağabeylerim var. Emrah Şahinçiftci, Onur Alkan, Mesut Saray, Samet Albayrak, Caner Bulut, Gökhan Emreciksin, Sedat Bayrak, Bülent Ertuğrul, Ahmet Dursun, Koray Kurt, Serdar Topraktepe, Emrah Kol, Cem Koşanoğlu, Arif Şahin, Göksu Türkdoğan, Ahmet Şahin, Ferit Erişci, Mikail Albayrak ve daha sayamadığım bir çok arkadaşım var.

Süper Lig'den 2. Lig'e kadar tüm liglerde oynamış bir futbolcu olarak bize ligler ile ilgili düşüncelerini aktarır mısın?
       Süper Lig; yetenek, kariyer, güç ve para temelli bir lig. PTT 1. Lig ise; yeteneğin dışında, hırsın ve mücadele gücünün ön plana çıktığı bir lig. 1. Lig ve 2. Lig'de maddi gücü iyi olan takım sayısı sınırlı olduğu için güç dengeleri çok değişken, iki takımın imkanları arasında uçurumlar olabiliyor.

Bugüne kadar yeşil sahalarda yaşadığın en komik olay neydi?
       Sarıyer'de futbol oynarken kendi sahamızda yaptığımız bir maçta; takım arkadaşımızın orta yaparken ayakkabısının çıkıp tribüne gitmişti. Hatırladığım en komik olay budur.

Futbol dışında kalan boş zamanlarında neler yaparsın?
       Genelde eşimle tavla oynar ve sinemaya gideriz. Arkadaşlarımla olduğumda sürekli eğlendiğimiz için plansız programsız hareket ediyoruz daha çok. Hayatı akışına bırakıyoruz.

Röportaj: Ümit ŞENGÜN

Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.