24 Haziran 2014 Salı

Maç Analizi: Hollanda 2-0 Şili

Hollanda’ya Sıradaki Gelsin!
       B Grubu’nda Hollanda ve Şili liderlik mücadelesi verdi. Şili’yi 2-0 yenerek grubu lider bitiren Hollanda, 16’da Meksika ile eşleşirken, ilk iki maçını kazanan Şili, ev sahibi Brezilya ile çeyrek final mücadelesi verecek.

       Van Persie’nin cezalı oluşunun dışında Martins İndi’nin sakatlığı ve De Guzman’ın ilk iki maçta kötü bir grafik çizmesi Van Gaal’i rotasyona gitmeye yöneltti.  3-4-1-2 dizilişinde fakat zaman zaman 3-5-2’ye de dönen Hollanda’da kadroda Lens, Wijnaldum ve Kuyt ilk 11’de başladı. Maçın başlarında Blind’in sol kanatta olacağını tahmin ettik ancak bir sürpriz vardı. Dirk Kuyt Hollanda’da sol bek/kanat gibi görev aldı. Blind ise tıpkı Ajax’ta, Frank De Bour’un kullandığı gibi orta alanın solunda pas dağıtıcı ve kesici olarak yer aldı. Kuyt da solda bulunduğu süre boyunca savunmanın arkasına doğru uzun toplar atarak hücuma destek olduğu gibi zaman zaman atak girişimlerinde de birincil hamleleri yapan isim olarak maçta öne çıktı.

       Şili’de ise anlayış değişmemişti. Elemeler ve gruptaki maçlar da dahil olmak üzere önde basan, rakibine alan daraltan ve sıkıştırmalar yaparak topa sahip olmaya çalışan oyun planını güçlü veya dişine göre olan tüm rakiplere karşı uyguluyor.

       Ön alanda pres uygulayan Şili, buna rağmen rakibi karşısında tutuk gözüktü. Hollanda maçın başlarında Şili’nin topla oynamasına müsaade etti etmesine ancak Şili’de beklenilen şekilde hücum bölgesinde istenilen paslar ve üretkenlik sağlanamadı. Alexis Sanzchez’in kanadını alan savunmasıyla kapatan Hollanda Vargas’ın ceza sahasında etkili olma girişimlerini durdurmayı başardı. Şili, Hollanda’nın yerleşik savunmasını aşmakta zorluk çektiği dakikalarda beklerini de hücuma dahil etmesiyle orta alandaki pas üstünlüğünü birkaç cılız pozisyona çevirmeyi başardı. İsla çok etkisiz kaldı.

       Hollanda’ya baktığımızda hücum anlamında yine Robben’in sırtladığı bir takım görüntüsü vardı. Onlar için hem avantaj hem de dezavantajlı bir durum var o da şu, Hollanda’da gol yollarında reaksiyon gösterebilecek ve takımı sırtlayabilecek 3 oyuncu var. Robben, Sneijder ve Van Persie… Bu üçlüden en az biri etkisiz kalınca Hollanda bocalıyor. İspanya maçının ilk yarısında Sneijder’in kötü performansını, Avustralya maçında hem Sneijder’in hem de Van Persie’nin uzunca bir süre iyi reaksiyon verememesi Hollanda’nın bu üçlünün iyi performansına muhtaç olduğunun göstergesi bence. Bu maça baktığımızda da Van Persie zaten yoktu. Onun yerine Van Gaal’in tercihi Huntelaar olmalıyken Lens oldu. Lens ilerde komple forvet olarak oynamak yerine gezen forvet gibi oynayınca çok etkisiz kaldı. Oysaki bana göre iyi bir turnuva geçirmeyen Şilili Medel’i Huntelaar daha çok rahatsız edebilirdi.  Takım savunmasını iyi kurgulayan ve Şili’yi oynatmaması alkış alsa da Van Gaal’in hücum anlamında çeşitli varyasyonlara daha başvurması gerekir. Elinde delici, yaratıcı ve hızlı kontracı bir oyuncunuz olabilir (Robben) ancak her zaman onun yaratıcılığına ihtiyaç duymak zaman zaman olumsuz sonuçlar doğurabilir.

       İkinci yarıda ilk yarıdan farklı olarak daha kompakt bir Şili gördük. İlk yarıya oranla daha çok pres yapan taraf Sampaoli’nin ekibiydi. Bu durum oyunun ortada sıkışmasına yol açtı. Hollanda’nın da temkinli ve risksiz oyunu muhtemel bir beraberliğe sürükledi.  Lens’in yerine Depay’ın dahil olması çok geciken bir değişiklikti. Van Gaal PSV’nin yıldızını bir joker olarak kullanıyor. 69’da Depay- Lens  ve 75’te Fer- Sneijder değişikliği, maça hareketlilik kazandırdı.  Çok geçmeden Fer’in Hakan Şükür’ü anımsatan kafa golüyle Portakallar öne geçti. Fer’in 18’de boş bırakılması da Şili’nin maç içerisinde savunma dengesinin bozulduğunun bir işareti olmuştu. Oyundan fizik olarak düşen Şili, mental açıdan da sıkıntı yaşayınca Robben ile yakalanan kontrada Memphis Depay’ın yaklaşık 60 metrelik koşusu sonrasında golle buluşması maçın skorunu belirledi.

       Hollanda’nın sistem farklılık gösteriyor. Van Gaal’in üstün taktik kabiliyeti ve rakibe göre belirlediği saha içi taktiksel hamleleri çok önemli avantaj onlar için. Naçizane eleştirdiğim noktalar olsa bile Hollanda’nın başında reaktifliği çok iyi uygulayan, dünyanın en iyi hocalarından biri var. Şili maçında takım savunmasında da sınıfı geçen Hollanda için bu futbol yarı finali getirebilir. Şili’nin ise Brezilya maçında o rakibine sıkıntı veren bunaltan oyun anlayışını tekrar sahaya yansıtması gerekiyor.

Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder