12 Ekim 2013 Cumartesi

Röportaj: Volkan Canbolat (İstanbulspor)

       Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu 3. Lig 3. Grup lideri İstanbulspor'un başarılı kalecisi Volkan Canbolat. Futbol hayatına Fenerbahçe alt yapısında başlayan ve birçok takımın kalesini koruyan 1985 doğumlu kaleci, sezon başında Karagümrük'ten İstanbulspor'a transfer olmuştu.

Merhabalar, bizlere Volkan Canbolat’ı ve futbola başlama öykünü anlatır mısın?

       21 Mart1985 Üsküdar doğumluyum. 11 yaşımda Fenerbahçe yaz okuluna gitmiştim, uzun boyumdan dolayı kaleye geçirdiler ve sonra Fenerbahçe'de bütün kategorilerde oynadım 2002 yılına kadar.

Futbola 13 yaşında Fenerbahçe’de başlıyorsun, ilk maçını ve yaşadığın heyecanını anlatır mısın bizlere?

       Minik takımda oynamıştım, o dönemler zaten hep heyecanlı ve istekli geçiyor. Bir de Fenerbahçe isminin büyüklüğü, ağırlığı ve ekstra heyecanı vardı tabi.

Kaleci olmanın zorlukları neler sence? Ayrıca kalecilik forma şansı en az olan mevkilerden biridir, bu seni hiç korkutmadı mı?

       Benim en büyük avantajım Yavuz Şimşek gibi bir hocayla çalışmak ve futbolu öğrenmek oldu. Bize hem saha içi hem saha dışı her şeyi öğretti, ileride yaşayacağımız zorlukları da. Kalecilik büyük sorumluluktur, yeri geldiğinde takımın yarısı sayılır. Biz o sorumluluğu Yavuz Şimşek hocamız sayesinde kavradık.

Profesyonel imzanı Hatayspor forması altında 19 yaşında atıyorsun ve macera bundan sonra başlıyor. Kariyerin boyunca bir çok kulüpte forma giydin, genç bir kaleci olarak bu süreçte ne gibi zorluklar yaşadın?

       Genç kalecinin hata yapma lüksü yok, az çalışma lüksü yok. Genç kalecilere genelde ikinci üçüncü alternatif gözüyle bakılıyor ama Casillas 17 yaşında Real Madrid kalesini korudu. Ne yazık ki ülkemizdeki zihniyet yüzünden genç kaleci ve oyuncuların önü kesiliyor. 3. Lig'e yaş sınırı getirdiler yine aynı değişen farklı bir şey yok. Yaş sınırı futbolcuları bitirmekten başka bir işe yaramıyor, 3. Lig'den kaç oyuncu Süper Lig'e gidip oynadı?

2009-2010 sezonu Balıkesirspor’a transfer oluyorsun ayağının tozu ve muhteşem performansın ile takımını 2. Lig'e çıkaran isimlerin başında geliyorsun. Bize o sezonu ve takım olarak yaşadıklarınızı anlatır mısın?

       Balıkesirspor gerçekten çok büyük bir camia ama o dönemde beklenen başarılardan çok uzaktı. Büyük bir baskı ve aynı zamanda bir bütünlük vardı. Kaliteli ve karakterli oyuncularda kurulu bir takım kurulmuştu yıllardır şampiyonluğa aç bir şehir vardı. Hep son maçlarda kaybedilen başarısızlıklar inancını kırmıştı insanların  ama biz bu tezi bozduk, inanmayanları bile inandırdık. Benim için çok anlamlı bir şampiyonluktu. Hala görüştüğüm insanlar var ve hala o şampiyonluk konuşuluyor. Emeğim geçti katkım oldu, bu gurur bile mutlu ediyor. Balıkesirspor bugün buralara gelmiş olmasında pay sahibi olmak çok güzel.

2010-2011 sezonu 2.lig macerası senin için pek iyi başlamıyor. Sezona Selahattin Dinçel ile başlayan takım sezonu Mesut Dilsöz ile kapatıyor 2011-2012 sezonuna İstanbulspor’a kiralık geliyorsun 12 maç sonunda Ocak ayında Gebzespor’a kiralık olarak transfer oluyorsun ligde son sırada yer alan düştü gözü ile bakılan Gebzespor 8 galibiyet 5 beraberlik ile ligde kalıyor bizlere Gebzespor forması ile yaşadığın o muhteşem heyecanı anlatabilir misin?

       Selahattin Dinçel ile başladık sezona bir türlü yıldızımız barışmadı, benim adıma facia gibi bir sezondu. Kadro dışı kaldım kabus gibiydi, 1 sene kaybım oldu. Ertesi sene İstanbulspor'a geldim, kaleci İskender'in sakatlanıp sezonu kapatmasıyla kaleyi devraldım. Ömer başkan yıllardır beni rakip olarak tanır, bir çok kez izlemiştir. Son gün transferiyle geldim, 12 maç oynadım. Hem benim hem İstanbulspor için olumlu izlenimlerin olduğu bir ilk yarı geçirdim.

       Daha sonra Gebze'den istediler, daha önce Küçükköy'de yine 8 puanlı takımı ligde tutma tecrübem olduğu için başkan da kolaylık sağladı, çok şükür bir mucizeyi daha gerçekleştirdik. Çok zor ve anlamlı 17 maçımız oldu, son maçta kümede kaldık.. Çok büyük tecrübe oldu benim için 17 tane final maçı, her maç ölüm kalım maçı havasında.

2012-2013 sezonu başında Ümraniyespor sözleşme imzalıyorsun fakat sezon ortasında  Karagümrükspor transferi, arkasından play off. İlk maçta Pazarspor ile karşılaşıyorsunuz ve normal süresi 1-1 biten karşılaşma sonunda penaltılarla 5-4 yeniliyorsunuz. Bizlere play off heyecanını ve maç sonu yaşadıklarını anlatır mısın?

       Fikir ayrılıkları yüzünden devre arası Ümraniye'den ayrılıp Karagümrük'e gittim. Kaliteli oyuncu ve teknik heyete sahip bir takıma gitmiştim. Playofftaki Pazarspor maçı çok şanssız bir maçtı, top sevmedi. Tek kale oynadık neredeyse 3 top direkten döndü, olmadı nasip değilmiş. Perşmbe oynadık Pazarspor maçını pazar günü final oynayıp kupayı alıp döneriz diye inanmıştık, Malatya'dan uçak biletini bile pazar gününe alınmıştı, çok büyük bir üzüntü tarifi mümkün değil soyunma odasında herkes hıçkıra hıçkıra ağladı, rüyalarıma giriyordu. Allah bir daha yaşatmasın.

Bu sezon başında tekrar İstanbulspor’a geldin, bu transfer nasıl gerçekleşti?

       İstanbulspor benim yuvam, bana gel dediler geldim git derlerse giderim. İstanbulspor ile aramızda farklı bir gönül bağı var.

İstanbulspor 6. hafta sonunda lider durumda, bunda en büyük pay sahibi olarak gösterilmek nasıl bir duygu?

       Kalecilik büyük sorumluluk, kötü oynama şansımız yok. İyi oynarsan takım iyi giderse en büyük pay sahibi oluyorsunuz kötü oynarsanız da kötü giden takımda suçlu olarak gösterilirsiniz. Duyduğum olumlu tepkiler gurur verici, sorumluluğumu arttırıyor. Bu performansımı sezon sonuna kadar devam ettirmek istiyorum.

3. Lig 3. Grup'ta İstanbulspor’un şansı nedir sence? Sizi zorlayacak takımlar ve play-off şansı olan takımlar kimler?

       Biz bir aileyiz İstanbulspor olarak, belki klişe bir laf ama biz bunu gerçekten yaşıyoruz. Başkandan menajerine teknik kadrosuna futbolcularına personeline kadar bir aile gibiyiz, bu sahaya da olumlu bir şekilde yansıyor. Liderliği sezon sonuna kadar sürdürüp şampiyonluk ipini göğüslemek için çalışıyoruz Bütün takımlar denk güçte sayılır, zorlu bir sezon olacak. Şampiyonluk adına hepsi rakiplerimiz, isim isim ayırmak doğru olmaz, oynadığımız maçlar da bunu gösteriyor, ligde kolay maç yok.

Biraz da Volkan Canbolat’ın özel hayatını konuşalım. Boş zamanlarında neler yaparsın, izlediğin diziler, programlar nelerdir?

       Çok fazla TV izlemem ama Karadayı dizisinin fanatiği olduğumu söyleyebilirim, kaçırmadan tüm bölümlerini izlerim. Boş zamanlarımda araba kullanmaktan zevk alırım, ayrıca sevdiklerimle vakit geçirmek, eğlenmek benim için çok önemlidir..

En beğendiğin ve örnek aldığın futbolcular kimler?

       Avrupa liglerindeki kalecileri takip ediyorum ve beğeniyorum, ülkemizde de Volkan Demirel, Muslera, Onur Kıvrak ve Tolga Zengin beğendiğim kaleciler. Benim idolüm Yavuz Şimşek'tir. Kaleciliğine yetişemedik ama izlediğim ve okuduklarım yetiyor zaten. Türk futbolu ve Fenerbahçe için büyük bir isim, ileride hocalık yaparsam Yavuz hocadan öğrendiklerim bana ışık tutacaktır.

Bundan sonraki kariyerin ve gelecek için hedeflerin neler?

       İstanbulspor'la şampiyonluklar yaşamak istiyorum. İlk hedefimiz İstanbul'un adını taşıyan, İstanbul'un bu köklü takımını hak ettiği yerlere getirmek..

Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin Transfer Merkez okuyucularına ve genç meslektaşlarına ne demek istersin?

       Bana zaman ayırdığınız için ve bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim. Transfer Merkezi'ne Türk futbolunun sadece Süper Lig olmadığını gösterdiğiniz ve takip ettiğiniz için tüm alt lig oyuncuları adına teşekkür ederim. Genç kardeşlerime de hedefleri doğrultusunda küsmeden yılmadan çalışmalarını tavsiye ediyorum.
Röportaj: Haydar BULACA
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder