24 Nisan 2014 Perşembe

Röportaj: İbrahim Koray Arslan‏

       Transfer Merkezi Dergisi'nin bugünkü konuğu Elazığ Belediyespor'un sağ kanat/sağ bek oyuncusu İbrahim Koray Arslan. Geçmiş yıllarda Elazığspor'da sergilediği başarılı futbolla birçok takımın transfer listesine giren ancak geçirdiği sakatlıklar nedeniyle hedeflediği yerlere gelemeyen Koray'la yaptığımız keyifli röportajı hep birlikte okuyalım.

Merhaba Koray, Transfer Merkezi dergisi okuyucularına kendini tanıtır mısın? Futbola nerede, nasıl başladın?
       Merhabalar, 1986 Adana doğumluyum. Futbolculuğun yanı sıra beden eğitimi öğretmenliği okuyorum. Futbola 7 yaşında, Adana Demirspor alt yapısında başladım.

Adana Demirspor alt yapısında başladığın futbol hayatında neler yaşadın. Adana Demirspor gibi köklü bir kulüpte oynamak nasıl bir duyguydu?
       Adana Demirspor gibi büyük ve köklü bir kulüpte oynamak elbette büyük bir onurdu. Taraftarı ile camiası ile unutamadığım bir anı olarak hep bende kalacaktır. Adana Demirspor'da oynamak herkese nasip olur inşallah.

Adana Demirspor'dan Elazığspor'a transferin nasıl gerçekleşti?
       Artık genç takım için yaşım tutmuyordu, Adana Demirspor 2.Lig'de şampiyonluk hedefi ile yola çıktığı için gençlere kadroda yer veremeyeceklerini söylediler. Benim de talibim olan Elazığspor'un teklifini değerlendirmem sonucu bu transfer gerçekleşti.

Elazığspor'da 1.Lig ve 2.Lig tecrübelerin oldu, bizlere o günlerden bahseder misin?
       Elazığspor'da Adana Demirspor gibi büyük bir camiaydı, bütün şehir Elazığspor ile yatıp kalkıyordu. Futbolcu olduğumu Elazığspor'da anladım, genç yaşta 1.Lig'de oynamak benim için büyük bir tecrübe oldu. 2.Lig'e düşmemiz ise hatırlanması kötü bir durum fakat futbolun içinde olan şeyler, birileri küme düşecek birileri üst liglere yükselecek. 2.Lig de benim için iyi bir tecrübe olduğuna inanıyorum.

Elazığspor'a büyük hizmetler verdin bir anda ayrılışının sebebi neydi?
       Elazığspor'da sakatlık süreci yaşadım, bu sakatlık 1,5 sene sürdü. O zaman birçok talibim vardı. Sakatlık dönemi boyunca yalnız kaldım, tabi burada camia değil de camia içindeki bazı kişileri kast ediyorum. Bu sakatlık boyunca tüm masrafları kendim karşıladım, tedavim yurt dışında sürdü. Sahip çakılmadığımı hissettiğim için ayrılma gereği duydum.

Elazığspor'dan ayrıldıktan sonra Karsspor ve İstanbulspor maceraların başlıyor bizlere bunlardan bahseder misin?
       Karsspor ile anlaşmam eski hocam olan Ramazan Silin vesilesi ile gerçekleşti. Beni bildiği için transferimi bizzat kendisi istemişti, böylece Karsspor forması giyme şansı buldum. İstanbulspor transferim ise bir anda gerçekleşti. Sezon başında PTT 1.Lig ekibi Güngörenspor ile anlaşmıştım, transferin bitimine 2-3 gün kala Güngörenspor nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı benimle çalışamayacaklarını söyledi. Sezon başında birçok kulübü Güngörenspor için reddetmiştim, ani gelişen bu gelişme sonrası dönemin İstanbulspor teknik direktörü Hasan Al hocamın beni arayarak "seni takımda görmeyi istiyorum" demesi ile transferim gerçekleşti.

İstanbulspor forması altında çok iyi bir ilk devre çıkarttın 16 maç ile en fazla forma şansı bulan oyuncuydun bir anda neler oldu'da İstanbulpsor ile yollarını ayırma kararı aldın?
       O dönem bir çok menaerin bana üst liglerden teklifler olduğunu söylemesi benim de hedefimin tekrar üst ligler olması sebebi ile ben de ayrılmak istediğimi yönetime belirttim fakat yönetim bonservisimde beni isteyen takımlar ile anlaşma sağlayamadı ve bu talebimi ilettiğim için 1,5 sezon boyunca futbol uzak kaldım.

İstanbulspor'dan ayrıldıktan sonra Adıyamanspor ve Elazığ Belediyespor formaları giydin ve halen de Elazığ Belediyespor için ter döküyorsun. Gelecek için planların neler?
       Önümde uzun yıllar var, şu an eğitim hayatıma devam ediyorum. Bu eğitim hayatımdan alacağım bilgiler ile futbol yaşantıma yön vereceğimi düşünüyorum. Her şeyi bekleyip görmek en hayırlısı.

3.Lig'de uygulanan yaş kontenjanı için görüşlerin nelerdir?
       İnsan haklarına aykırı bir uygulama. 30 yaşına gelmiş insanların futbol hayatını bitirmekten başka bir şey değil. Kendi ülkende resmen yabancı futbolcu statüsünde oynuyorsun. Kontenjanın getirilmesi alt milli takımlara oyuncu yetiştirilmesi içindi fakat görüyoruz ki bu uygulama tamamen bir fiyasko olmuş durumda. Genç milli takımlar liglere kontenjan getirilmeden önce daha başarılıydı, bu uygulamadan bir önce vazgeçilmesinin ülkenin menfaatine olacağı kanaatindeyim.

Akademisyen bir ailenin çocuğusun, Fırat Üniversitesi'nde öğrenim hayatına devam ediyorsun. Bizlere bundan bahseder misin?
       Ben aslında her insanın eğitim hayatında akademik bir kariyer yapması gerektiğini düşünüyorum ama şu dönemde futbol oynayan birçok kişinin eğitim alması çok zor. Üniversitelerde futbolcular için bir esneklik, bir kolaylık sağlanmıyor. Önüne 2 seçenek sunuluyor; ya okuyacaksın ya da futbol oynayacaksın. Şahsi düşüncem futbol oynayan insanlara bu konuda biraz daha esnek davranılması gerektiği yönünde.

Özel hayatından bahsedelim biraz, boş vakitlerinde neler yaparsın?
       Elazığ'da okuduğum için idman saatleri dışında okulda olmaya çalışıyorum. Kalan vakitlerimde tesislerde kitap okuyarak, arkadaşlarımla sohbet ederek vakit geçirmeye çalışıyorum. Tatillerde ise Adana'da ailem ile birlikte vakit geçiriyorum.

Bizlere vakit ayırdığın için teşekkürler. Son olarak Transfer Merkezi dergisi okuyucularına ve futbolcu arkadaşlarına neler demek istersin?
       Transfer Merkezi dergisine alt liglere göstermiş olduğu ilgi ve alakadan dolayı teşekkür ederim. Meslektaşlarımın da sağlıklı, kazasız belasız bir sezon geçirmelerini diliyorum. Genç oyuncu arkadaşlarımın da şansları bol olsun, herkesin daha iyi bir ligde oynaması dileği ile.

Röportaj: Haydar BULACA
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder