22 Aralık 2016 Perşembe

Röportaj: Serkan Balcı (Ankaragücü)


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu, profesyonel hayatına hala devam eden oyuncular içerisinde en çok Süper Lig mücadelesine çıkan isim Serkan Balcı. 5 takımla 16 sezon Süper Lig forması giyen Serkan Balcı, onlarca milli maç ve Avrupa karşılaşması yaşadı. Gençlerbirliği, Fenerbahçe, Trabzonspor, Antalyaspor ve Mersin İdmanyurdu formalarını giyen Serkan'ın son durağı Ankaragücü oldu. Serkan ile yaptığımız röportajı keyifle okuyabilirsiniz.

Süper Lig'de forma giyerken Ankaragücü ile anlaştın. Öncelikle Ankaragücü'ne transfer olma sürecini ve Ankaragücü'nü tercih etmende ki nedenleri dinleyerek röportaja başlayalım.
Ankaragücü’ne transfer olmamın en büyük nedeni İsmet hoca ve camia. Ankaragücü’ne gelmem için İsmet hocam ikna etti. Zaten şehri çok iyi biliyorum ve seviyorum. Gençlerbirliği’nde oynadığım zamandan Ankaragücü camiasını da biliyordum. Tabii su süreçte kurulan kadro kalitesi, hedef gibi faktörler de önemli rol oynadı. Buraya geldiğim günden beri güzel dostluklar da kurduk. Burada olmaktan ve burada oynamaktan çok keyif alıyorum. Başarılı sonuçlar geldikçe de keyfimiz katlanıyor.

Ankaragücü şuan da lider muhakkak hedeflediği sırada yer alıyor. Sezon başından bu ana dek senden takımın genel değerlendirmesini alalım.
Bu süreçte güzel puan topladık. Lideriz, verimli bir ilk yarı geçirdik. İnişli-çıkışlı performanslarımız da oldu. İyi oynayıp kaybettiğimiz maçlar da oldu, kötü oynayıp kazandığımız maçlar da oldu. Bu süreci iyi idare ettiğimizi düşünüyorum. İlk devreyi iyi geçirsek de asıl maçlar ikinci yarı başlıyor. Tüm takımlar takviye yapıyor, iyi hazırlık yapıyor, maçlar çetin geçiyor ve hava şartları da zorlaşıyor. Kar-kışa denk gelen birkaç maç oluyor. Fizik-kondisyon anlamında güçlüyüz, daha da güçlü olup camiayı iyi yerlere getirmeye çalışacağız.

 Ankaragücü'nün taraftarına neler söylemek istersin peki?
Taraftarımız bizim en büyük gücümüz ve her zaman da bizim yanımızda. 2. yarı bizi zorlu maçlar bekliyor ve her zaman yaptıkları gibi bizi desteklemeye devam etsinler.


Yavaş yavaş geçmişe gidelim, Amatör Lig'den direk Süper Lig'e transfer oldun. Keşfedilme sürecin nasıl gelişti?
Keşfedilmem şöyle gerçekleşti, Yalıkavak’ta oynarken Türkiye Finalleri vardı, oraya katılmıştık. Son dörtlüye kaldık, Konya’daydı maçlar. Orada Gençlerbirliği’nden Muammer Nurlu hoca var, o beni gördü ve takıma kazandırdı. O turnuvada bir çok takım istiyordu beni, Gençlerbirliği hayırlısı oldu. Muammer hoca sayesinde amatörden Süper Lig’e transfer oldu. İlk gittim, 6 ay paf takımla maçlara çıktım. Sonrasında Samet Aybaba, beni A takıma çıkardı. Böylece artık Türk futboluna kazanılmış olduk.

Gençlerbirliği ile yaşadığınız güzel bir Avrupa deneyimi var. Sırasıyla Blackburn Rovers, Sporting Lizbon, Parma'yı eleyen Gençlerbirliği o dönemde kupayı alan Valencia'ya şanssız bir şekilde elenmişti. O sezon UEFA'yı kazanan Valencia'yı yenen tek takım Gençlerbirliği'ydi. O sezonu UEFA Ligi çerçevesinde bir de senden dinleyelim?
O kadro benim futbol hayatım boyunca en keyif alarak oynadığım kadrolardan bir tanesiydi. Hocamız Ersun Yanal idi. Abi-kardeş ilişkileri, takım bağlarımız çok iyiydi. Avrupa deneyimi benim için çok önemliydi o süreçte. Ümit Milli Takıma gidiyorsun, UEFA’da oynuyorsan, daha gençsin. Her şey harika gidiyordu. Heyecanlıyız, kanımız kaynıyor. O takımlarda oynamak hayal gibiydi. Amatörden 2-3 sene içinde Avrupa platformuna çıkmak çok değişikti. Takım olmak çok önemli, takım iyi oldukça futbolcu da bireysel anlamda iyi oluyor. Benim kariyerimin şekillenmesinde Gençlerbirliği’nde yaşadığım o maceranın payı büyüktür.

Artık Türk futbolunda Serkan Balcı ismi ortaya çıkmaya başladı ve Fenerbahçe'ye transfer oldun. Fenerbahçe'ye transfer sürecini bizimle paylaşır mısın?
Gençlerbirliği’nde başarılı maçlar çıkardıktan sonra adım zaten Fenerbahçe ile anılmaya başlamıştı. Özellikle Galatasaray maçında da gol attıktan sonra ismimiz daha çok anılmaya başladı. Başarılı Ümit Milli Takımımız vardı, o jenerasyonun büyük kısmı büyük takımları gördüler. Fenerbahçe’ye satılmam aslında kısa ve net oldu. Telefon çaldı ‘’Seni Fenerbahçe’ye verdik, hayırlı olsun’’ dediler, kapattıla :)


Trabzonspor'un ardından sırasıyla Antalyaspor ve Mersin İdman Yurdu kariyeri başladı senin adına. Futbolcu adına şanssız diye nitelendirdiğimiz küme düşme durumunu yaşadın. Neler anlatmak istersin Antalyaspor ve Mersin İY kariyerin hakkında?
Rahatlık çok kötü bir şey futbolcu için. Antalya’da kazanıyorsun kimsenin umrunda değil, kaybediyorsun kimsenin umrunda değil. Küme düşmenin nasıl olacağının tecrübesini Antalya’a yaşadık resmen. Kaliteli kadroyla küme düştük Antalya’da, havayı bir türlü yakalamadık. Taraftar anlamında değil, futbolcunun iç disiplini vardır. Ekmek kazanıyoruz bu işten ama Antalya’da bir türlü takım olamadık.
Mersin’de ilk sene mükemmel işler yaptık, bir sonraki sene işler yolunda gitmedi. Şu anda İdmanyurdu’nu görüyoruz işte, gerçekten çok yazık. Koca Mersin şehri, sahip çıkan kimse yok, borç olmuş 170 trilyon. Allah yardımcıları olsun.

Yavaş yavaş kişisel sorulara geçelim, Fenerbahçe döneminde özellikle ''koşuyor, mücadele ediyor fakat biraz daha tekniğini geliştirse kariyeri çok farklı noktada olurdu'' diyen bir kesimde mevcuttu. Buna katılıyor musun?
Sonuçta şartlar oyuncuyu bu duruma getiriyor. Mesela Emre Belözoğlu ilk çıktığı zaman korkunç yetenekliydi, mücadele kısmı işin içine girince yeteneklerini sergileyemedi. Ama tabi koşu çok önemli, mücadele etmezsen futbolcu olamazsın. Bu düşüncenin de doğruluk payı vardır tabii ki.

Peki asıl mevkin orta sahayken, özellikle kariyerinin bir döneminin ardından sağ bek olarak devam ettin kariyerine. Orta sahadan, sağ beke evrilme sürecini biraz anlatır mısın?
Gençlerbirliği’nde sol bek oynuyordum, kariyerimde sağ bek, sağ açık, orta saha oynadım. İşimiz futbol, oynayabildiğimiz mevkilerde oynadık. Ben orta sahada oynarken her zaman daha çok keyif aldım. Daum sağolsun sağ beke çevirdi bizi.

Oynadığın her takımda sürekliliğin, mücadelen ve hırsın ortaya çıktı. Bu sürekliliği neye bağlıyorsun?
Ben işimi seviyorum. Başka keyif aldığım bir şey yok. Sezon başı 2-3 aylık boşluğa düştüm ne yapacağımı şaşırdım. Bu işi sevmeyen katlanamaz. Başarı geldikçe hırslanıyorsun, başarısızlıkta da tam tersi oluyor. Bu meslek zor meslek. Sevmek lazım.

Futbolu bıraktıktan sonra futbolun içinde kalmayı düşünüyor musun?
Nasipse 2-3 sene daha futbol oynayıp ondan sonra antrenör olarak devam etmeyi düşünüyorum.


Kariyerinde oynadığın en iyi 11'i bizimle paylaşır mısın?
Onur Kıvrak - Serkan Balcı, Egemen Korkmaz, Fabio Luciano, Ümit Özat - Mehmet Aurelio, Selçuk İnan, Alex, Olcan Adın, Tuncay Şanlı - Burak Yılmaz.

Kariyerinin sonlarına doğru memleketinin takımı Nazilli'de forma giymek ister misin? Çünkü memleketini çok sevdiğini biliyoruz.
Evet, niye olmasın. Memleketimi seviyorum ve memleketim için futbol anlamında bir şeyler yapmak isterim.

Futbol dışında biraz sanata eğilimli olduğunu da duyduk. Neler söylemek istersin bu konu hakkında?
Eşimden dolayı ilgimin arttığını söyleyebilirim. Sanat ve sanatçıya büyük saygım var. Ayrıca resim ve fotoğrafçılığa bir merakım var.

Çalıştığın en iyi teknik direktörler kimlerdi kariyerinde?
Birçok değerli isim var tabi ama Şenol Güneş, Ersun Yanal ve Samet Aybaba diyebilirim.


Kariyerinde unutamadığın bir maç ya da maçlar var mı?
Fenerbahçe - PSV ve Trabzonspor - İnter maçları benim için unutulmazlar arasındadır. Denizlispor - Fenerbahçe maçı da unutulmaz anlardan biri olmuştu kariyerimde.

Birlikte oynadığın en yetenekli futbolcu kimdi? İdolüm diyebileceğin biri oldu mu?
Alex de Souza ve Jaja. İdolüm Emre Belözoğlu'ydu diyebilirim.

Karşılıklı oynadığın isimler içinde seni en çok zorlayan oyuncu kimdi?
Nordin Ambarat.

Bize zamanını ayırdığın için teşekkürler Serkan, başarılar ve mutluluklar seninle olsun.
İyi niyetleriniz için teşekkürler. Size de yayın hayatınızda başarılar.

Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder