26 Ağustos 2013 Pazartesi

Röportaj: Oktay Delibalta (Gençlerbirliği)

     Transfer Merkezi Dergisi'nin bugünkü konuğu Gençlerbirliği'nin yetenekli oyuncusu Oktay Delibalta. Geçen sezonu Gaziantepspor'da kiralık olarak tamamlayan orta saha oyuncusu bu yıl Gençlerbirliği'nde performansının zirvesine çıkmak istiyor. Tecrübeli oyuncuyla Oğuzhan Arslan'ın yaptığı bu keyifli röportajı hep birlikte okuyalım.

Merhabalar Oktay Delibalta, bizlere futbola başlama öykünü anlatır mısın?

     Merhabalar, futbola Şerefspor'da başladım. Bu takım bizim mahallenin takımıydı, hemen hemen her futbolcuda olduğu gibi mahallede top oynarken mahalledeki abiler tarafından keşfedildim (gülüşmeler). Babam ve annem de futbola başlamama sıcak baktılar, 8-9 yaslarındaydım. Serüvenim böyle başladı. Burada oynarken Beşiktaş'ın alt yapısına transfer oldum orada 1 yıl oynadıktan sonra da Sarıyer alt yapısına geçtim.

Alt yapılardan Süper Lig'e uzanan kariyerinde sana en çok kimlerin katkısı oldu. Buralara gelmende hangi hocaların daha çok rolü var sence?

    Bir çok hocanın emeği olmuştur tabi ki. İlk etapta aklıma gelenler; ilk profesyonel olacağım sene beni keşfeden Adnan Dinçer, daha sonrasında Turhan Özyazanlar, Ercüment Çoşkundere, Ali Beykoz. Bu isimleri sayabilirim, bu hocalar bana çok şey katmıştır gerçekten.

Seninle birlikte futbola başlayanların pek çoğu bugün başka şeylerle uğraşıyor. Seni onlardan ayıran ve bugünkü noktaya gelmeni sağlayan farkların nelerdi?

     Evet bir çok arkadaşım futbolu bıraktı. Ben de bu noktalara gelirken bir çok zorluklardan geçtim. Saha içi olarak beni ön plana çıkaran özelliklerim bence çok yönlü ve yaratıcı bir oyuncu olmamdı. Her an sonuca etki edebiliyordum, bu bütün oynadığım takımlarda hep bir adım önde olmamı sağladı. Bunun haricinde de zorluklara karşı koyabilmem ve hiç yılmamam da buralara gelmemde önemli bir etken bence. Belki bazı noktalarda psikolojik olarak çok zorlanabiliyorsunuz ancak ben mücadeleyi hiç bırakmadım ve hedefe giden yoldan hiç sapmadım. Hala da hedeflerime ulaşmak için mücadeleme devam ediyorum.

Alibeyköyspor'da 4 sezon oynadıktan sonra doğduğun şehir olan Samsun'a, Samsunspor formasıyla döndüğünü görüyoruz. Bu transfer arka yüzünü okuyucularımıza aktarır mısın?

     Aslen Rizeli olmamla birlikte Samsun doğumluyum. 6-7 yaşında kadar Samsun'daydık, futbola düşkünlüğüm o yıllardan başlıyor.Yıllar sonra buraya tekrar dönüp Samsunspor formasını giyeceğimi bilemezdim tabi ki ama benim için çok farklı bi duyguydu. Alibeyköyspor'da şampiyonluk yaşadıktan sonra bir yıl da 2. Lig'de oynadım ve PTT 1. Lig takımlarından transfer teklifi almıştım. Bunların arasında da Samsunspor ismini duyunca daha bir heyecanlandım. Hayrettin Gümüşdağ beni Samsunspor'a istedi ben de teklifi kabul ettim. Ona da sizin aracılığınızla buradan teşekkür etmek isterim.

Samsunspor'a kariyerinin çıkış noktalarından biri diyebiliriz. Samsunspor yıllarını, kendi açından performansını ve taraftarla olan ilişkilerini bizlere anlatır mısın?

     Samsunspor gerçekten bana çok şey kattı. Kariyerimin en önemli adımlarını burada attım. Böyle büyük bir camiada oynamak bana büyük tecrübeler kazandırdı. Taraftarlarla iletişimim hep iyi oldu, ben onları onlar da beni çok sevdiler. Samsunspor taraftarı büyük bir taraftardır ve gerçekten formanın hakkını veren, yürekten oynayan futbolcuyu görüp desteklerler. Bu yüzden Gençlerbirliği formasıyla oraya gittiğimde de beni hep bağırlarına bastılar, hepsine teşekkür ederim. Unutamayacağım güzel 2 yıldı diyebilirim.

Samsunspor'dan Gençlerbirliği'ne transfer olarak Süper Lig'e adım atmış oldun. Bu transfer nasıl gerçekleşti?

     Samsunspor'da 2 yıl iyi bir futbol sergilemiştim, Süper Lig takımlarından teklifler alıyordum. Bunların arasında beni en çok heyecanlandıran Gençlerbirliği ismi oldu. Cem Onuk ve Hacettepespor'daki Seçkin Hocanın bu transferde emeği vardır. Beni izledikleri maçta beğenmişler ve transferimde etkili oldulara ama en son noktayı başkanımız İlhan Cavcav koydu. Transfer, onunla son görüşmemizde noktalandı.

Geçen sezonu Gaziantepspor'da kiralık olarak tamamladıktan sonra bu sezon Gençlerbirliği'ne geri döndün ve takımının kilit oyuncularından birisi konumundasın. Kendi adına ve takımın adına bu sezonki hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

     Oynadığım takımlarda hiç bir zaman sıradan bir oyuncu olmadım. Hep önemli kilit oyunculardan olmak için çok çalıştım. Takım olarak hedeflerimiz ligi üst sıralarda bitirmek, kendi adıma hedefim ise öncelikle takımıma bu sezon büyük katkı sağlamak. Bütün liglerde oynamış biri olarak artık kendimi her açıdan hazır hissediyorum ve hedefe giden yolda en üstlerde oynamaya hazırım ve bunu başaracağıma inanıyorum.


Gençlerbirliği kariyerin açısından büyük hedeflerini gerçekleştirmek adına büyük adımlarından bir oldu diyebiliriz. Bu başarılı istikrarını neye borçlusun? Gelecekteki hedeflerinden bahsedebilir misin?

     İlk yıllardan itibaren yılmadan yoluma devam ediyorum. Futbolda küçük iniş çıkışlar olabiliyor ama hiç bir zaman vazgeçmemek ve kendine inanmak gerekiyor. İstikrarın getirdiği başarısı buradan geçiyor. Dediğim gibi artık kendimi her anlamda hazır hissediyorum ve büyük takımlarda da rahat bir şekilde oynayacak kapasitede olduğumu düşünüyorum ve bunun için de çok çalışıyorum.

Hem PTT 1. Lig'de hem de Süper Lig takımlarında forma giymiş bir isimsin. Ligler arasında sence ne gibi farklılıklar bulunmakta?

     PTT 1. Lig'de mücadele üst düzey ama Süper Lig'in kalitesi tartışılamaz bence. Aralarındaki fark kalite farkı. Büyük takımlarla karşılaşıyorsunuz ve çok kaliteli oyuncularla karşılıklı oynuyorsunuz ama PTT 1.Lig'de kötü bir lig değil. 1. Lig'in mücadelesi yüksek ve heyecan dolu bir lig olduğunu düşünüyorum.

Süper Lig piyasasında çok büyük paralar dönüyor ama alt liglerde önemli sıkıntılar yaşandığını biliyoruz. Uzun yıllar amatör ve alt liglerde oynamış biri olarak o yıllarda yaşadığın en büyük sorunlar, gördüğün önemli eksikler nelerdi?

     Alt liglerde oynarken çok sayıda önemli sorun gördüm. Tesis anlamında sıkıntı var, maddi anlamda da bir çok sıkıntılar var. Ayrıca kulüpleri yöneten kişiler, başkanlar yöneticiler hep futbola uzak insanlar oldukları için bu da ülkemizde futbolun gelişmesine engel oluyor bence.

Maçlar ve antrenmanlar dışında özel hayatında neler yapmayı seversin, hobilerin neler?

     Evliyim ve 1 çocuğum var, zamanımın büyük bi kısmını aileme ayırıyorum. Çok renkli bir eşim var, sayesinde hiçsıkılmıyorum. Boş zamanalarda yapacak, oyalanacak bir çok şey bulabiliyorum.

Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı?

     Ben teşekkür ederim, benim için de çok keyifli bir sohbetti. Sizlere iyi yayınlar.
Röportaj: Oğuzhan ARSLAN
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder