25 Kasım 2015 Çarşamba

Günü Kurtarmak için Geleceği Feda Etmek...

          Ülke futbolunda, özellikle kulüp bazında gençlere ne kadar önem (!) verildiği malumunuz. ''Geleceği değil günü kurtarmak'' futbol felsefemiz olduğu için ne yazık ki günü kurtarmak adına birçok kez geleceğimizi feda ediyoruz. Bu konuda diğer ülkelere göre epey gerideyiz maalesef. Tabi buna; birkaç sorun ve eksiği eklediğimizde maalesef potansiyeli yüksek genç futbolcuları işleyemiyor ileriye götüremiyoruz. Hem bugüne hem de geçmişe baktığımızda aslında potansiyel olarak bir sıkıntının olmadığı fakat sonraki aşama olan eğitim, gelişme vs. gibi hususlarda ciddi olarak problem yaşadığımız gayet açık.

          Bu yazının konusu ise; Avrupa'da hem başarı, hem de yukarıda bahsettiğim konularda öne çıkmış ülkelerin, özellikle U21 (en son çağrılan kadroya göre) düzeyinde forma giyen futbolcularının kulüp bazında ne kadar süre aldıkları. Bunu bizim ülkemizle kıyaslayarak durumu analiz etmeye çalışacağız. Öncelikle kendi milli takımımızdan başlayalım;


TÜRKİYE
KALECİ                                                       
  • İsmail Çipe (Galatasaray) 0 maç, 0 dakika
  • Murat Hocaoğlu (Dardanelspor) 13 maç, 1133 dakika       
DEFANS
  • Hakan Çinemre (Fenerbahçe) 0 maç, 0 dakika
  • Çağlar Söyüncü (Altınordu) 10 maç, 900 dakika
  • Emre Can Coşkun (Alanyaspor) 10 maç, 853 dakika
  • Kaan Ayhan (Schalke 04) 4 maç, 153 dakika
  • Fatih Çıplak (Giresunspor) 7 maç, 630 dakika
  • Emre Uruc (Adanaspor) 7 maç, 595 dakika
ORTA SAHA
  • Uygar Mert Zeybek (Fenerbahçe) 2 maç, 24 dakika
  • Salih Uçan (AS Roma) 3 maç, 39 dakika
  • Turgay Kaçar (Karşıyaka) 10 maç, 710 dakika
  • İrfan Can Kahveci (Gençlerbirliği) 11 maç, 831 dakika
  • Gökhan Sazdağı (Gaziantep BBSK) 11 maç, 856 dakika
  • Orkan Çınar (Gaziantepspor) 11 maç, 579 dakika
  • Enver Cenk Şahin (Medipol Başakşehir) 9 maç, 479 dakika
  • Bilal Başaçıkoğlu (Feyenoord) 13 maç, 683 dakika
FORVET
  • Enes Ünal (KRC Genk) 10 maç, 397 dakika
  • Oğulcan Çağlayan (Kayserispor) 7 maç, 389 dakika
          Yukarıdaki kadroda yer alan futbolcu kadrosuna göre bir U21 futbolcumuz kulübünde ortalama 7 maçta sahada olurken, 513 dakika ortalama süre alıyor.

Soru: 2010'dan bu yana U21 Milli takımdan A Milli takıma çağırılan futbolcu sayısı kaç?
Cevap: 24 Futbolcu. Ali Şaşal Vural, Serdar Aziz, Necip Uysal, Soner Aydoğdu, Emre Çolak, Alper Potuk, Sefa Yılmaz, Semih Kaya, Oğuzhan Özyakup, Orhan Gülle, Cenk Tosun, Sercan Yıldırım, Muhammet Demir, Okay Yokuşlu, Hakan Çalhanoğlu, Salih Uçan, Yusuf Erdoğan, Ahmet Çalık, Kaan Ayhan, Uğur Çiftci, Aytaç Kara, Kerim Frei, Enes Ünal, Emre Taşdemir.

          Aslında baktığımızda rakam çok kötü değil fakat süreklilik anlamında bu sayı maalesef epey küçülüyor. 24 kişilik oyuncu listesine baktığımızda, A Milli takımımızda sürekli kadroda olan isim sayısı 5-6 futbolcuyu geçmiyor.


ALMANYA
KALECİ                                                       
  • Odisseas Vlachodimos (Stuttgart) 2 maç, 112 dakika
  • Timon Wellenreuther (Mallorca) 10 maç, 900 dakika
  • Jannik Huth (Mainz II) 15 maç, 1350 dakika   
DEFANS
  • Jonathan Tah (Bayer Leverkusen) 20 maç, 1800 dakika
  • Niklas Süle (Hoffenheim) 13 maç, 1170 dakika
  • Kevin Akpoguma (F.Düsseldorf) 11 maç, 646 dakika
  • Jeremy Toljan (Hoffenheim) 7 maç, 570 dakika
  • Mitchell Weiser (Hertha Berlin) 12 maç, 988 dakika
ORTA SAHA
  • Julian Weigl (Borussia Dortmund) 22 maç, 1628 dakika
  • Joshua Kimmich (Bayern Münih) 11 maç, 440 dakika
  • Leon Goretzka (Schalke 04) 16 maç, 1275 dakika
  • Max Meyer (Schalke 04) 17 maç, 1100 dakika
  • Maximilian Arnold (Wolfsburg) 19 maç, 881 dakika
  • Marc Stendera (Eintracht Frankfurt) 12 maç, 997 dakika
  • Julian Brandt (Wolfsburg) 19 maç, 712 dakika
  • Leroy Sane (Schalke 04) 18 maç, 1068 dakika
  • Serge Gnabry (WBA) 4 maç, 219 dakika
FORVET
  • Jannik Haberer (Bochum) 16 maç, 1299 dakika
  • Timo Werner (Stuttgart) 13 maç, 884 dakika
  • Davie Selke (RB Leipzig) 15 maç, 1259 dakika
          Yukarıdaki kadroda yer alan futbolcu kadrosuna göre bir Almanya U21 futbolcusu kulübünde ortalama 13 maçta sahada olurken, 965 dakika ortalama süre alıyor.

Soru: 2010'dan bu yana U21 Milli takımdan A Milli takıma çağırılan futbolcu sayısı kaç?
Cevap: 24 Futbolcu. Kevin Trapp, Sebastian Rudy, Patrick Hermann, Sebastian Jung, Ilkay Gündoğan, Lewis Holtby, Andre Schürrle, Pierre Lasogga, Andre Ter-Stegen, Bernd Leno, Julian Draxler, Karim Bellarabi, Kevin Volland, Antonio Rüdiger, Shkodran Mustafi, Matthias Ginter, Robin Knoche, Erik Durm, Emre Can, Leon Goretzka, Maximilian Arnold, Max Meyer, Leroy Sane.

          Rakam olarak ülkemizle eş değer fakat ciddi ve önemli bir fark var. Almanya'daki 24 kişilik oyuncu kadrosunun en az 20-21'i zaten A Milli düzeyde rahatlıkla oynayan/oynayabilecek futbolcular.


FRANSA
KALECİ                                                       
  • Mouez Hassen (OGC Nice) 11 maç, 953 dakika
  • Paul Nardi (Monaco) 0 maç, 0 dakika
  • Mike Maignan (Lille) 5 maç, 379 dakika
DEFANS                                                    
  • Aymeric Laporte (A.Bilbao) 18 maç, 1620 dakika
  • Kurt Zouma (Chelsea) 17 maç, 1369 dakika
  • Clement Lenglet (AS Nancy) 14 maç, 1243 dakika
  • Benjamin Pavard (Lille) 6 maç, 360 dakika
  • Presnel Kimpembe (PSG) 0 maç, 0 dakika
  • Jordan Amavi (Aston Villa) 12 maç, 989 dakika
  • Benjamin Mendy (Marsilya) 15 maç, 1236 dakika
  • Steven Moreira (Rennes) 11 maç, 781 dakika
ORTA SAHA                                                  
  • Remi Walter (AS Nancy) 8 maç, 388 dakika
  • Adrien Rabiot (PSG) 9 maç, 625 dakika
  • Corentin Tolisso (Lyon) 18 maç, 1577 dakika
  • Vincent Koziello (OGC Nice) 12 maç, 939 dakika
  • Georges-Kevin N'Koudou (Marsilya) 11 maç, 627 dakika
  • Marcus Coco (Guingamp) 9 maç, 653 dakika
FORVET                                                
  • Sebastian Haller (Utrecht) 12 maç, 1035 dakika
  • Rue Jean (Troyes) 13 maç, 917 dakika
  • Maxwel Cornet (Lyon) 11 maç, 235 dakika
  • Enzo Crivelli (Bordeaux) 15 maç, 801 dakika
          Yukarıdaki kadroda yer alan futbolcu kadrosuna göre bir Fransa U21 futbolcusu kulübünde ortalama 10 maçta sahada olurken, yaklaşık 800 dakika ortalama süre alıyor.

Soru: 2010'dan bu yana U21 Milli takımdan A Milli takıma çağırılan futbolcu sayısı kaç?
Cevap: 20 Futbolcu. Eliaquim Mangala, Raphael Varane, Antonio Griezmann, Maxime Gonalons, Morgan Schneiderlin, Josuha Guilavogui, Moussa Sissoko, Marvin Martin, Remy Cabella, Clement Grenier, Alexandre Lacazette, Yann M'Vila, Alphonse Areola, Geoffrey Kondogbia, Paul Georges Ntep, Anthony Martial, Kingsley Coman.

          Almanya için yazdıklarım Fransa için de geçerli. Marvin Martin, Remy Cabella ve Yann M'Vila hariç kalan 17 kişi Fransa Milli Takımı'nın kadro derinliğini oluşturuyor.


HOLLANDA
KALECİ
  • Joel Drommel (Twente) 11 maç, 990 dakika
  • Mickey van der Hart (PEC Zwolle) 7 maç, 630 dakika
  • Maarten de Fockert (Heerenveen) 6 maç, 540 dakika
DEFANS
  • Svan van Beek (Feyenoord) 14 maç, 1233 dakika
  • Karim Rekik (Marsilya) 13 maç, 1170 dakika
  • Derrick Luckassen (AZ Alkmaar) 14 maç, 895 dakika
  • Peet Bijen (Twente) 10 maç, 900 dakika
  • Jordy de Wijs (PSV) 8 maç, 414 dakika
  • Nathan Ake (Watford) 6 maç, 566 dakika
  • Joshua Brenet (PSV) 17 maç, 1436 dakika
  • Kevin Diks (Vitesse) 15 maç, 1297 dakika
  • Hans Hateboer (Groningen) 17 maç, 1477 dakika
ORTA SAHA
  • Jorrit Hendrix (PSV) 17 maç, 1154 dakika
  • Tonny Vilhena (Feyenoord) 13 maç, 741 dakika
  • Thom Haye (AZ Alkmaar) 20 maç, 1062 dakika
  • Joris van Overeem (AZ Alkmaar) 21 maç, 1508 dakika
  • Daley Sinkgraven (Ajax) 18 maç, 1279 dakika
  • Dabney dos Santos (AZ Alkmaar) 19 maç, 1280 dakika
  • Jean-Paul Boetius (Basel) 6 maç, 375 dakika
  • Ricardo Kishna (Lazio) 12 maç, 660 dakika
  • Queensy Menig (PEC Zwolle) 13 maç, 714 dakika
  • Gyliano van Velzen (Volendam) 13 maç, 1080 dakika
FORVET
  • Vincent Janssen (AZ Alkmaar) 22 maç, 1615 dakika
  • Sam Hendriks (Ajax U21) 11 maç, 786 dakika
          Yukarıdaki kadroda yer alan futbolcu kadrosuna göre bir Hollanda U21 futbolcusu kulübünde ortalama 14 maçta sahada olurken, yaklaşık 992 dakika ortalama süre alıyor.

Soru: 2010'dan bu yana U21 Milli takımdan A Milli takıma çağırılan futbolcu sayısı kaç?
Cevap: 40 Futbolcu. Tim Krul, Jeroen Zoet, Dirk Marcellis, Daley Blind, Jeffrey Bruma, Patrick van Aanholt, Miquel Nelom, Darly Janmaat, Ricardo van Rhjin, Jordy Claise, Leroy Fer, Kevin Strootman, Marko Vejinovic, Davy Pröpper, Lerin Duarte, Georginio Wijnaldum, Steven Berghuis, Luciano Narsingh, Ricky van Wolfswinkel, Bas Dost, Luuk de Jong, Stefan de Vrij, Bruno Martins Indi, Virgil van Dijk, Marco van Ginkel, Adam Maher, Ola John, Luc Castaignos, Jetro Willems, Memphis Depay, Jean Paul Boetius, Jürgen Locadia, Karim Rekik, Terence Kongolo, Sven van Beek, Davy Klaassen, Quincy Promes, Kenny Tete, Anwar El Ghazi.       

          Hollanda alt yaş grubunun Milli Takımı ne kadar beslediği gayet açık. Her ne kadar, Milli Takım'daki süreklilik Almanya ve Fransa'daki gibi olmasa da bu oran düşük değil. Dile kolay 2010'dan bu yana tam 40 futbolcu Hollanda Milli Takımı'na çağrılmış/oynamış isimler.


BELÇİKA
KALECİ
  • Davy Roef (Anderlecht) 1 maç, 90 dakika
  • Merveille Goblet (Beveren) 7 maç, 630 dakika
  • Guillaume Hubert (Standard Liege) 5 maç, 450 dakika
DEFANS
  • Michael Heylen (Anderlecht) 2 maç, 96 dakika
  • Corentin Fiore (Standard Liege) 9 maç, 676 dakika
  • Thomas Foket (Gent) 21 maç, 1790 dakika
  • Timothy Castagne (Genk) 13 maç, 1144 dakika
ORTA SAHA
  • Leander Dendoncker (Anderlecht) 18 maç, 1501 dakika
  • Julien de Sart (Standard Liege) 13 maç, 734 dakika
  • Ibrahima Cisse (KV Mechelen) 12 maç, 883 dakika
  • Youri Tielemans (Anderlecht) 19 maç, 1426 dakika
  • Rob Schoofs (St. Truiden) 17 maç, 1484 dakika
  • Charly Musonda (Chelsea U21) 7 maç, 612 dakika
  • Tuur Dierckx (FC Brugge) 20 maç, 856 dakika
  • Zakaria Bakkali (Valencia) 11 maç, 451 dakika
  • Kayembe (Rio Ave) 9 maç, 384 dakika
  • Benito Raman (Gent) 16 maç, 937 dakika
FORVET
  • Divorick Origi (Liverpool) 9 maç, 564 dakika
  • Baptiste Guillaume (Lille) 9 maç, 520 dakika
  • Nathan Kabasele (De Graafschap) 10 maç, 678 dakika
          Yukarıdaki kadroda yer alan futbolcu kadrosuna göre bir Belçika U21 futbolcusu kulübünde ortalama 12 maçta sahada olurken, yaklaşık 800 dakika ortalama süre alıyor.

Soru: 2010'dan bu yana U21 Milli takımdan A Milli takıma çağırılan futbolcu sayısı kaç?
Cevap: 20 Futbolcu. Dedryck Boyata, Laurens De Bock, Luis Pedro Cavanda, Kevin De Bruyne, Maxime Lestienne, Yasin El Ghanassy, Christian Benteke, Koen Casteels, Matz Sels, Jordan Lukaku, Thomas Meunier, Thorgan Hazard, Dennis Praet, Michy Batshuayi, Jason Denayer, Youri Tielemans, Yannick Carrasco, Divock Origi, Leander Dendoncker, Zakaria Bakkali.     

          Sayı az gibi görünüyor fakat yukarıdaki listede yer alan 20 futbolcunun 16-17 tanesi Belçika Milli Takımı'nın kadro derinliğini oluşturuyor. Sayı düşük ancak süreklilik oranı yüksek.

          Durum bu. Almanya, Fransa, Hollanda ve Fransa'nın genç havuzu geniş ve sürekli Milli Takımlarını besliyorlar. Bizde ise bu durum maalesef geçerli değil. Yukarıda rakamlarını da verdim. U21 Milli Takımı'ndan A Milli düzeyine yükselip süreklilik sağlayan futbolcu sayısı 2010'dan bu yana maalesef 5-6 futbolcu ile sınırlı. Mesela 2010'dan bu yana Almanya ile bu sayı eşitken, Belçika'nın üstündeyiz. Fakat biz sürekliliği sağlayamadığımızdan dolayı bu rakamın bir anlamı kalmıyor.

SONUÇ

          Ülkemizde U21 Milli Takımı'nda oynayan bir oyuncu ortalama 7 maçta forma giyebilirken; Hollanda'da 14, Almanya'da 13, Belçika'da 12, Fransa'da ise 10 maçta forma giymiş. Yeni örnek model alabileceğimi tüm ülkelerin oldukça gerisindeyiz. Aynı şey oyuncuların sahada kaldığı dakika için de geçerli. U21 Milli oyuncularımız kulüp takımlarında ortalama 513 dakika sahada kalabilirken; bu rakam Hollanda'da 992, Almanya'da 965, Fransa ve Belçika'da 800 gibi bizim oldukça üstümüzde. Hatta Hollanda ve Almanya gibi ülkelerin bizi ikiye katladığını da söyleyebiliriz. Ayrıca Almanya, Belçika, Hollanda ve Fransa'daki U21 futbolcularının birçoğu Avrupa Kupası maçlarında da forma giyiyor üstelik.

          Gençlerimize daha çok güvenip daha fazla fırsat vermediğimiz sürece bir arpa boyu yol kat etmemiz mümkün değil. Türk Futbolu'nun en büyük sorunu istikrar ve günlük başarılara odaklı yaşayan insanlar olmamız bence. Herkes sportif başarı peşinde, herkesi günü kurtarmak derinde. Günü kurtarayım derken geleceği feda ettiklerinin farkında değiller. Bu düzenin değişmesi dileğiyle diyerek yazımızı noktalayalım.

Hazırlayan: Muhammed EKTİ

          Ülke futbolunda, özellikle kulüp bazında gençlere ne kadar önem (!) verildiği malumunuz. ''Geleceği değil günü kurtarmak...

20 Kasım 2015 Cuma

Röportaj: Sercan Kaya (Çaykur Rizespor)

        Transfer Merkezi Dergisi'nin bugünkü konuğu Çaykur Rizespor'un başarılı oyuncusu Sercan Kaya. 27 yaşındaki başarılı kanat oyuncusuyla kariyerini, gelecek hedeflerini ve Türk Futbolu'nu konuştuk.

Merhabalar Sercan. Futbola başlama hikayeni ve profesyonel olduğun süreci anlatır mısın?
Merhabalar, futbola küçük yaşta mahallemde oynayarak başlamıştım. Sonra abim babamdan habersiz Bucaspor altyapısına yazdırdı beni. Yaklaşık 10 yıl kadar Bucaspor altyapısında oynadım. 2007 yılında Bucaspor’da profesyonel oldum.
Bucaspor hayatında büyük bir yer almış olmalı. Futbola oradan başladın, yaklaşık 12 sezon formasını giydin ve ilk kez Süper Lig’de Bucaspor'da oynadın. Bucaspor’un kalbindeki yeri nedir? Bucaspor’un şu anki durumu hakkında ne düşünüyorsun?
Bucaspor'un hayatımda çok önemli yeri var. Ailem hala Buca’da ikamet ediyor ve ben de bir gün Bucaspor’a geri dönmek isterim. Bucaspor’u devamlı olarak takip ediyorum, denk geldiğim zamanlarda ise Bucaspor’un maçlarına gidiyorum. Profesyonel olmadan önce Bucaspor tribünlerindeydim.  Profesyonel olduktan sonra ise Bucaspor’da hem taraftar hem futbolcu olarak görev aldım. Bucaspor’un düşmesine çok üzüldüm açıkçası, bu seneye kötü başladılar ama şu aralar toparladılar. Daha iyi olacaklarına inanıyorum.
Trabzonspor ve 1461 Trabzon maceran oldu, arkasından yaklaşık 3 sezondur formasını terlettiğin Çaykur Rizespor’a transfer oldun.  Bu süreci ve Rize günlerini anlatır mısın?
Trabzonspor’da 1 sezon kaldım ve forma şansı bulamadım, o dönem beni isteyen kulüpler olmuştu ama Şenol hoca ısrarla 1461 Trabzon’a gitmemi istedi.  Orada beni daha rahat takip edeceğini söyledi. 1461 Trabzon'da olduğum dönem benim için çok iyiydi çok formda bir sezon geçiriyordum. Trabzonspor’a dönmeyi beklerken Mustafa Denizli hocanın beni istemesiyle Rizespor’a geldim.  Tabi Trabzonspor’a dönmeyi beklerken Rizespor’a gönderilmek beni üzdü. Bu da Rize’de gelmek istemiyor diye bir algı oluşturdu ve bunun sıkıntılarını bugün bile yaşıyorum. Trabzon’a gittiğim zamanlarda ise hala beni kaptan diye çağırıyorlar. Onun için Trabzon’un da yeri bende ayrı. Geldiğim günden beri sahada her şeyimi vermeye çalışıyorum. Fakat belli bir kitle beni asla kabul etmedi. Tabi çok sevenler de oldu. Ama her şeye rağmen Rize’de olmaktan mutluyum. Kontratım bu sene bitiyor ve bu süre zarfında zamanın ne göstereceği bilinmez.

Yaklaşık 16 yıldır futbolcusun. Formasını giydiğin 3 takım var. Bu büyük bir istikrar örneği bence. Sen bu konuyu nasıl değerlendiriyorsun?
Kişilik olarak uyumlu, gittiği yere çabuk uyum sağlayabilen bir yapım var. Oynamayınca sorun yapmam. Oynayan arkadaşlarıma ve hocalara oynamadığım zaman destek olmaya çalışırım. Dışarıdan bakıldığı zaman problemli bir oyuncu olarak algılanıyorum. Fakat sadece 3 takımda oynamak bence de gerçekten örnek bir olay. Özellikle Türkiye şartlarında…
Trabzonspor formasıyla bir türlü istediğin başarıyı yakalayamadın ama 1461 Trabzon'da çok başarılı oldun. Trabzonspor başarısızlığını neye bağlıyorsun?
Yeterince şans verilmemesine bağlıyorum. Sadece 1 kupa maçında oynayabildim. O maçta da 1 gol 1 asistle oynadım. Kendimi gösterecek şansı Trabzonspor’da değil 1461 Trabzon'da buldum. Kendimi orada kanıtladığıma inanıyorum.
U20 Milli takımında 2 defa forma giydin ama sonra diğer kategorilerde şans bulamadın. Hala Milli takım hedefin ve düşüncen var mı? Bir dönem Azerbaycan Milli takımıyla ismin anıldı. O süreçte neler oldu?
Milli takım hedefi her oyuncuda olduğu gibi bende de var tabi ki. İnişli çıkışlı zamanlar olabiliyor, bu şansı yakalamak için bazı şeyleri ispat etmek gerek. 30 yaşından sonra milli olan oyuncuların örnekleri var. O yüzden her zaman şans gelebileceğini düşünüyorum. 
Azerbaycan milli takımıyla alakam ise annemin babası Azeri. Nereden öğrendiklerini bilmiyorum ama benle irtibata geçtiler. Milli takıma davet edeceklerini söylediler. Fakat sonradan herhangi bir somut gelişme olmadı.
Mevkinde idol bulduğun futbolcular kimler? Ülkemizde oynayan futbolculardan da beğendiğin mevkidaşlarının ismini verir misin?
İdol olarak Cristiano Ronaldo’yu söyleyebilirim. Çok beğeniyorum. Ek olarak Lavezzi ve Aguero. Türkiye’de ise Volkan Şen ve Gökhan Töre. Bu ikisini söyleyebilirim.
Geleceğe yönelik hedeflerinde ne var?
Takımımda sürekli olarak oynamak ve milli takımda forma şansı yakalamak.
Çaykur Rizespor bir türlü istenilen taraftar seviyesine ulaşamıyor. Bu konuda görüşlerin neler?
Aslında Rize'de pek sosyal hayat yok, tribünlerin dolması gerek. Fakat Rize’de ki problemlerden biri de ulaşım. İnsanlar maça geldikten sonra dönecek otobüs veya minübüs bulamıyorlar. Bence en önemli etken bu, yoksa futbolu seven bir şehir Rize.
Kariyerinde unutamayacağın maç ve en iyi oyununu oynadığın maç hangisi?
Unutamadığım maç,' Bucaspor'dayken İnönü'de Beşiktaş'a 5-1 kaybetmiştik. fakat inanılmaz bir atmosfer vardı. İlk defa böyle bir seyirci topluluğunun önüne çıkmıştım. O yüzden unutamam. En iyi oynadığım maç ise Rizespor’la Beşiktaş’a 2-1 kaybettiğimiz maç. 9 kişi kaldık ve golü ben atmıştım. O maçın en iyi maçım olduğunu söyleyebilirim.
Boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun?
Rize’de pek sosyal aktivite yapabileceğimiz alan olmadığından genelde evde ailemle vakit geçiriyorum.
Birlikte oynamaktan çok keyif aldığın oyuncular var mı? Aynı şekilde birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğun teknik direktörler kimlerdi?
Obraniak. Müthiş bir oyuncu. Bugüne kadar Cernat ile birlikte oynadığım en iyi oyuncu diyebilirim. Bu listeye Ludovic Sylvestre ve Eren Albayrak da eklenebilir. Ayrıca aynı kanatta oynadığımız zaman benim etkili olmamda büyük katkısı olan Orhan Ovacıklı’yı söyleyebilirim.
Hocalarımızdan ise başta Mustafa Denizli, Hikmet Karaman, Samet Aybaba, Bülent Uygun, Rıza Çalımbay, Uğur Tütüneker ve Mehmet Özdilek.

Oyununda geliştirmen gereken noktalar olduğunu düşünüyor musun?
Uzaktan şutlarımı geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Gol ve asist sayımı da arttırmam gerek.
Genel olarak saha içinde pek yüzün gülmüyor, sert bir mizacın var gibi. Bunu neye bağlıyorsun?
Kişilikle alakalı. Dışarıda gülen ve gayet neşeli bir insanım. Sahada farkında değilim, sen sorunca aklıma geldi. Dikkat ederim bundan sonra.
Sitemizi takip ediyor musun? Sitemiz hakkında görüşlerin nelerdir?
Sitenizi takip ediyorum. Özellikle transfer dönemlerinde çok başarılı işler çıkarıyorsunuz.
Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz Sercan, Transfer Merkezi ailesi olarak bundan sonra ki kariyerinde başarılar diliyoruz.
Ben de sizlere teşekkür ederim, size de bundan sonraki yayın hayatınız da başarılar.
Röportaj: Çağrı ÇOLAK

        Transfer Merkezi Dergisi 'nin bugünkü konuğu Çaykur Rizespor 'un başarılı oyuncusu Sercan Kaya . 27 yaşındaki başarılı kan...

16 Kasım 2015 Pazartesi

Röportaj: Osman Çelik (Karabükspor)

        Bu sezon Karabükspor'da kiralık oynayan Antalyaspor'un 1991 doğumlu başarılı defansif orta saha oyuncusu Osman Çelik ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Buyurun hep birlikte okuyalım.

Merhabalar Osman. Futbola 10 yaşındayken Antalyaspor’da başladın. Sonra Antalya’nın 3.Lig takımlarında forma şansı buldun? Futbola başlama hikayeni ve profesyonel olduğun ilk zamanda neler yaşadığını anlatır mısın?
Evet, sizin de dediğiniz gibi çok küçük yaşta tanıştım meşin yuvarlakla. Mahalle aralarında o dönem çok futbol oynanırdı tabi. Mahalledeki abiler babama çok yetenekli olduğumu söylüyorlarmış. Babam da bunun üzerine beni Antalyaspor'a götürmesiyle 10 yaşında futbol yaşantım başlamış oldu. Antalyaspor'un tüm kategorilerinde sırasıyla oynadım ve geçen sene A takımda yaşadığım şampiyonluk dahil tüm kategorilerde şampiyonluk yaşamayı başardım. Son A2 takım şampiyonluğundan sonra profesyonel ligdeki takımlar arıyordu ve o dönem Antalya şehrinin takımı Kepezspor'a kiralandım. O dönem kulüp satılınca Antalyaspor beni Manavgatspor'a kiraladı ve profesyonel futbol hayatıma orada devam ettim.
Bir sezon önce 3.Lig’de forma şansı buldun, ama geçen sezon PTT 1.Lig’de birden formayı aldın ve herkesin dikkatini çekmeyi başardın. Bunu neye bağlıyorsun, nasıl değerlendiriyorsun?
Antalyaspor PTT 1.Lig'e düştükten sonra yeni bir yapılanmaya gidildi ve ben kampa davet edildim. A takım tesislerine ayak bastığım anda ben burada kalmalıyım, burada kendimi göstermeliyim dedim çünkü bunun için tüm şartlar vardı. Kamp dönemini verimli geçirdim ve yeniden sözleşme imzalanarak takımdaki yerimi aldım. Tabi 3.Lig'den gelmem çoğu insana göre handikaptı ve şundan eminimki benden başka kimse o formayı alacağıma inanmıyordu. Oynamadığım dönemlerde kendime özel kondisyoner tuttum, özel hayatıma hep dikkat ettim çünkü bir gün şehrimin takımında en üst düzeyde oynayacağıma inanıyordum.
Hami Mandıralı hocam bana Boluspor maçında şans verdi ve o maçtan sonra kart cezalı olmam dışından formamı hiç bırakmadım. Bana güvenen bir hoca vardı ve Antalyalı olmam da olaya farklı bir boyut katıyordu. Kötü oynama şansım yoktu, kötü oynasam bile kötü mücadele etme hakkım yoktu. Allaha şükürler olsun ne hocamı ne de camiamı mahçup etmedim. Buradan sizin vasıtanızla Hami Mandıralı hocama ve ekibine çok teşekkür ediyorum.
Geçtiğimiz sezon play-offlardan şampiyon olarak üst lige çıktınız. Kadronuzda çok kaliteli isimler vardı ama sezon boyunca iyi performans gösterilmemesine rağmen başarılı oldunuz. Şampiyonluk nasıl bir duygu, nasıl yorumlarsın?
Geçen sezona gelecek olursak; evet çok iyi kurulmuş bir takımımız vardı ama inişli çıkışlı grafikler çizdik. Devre arası Can Arat, Erman Kılıç gibi çok deneyimli isimler katıldı takımımıza. Tabi onlarla oynamak da çok büyük zevkti. Bizim şampiyonluğumuz gerçekten zor oldu. Özellikle son dönem yönetimiyle, hocasıyla, futbolcusundan tesislerde çalışan emektarlarımıza kadar bütünleştik, inandık ve sonunda başardık. Tabi oradaki her futbolcu için şampiyonluk değerliydi ama benim için daha değerliydi. Çünkü ben Antalyalıydım, o kulübün tüm kategorilerinde şampiyonluk yaşamıştım. Şampiyon olduktan sonraki duygularımı emin olun kelimelerle ifade edemem.
Şampiyonluğu yaşadın, takımın Süper Lig’e çıktı, sen Karabükspor’a kiralandın. Bu transferde ne etkili oldu? Süper Lig’de şans bulamayacağını mı düşündün, yoksa kulüp kiralanman gerektiğini mi iletti?
Yeni sezonda Karabükspor dahil birçok takım aradı, bundan kulübümün de haberi vardı tabi. Başkanım ve hocamla oturup konuştuk, ortak bir karar aldık. Gültekin başkan da sağ olsun anlayış gösterdi. Hedefleri olduğu için Karabükspor'u tercih ettim ve ne kadar doğru bir tercih yaptığımı burada bulunduğum zaman zarfında anladım.
Futbol hayatın boyunca ilk defa Antalya dışında forma giyiyorsun? Nasıl bir duygu oldu senin için memleketinden uzakta oynamak?
Evet ilk defa Antalya dışında oynayacaktım. Aileden, arkadaş çevresinden uzakta olmak biraz üzdü ama profesyoneliz sonuçta. Karabük şehrine de çok çabuk alıştım, insanları çok samimi ve canayakınlar. Ailem ve arkadaşlarım da devamlı yanıma geliyorlar, yani evimde gibi hissediyorum burada kendimi.
Sosyal medyaya baktığımızda senin için Puyol, David Luiz gibi benzetmeler yapanlar var. Takım içinde bir lakabın var mı? Ya da bu tür benzetmelerle karşılaşıyor musun?
Sosyal medyada olsun dışarıda olsun karşılaştığım insanlar özellikle David Luiz'e çok benzetiyorlar. Hatt Eto'o Antalya'ya geldiğinde Puyol diyordu bana, tabi güzel şeyler bunlar.
Mevkinde idol bulduğun futbolcular kimler? Ülkemizde oynayan futbolculardan da beğendiğin mevkidaşlarının ismini verir misin?
İdol bulduğum futbolcular; Avrupa'da David Luiz, Türkiye'de Mehmet Topal ve Atiba.

Geleceğe yönelik hedeflerinde neler var?
Geleceğe yönelik hedeflerimin başında, her Türk futbolcusu gibi milli takımlar seviyesinde ülkemi temsil etmek geliyor. Ben gerçekçi hedeflerle gelecekteki hedeflerimi seçme taraftarıyım. Şu an Karabükspor'daysam bu sene şampiyon olma hedefim var ve bu hedefim gerçekleşirse sonraki hedeflerime daha çok yaklaşacağıma inanıyorum.
Eto’o ile birlikte idmanlara ve hatta bir de Gençlerbirliği maçına çıktın. Birlikte olduğun süreçte izlenimin nasıldı? Tecrübeli futbolcularla oynamak sana heyecan katıyor mu?
Eto'o ilk Antalyaspor ile anıldığında ben ve takım arkadaşlarım gerçekten çok heyecanlanmıştık. Hani dünya yıldızıyla aynı takımda oynamayı düşünmek bile güzel bir duyguydu. Eto'o gerçekten çok mütevazi ve alçakgönüllü bir insan. Zaten gelir gelmez bunu hissettirdi. Ben kısa süre çalışmama rağmen çok sevdim ve ısındım. Kısa sürede çok şey katacağına inanıyorum.
Karabükspor’da forma şansı bulmak için rekabette olacağın oyuncular da genel anlamda PTT 1.Lig için ‘’büyük futbolcu‘’ dediğimiz cinsten. Rekabet zorluyor mu seni?
Tecrübeli oyuncularla oynamak tabiki heyecan katıyor, birşeyler öğrenebiliyorsun. Karabükspor gerçekten çok güçlü bir takım, sizin dediğiniz gibi PTT 1.Lig'in deneyim oyuncularından kurulu bir takım. Her mevkide olduğu gibi benim mevkimde de rekabet ve çok iyi arkadaşlıklarımız var. Saha içerisindeki rekabet Karabükspor'un başarısı için. Kim oynarsa oynasın hedef şampiyonluk. İnanıyorum bu sene ipi göğüsleyen taraf biz olacağız.
Boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun? 
Boş zamanlarımda hep oynadığım maçları tekrar izlerim. Hatalarıma bakarım, sık sık rakiplerimin maçlarını takip etmeye çalışırım, Elimden geldiğince kitap okumaya gayret ediyorum. Bu güzel röportajınız için sizlere çok teşekkür ediyorum.
Röportaj: Ali KARAKAŞ

        Bu sezon  Karabükspor 'da kiralık oynayan  Antalyaspor 'un 1991 doğumlu başarılı defansif orta saha oyuncusu Osman Çelik ...

9 Kasım 2015 Pazartesi

Bir Devin Uyanışı: İstanbulspor


          Tarih: 22.05.2015 Cuma Yer: İstanbulspor tesisleri. Bir dönemin efsane takımı İstanbulspor'un tüm hisselerini Saffet Sancaklı'dan satın alarak futbol camiasında ismini bir anda duyuran Ömer Sarıalioğlu ani kalp krizi sonucu vefat etti.

          4 Nikah 1 Cenaze mi? Yoksa şampiyonluk yolunda yorulup giden bir bedenin geri de kalanlara bıraktığı bir hediye mi?

          Play Off final maçına 4 gün kala vefat eden Ömer Sarıalioğlu başkanlık yaptığı Bakırköyspor ve İstanbulspor ile hiç şampiyonluk yaşamadığını vefatından sadece 2 gün önce dile getirmiş heyecanını gizleyememişti. Ömer Sarıalioğlu'nun ani vefatı oyuncuların üzerinde nasıl bir etki yapacağı merakla beklenirken koca çınar İstanbulspor 26.05.2015 Salı günü Eskişehir Atatürk Stadı'nda Çorum Belediyespor karşısına çıktı baştan sona üstün oynayan sarı siyahlı ekip maçtan Hurşit Taşçı, Efe Berker Özcan ve Veysi Öz'ün kaydettiği goller ile sahadan 3-1 galip ayrılırken başkanlarına verdikleri sözü de tutmanın sevincini buruk bir şekilde yaşadı.

          2015-2016 sezonunda teknik direktör Bülent Demirkanlı ile devam edilmesi ve şampiyon kadronun korunması beklenirken başkanlık görevini üstlenen Ecmel Faik Sarıalioğlu radikal kararlar alarak tüm inisiyatifi amcası Sabahattin Sarıalioğlu ve abisi eski futbolcu Furkan Sarıalioğlu'na bıraktı.

          Transfer dönemine en sakın ve en geç giren istanbulspor'da Bülent Demirkanlı ani bir karar ile göreve devam etmeyeceğini belirtti inceleyip sık dokuyarak teknik adam arayışlarına giren İstanbulspor takımın başına genç teknik adam Yalçın Koşukavak'ı getirdi. Şampiyon kadrosunda bulunan Efe Berker Özcan, Güney Polat, Veysi Öz, Emrah Yollu gibi önemli isimler ile yol ayrımına giden İstanbulspor, düşük bütçe ve kısıtlı imkanlar ile kendine ait tesislerde sezon açılışını yaptı.

          Liglerin başlamasına kısa süre kala bir çok kişi tarafından performansı merakla beklenen Koca Çınar için futbol camiasında ligde kalma hesapları yapılmaya başlanmış hatta birçok kişi ligde kalmalarını çok zor olduğunu dile getirmişti. Geçmişte Ömer Sarıalioğlu'nun bırakmış olduğu katı izlerin devam edeceği, Sarıalioğlu ailesinin çizgisini bozmayacağı, geleneğin devam edeceği konuşuluyordu hatta kulübün satılacağı dedikoduları bile ayyuka çıkmıştı ama kimsenin hesaba katmadığı bir şey vardı. 14 yaşından beri amcası Ömer Sarıalioğlu'nun yanından hiç ayrılmayan yeğeni Ecmel Faik Sarıalioğlu (Ömer Sarıalioğlu hiç evlenmediği için yeğeni Ecmel Faik onun için bir nevi öz evladı gibiydi) Amcasının mirasına sonuna kadar sahip çıkacağını onun adını ve İstanbulspor'u nefes aldığı sürece yaşatacağını kendisinden sonra mirasın oğlu Ömer Sarıalioğlu (oğluna amcasının adını vermişti) ve yeğeni Sadettin Sarıalioğlu'na bırakacağını aile meclisinde dile getirmişti.

İstanbulspor, vefatından 4 gün sonra gelen şampiyonluk kupasını merhum başkan Ömer Sarıalioğlu'na götürdü.

          İstanbulspor'da değişim başladı eskinin izlerini bir nebzede olsun silmek isteyen yönetim işe tesislerin yarım kalan işlerini bitirmekle başladı. Mutfak ve spor salonları yenilenip sıfırlandı, teknik direktör odası, toplantı salonu, hobi odaları yapıldı, tesisin genel görünümü için peyzaj çalışmaları başladı. İstanbulspor'da bir şeylerin hızla değişmeye başladığı gözle görünür bir hale gelmeye başladı. Bu hengameli çalışmaların ortasında sezona başlayan oyuncular için hiç alışılmış bir durum değildi teknik direktör Yalçın Koşukavak tarafından yönetime kamp için herhangi bir yere gitmeyelim kendi tesislerimizde kamp yapalım teklifi şaşkınlık yaratmıştı. Birçok ekip Kartepe, Erzurum vs. gibi yerlerde kamp çalışması yaparken İstanbulspor, 40 derece sıcakta kendi tesislerinde yoğun tempo ile çalışmalarına devam ediyordu. Kadroya yeni katılan oyuncuların uyum sorunu yaşaması belki de buna bağlanabilir.

          İstanbulspor yaptığı transferler ve alt yapıdan katılan oyuncuların yaşları hesaplanınca 22 yaş ortalaması ile lig de mücadele ettiğini söylemeden geçmek olmaz. Yine ilginç bir anekdot; 29 kişilik kadrosunda yalnızca 2 oyuncusu 2.Lig deneyimi yaşamış, geriye kalan hiçbir oyuncu 2.Lig ve daha üst liglerde mücadele etmemiştir.

          Tarih 06.09.2015 Pazar. İstanbulspor, 5 yıl önce veda ettiği 2.lig de ilk maçına çıkıyor rakip bir zamanlar Süper Lig de boy gösteren Orduspor maça etkili başlayan İstanbulspor 19 ve 24 dakikalarda Zafer Şensoy'un attığı 2 gol ile lige 3 puan ile başlıyordu.

          Yine futbolseverler ve alt lig takipçileri için gelecek hafta neler yapacağı konuşulan İstanbulspor ligde 10 hafta sonunda Kupa maçı hariç henüz mağlubiyet yüzü görmedi. Ligin en büyük şampiyonluk adaylarından Bandırmaspor'u deplasmanda 1-0 yenmeyi başaran Sarı Siyahlı ekip, bir diğer favori Nazilli Belediyespor ile kendi evinde karşılaştığı maçta 1-0 geriye düşmesine rağmen 2-1 yenmeyi başardı.


          Ömer Sarıalioğlu'nun 3 yıl önce yerel bir televizyon kanalının canlı yayınında söylediği gibi "tesadüfen lideriz" sözlerinin aksine ligin sonun da ipi göğüsleyen ekip olup olmayacağı merakla bekleniyor.

          Bir zamanlar Süper Lig'de 3 büyüklere kafa tutan, yaptığı flaş transferlerle adını futbol kamuoyuna duyuran Salenko, Van Der Brom, Peter Van Vossen, Aykut Kocaman, Oğuz Çetin, Sergen Yalçın gibi isimleri kadrosunda barındıran Efsane İstanbulspor; daha sonra Cem Uzan tarafından bir köşeye atılan alt liglerden oyuncu transfer ederek mütevazi kadro ile mücadele eden liglerin en efendi ve en centilmen takımına sahip çıkan Sarıalioğlu ailesine ve merhum başkan Ömer Sarıalioğlu'na teşekkür ederiz.

          Yazımızı merhum başkan Ömer Sarıalioğlu ile yaşağıdı bir anıyı anlatan Ofspor başkanı Olcay Saral'dan bir alıntı yaparak bitirelim.
Milli Takımın yapacağı maç için yurt dışı daveti alan Ömer Sarıalioğlu'na uçakta sorulur "Sen bizden eskisin tecrübelisin bunun cevabını verse verse sen verirsin" diye sorulmuş. "Türk futbolu nasıl kurtulur." Ömer Sarıalioğlu'nun cevabı nettir. "Ha bu uçak şimdi burada düşer hepimiz ölürsek ancak o zaman kurtulur."
Hazırlayan: Haydar BULACA

          Tarih: 22.05.2015 Cuma Yer: İstanbulspor tesisleri. Bir dönemin efsane takımı İstanbulspor 'un tüm hisselerini Saffet Sa...

2 Kasım 2015 Pazartesi

Röportaj: Sezer Özmen (Metz)

        Bakırköyspor'dan başlayıp Metz'e uzanan bir futbol kariyeri. Beşiktaş'ta alt yapı eğitimini aldı, herkesin büyük beklentisi vardı, Türkiye'nin sol ayaklı Jaap Stam'ı olacaktı. Süper Lig'de olmadı, olamadı. Sezon başında Fransa'nın Metz takımına transfer oldu. Sezer ile röportajımız sizlerle.

Merhabalar Sezer. Futbola Bakırköyspor'da başladın. İstanbul şampiyonasında başarılı oldun. Beşiktaş'a transfer oldun. O transferden sonra ''Tamam, ben futbolcu oldum.'' dedin mi? Seni futbolcu yapan o kritik süreci anlatır mısın?
Merhabalar. Hiç bir zaman böyle bir düşünce içine girmedim. Her zaman daha fazla çalışmam gerekiyordu. Bunun farkındaydım. Bakırköyspor ile başarılı maçlar çıkarttım ve göze girmeyi başardım. Yemen Ekşioğlu ve Haluk Duranoğlu hocam tarafından fark edildim ve transferim gerçekleşti.
Beşiktaş'ta bir türlü o şans sana gelmedi. Ama yıllarca Çaykur Rizespor forması giydin. 17 yaşında Bank Asya 1.Lig seviyesinde oynamaya başladın, Rizespor ile play-off gördün, şampiyonluk yaşadın, son haftada şampiyonluk kaçırdın, Süper Lig gördün. Rize şehrinin sendeki yeri nedir? Şampiyonluk nasıl bir duygu?
Çaykur Rizespor, benim için gerçek anlamda profesyonelliğin başlangıcıydı. İlk defa profesyonel bir takımda idmanlara ve maçlara çıkacaktım. Benim için ayrı bir heyecan oldu tabii ki. Çok değerli kişilerle çalıştım. Dediğin gibi birçok kez Süper Lig'in kapısından döndük, ben o periyotta hep görev aldım. En sonda Süper Lig'e çıkan takımda banko oyuncu oldum. Şampiyonluk bambaşka, bundan dolayı Rize şehri de bambaşka.
PTT 1.Lig'de birçok kez forma şansı buldun ama Süper Lig'de nedense olmadı. Bunu neye bağlıyorsun?
Evet bu konu gerçekten sıkıntılı bir konu. Maalesef sabır yok. Süper Lig'e çıktığımız ilk senede direkt oynamaya başladım ve 7 hafta kadar forma şansı buldum. Bu süreçte ligde ilk 3'teydik sanırım. Sonra bir mağlubiyet aldık, oynamamaya başladım. Sonradan oyuna dahil oluyordum ama bir türlü 11'e giremiyordum. 11'e girmek için çok çalışıyordum ama olmuyordu. Uzun bir süre maç kazanamadık, bir hoca değişikliği oldu. Yeni hocanın aldığı ilk galibiyet Antalya deplasmanıydı. O maç o kadar değerliydi ki, iki takımdan birisi Antalyaspor'du, bizim de 6 puan önümüzdelerdi. O maçta yedeğim, 46. dakikada Ahmet Görkem Görk sakatlandı, o maçta ikinci yarıda oyuna dahil olmuştum ve ikinci yarıda maçı kazanmıştık. Ertesi hafta Beşiktaş maçı var kendi evimizde, ben en son kazanan kadrodayım, iyi oynamışım yine yedeğim. Beşiktaş ve Eskişehirspor maçlarında yine galibiyet yok, Sonra Akhisarspor ile oynadık, o maçta 11 şansı buldum, 3-2 galip geldik. Sonrasında Karabük maçımız var ben oynamayacağım haberini maç sabahı alıyorum, yine düşünülmemişim. O sezon lig bitti, yeni bir sezon başlıyor, yeni gelen hocamız doğal olarak bir önceki sene oynayan oyuncuların performansına bir bakıyor. Benim oynadığım sayıyı görüyor az buluyor tabii. Yani diyeceğim şu ki Türkiye'de her şey performansa dayalı olmuyor. Hocalarımızın zaten kredileri az oluyor, genç oyunculara tanıdığı şans daha da az oluyor. Bizim oynadığımız mevkinin hata şansı az olmasından dolayı, sıkıntılı oluyor. Eğer göze batan stoperlerin hata yapsa bile, arkasında dik duran hocaları oluyorsa Milli takımdan arkadaşlarım olan Semih Kaya ve Serdar Aziz gibi isimleri A Milli takımımıza kazandırıyorlar.
Yurt dışında her zaman bir isteyenin oldu. Sporing Lizbon'un ciddi anlamda ilgilendiğini duymuştuk, o bir türlü olmadı. Sonra Mouscron Peruwelz'a transferinin bittiğini duyduk, sonra Metz oldu. Süreci bize anlatır mısın nasıl oldu?
Evet Milli takımda oynamam istenilmemde büyük rol oynadı. Orada izlenilince kendi adımı Avrupa'da duyurmam daha kolay oldu. 2 sene önce Sporting Lizbon, resmi teklif sunmuştu kulübe ama kulüp reddetmişti. Ben bu transferin olmamasına çok üzülmüştüm. Ama yılmadım, çok daha fazla çalışıp Avrupa hayalini gerçekleştirmem gerekiyordu. Senenin başına Mouscron Peruwelz takımıyla anlaşmak üzereydik son anda pürüz çıktı, anlaşamadık. Biz anlaşamayınca Metz devreye girdi, benim maç CD'lerimi izlediklerini ve çok beğendiklerini ilettiler. Anlaşmaya vardık. Transferim de gerçekleşti.

Yurt dışına transfer yapma kararını nasıl aldın? Kolay bir karar değil, bildiğim kadarıyla çok küçük yaşta tatlı bir bebeğin var. Onu bırakıp gitmek zor olmadı? Giderken umduğunu bulabildin mi?
Bu yaşta bu kararı vermek tabii ki kolay olmadı. Benim için güzel bir macera olacaktı Avrupa ama bunun için bazı şeylerden fedakarlık yapmak zorundaydım. Ailemle, eşimle konuştuk ve gitme kararını aldım. İlk bir ay benim için çok zordu. Bu sürede çocuğum ve eşim yanımda değildi, bayağı zorlandım. Onlar yanıma bir ay sonra geldiklerinde ben yeniden doğmuş gibi oldum. İlk gittiğimde kafamda soru işaretleri olsa da, hocamız ve sportif direktörümüzle tanışınca doğru kararı verdiğimi anladım.
Yurt dışına transfer yapan oyuncular genelde bazı şeylerden yakınır. Yemeklerden, gittiği yerin kültüründen ve başka şeylerden. Sen ne yaptın? Alıştın mı? Sıkıntı yaşadığın konular var mı?
Ben açıkçası çok sıkıntı yaşamadım. Yemek konusunda ayrım yapmam çok zaten. Diğer konular için de yaşadığım şehirde Türk nüfusu fazla, sağolsun onlar da yardımcı oldu. Sıkıntı yaşamadım.
Milli takımımızın alt yaş kategorilerinde bir çok kez forma giydin. Şimdi Euro 2016'ya gidiyoruz. Euro 2016 için beklentin ve çalışman var mı?
Milli Takımımız Fransa'yı garantilemeden önce ben ülkemi Fransa'da temsil etmeye başlamıştım (Gülüyor) Şaka bir yana Euro 2016 için var gücümle çalışıyorum. Umuyorum ki çalışmalarımın karşılığını alırım. Fatih hocamın görev vermesi halinde bayrağımı en iyi şekilde temsil etmek istiyorum.
Futbol hayatına nasıl yön vermeyi düşünüyorsun? Henüz yeni gittin ama ilerleyen senelerde Türkiye'ye dönüş planın var mı? Yoksa Avrupa'da mı devam etmek istiyorsun?
Şu an için Avrupa'da futbol yaşantıma devam ediyorum. Umuyorum Avrupa'da devam ederim. Ülkemden herhangi bir teklif geldiğinde onu menajerimle düşünürüz.
Her futbolcunun küçük yaşlardan beri idolü vardır. Senin idolün kim? Ve ligimizde oynayan sol ayaklı stoperlerden en çok kimleri beğeniyorsun?
Pique'yi çok beğeniyorum. Ersan Adem Gülüm ve Antalyaspor'da oynayan Diego, aklıma gelen diğer isimler. Diego büyük sakatlık geçirmesine rağmen iyi toparladı.
Bildiğim kadarıyla kulüp tarafından Fransızca ders alıyorsunuz. Nasıl gidiyor Fransızca ile aran? Derdini anlatabilecek kıvama geldin mi?
Dersler çok zevkli geçiyor, öğrenmekten başka çaremiz yok. (Gülüyor) Yavaş yavaş başladım, az da olsa konuşuyorum. En azından saha içinde anlaşabiliyorum.

Fransa'nın 2.liginde forma giyiyorsun, Türkiye'de de PTT 1.Lig'de yıllarca forma giydin. İki ligin arasındaki ilk gözüne çarpan  farklar neler oldu? Biraz anlatır mısın?
Fransa'nın, Türkiye'ye göre çok tempolu bir oyun anlayışı var. Tüm futbolcular güçlü, zayıf diyeceğimiz oyuncu yok. Yavaş ve zayıf kelimesine yer yok bu ligde.
Yurt dışına gittin, artık orada yaşıyorsun. Yurtdışını gördükten sonra ülkemizde sana ilginç gelen şeyler var mı? Varsa bunlar neler?
Trafik kuralları ve çevre temizliği. Trafik inanılmaz burada, herkes uyuyor kurallara ve birbirine saygısı üst düzey.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun Fransa'da? Takım arkadaşlarınla ilişkin nasıl?
Boş zamanlarımda eşime ve oğluma zaman ayırıyorum. Onlarla Metz ve çevre ülkeleri gezme şansımız oluyor. Metz'in merkez bölgede olması da çok iyi bir avantaj. Almanya, Hollanda, Belçika yakın sayılabilecek mesafelerde. Takım arkadaşlarımla gayet iyiyiz. İnşallah bu iyi ilişki sezon sonu şampiyonluğu getirecek.
Bize vakit ayırdığın için teşekkürler Sezer, sana Transfer Merkezi ailesi olarak başarılar diliyoruz.
Ben de sizlere çok teşekkür ediyorum. Transfer Merkezi ailesine ve okuyucularına saygılar, selamlar..
Röportaj: Hüseyin KARABACAK

        Bakırköyspor'dan başlayıp Metz'e uzanan bir futbol kariyeri. Beşiktaş 'ta alt yapı eğitimini aldı, herkesin büyük bekl...