17 Kasım 2016 Perşembe

Röportaj: Deniz Türüç (Kayserispor)


          Kayserispor'a 2015-1016 sezonunda transfer olan ve geldiği günden bugüne kadar  önemli işlerin altına imza atan Deniz Türüç, milli takım formasını giymek istiyor. Memduh Borazan sizler için keyfili bir röportaj gerçekleştirdi.

Seni tanıyabilir miyiz?
29 Ocak 1993 doğumluyum.Hollanda da doğdum büyüdüm. Ayden Sürüç ile evliyim, Shauna adında 3 yaşında bir oğlum var. Sağ açık ve sol açıkta oynuyorum. Aslında mevkim orta saha. Sol ayağım daha etkilidir ama sağ ayağımı da iyi kullanıyorum.

Futbola nasıl başladın?
Futbola 4 yaşında başladım. 9 yaşından itibaren 18 yaşına kadar Twente alt yapısı gördüm. Hollanda’nın en iyi alt yapısından bir tanesi FC Twente'dir Ajax ve Feyenoord ile beraber. 18 yaşında Twente’den ayrıldım ve De Graafschap takımına geldim ve 1 sene burada oynadım. Bir sene sonra Go Ahead Eagles takımına gittim. 3 sene Go Ahead Eagles’de oynadım. 17 sene sonra şampiyonluk yaşadık.  Birinci Lig'den bir üst lige çıktık.  İlk sene takımı ligde tuttuk ve daha sonra Kayserispor’a transfer oldum.

Kayserispor’a transferin nasıl gerçekleşti?
Tolunay hoca beni çoktan beri Türkiye’ye getirmek istiyordu.  Karabükspor’dan beri beni tanıyor ve istemişti. O dönemlerde daha ben Türkiye’yi düşünmüyordum. Hollanda’da çok iyi sezonlar geçiriyordum. Galatasaray ve Beşiktaş da geldi ayağıma tekliflerle ama ben gelmeyi düşünmüyordum. Karabük’ten 3 sene sonra Tolunay hoca Kayserispor’a geldi. Gene transfer etmek için beni uğraştı. Ben daha sıcak baktım bu duruma. Kayserispor’a gelmeden önce Google’den stadyuma ve şehre baktım. Eniştem yani ablamın eşi Kayserili, o da bana ne kadar rahat bir şehir olduğunu anlattı. Başkanımız gördüğüm kadarıyla çok iyi birisi başkanımız. Ahmet Yıldız sağ olsun beni burada gezdirdi. Zaten çok çok istiyordu, Kayserispor’a transferim hocanın sayesinde oldu. Kayseri’ye geldikten sonra Recep Mamur başkan ve Ahmet Yıldız abi büyük rol oynadılar.

Hollanda ile Türkiye arasında futbol anlamında fark var mı?
Evet Hollanda ile Türkiye arasında fark elbette var. Hollanda'da futbol biraz daha taktiksel ve yumuşak, daha büyük alanlar bulursun. Türkiye’de ise taktik biraz daha az. Daha çok duygu üzerine daha çok fizik üzerine bir de daha az alan buluyorsun ve daha sert bir lig. Bence daha zor bir lig. İlk sene ben de kötü maçlar oynadım. Alışma dönemim oldu. Robin Van Persie halen her maç oynamıyor, Wesley Sneijder ilk senesi çok az oynadı. Lukas Podolski hala ayak uyduramadı daha Türkiye’ye. Türkiye çok farklı ve zor bir lig fiziksel açıdan ve sert geçiyor.

İlk senen ile ikinci seneni nasıl değerlendiriyorsun?
İlk sene dediğim gibi babamla ve menajerlerimle çok konuştum. Bana "20 maçtan sonra Deniz hala alışmadın mı? Şimdi alışmadıysan ne zaman alışacaksın?" dediler. Benim dediğim herkese aynısı oldu. İlk sezon böyle başladı, böyle olacak. Ben elimden geleni yapacağım savaşacağım. Geçen sene her maç bunu yaptım. Geçen seneki yaptıklarımın bu sezon faydasını görüyorum. İyi ki yapmışım. Bu sene biraz daha fazla sorumluk aldım. Hakan hocayla da konuştuk. Sağ olsun beni her zaman oynattı. Bana bu takımda önemli bir oyuncu olabilirsin dedi, mücadele et, işini yap senin için çok güzel şeyler olabilir dedi. Sende o kapasite var dedi. Güçlüsü, fiziğin var, süratlisin, iki ayağına da kullanıyorsun dedi. O açıdan biraz daha öz güvenli başladı bu sezon. İnşallah bu çizgi aynen böyle devam eder. Ben de kendimi iyi hissediyorum. 11 maçta 5 asist yapıp 2 gol attım bu sezon. Bu sezon daha fazla gol atarım, attırırım inşallah. Bizim takımın buna ihtiyacı var.

Kariyer açısından hedeflerin nedir?
Öncelikle herkesin bir hedefi mutlaka vardır. Benim takım olarak hedefim takımı ligde tutmak ve aslında ligi ilk 10 içinde bitirmek. Takım açısından 5 puanımız daha olsa daha farkı yerlerde olurduk. Hedefim takımımı daha iyi yerlere getirmek.
Milli takım dolayı oldu, gidecek miyim gitmeyecek miyim diye bekledim ama Fatih hoca bu sefer çağırmadı. İnşallah önümüzdeki sefer çağırır. Milli takım hedeflerimden bir tanesi. Bir gün yeniden Avrupa’ya dönmek istersin yani. Ya üç büyük takımdan biri olacak ya da Avrupa olacak. İlk hedefim Milli takım forması giymek daha sonra Avrupa'da oynamak.

İki senedir Kayseri’desin. Kayseri’nin nelerini sevdin, neleri beğendin?
Kayseri çok güzel bir şehir. Hem büyük hem de küçük şehir. Bir buçuk milyon insanımız var yaşayan ama yapacak az bir şey var. Yollarımız geniş tertemiz bir şehir. Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri Kayseri. Çok seviyorum ve beğeniyorum.  Ailemle yaşıyorum burada çok şükür onlar da memnun Kayseri’de olmaktan. Bomba olayları falan Kayseri’de hiç olmuyor. Başkanımız 30 seneden beri neredeyse bu işi yapıyor. Ahmet abi ne zamandan beri futbolun içinde. Hocamız hem kişilik olarak hem taktiksel açıdan güçlü bir hoca. Onu tanıdığım için mutluyum. Her anlamda Kayseri çok güzel bir şehir. Burada olmaktan dolayı mutlu olmam ister istemez sahaya da yansıyor.


10 numaralı formayı giyiyorsun, senin için özel anlamı var mı?
Geçen sene ben geldiğimde 10 numarayı Diego Lopes almıştı. Onu da bozma, kırmak istemedim. 11 numara boştu ve 11 numarayı aldım. 10 numara değerli tabi, orta sahada ve ön bölgede oynayan futbolcular 10 numarayı giymek ister. Çünkü futbolun en güzel numarası benim için, anlamlı kılan da bu.  Tabi ki bir baskı var, o formanın hakkını vereceksiniz. Benim için sıkıntı yok. Ben 4 yaşından beri futbol oynuyorum, neredeyse 20 sene oluyor. Baskıyı FC Twente'de oynarken de yaşadım. Düşmemek için, ligde tutmak için verilen mücadelenenin ne demek olduğunu biliyorum. Çünkü Hollanda'da 3 sene bu mücadeleyi verdim. 23 yaşında olmama rağmen 150 maçım var.

Türkiye’deki taraftarı nasıl buluyorsun?
Hollanda'a stadyumlar o kadar büyük değil, ama büyük stadyumlar da var. Her zaman bütün stadyumlar full. Demek istediğim bizim stadyumlarımız büyük, daha güzel ama taraftarımız yok. Bizim derken tüm Türk takımlarını kastediyorum. Çok az taraftarımız var. Benim duyduğuma göre Passolig ile alakalı bu. Futbolcular arasında da bu konuşuluyor, ne yazık ki bizim içinde kötü oluyor. Birisi misafir olarak Kayserispor stadyumuna geldiğinde önce seyirciden korkmalı. Seyirci ile 11 değil de 12 kişi olmalısın. Benim öğrendiğim bildiğim bu. Hollanda'da böyle çünkü. Zamanında böyle değilmiş, bütün stadyumlar dolarmış. Ne yazık ki şu an durum iyi değil.. Bizi desteklemeye gelseler çok daha iyi şeyler başarabiliriz.

Unutamadığın bir anın var mı?
Benim Gaziantep’te yaptığım, Hollanda'da ligde kalma maçında oldu. Hollanda'da bir gol bir asist yaptım, Gaziantep’te iki gol attım. Go Ahead Eagles'tayken Heracles’e karşı 1-0 geri düştük. 1-1’de asist yaptım ve sonra bir de kendim attım. O maçı hiç unutmuyorum. Bir de Gaziantepspor maçını da kolay kolay unutmam. Çünkü hem takım için hem de benim için çok güzel bir anı oldu.

Kayserispor’un bu sene durumunu nasıl değerlendiriyorsun?
Aslında çok basit, futbol bir detay işi. En az hatayı yapan maçı kazanır. Bu hayatın kuralı. Öncelikle başladığımıza bizim burada Akhisar’a 2-0 yenildiğimiz maçta ilk 60. dakikada oynadığımız futbola karşı 2-3 gol atsaydık kimse şaşırmazdı. Bursaspor maçında rakibimiz 10 kişi kalmış biz bir kişi fazlayız ve 1-0 öne geçtik. Bursa maçını kazanmamız gerekti ama hatalarla mağlup olduk ve 3 puan bıraktık. Fenerbahçe maçında son dakikada gol yiyoruz, beraber kalıyoruz. Bu iki maçta hak ettiğimiz karşılaşmalardı mesela.
Kasımpaşa maçında 1-0 öndeyken maçı 2-0 veya 3-0 yapacağımız yere yeniliyoruz kırmızı karttan sonra. Osmanlıspor maçı son saniyede bir gol yedik ve haksızlık oldu. 4 maçta toplam 9 puan kaybettik, eğer bu 9 puanı alabilmiş olsak 18 puan yapar şu an 4.sırada olurduk. Demek istediğim futbolda çok küçük detaylar maçın sonucuna etki ediyor. Takım oturdu, herkes bir birini tanıyor. Biraz daha bireysel hatalarımızı dikkat edebilirsek Kayserispor daha iyi yerlere gelecek. Osmalıspor karşısında son dakikada golü yemeseydik şu an 7.sıradaydık. İyi ile kötü arasındaki çizgi çok ince. Biz de şimdi ne yazık ki biraz kötü tarafta duruyoruz istatistiklere baktığımız zaman ama aslında hak ettiğimiz yer değil.

Eklemek istediğin bir şey var mı?
Benim ile bu röportajı gerçekleştirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Emeğine, yüreğine sağlık. Futbol camiasında taraftar çok önemli. 12 adam oluyor takım için. Bizim taraftarımız hem iyi hem kötü günümüzde Kapalı Kale’nin yaptığı gibi yapar yanımızda olursa bizi hem mutlu ederler hem de daha başarılı olmamamıza yardımcı olmuş olurlar. İnşallah inanıyorum ki önümüzdeki maçlarda bizi desteklemeye gelirler.

Röportaj: Memduh BORAZAN
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder