2 Aralık 2016 Cuma

Röportaj: Fatih Akyel


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu; futbolculuk kariyerinde Dünya Kupası üçüncülüğü, UEFA Kupası, Süper Kupa ve birçok lig şampiyonluğu bulunan genç teknik adam Fatih Akyel. Geçen sezon Gümüşhanespor'da oldukça başarılı bir grafik çizen Fatih Akyel, bu sezon Kocaeli Birlikspor'un başında.

Merhabalar Fatih hocam. Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Öncelikle Fatih Akyel’in futbol dünyasının içine nasıl girdiğini dinleyelim.
Ben teşekkür ederim. Her çocuk gibi sokakta başlayan serüven, 10 yaşında Galatasaray camiasının içine girmemle devam etti. Sırasıyla minik takım, yıldız takım, genç takım, profesyonel takım aşamalarını teker teker aştık.

Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor, Gençlerbirliği, Ankaragücü gibi Süper Lig’in güçlü kulüplerinde forma giydiniz. Oynadığınız kulüpler içerisinde gönlünüzde en çok yatan kulüp hangisiydi? Nedeniyle birlikte alabilir miyim?
Çocukluğumdan beri Galatasaraylıyım, Galatasaray taraftarıyım. Ama diğer oynadığım takımlarda her zaman elimden geleni yaptım.

Avrupa’da Mallorca, Bochum ve PAOK gibi takımların formalarını giydiniz. Avrupa maceranız çok iyi sürmedi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
O dönemlerde Türk futbolcusuna bakış açısı Avrupa’da net değildi. Biz de istediklerimizi yapamadık, kabullenemedik. ondan döndük. PAOK’tan ayrılmak, beni en çok üzen ayrılık oldu. İyi bir hava yakalamıştım orada, Trabzonspor bonservis bedeli ödeyerek almıştı beni. PAOK içimde ukte kaldı.

Kocaeli Birlik sezon başında yönetim değişikliğine gitti. Siz de Kocaeli Birlikspor’un hocası oldunuz. Kulübün kısa ve uzun vadede hedefi nedir?
Kısa vadede hedefimiz çıkmak. Özverili bir yönetim var. Sezon başından bu yana destek-yardım almadan çalışan bir yönetimimiz var. Biz 6. Hafta geldik buraya. Yönetim maddi-manevi oyuncuların yanında duruyor. Oyuncularla iyi diyalog halindeler. Sportif direktörümüz Çağrı Arslan kardeşimiz de oyuncularla çok ilgileniyor, sağolsun. Hedefimiz üst lige çıkmak. Ama tabii bunu devre arası daha net göreceğiz. Burada sezon başı her şey çok çabuk olmuş. Devre arası kampından sonra daha iyi toparlayacağız inşallah.

İlk antrenörlük deneyiminizde Gümüşhanespor’daydınız. Geçen sene şanssız bir şekilde play-off finalinde Bandırmaspor’a kaybettiniz ve PTT 1.Lig’in kapısından döndünüz. Neler hissettiniz?
Finalde kaybetmek tabii ki çok üzücü. Ama şöyle bir gerçek var, sezon başı takım ‘’ligde kalma’’ hedefiyle kuruldu. Düşük bütçelerle kurduk biz o takımı. Takım olarak büyük özveri gösterdik, birliktelik gösterdik, play-off finaline kadar gittik. Çok yüksek bütçeli rakiplerimiz olmasına rağmen başarılı bir sezon geçirdik. Bandırmaspor’a final maçında prim açıklandı, bizlere prim bile açıklanmadı. Oyuncuları motive etmek kolay değildi. Elimizden geleni yaptık olmadı, Gümüşhane defteri bizim için kapandı. Artık Kocaeli Birlikspor için çalışıyoruz.


Bildiğim kadarıyla futbolu bıraktıktan sonra alt ligleri takip ediyorsunuz. Kocaeli Birlikspor’dan ve alt liglerden Süper Lig’e sıçrayabilecek genç oyuncuların olduğunu düşünüyor musunuz? Varsa isim alabilir miyiz?
Mutlaka bir çok isim var, takip ediyoruz hocalar olarak özellikle gençleri. Alt liglerden yukarı sıçrayacak çok oyuncu vardır. Ama isim vermek istemiyorum fazla, oyuncular yok olup gidiyor. Ama kendi takımımdan yetenekli bir isim var Emrecan Yıldızhan, 1997 doğumlu. Yavaştan yavaştan şans veriyoruz. İyi yerlere geleceğini düşünüyorum.

Hedeflediğiniz en üst nokta, en çok teknik direktörlük yapmak isteyeceğiniz takım hangisi?
Büyük takımlarda herkes çalışmak ister, hedefimiz büyük takımlarda çalışmak açıkçası. En çok tabii ki Milli takımı çalıştırmak isterim.

2002 Dünya Kupası kadrosunun değişilmez oyuncularından birisiydin. Türkiye Milli takımının tarihi başarısının aktörlerindensin. Dünya üçüncüsü olmayı hedeflemiş miydiniz, aklınızdan geçirmiş miydiniz? Yaşananlardan, atmosferden kısa kısa bizlere anlatır mısın?
Biz, oraya inanarak gittik. İyi takımdık, gruptan çıkacağımıza inanıyorduk ama Dünya üçüncülüğünü hayal ediyoruz desek yalan olur. Kimse hayal edemezdi. İyi bir başarı yakaladık. Tesadüf zafer değil, inancın zaferiydi. Çok iyi takımlarla çok iyi maçlar oynadık. Özveri getirdi bu başarıyı. Dünyanın en iyi organizasyonu Dünya Kupası zaten. Şampiyonlar Ligi çok güzel, Avrupa Şampiyonası daha da güzel ama Dünya Kupası paha biçilemez. Hayatım boyunca unutamam. Efsane oyuncu sokaktan geçen adam olmaz, efsane oyuncu milli takım formasıyla bu başarıları yakalayanlardır. Türkiye’nin efsane kadrosu bellidir.

Birlikte oynadığın futbolculardan 11 oluşturur musun?
(4-2-3-1) Kaleye Taffarel, sağ beke kendimi koyarım, sol bekte Hakan Ünsal, stoper tandeminde Popescu ve Alpay. Çift ön liberoda Suat Kaya ve Emre Belözoğlu. Kanatlarda Okan Buruk ve Yıldıray Baştürk. Forvet arkasında Hagi, forvette Hakan Şükür.

Profesyonel liglerde 300 civarı maça çıkmışsınız. Bugün ise yeni jenerasyonun genç hocalarındansınız. Teknik direktörlük mü futbolculuk mu daha zor?
İkisinin de ayrı güzelliği var. Zorluk bakımından hocalık her zaman daha zor. Futbolculukta antrenmanını yap, duşunu al, işin bitiyor. Hocalık öyle değil, antrenman programları, oyuncularla diyaloglar, ‘’aman oyuncularım hastalanmasın, kart görmesin’’ derdine düşüyorsun. Hocalık kesinlikle daha zor.

Kariyerinizde unutamadığınız maç ya da gol var mı?
Yenildiğimiz Brezilya maçı. Unutamam onu, o maça heyecanlandığımız kadar hiçbir maça heyecanlanmadık. Ve inanın Almanları gözümüze kestirmiştik. Finalde Almanya’yı yeneriz diye düşündük. Şanssızlık Brezilya’yla karşılaşmak oldu. İki defa yenildik, ikisinde de Brezilya’ya. O zamanki Brezilya kadrosu da ekstraydı tabi. Brezilya’nın da bizim de gelmiş geçmiş en iyi jenerasyonumuzdu.  Brezilya iki maçta da bizi zor yendi ama. Hatta Brezilya 1-0’lık maçı yendi, Scolari’yi gördüm. İçimden dedim ki ‘’Eğer dünya devi Brezilya’nın hocası Türkiye’yi mağlup etti diye bu kadar sevinç taklası atıyorsa biz büyük iş başarmışız, biz de futbol bayağı ilerlemiş.’’
İkinci unutamadığım Süper Kupa, üçüncüsü de UEFA Kupası'dır. Galatasaray ile yakaladığımız bu başarılar da unutulacak gibi değil.

Türk futbolu Dünya Kupası’ndan sonra nasıl bir yol kat etti? Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türk futbolu 2002’den sonra geriye gitti. Bunun nedenleri hocaların ve yöneticilerin yaptıkları hatalar aslında. Bence Dünya Kupası’ndan sonraki Milli takım hocalarının hatası değişimi çok hızlı yapmak istediler. Değişim çok hızlı olmaz. Jenerasyonu çok iyi olan oturaklı bir takımda oyuncu değişikliğini hızlı yapmak istediler, aşama aşama yapmaları gerekirdi. Jenerasyonların hızlı değişmesi ülke futboluna zarar verdi. Futbol dışı gelişen olaylar %90 zarar verdi futbola. Ülkede futbol magazinsel boyuta düştü. Yazık oluyor yani.

İyi bir teknik direktörlük için iyi bir futbol kariyeri gerekli midir?
Kesinlikle gerekli değil. Çok iyi futbolcu arkadaşlarımın kötü başlayan antrenörlük kariyerlerini görüyorum. Antrenörlük çok farklı, çok boyutlu bir iş. Futbolculuk gibi düşünemeyiz.

Galatasaray’a karşı 6-0’lık galibiyette Fenerbahçe forması giydiniz. O maçın atmosferini anlatır mısınız?
Gerçekçi olmak gerekirse o gün Galatasaray çok iyi oynadı. Biz 6 kere gittik 6’sı da gol oldu. 10 kişiyle 6-0 galip geldik. Unutulmayacak güzel bir maç oldu bizim için. Fenerbahçe-Galatasaray maçlarının atmosferi anlatılmaz. Gazozuna maç oynasa iki takım kıyamet kopar. Bu ülkenin en güzel mücadelesidir.

 Takipçilerimizden gelen sorulara geçelim..

Tamer Sami Sert: Futbol oynadığınız süreçte en çok zorlandığınız hücum oyuncusu?
Futbol oynadığım süreçte zorlandığım oyuncu hiç olmadı. Mütevazi olmayayım, özellikle Türkiye’de beni zorlayacak bir oyuncu yoktu. Zor oyuncular da benim oynadığım takımdaydı.

Fatih Öztoprak: Galatasaray’a Süper Kupa’yı getiren golün asistini Jardel’e siz yapmıştınız. Orada gerçekten pas mı vermek istediniz, yoksa kaleyi mi yoklamıştınız?
Taç çizgisine yakın bir yerde, çapraz bir yerdeydi. Benim gibi şutör özelliği olmayan bir oyuncu da oradan şut çekmez. Ben sert orta açmak istedim, biraz daha havadan düşündüm ama yerden gitti. Yani amacım orta açmaktı.

@1905Niccoli1905: Galatasaray taraftarı sağ bek için ‘’Fatih Akyel laneti’’ diye bir tabir kullanıyor. Siz gittikten sonra sağ bekten yana taraftarın mutsuz olduğu aşikar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Galatasaray, benden sonra çok iyi bir sağ bek bulamadı belki, doğrudur bu. Ama ben bunu futbolcu bazında değil yönetim bazında değerlendiririm. Koskoca Galatasaray, Avrupa’dan bir tane sağ bek bulamıyorsa bu yönetimin başarısızlığıdır. Sabri’ye çok yükleniliyor, aslında Sabri sağ bek değil, sağ açık. Kırma bir bek yani. Sabri elinden geleni yapıyor, bütün yük Sabri’ye biniyor. O kadar yabancı sağ bek geliyor, o kadar hoca değişiyor yine Sabri oynuyor. Demek ki Sabri eldeki mevcut oyuncuların içinde en iyisi ki oynuyor. Ben bugün Galatasaray’ın hocası olsam, gitsem baksam Sabri iyiyse Sabri’yi oynatırım.

Yağız Çekem: Dünyada izlediğiniz/takip ettiğiniz ya da örnek aldığınız bir teknik direktör var mı?
Çok beğendiğim bir teknik adam var. Klopp. Gittiği takımlarda sahaya yansıttıkları, başarıları, davranışları her şeyiyle benimsiyorum. Benim hiç sevmediğim şeylerden birisi sahaya takım elbise ile çıkmak. Belki zamanı gelince biz de giyeceğiz, tabii ki teknik adamlar giyebilir ama takımla birlikte olduğunu gösterebilmek için sportif olmak önemlidir. Gol sevinçleri falan tam bir futbol antrenörü olduğunu gösteriyor zaten.  Klopp’u bundan dolayı çok beğeniyorum.

Taner Otlak: Futbol direktörü Fatih Terim çok eleştiriliyor. Siz Fatih hocayla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Teknik adamlar her zaman eleştirilir, ki Fatih hoca ülkenin takımını yönetiyor. Zaman zaman doğrular yapıyor, zaman zaman hatalar yapıyor. İnsanlar da eleştiriyor tabii hataları görünce. Son dönemlerde milli takımdan basına düşen olaylar o mevkiler için hiç yakışmadı. Bunlar olmamalıydı. Fatih Terim hep iyi takımlarda çalıştı. Başarılı olması gayet normal, Türkiye’yi tanıyan bilen iyi bir teknik adam. Fatih hocanın en büyük avantajı iyi futbolcularla çalışması oldu.

Oktay Gökçe: Kocaeli Birlik’in seyirci sayısı az. Boş tribünler önünde oynamak zor geliyor mu?
Seyirci baskısı tabii önemlidir, hakem baskı altına alınır, rakip baskı altına alınır. Ama buna alıştım diyebilirim. Geçen sezon Gümüşhanespor’da final oynadım, bizim çok seyircimiz yoktu, final maçına iyi geldiler ama. Yine de futbolseverleri bekliyoruz.

Fatih Akyel’den inciler...

Sokak futbolu öldü. Sokak futbolu diye bir şey yok. Dünya yıldızlarına bakalım hepsi sokaktan gelme. Sokak futbolu güçlendirir, dayanıklaştırır. Sokak futbolu ölürse futbolcu gelişmez. Alt yapılar da birçok hocanın ufak yaştaki çocuklara kapris yaptığını, çocukların kariyerini harcadığını çok gördüm. Seçmelerin hiçbir zaman kaliteli bir işlev gördüğünü düşünmedim. Hocalar  ‘’Beş dakika izlesek yeter’’ diye düşünüyorlar. Zihniyet sıkıntısından dolayı alt yapıdan futbolcumuz yetişmiyor.
Brum,a Avrupa’ya transfer yapabilecek kapasitede bir oyuncu. Süper Lig’de genç kaliteli futbolcu sıkıntısı da var aslında. Genç değil belki ama Emre Çolak’ın ben 1-2 senede çok aşama kaydedeceğini düşünüyorum. Emre Çolak İspanya’da güzel işler yapacaktır. Emre, Galatasaray’da yaşanan kaoslardan dolayı gitti. Üstüne titrense daha farklı olurdu Emre. Emre’den umutluyum.
Bizim ülkemizin yapısından kaynaklanan ‘’çabuk şımarma’’ olayı genç futbolcu çıkaramıyoruz. Yetenek Avrupa’dan kat ve kat fazla. Oyuncularımızın mental sıkıntısı çok büyük. Oyuncularımızın işine saygısı yok.
Enes Ünal, çok iyi yerlere gelecek inşallah. O çocuğa haksızlık yapıyoruz, basınımız yazmıyor. Arda, çok sevdiğim bir kardeşim, elimizde büyüdü yolu açık olsun ama Arda çay içse çay açıktı-koyuydu diye haber yapılıyor, gündem maddesi oluyor. Enes’e de biraz değer verilse, haberi yapılsa kötü mü olur? Mesela ben size kendi görüşümü açıklayayım. Beckham bence aman aman futbolcu değildi, ama İngilizler öyle bir tavır sergiledi ki Beckham’ı dünya yıldızı yaptılar. İngilizler’den uzun senelerce oyuncu çıkmıyordu, zorla yıldız yaptılar resmen Beckham’ı. Hagi mi Beckham mı deseler bana göre Hagi mesela. Daha yetenekli bir adam. Yani futbolcumuza destek vermemiz lazım, Enes gol atmadığı zaman haberi yapılmıyor. Ben izliyorum Enes gol atmıyor ama müthiş bir maç çıkarıyor. Yani bu kardeşlerimize de sahip çıkmamız gerekiyor.

Samimi cevaplarınız için teşekkür ederim hocam. Antrenörlük kariyerinizde başarılar dilerim.
Ben de teşekkür ederim, sizlere iyi çalışmalar dilerim.
Röportaj: Hüseyin KARABACAK
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

Dip not: Röportaj sürecinde bizimle çok iyi bir şekilde ilgilenen Kocaeli Birlikspor sportif direktörü Çağrı Arslan'a ve sorularıyla sürece katkı sağlayan Hakan Candan'a teşekkürler..
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder