7 Ekim 2017 Cumartesi

Elin oğlu yaptı! İzlanda


          1990 elemelerinde de yolumuza taş koyan İzlanda, dün gece Eskişehir'de bizi bozguna uğratıp Dünya Kupası hayallerimize yine noktayı koyuyordu; ancak arada bir fark var: 1990 elemelerini sonuncu olarak tamamlayan bu şirin ülke, 2018 elemelerinin son maçları öncesi liderlik tahtına çıktı. Pazartesi günü Kosova'yı yendikleri takdirde tarihlerinde ilk kez böylesine büyük bir organizasyonda yer alacaklar.

          861 yılında Vikingler tarafından keşfedilen, Norveç ve Danimarka egemenliği altında asırlarca yönetildikten sonra 1944'te bağımsızlığını ilan eden yaklaşık 335.000 nüfuslu bu ada ülkesi, 10 yıl öncesine kadar Avrupa futbolunun en zayıf ülkeleri arasında gösteriliyordu. Zaten ülkenin iklimi göz önüne alındığında futbol oynamaya elverişli bir ortamın oluşması mümkün değildi. Her şeye karşın bu süreçte futbolda büyük atılım yaptılar; ayrıca ülkede yaklaşık 27.000 lisanslı futbolcu var. Bizse "Bu Buzistanlılar (İzlanda'yı Türkçeleşitrirsek) bu noktaya nasıl geldiler" sorusunu sormak yerine oynadıkları futbolu beğenmeyip "nasıl yeniliriz bu takıma?" diye sorular soruyoruz. Bizde nasıl böyle bir ego var hâlâ çözemiyorum. Aynı kibirli tavrı zamanında Belçika karşısında da sergilemiş, basınımız adamların 2008'deki Olimpiyat dördüncülüğünü hiçe saymıştı. Türkiye'nin futbolda en son ne zaman olimpik oyunlarda yer aldığını sormak lazım ya, haydi neyse...



          "Topu rakip kaleye anca üç kere götürebilirler" dediğimiz bu takım ise; 2014'teki turnuvayı barajda Hırvatistan'a kaybederek kaçırmış (Sahi biz grubu kaçıncı tamamlamıştık?) , bizim daha ilk turda havlu attığımız Euro 2016'da çeyrek finale kalmış ve bizi son 3 yılda 3 kere gol yemeden yenmiş.

          Evet futbolla yatan kalkan bir ülkeyiz; ancak belli bir sistememiz, altyapımız, planımız programımız yok!! Gaz ve balın birleşimiyle anca kalıcı olmayan başarılar edinirsiniz; futbol otorileri de buna haklı olarak "rastlantı" deyip geçer. Yalnızca İzlanda değil, Avrupa'nın birçok ülkesinden daha fazla bireysel yetenekli oyunculara sahip olabiliriz; ancak belli bir plan, program, sistem ve altyapı olmadığı sürece daha çoook turnuvaları böyle uzaktan izleriz. Ayrıca oyuncularından tutun, hocasına kadar iş ahlakı olan, iki topa vurmakla kendini dev aynasında görmeyen, işini ciddiyetle yapan insanlara da ihtiyacımız var! İstediğiniz kadar nüfusunuz fazla olsun, Yozgat kadar nüfusu olmayan elin adamı niteliğe önem verdiğinde seni kendi sahanda mahvedip gider.

Meraklısına birkaç link paylaşarak yazımıza noktayı koyalım.

** http://faroecefutbol.blogspot.com.tr/2013/09/izlanda-tarih-yazyor.html

** https://www.birgun.net/haber-detay/ibret-alinacak-bir-futbol-ulkesi-izlanda-80241.html

** http://www.haberturk.com/yenimedya/haber/1139349-izlanda-futbolu-sifirdan-zirveye-nasil-cikti-

** https://www.11v11.com/teams/iceland/tab/opposingTeams/opposition/Turkey/

Hazırlayan: Erkan ADAY
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder