30 Aralık 2014 Salı
Dribling; 1,93cm'lik boyuna ve kalıbına rağmen topla oldukça hızlı ve iyi bir driblingci. Adam geçme konusunda sıkıntısı yok.
Topsuz Oyun/Yaratıcılık; Boris'in geleceğini parlak gösteren en büyük etkenlerden biri de etkili topsuz oyunu. Fiziğini çok iyi kullanan ve yaptığı fake koşular ile arkadaşlarını rahatlatan Boris top ayağındayken de oldukça etkili ve yaratıcı. Bu özellikleriyle de ünlü İsveçli yıldız Ibrahimovic'i andırıyor.
Boris, 17 Mart 1996 'da büyük yetenekler çıkaran küçük bir ülke olan Karadağ 'da dünyaya geldi. Futbola küçük yaşlarda baş...
29 Aralık 2014 Pazartesi
27 Aralık 2014 Cumartesi
26 Aralık 2014 Cuma
25 Aralık 2014 Perşembe
Merhaba Sercan öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkürler, bize biraz futbola başlayışından bahsedebilir misin?
Ben teşekkür ederim, futbola herkes gibi hobi olarak başladım daha sonra ailem bana ''Sokakta yaralanacağına git bir kulübe yazıl'' dedi ben de Bursaspor altyapısına yazıldım ve buralara kadar geldim.
Balıkesirdeki boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Balıkesir'de sosyal anlamda çok fazla imkan olmasa da arkadaşlarımla birlikte yemeğe çıkıyoruz, sinemaya gidiyoruz, takımca bilardo oynuyoruz, bazen Go-kart'a gidiyoruz.
Beğendiğin, kendine örnek aldığın ya da idolüm diyebileceğin bir isim var mı?
Thierry Henry diyebilirim. Bir de çok klasik olmayacaksa Cristiano Ronaldo.
Forma koleksiyonun var mı?
Tam olarak koleksiyon sayılmaz ama çok sayıda forma topladım bugüne kadar. Fransa maçından Henry, Mexes formalarım var. İspanya maçından Torres'in formasına sahibim, daha sayamadığım birçok formam var.
Sence şu an takımınızdaki en yetenekli oyuncu kim?
Alanziho diyebilirim, topla çok değişik hareketler yapabiliyor. Ne zaman ne yapacağını kestiremiyorsunuz.
Takımda en iyi anlaştığın arkadaşların kimler peki?
Hamit Yıldız ve Alanziho. Bunlara Vargas'ı da ekleyebiliriz.
Herhangi bir uğurun var mı?
Maça çıkmadan önce yerden bir tutam çim koparıp formamın içine atıyorum böyle bir uğurum var.
Bu sezon 19 numaralı formayı giyiyorsun. Forma numaranın özel bir anlamı var mı?
9 benim uğurlu rakamım fakat burada 9 numarayı Gökhan Ünal giydiği için 19'u aldım.
Bursaspor ile şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi tecrübesi yaşadın. Bunlar sana neler kattı?
Şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi benim için unutulmazdı. Belki de torunlarım ileride bu anılarım ile övünecek yani kısaca bana çok şey kattı diyebiliriz.
Bursaspor'da oynadığın yıllarda Manchester United'ın seni transfer etmek istediğini biliyoruz. Bundan bahseder misin biraz?
Manchester beni küçük yaşlardan beri istiyordu yani gitseydim A takımdan değil altyapıdan ya da Reserve takımdan başlayacaktım. Gitseydim şu an herşey çok daha farklı olabilirdi benim için.
Şu ana kadar karşılıklı oynadığın isimler içinde seni en çok zorlayan stoper kimdi?
Beni en çok zorlayan stoper Diego Lugano'ydu kesinlikle, gerçekten çok sert oynuyordu.
Balıkesirspora geliş sürecinden bahseder misin bize biraz. Transferin nasıl gerçekleşti?
Deniz Hoca, beni başkanımız ve İsmail hoca ile görüştürdü. Ben de olumlu baktım hem doğduğum yere yakındı hem de şartlar iyiydi maddi ve manevi olarak. Başkanımız da aynı sıcaklıkta davranınca buraya geldim.
Peki Balıkesir'i şehir olarak nasıl buldun?
Tabiri caizse şirin bir şehir diyebilirim. Şirin derken küçük olmasından dolayı böyle diyorum dediğim gibi sosyallik anlamında pek bir şey yok fakat insanları sıcakkanlı.
Balıkesirspor şu ana kadar ligde istediği sonuçları alamadı. Bu durumun sebebini neye bağlıyorsun?
Burada yeni bir yapılanma var, yeni bir takımız. Açıkcası biraz sıkıntılar yaşadık fakat yeni hocayla yeni bir yapılanma var. Herkesin özgüveni yerine geldi.
İlk yarısı 1-0 geride kapatılan 5-3'lük bir Kasımpaşa galibiyeti var. Bu galibiyet hakkında neler düşünüyorsun, devre arasında neler konuşuldu?
Erken ve şanssız bir gol yedik, fakat o golün ardından toparlanmak çok güzeldi. Devre arası da inandık savaşmaya devam edecektik. Şartlar kötüydü fakat çok güzel bir galibiyet elde ettik.
Kemal Hocanın takıma etkisi nasıl oldu? Onun gelişiyle takımda ne gibi farklılıklar oldu?
Kemal hocanın takıma büyük bir etkisi oldu. Herkes kendini göstermek için performansını ikiye katladı, bu da takıma olumlu yansıdı.
Kendini sahada eksik gördüğün bir yönün var mı, varsa nedir?
Topu daha iyi saklayabilirim diye düşünüyorum. Her zaman söylerim Arda Turan'ın topu saklama özelliğini çok beğeniyorum çünkü ben her zaman topu alıp ileriye gitme taraftarıyım. Bir de kendimi hava toplarında eksik görüyorum.
Bu sezon atacağın gol sayısı için kendine koyduğun bir hedef var mı, gol krallığını düşünüyor musun?
Gol krallığı zor fakat 15 gol atarsam çok iyi olacağını düşünüyorum.
Hedeflerin arasında Milli Takım'a tekrar dönmek var mı?
Tabi ki şu anki tek hedefim o. Milli Takım'a tekrar girersem her yerde ''Sercan Yıldırım tekrar Milli takımda'' dendiğini görmek istiyorum. Bu benim için çok önemli bir başarı olur.
Çok iyi top sürdüğün ve adam eksilttiğin biliniyor fakat az şut çekiyorsun bu konuda ne söylemek istersin?
Daha çok vursam iyi olabilir diye düşünüyorum. Kasımpaşa maçının 5. dakikasında Vargas'ın indirdiği topta vursam gol olabilirdi diye düşünüyorum ama topu Gökhan abiye attım çünkü ben daha çok süslemeyi seviyorum.
Son olarak Balıkesirspor'daki hedefin nedir ve Karabükspor maçı hakkında neler söylemek istersin?
Hedefimiz tabi ki şu anda tüm şehir olarak kümede kalmak. Eğer ki kümede kalırsak ben de kiralık olduğum için sene sonu buradan ayrıldığımda huzurlu ve mutlu bir şekilde ayrılacağım. Kendi hedefim ise Galatasaray'a döndüğümde orada başarılar elde edip, milli takıma tekrar girmek ya da Avrupa'da bir yere gitmek. Karabükspor maçı zor olacak fakat kazanırsak ondan sonraki Trabzon maçını da alıp 3 hafta da 9 puan alabiliriz.
Transfer Merkezi Balıkesir Temsilcisi Cesur Kerestecioğlu , Balıkesirspor 'un golcü oyuncusu Sercan Yıldırım ile Balıkesirsp...
24 Aralık 2014 Çarşamba
23 Aralık 2014 Salı
2008 yılında ilk lisansı Balıkesir Büyükşehir Belediyespor’da çıkan 1997 doğumlu bir isim Muhammed. Yazının başlangıcından da anlaşılacağı gibi stoperde görev yapıyor. 2009’da amatör lisansı çıktıktan 3 yıl sonra, yani 2011 yılında Balıkesirspor’un alt yapısına transfer edilmiş. Sırasıyla U-15, U-16, U-17, U-18 ve U-19 yaş kategorilerinde görev alan Muhammed, bu yıl U-21 takımında da ara ara kadroya girmeyi başardı. Benim de dikkatimi U-21 takımında forma şansı bulduğu Başakşehir maçında çekti zaten.
O maçta tam 4 gol yedi Balıkesirspor U-21 takımı ama buna rağmen ayakta kalan 2-3 isimden biriydi Muhammed. Hava toplarında fire vermedi, savunmadan topla çıkışlarda hep sahnedeydi. İkili mücadelelerde ayakta kaldı, çoğunlukla rakipten önce topa müdahale etti. Rakip tarafından geçilse bile mücadeleyi bırakmayışı ve kademedeki başarıları da notlarıma aldığım pozitif özellikleri arasındaydı.
1.86 boy bir stoper için ideal. Hele bir de sıçrama konusunda iyiyseniz yeter de artar bile. Muhammed’in 1.86’nın yanına kattığı sıçrama kabiliyeti onu hava toplarına hakim kılıyor. Ayağının iyi oluşu savunmadan hücuma iyi kalkmasını sağlasa da, kendisine eşlik eden pek bir ismin olmayışı bu tarz ekstra yanlarını heba ediyor. Diyagonal paslar konusunda daha iyi olabilir fakat yaşına kıyasla bu konudaki başarısı da dikkat çekici. İşte bunlar hep iyi ayaklı stoper! İnternet alemi tabiriyle ‘hastasıyız ayağı iyi olan stoperlerin’. Bu özelliği sayesinde de arkadaşları tarafından ‘Pique’ lakabını da almış zaten Muhammed kardeşimiz.
Vücut dengesinin oturmuş olması ve esnekliği, zaman zaman inanılması güç reflekslerle müdahalelerde bulunmasını sağlayabiliyor. Takım son dakikalara geride girdiğinde, çoğu zaman hocaları tarafından forvette ‘Ömer Erdoğan’ gibi kullanıldığını da hatırlatmakta fayda var. Ama dediğim gibi onun şanssızlığı etrafında Volkan Şen, Ozan İpek ya da Sercan Yıldırım olmaması maalesef...
Milli takım yetkilileri tarafından da yeni yeni izlenmeye başlanmış Muhammed. 17 yaşında olmasına rağmen U-21’de de epeyce şans bulmaya başlaması önemli tabii. Milli takım havuzunda mutlaka bulunması gerekiyor tecrübe kazanması açısından.
Alan hakimiyeti ya da pozisyon bilgisi ile alakalı da birkaç şey söyleyip bitireyim Muhammed ile ilgili düşüncelerimi. Ülkemiz stoperlerinin en büyük sorunu maalesef pozisyon bilgisi. Stoper için olmazsa olmaz. Kaba tabirle ‘uyuyan stoper’ asla tam bir stoper değildir ve diğer yönleriniz ne kadar iyi olursa olsun alanınıza hakim olma konusunda noksansanız yeterli değilsiniz demektir. Muhammed’in de ara ara bu sorunu yaşaması dikkat çekici. ‘Nasıl olsa yakalarım, topu oraya atamazlar’ gibi düşüncelerin getirdiği rahatlık Muhammed’de de ara ara oluyor ve kendisinde görünen en büyük handikap bu. Stoper dediğin yapışacak, kene gibi. Şansa bırakmayacak işini. Yapmıyor mu? Yapıyor elbette ama zaman zaman dalıp gittiği de olmuyor değil. Biraz oynadığı ekip, biraz da diğer yan faktörlerin katkısı var bunda. Zaten bu negatif detayı da zaman içinde lehine çevirdikçe tam bir stoper olacak Muhammed...
Yolu çok açık kardeşimizin. Ben kendisine hayran kaldım izlerken. Başakşehir maçı bittikten sonra dedim onu yazacağım diye. U19’da da izledim, bire bir konuşma fırsatım da oldu, diyaloğum da. Umarım bu kötü sistem içinde yok olup gitmez de, Türk futbolu iyi bir stoper kazanmış olur...
Ayağı İyi Olan Stoper 'CAN'dır Vücut dengesi, toplu ve topsuz çıkışlar, hava toplarına olan hakimiyet, alan hakimiyeti, ...
Yazılı basında yüzüne bakılmayan amatör futbol, görsel basında kavgalarıyla yer bulur oldu; fakat çok sevgili basınımız profesyonel liglerde yaşanmayan fair-play örneklerinin daha çok amatörde yaşandığını görmezden gelir ya da ilgi çekmez diye tenezzül bile etmez. Zaten basının işine geleni "iyi", işine gelmeyeni "kötü" olarak insanlara dayatması kanıksanmış bir durum...v Kaldı ki, sevgili basın çalışanlarına şunu sormak gerek: Tribünlerin kötü, güvenliğin yetersiz kaldığı bir ortamda kavgalar nasıl yaşanmasın?
Yalnızca güvenlik mi; yöneticilerin, futbolcuların sağlığını koruyacak personel de var mı acaba?
Geçtiğimiz günlerde 5 Temmuz Stadı'nın yan sahasında oynanan İskenderunspor 1967-Belen Belediyespor karşılaşmasında bir hava topu mücadelesi sonucu yerde kalan ve boğazı diline kaçan Ozan Ateş adlı futbolcu, iki takımın teknik direktörleri ve oyuncuların müdahelesiyle hayata tutunabildi.
Allah'a şükür Ozan hayata döndü; lâkin onun kadar şanslı olmayanlar da vardı: 24 Aralık 2011 tarihinde Balçova Sahası'nda oynanan Güzelbahçe Belediyespor-Tirespor karşılaşmasında konuk ekipte forma giyen Serkan Tuğal, henüz 22 yaşında hayata gözlerini yumarken; saha kenarında ne bir ambulans ne de sağlık görevlisi vardı. Bu acı olaydan sonra İzmir'deki amatör maçlarda ambulans bulundurulma zorunluluğu getirilse de bu uygulama pek uzun ömürlü olmadı.
Geçtiğimiz yıl Antalya'da Türk, Leh, Leton, Rus ve Ukraynalı meclis üyelerinin katıldığı bir turnuva düzenlenmişti. Milletvekillerini hemen hemen her adımını takip eden sağlık ekipleri, sakatlanan milletvekillerini ambulansa taşıdı; hâttâ yedekte bir ambulans daha bekletilmişti. Amma ve lâkin aynı vilayette konu amatör futbola gelince "ne hâliniz varsa görün" dendi: 1 Aralık 2013'te turnuvanın yapıldığı DSİ-Sanayi 1.Amatör müsabakasında bir futbolcunun dirseği yerinden çıkarken, 112 ekipleri 15 dakikada olay yerine geldi. Aynı tarihte oynanan Antalyagücü-Erdemspor A Genç mücadelesinde Onur Ar adlı futbolcunun iki dişi de kökünden çıkmış ve kaşı yarılmıştı. Futbolcunun dişlerinin yerine konması için karanlıkta çimler arasında dişler aranmış ve biri yerine monte edilebilmişti.
Bu konuda ilk isyan bayrağını İzmir takımlarından Altınırmak'ın hocalığını yapan ve son derece saygıdeğer bir kişiliğe sahip Hilmi Bayer 2006'da açmış ve maçlarını oynayacakları sahada sağlıkçı olmaması nedeniyle takımını sahadan çekince hak mahrumiyeti cezası alarak ödüllendirilmişti. Pazar günü başıma daha da ilginç bir olay geldi: Bostanlı Hasan Türker Sahası'nda İmbatlı Yıldırımspor – Karşıyaka Demirköprü maçını izlerken, simitçi olarak ekmek parası kazanan bir vatandaşın reflüsü nüksetti; bunun üzerine polislerden biri 112'yi aradı.Yaklaşık 5-10 dakika içinde ambulans olay yerine geldi ve vatandaşa müdahelede bulunup bağlı olduğu hastaneye geri döndü!!
Görüldüğü gibi bir insanın en temel ihtiyacı olan sağlık, amatörün semtine uğramıyor bile.. Maç başına 30-50 TL'ye görev alan masörlerden hallice ekipler, okunmuş (!) sularla futbolcularının yaşadığı sakatlılık sorununu çözmeye çalışıyorlar (!)
Maalesef ki; insana verilen değerin ve insan hayatının oldukça ucuz olduğu, yaşanan hemen hemen her ölüme "takdir böyleymiş", "kader", "fıtratında varmış" denildiği bir ülkede yaşıyoruz... Lâkin atalarımızın bir sözü vardır: Tevekküllünün gemisi batmaz.
Amatör futbol denince insanların aklına 1970'li yıllarda gazetelere renksiz fotoğrafları basılan, yağmurdan çamur deryasına dö...
22 Aralık 2014 Pazartesi
Merhaba, Kulusic. Öncelikle teklifimizi kabul ettiğin için teşekkürler. Bize futbola başlayış hikayenden bahseder misin?
Ben teşekkür ederim. 8 yaşındayken arkadaşlarımla beraber basketbol oynamaya karar verdik, daha sonraki 2 yıl basketbol bana sıkıcı gelmeye başladı ve arkadaşlarımla futbol oynamaya başladık. Onlar futbolu bıraktı ama ben ise şuan buradayım.
İdolün ya da örnek aldığın birileri var mı?
Kendime tam olarak idol olarak gösterebileceğim kimse olduğunu düşünmüyorum.
İyi Türkçe konuştuğun herkes tarafından biliniyor. Bu konuda ne söylemek istersin?
Türkçe, çok zor bir dil ama elimden geldiğince konuşmaya çalışıyorum. Tabii, her zaman kolay olmuyor. Her gün arkadaşlarımdan bir şeyler öğreniyorum fakat dediğim gibi Türkçe zor bir dil bence.
Kariyer açısından bundan sonrası için bir hedefin var mı?
Kendime gençliğimden beri hiç hedef koymadım. Her zaman oynadığım futboldan, antremanlardan ve hayatımdan zevk almaya baktım. Eğer oynadığım futboldan zevk alıyorsam bu benim mutlu olmam için yeterlidir.
Balıkesir’de boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Çok özel yaptığım bir şey yok. Genelde kızım, karım ve arkadaşlarımla vakit geçiriyorum ve bol bol dinleniyorum. Bazen 2 veya 3 günlük izinlerde arkadaşlarımla İzmir gibi farklı yerlere gidiyorum ama zaten genelde futbolla uğraştığımız için fazla boş vaktimiz olmuyor.
Takımdaki en iyi arkadaşın kim ya da kimler?
İyi insanlardan oluşan bir takımız, özel birisi yok fakat genelde Zeki Ayvaz ve Bülent Cevahir ile zaman geçiriyorum.
Forma koleksiyonunuz var mı?
Hayır, büyük bir koleksiyonum yok. sadece Melo, Quaresma gibi sevdiğim oyuncuların formalarından oluşan bir forma koleksiyonum var. Zaten genelde forma değiştirmekten ziyade benden forma isteyenlere formamı hediye ediyorum.
Uzun yıllardır ülkemizde futbol oynuyorsun. Balıkesirspor’a transferiniz nasıl gerçekleşti?
5 yıl Gençlerbirliği’nde oynadım ve geçen sezon oradaki sözleşmem bitti. Yurtdışından bir çok kulüp beni istedi fakat ben Türkiye’de kalmak istedim. Çünkü buranın dilini çok iyi bilmesem de birçok Türk arkadaşım vardı. Daha sonra bana menajerim "Balıkesirspor’da oynar mısın?" diye sordu. Ben de ikinci ligden yeni çıktıklarını biliyordum ve evet dedim. Daha sonra transferim gerçekleşti.
Takımımızın defans hattı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sadece defans olarak düşünmüyorum çünkü sahaya 11 kişi çıkıyoruz. Bu sezon çok gol yedik bunun için üzgünüm fakat son iki haftadır yeni hocamızla bu durumu değiştirmek için çalışıyoruz. Nitekim başarıyoruz fakat galip gelemiyoruz. En az 6-7 puan toplayarak ikinci yarıya başlamak istiyoruz. Tek ihtiyacımız olan şey inanmak.
Balıkesirspor’dan beklentin nedir, takm olarak Süper Lig’de ne yapabilir sence?
Yanılmıyorsam uzun yıllar sonra Süper Lig’e çıktık ve kesinlikle ligde kalmak zorundayız. Biliyorsunuz ikinci ligden çıkan her kulüp için lig çok zor geçer. Bu nedenle ilk hedefimiz ligde kalmak olmalı.
Takım ruhuna sahip olduğumuzu düşünüyor musunuz?
Takım ruhuna pek inanmıyorum. Hepimiz profesyoneliz. Önemli olanlar ise aldığımız sonuçlar. Her zaman sahada kalitemizi göstermeliyiz ve galip gelmeliyiz. Örneğin, Real Madrid ve Barcelona’nın çok özel bir şeye sahip olduğunu sanmıyorum sadece çok kaliteli oyunculara sahipler.
Balıkesir’e geldiğinde zaman şehri nasıl buldun?
Buraya gelmeden önce şehir hakkında hiçbir şey bilmiyordum sadece taraftarlar hakkında iyi şeyler duymuştum. Burası çok büyük değil fakat istediğim her şeyi bulabiliyorum ve ailem de burada gayet mutlu.
Kendini sahada zayıf gördüğün bir yanın var mı?
Neyi kötü yaptığımı bilmiyorum ama taraftarlar daha iyisini yapabileceğimi söylüyorlar ve bende her maç, her antrenman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Daha önce herhangi bir Balıkesirspor maçını izlemiş miydin?
Çok fazla maç izleme şansım olmadı fakat PTT 1.Lig'deki durumu sürekli takip ediyordum. Sadece kupadaki Trabzon maçını izlemiştim ve çok beğenmiştim.
Ligdeki şansımız hakkındaki düşüncen nedir?
Biliyorum, şu anki, durumdan kimse memnun değil fakat Kasımpaşa maçında kalitemizi gösterip 3 puanı almak ve ligde kalmak istiyoruz. (Balıkesirspor maçı 5-3 kazandı.)
Son olarak taraftarlarımıza ne söylemek istersin?
Bizi her zaman yaptıkları gibi önümüzdeki maçlarda da desteklemeye devam etsinler. Şu anki durumumuz iyi değil fakat taraftarlarımızın desteği ile daha iyi yerlere gelip, ligdeki konumumuzu değiştireceğiz. Bizi sadece büyük maçlarda değil her maçta desteklesinler.
Transfer Merkezi Balıkesir Temsilcisi Cesur Kerestecioğlu , Balıkesirspor 'un başarılı stoperi Ante Kulusic ile bir röportaj ...
Haftanın Formsuzu: Bucaspor ve Mehmet Cansın Çiçek (Denizlispor)
Adanaspor 1-1 Osmanlıspor
Osmanlıspor da Osman hoca'nın cezası devam ediyor ve haliyle puan kayıpları yaşamaya devam ediyor. Maç sonu kaybedilen iki puana belki çok üzüldüler fakat rakiplerinde kaybetmesi ile bu bir puan ligde Osmanlıspor'a yeniden liderlik getirdi. Maçın ilk yarısında Adanaspor hiçbir varlık gösteremedi ve oyunun tek hakimi Osmanlıspor oldu. Aradığı golü Sapara'nın serbest atışında kafayı vuran Tonia Tisdell ile buldu. İlk yarıda topa fazlası ile hakim olan Osmanlıspor yeterince pozisyon üretmekte sıkıntı çekti. Serdar'ın çaprazdan vuruşu ve kullanılan serbest atışın dışında net gol pozisyonu bulamadı. İkici yarıda gol bulmak isteyen Adanaspor Hakan'ı çıkarıp Murat Yılmaz'ı oyuna aldı. Takımın direnci ikinci yarıda arttı ve oyuna mücadele anlamında eşitlik geldi. Adanaspor yediği gole benzer bölgeden kazandığı serbest atış sonucunda gol buldu, Cem'in serbest atışında Ahmet Dereli topu indirdi, Tiago'nun vuruşu direkten döndü ve tamamlayan Abdullah Karmil oldu. Golden sonra Osmanlıspor'un çabası yetmedi ve her iki takım sahadan birer puan ile ayrıldı.
İlk yarının bitiminde Volkan'ın yaşadığı sakatlık ikici yarı Ş.Urfaspor oyun yapısını bozdu. Giresunspor ise Çağrı-Rıdvan değişikliğini gerçekleştirerek ikinci yarıda oyuna denge getirdi. Golü de çabuk bulunca dirençleri daha da arttı. Hakem Deniz Çoban, Ş.Urfaspor'un net penaltısını vermeyince maç sonu Cihat hocanın haklı eleştirilerini aldı. Giresunspor kaybetmeden yoluna devam ediyor ve alt sıralardan çıkıp üst sıralarda yerini almaya başladı. Ş.Urfaspor ikinci başkanı Nabi Kırmızı devre arası üç ya da dört transfer yapacaklarını söyledi. Bu maçta gösterdi ki Ş.Urfaspor'un alternatif oyunculara da çok ihtiyacı var.
Orduspor 2-1 Denizlispor
Haftanın Takımı: Adana Demirspor Haftanın Teknik Direktörü: Ünal Karaman (Adana Demirspor) Haftanın Futbolcusu: İsmail Köse (Mani...
19 Aralık 2014 Cuma
Elbette bu yatırım enstrümanları başlı başına yeterli olmuyor; zira altyapı dediğimiz temel olmadığı sürece ya tarihin tozlu ve sarı sayfalarında yerinizi alırsınız ya da sürekli dışarıdan oyuncu alıp muhasebe defterinizin sağ tarafının (giderler kısmının) bir hayli kabarık olmasını engelleyemezsiniz. Bu da yüklü bir maliyet anlamına gelir ki, can sıkıcı bir durumdur...
Spor Toto Süper Lig, 949 Milyon Euro'luk değeriyle parasal açıdan Avrupa'nın en pahalı yedinci ligi; fakat ülke futbolu olarak altyapıda her daim sınıfta kalıyoruz. Yeterli ilgiyi gösterip tesisleşme hamlelerini atmıyoruz. Şampiyonlar Ligi gibi dev bir organizasyonda Anderlecht ve Arsenal 17-18 yaşındaki oyunculara forma şansı verebiliyorken, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamıza karşın altyapıda oynayan gençlere A takımda 90+4'te görev veriyoruz.
Vakt-i zamanında gazetelerimizde boy boy Ajax modeli haberleri verilirdi; nedense iş icraata gelince çivi bile çakılmazdı. Elbette Türkiye'de olumsuz gelişmelerin yanında olumlu gelişmeler de olmuyor değil: Bucaspor'dan ayrılan Seyit Mehmet Özkan, 2012'de İzmir'in bir diğer köklü kulübü olan Altınordu'nun başına geçmesiyle "Şeytanlar" bir anda bambaşka bir takım kimliğine bürünüverdi: U7'ye kadar uzanan altyapı hamleleri gerçekleştirdi. Yeşilyurt ile sınırlı tesislerin üstüne Selçuk ve Kuşadası'nı ekledi. Şu anda yaş ortalaması 23 olan ve tamamı yerli oyunculardan oluşan bir kadro ile PTT 1.Lig'de mücadele ediyorlar. Rol modeli olarak da Athletic Bilbao seçilmiş. Seyit Mehmet Özkan, ülkemizde 30 milyon genç olduğunu ve kendi ülkesinin insanına değer verip onlarla başarıya ulaşmak amacında olduğunu özellikle vurguluyor. Olay yalnızca tesis ve altyapıyla sınırlı kalmıyor. Ulu Önder'in "ben sporcunun zeki çevik ve âhlaklısını severim" özdeyişinden destekler nitelikte hamleleri de söz konusu; bu nedenle iyi futbolcunun, iyi birey ve vatandaştan geçeceğini ve spordaki "fair-play" erdemini de oyuncularına aşılamaya çalışıyor.
Futboldan anlayan ya da anlamayan hemen hemen herkes Türk futbolunun iyi yönetilmediğini ve iyiye gitmediği konusunda hemfikir; fakat tarafarları olsun,yöneticisi olsun şu günlük başarı peşinden koşmak ve günü kurtarma derdinden bir türlü sıyrılamıyoruz. Genç oyuncuların kendilerini gösterme fırsatını tanımıyoruz; onları yedek kulübelerine hapsedip performanslarının düşmesine, yeteneklerinin körelmesine, belki de ekmeğini kazandığı bu oyundan soğumasına yol açan durumu görmüyoruz ya da görmezden geliyoruz. Yalnızca futbolda değil toplumsal yaşamamızda da bu durum söz konusu... Bilinmelidir ki; başarı yağmurlu, çamurlu, karlı yollardan geçilerek ulaşılabilir. Siz hiç, belli bir mevkiye gelen insanın çiçekli yollardan geçip de oraya ulaştığını duydunuz mu?
Günümüzde futbol artık daha endüstriyel bir yapıya bürünmüş durumda... Eskilerde Spor-Toto gelirleri ve bilet hasılatı kulüplerin ...
Geçtiğimiz günlerde Halmstad’ın alt yapıda oynayan 15 yaşındaki bir ‘çocukla’ profesyonel sözleşme imzalayacağı haberlerini görünce çok şaşırmıştım. ’15 yahu 15’ dedim hatta içimden. Bizim ülkemizde bu yaştaki çocukların geldiği noktayı düşününce şaşırmamak elde değildi çünkü. Son 1-2 senedir bu çocuğun İngiliz takımları tarafından ciddi şekilde takip edildiğini okumuştum ama Halmstad’ın daha bu yaştayken oyuncuyla profesyonel sözleşme imzaladığını duyurması; ‘artık bu çocuğu bir araştırmalıyım’ noktasına getirdi beni. Bahsettiğim isim Sead Haksabanovic.
Halmstad’ın Hyltebruk kentinde dünyaya gözlerini açan Bosna asıllı bir İsveçli Sead Haksabanovic. Bölgenin amatör takımlarından IF Leikin alt yapısında futbol hayatı başlayan 1999 doğumlu Haksabanovic’in Halmstad alt yapısına kazandırılmasındaki en büyük pay sahibi babası. İsveç U15 milli takımında da 4 kez forma giyen Sead, günümüz futbolunun kanat forvet tarzıyla dikkati çeken isimlerine benziyor. Forvet arkası, forvet ve kanat forvet olarak görev alabilen genç oyuncunun takipçisi hiç de az değil en başta söylediğim gibi.
3 yıllık sözleşme imzalandı kendisiyle. Göreve yeni gelen hocası Janne Jönsson onun için olağanüstü bir yetenek açıklaması yaparken, gelecek yıl düzenli olarak forma giyerse de şaşırmayacağını ekledi. Hakkında İsveç yerel siteleri ve forumlarında epey yorum okudum. Halmstad’dan çıkan en yetenekli isim olarak Ljungberg’i söylersek yanlış olmaz. İşte o Ljungberg’den sonra çıkması en muhtemel isim olarak Haksabanovic’in adı geçiyor çoğu yazıda. Ha şunu da söyleyelim. Eğer ki Sead önümüzdeki sezon Halmstad formasını sırtına geçirme şansı yakalarsa, Allsvenskan tarihinin forma giyen en genç oyuncusu da olacak. 17 yaş 87 gün ile eski Göteborglu Mats Lundgren bu listenin ilk sırasındaydı şimdiye kadar. Rüya gibi...
Chelsea, Liverpool ve Manchester City’nin yakın takibinde olan genç yeteneğin amacı A takımda formayı kapmak ve ardından göstereceği gelişimle bu takımlarda üst düzey futbol oynamak. Alt yaş kategorisinde kaptanlık da yapan Sead’ın bahsettiğimiz takımlardan bazılarıyla deneme antrenmanlarına çıktığını da belirtelim.
Tekniği, topla sürati, attığı paslar ve oyunu okuması en dikkat çekici özellikleri olarak yazılıyor. İzleme fırsatımız olmadığı için net ifadeler kullanamıyoruz ama bu kadar yazılan-çizilen bir isimi biz de buraya not düşelim istedim. 15 yaşında ve profesyonel olarak A takımda oynayacak. Gelecek sezon Halmstad’da onu izledikçe buraya ekleyeceğimiz çok şey olur elbette. Değerlenir buralar, rezerve edin derim. Şahsen ben epey heyecanlıyım bu yaştaki bir genci Allsvenskan’da izleyeceğim için.
Geçtiğimiz günlerde Halmstad ’ın alt yapıda oynayan 15 yaşındaki bir ‘çocukla’ profesyonel sözleşme imzalayacağı haberlerini ...
18 Aralık 2014 Perşembe
Tam 1.ligimize uygun bir yapısı var Alhaji Kamara’nın. Duygusal yapısını idare etmek zor ama şansı Andersson gibi ona güvenen bir hocayla çalışması oldu Norrköping’de. Gördüğü gereksiz kartlar en büyük handikabı olsa bile, bu yılın çıkış gösteren isimlerinden oldu kendisi. 10 gol 3 asistlik katkısı ile takımının lige tutunmasında büyük payı var. Hızı, arzulu oyunu ve yeterli düzeydeki bitiriciliği 1.ligimiz için bence yeterli düzeyde. En büyük handikapları dediğim gibi kolay kartlar görmesi ve duygusal yönü.
İsveç’te değeri bilinmeyenlerden Barkroth. Norrköping’e transfer yaptı o da ama daha iyi yerleri hak ettiği kanaatindeyim. Akan oyunda topla çok iyi. Yaptığı asist sayısı 10’du bu sezon. Bu sayının 10’da kalması tamamen takım arkadaşlarından kaynaklıydı zira en kötü 15’i bulurdu bu sezonki performansıyla. Gol konusundaki sıkıntısı da yine takımla bağlantılıydı. Son sıraya demir atan bir takımda yapabileceklerinin en iyisini yaptı. Çizgiyi arkasına aldığı zaman içe kat edip rakip savunmayı fazlasıyla zorlayan ince bilekli çocuğu bu yıl Peking’de izleyeceğiz. Hayır olsun.
Allsvenskan’da Sezonun Dikkat Çeken Performansları Geçtiğimiz günlerde birinci ve ikinci bölümünü yayınladığımız "Alls...
17 Aralık 2014 Çarşamba
13 Aralık 2014 Cumartesi
12 Aralık 2014 Cuma
Haftanın Formsuzu: Antalyaspor
Adanaspor 0-2 Boluspor
Maçın ilk pozisyonunda Adanaspor etkisiz kalınca Boluspor da Prijovic ders olacak şekilde bir gole imza attı. Orta alandan gelen topu saklayışı, Bilal'a oynayıp öne koşusu ve gelen ara pasa güzel vuruşu ile attığı gol hazırlanış ve vuruş açısından haftanın golü olmayı fazlası ile hak etti. İlk yarıda bir başka etkili atak geliştiren yine Boluspor'du fakat Ali Dere bunu değerlendiremedi. İlk yarının bitimine yakın Emre'nin sakatlığı Boluspor takımının moralini bozsa da oyuna dahil olan İsmail Haktan olunca Boluspor için pek bir kayıp olmadı. İkinci yarıda beraberlik için atak yapan Adanaspor'da, rakip savunma arkasına atılan topu çekip vuran Murat oldu fakat şutu etkisiz olunca top kaleci Özkan da kaldı. Boluspor bu atağa Ali Dere ile karşılık verdi Ali Dere'nin şutu kaleci Evren'in ufak bir müdahalesi ile üst direkten oyun alanına döndü. Boluspor'un hızlı hücumları Adanaspor savunmasına hatalar yaptırdı ve Boluspor arka arkaya pozisyonlar buldu. Prijovic'in topla içeri girip vuruşu Boluspor'a ikici golü getirdi. Maç içinde ve maç sonu yaşanan olaylar Büyük Adanaspor camiasına yakışmayacak olaylar. Başkan'ın basın toplantısına katılıp kulübü bırakıyorum demesi Adanaspor'u büyük bir bilinmezliğin içine soktu.
Orduspor 1-3 Bucaspor
Eksik kalan rakibine karşı gol arayan Kayserispor da Biseswar uzaktan etkili vurdu, kaleci Ahmet'in çeldiği topu tamamlayan Nobre oldu. Osmanlıspor'un kullandığı kornerde Görkem yerde kaldı ve Osmanlıspor bir kez daha penaltı atışı kullandı. Reis kırmızı kart ile atılınca topun başına Bilal Aziz geldi ve top direkten döndü. Maçın skorunu belirleyen Biseswar oldu ve önündü bulduğu top ile hızlı hücuma çıkıp golünü kaydetti. Maç sonu basın toplantısında Osman hocaya ile basın arasındaki tartışmalar sonunda hafta içi Osman hoca bir basın açıklaması ile olaylara açıklık getirdi ve özür diledi.
PTT 1.Lig'in 12. haftasında Albimo Alanyaspor, haftanın sürprizine imza atarak ligin favorilerinden Antalyaspor'u deplasma...
11 Aralık 2014 Perşembe
10 Aralık 2014 Çarşamba
9 Aralık 2014 Salı
8 Aralık 2014 Pazartesi
BAL 1.Grup'ta şampiyonluk yarışı gayet rekabetli, her takım her geçen gün daha iyi oynuyor, şampiyonluk yarışı iyice kızışıyor. Grupta lider 25 puanla Cizrespor gözükse de 2. sıradaki 12 Bingölspor'un Hasköy Yıldızspor maçı ile ilgili karar açıklanmadığından liderlik konusunda net bir şey diyemeyeiz. Grupta en avantajlı ekipler Tatvan GB, Cizrespor ve 12 Bingölspor. Bu ekiplerin birbirleri ile oynayacakları maçlar kuşkusuz şampiyonu belirleyecek. Belki bu grupta bir Mardinspor sürprizi de beklenebilir.
BAL 2.Grup'ta şampiyonluk için ilk 5 takımın şansı çok yüksek. Lider Serhat Ardahanspor liderlik konumunda fakat grupta liderlik her an el değiştirebilir. Sırasıyla arkasından gelen ekipler Görelespor, Yomraspor, Beşikdüzüspor ve Karaderespor. Bu grupta birşey söylemek için henüz çok erken...
BAL 3.Grup'ta Kilis Belediyespor namağlup lider, ikinci sırada Dersimspor bulunuyor, Karaköprü Belediyespor ve 44 Malatyaspor onları takip eden ekipler. Şampiyonluk yarışında Kilis ekibi avantajı elinde bulunduran takım ama puan farkı az olduğundan Dersimspor da her an liderlik koltuğuna oturabilir. Şampiyon olan takım bence Dersim yada Kilis ekibi olur fakat 2.yarı oynanacak maçlar ve fikstüre baktığımızda bu 2 takım dışında bir ekibin de sürpriz yapma şansı var.
BAL 4.Grup'ta işler karışık bir durumda. Lider şu an maç fazlasıyla Kozan Belediyespor fakat ikinci ve üçüncü sıradaki Meski ve Dörtyol Gençlerbirliği grubun en iyi futbol oynayan ekipleri. Kozan Belediyespor diğer ekiplere göre daha açık bir futbol oynuyor fakat çok gol atan değil 3 puan alan şampiyonluğa uzandığı gerçeğini uınutmamak lazım.. Diğer ekiplere baktığımızda Ceyhanspor ve Osmaniyespor da ligin iddialı ekiplerinden...
BAL 5.Grup'ta ise Kastamonuspor durdurulamıyor. Türkiye'nin en çok gol atan ekibi adım adım 3.Lig'e koşuyor fakat rakipleri de en az onun kadar sağlam.Yeni Amasyaspor, Güzelorduspor da Kastamonuspor ile birlikte grubun iddialı ekipleri. Şampiyonluğu belirleyecek maçlar ise Kastamonuspor-Amasyaspor, Güzelorduspor-Amasyaspor ve Güzelorduspor-Kastamonuspor arasında olacak. Özellikle Güzelorduspor bu maçları iyi değerlendirirse liderliği alabilir ama en başta dediğim gibi şu anki durumuna bakarsak Kastamonuspor'u durdurmak zor.
BAL 6.Grup'ta ise liderlik yarışı yavaş yavaş kopmaya başladı hatta koptu diyebiliriz. Lider Zara Belediyespor koptu gidiyor fakat bana göre ligin sessiz lideri Altındağ Belediyespor'u da gözardı etmemek lazım. Bu 2 takım şampiyonluk yolunda yarış içindeler zaten fakat Yozgatspor da bu yarıştan henüz kopmuş değil. Bağlumspor, Y.Kırşehirspor ve MKE Kırıkkalespor'un ise işleri zor, artık sürpriz peşindeler.
![]() |
Uşakspor-Afjet Afyonspor maçından. |
BAL 8.Grup'ta ilk 3 sırada yer alan 3 takımın da henüz mağlubiyeti yok. Lider Atillaspor onu izleyen Manisa BBSK ve üçüncü Didim Belediyespor. Bu üç takımın arasında geçecek şampiyonluk yarışı baya karışık. Kendi aralarında yapacakları maçlar liderliği belirleyecek gibi görünüyor.
BAL 9.Grup'ta işler gerçekten çok karışık 14 takımdan oluşan grupta 6-7 takımın şampiyon olma ihtimali var. Belli bir takımı favori göstermek ya da diğerlerine göre avantajlı demek çok zor. Şu an gayet dengeli bir şekilde ilerliyen grupta yarışın son haftaya kadar süreceğini tahmin etmek zor değil.
BAL 10.Grup'ta Kütahyaspor doludizgin ilerliyor. 12 maçta sadece 2 gol yiyen ekip 30 puan topladı. Arkasında gelen güçlü ekipler ise Düzcespor, Karasuspor ve Serdivanspor ama bu takımların liderliği alabilmesi için önce Kütahyaspor'a çelme takmaları lazım, -ki bu da çok zor görünüyor.
BAL 11.Grup'ta ise ilk 6 ekip diğer ekiplerinden şimdilik kopmuş durumda. Çengelköyspor, Arnavutköy Belediyespor, Kozlu Belediyespor, Tekirdağspor, Kocaelispor ve Velimeşespor şampiyonluk yarışına devam ediyor. Eski günlerine dönme hedefinde olan Kocaelispor, bugünkü Tekirdağspor maçında olduğu gibi tüm maçlarını dolu tribünler ve taraftarlarının müthiş desteği önünde oynuyor. Ligde şu an Çengelköyspor'un ardından 2. sırada yer alan Körfez ekibi, şampiyonluğun en önemli adaylarından.
Bölgesel Amatör Lig'de heyecan her geçen gün artıyor. Her gruptan sadece 1 takımın çıkacağı maçlarda artık hataların telafisi ...