31 Aralık 2016 Cumartesi

Fenerbahçe, Oleksandr Karavayev'i transfer etti!


          Zorya Luhansk, sağ kanat oyuncusu Oleksandr Karavayev'in Fenerbahçe'ye transfer olduğunu açıkladı. Fenerbahçe de Karavayev ve kulübüyle görüşmelere başlandığını KAP'a bildirdi. Bonservisi Shakhtar Donetsk'te olan Karavayev, 6 aylığına kiralanıyor.

          Bu sezon Zorya formasıyla ligde 17 maça çıkıp 6 gol, 2 asist yapan Karavayev, Avrupa Ligi'nde de 6 maçta forma giydi. Ukrayna futbolunda son dönemde çıkışıyla dikkat çeken isimlerden biri olan Karavayev, Ukrayna Milli Takımı'nda da forma giymeye başlamıştı.

          1992 doğumlu sağ kanat oyuncusu, Fenerbahçe'nin kanat rotasyonuna katkıda bulunurken sağ bek pozisyonunda da oynayabilmesi nedeniyle Şener Özbayraklı'yı da yedekleyebilecek özelliklere sahip bir isim. Karavayev'in transferiyle Aatıf'ın takasta kullanılma olasılığı da artmış durumda. Karavayev, Zorya ile Avrupa Ligi'nde forma giydiği için Avrupa'da oynayamayacak, lig için sağ kanat ve sağ bek pozisyonlarına alternatif olarak transfer ediliyor.

          Zorya Luhansk , sağ kanat oyuncusu Oleksandr Karavayev 'in Fenerbahçe'ye transfer olduğunu açıkladı. Fenerbahçe de Kar...

30 Aralık 2016 Cuma

Eslem Öztürk, Erzurumspor'da!


          2.Lig Beyaz Grup lideri B.B. Erzurumspor; Kemal Tokak ve Mustafa Kayabaşı transferlerinin arkasından Beşiktaş'ın 1997 doğumlu orta saha oyuncusu Eslem Öztürk'ü sezon sonuna kadar kiraladı.

          19 yaşındaki genç orta saha, futbola Gölcükspor alt yapısında başladı. 2015 yılında Beşiktaş'ta profesyonel sözleşme imzalayan Eslem, Süper Lig'de henüz forma şansı bulamadı. Türkiye Kupası'nda bu sezon Beşiktaş'ta 3 maça çıkan oyuncu, U21 takımının değişilmez oyuncularından. Beşiktaşlı taraftarın ve Beşiktaş yönetiminin büyük beklentiler içinde olduğu Eslem'in 2.Lig'de şampiyonluk adaylarından biri olan Erzurumspor'da göstereceği performansı merakla bekliyoruz.

          2.Lig Beyaz Grup lideri B.B. Erzurumspor; Kemal Tokak ve Mustafa Kayabaşı transferlerinin arkasından Beşiktaş 'ın 1997 d...

Trabzonspor, Hamidou Traore ile görüşüyor


          Trabzonspor, Elazığspor ile yollarını ayıran 1996 doğumlu orta saha oyuncusu Hamidou Traore ile görüşüyor.

          2014-15 sezonu devre arasında ülkesinin Cercle Olympique Bamako takımından Elazığspor'a transfer olarak ülkemize gelen 20 yaşındaki Malili oyuncu, orta sahanın ortasında görev yapıyor. Elazığspor'da gösterdiği performansla herkesin dikkatini çekmeyi başaran Traore, 58 maçta 6 gol atıp 5 asist yaptı. Mali U20 milli takımında 16 kez forma giyip 2 gol atan Traore, bir kez A milli takımda forma giydi. Orta sahada çift yönlü oynayan Traore, hem hücuma hem savunmaya yaptığı katkı ile fark yaratıyor. Tarz olarak Osmanlıspor'da herkesin beğenisini kazanan Badou Ndiaye'yi andıran Traore, henüz 20 yaşında.

          Trabzonspor , Elazığspor ile yollarını ayıran 1996 doğumlu orta saha oyuncusu Hamidou Traore ile görüşüyor.           2014-1...

Galatasaray, Kaan Ayhan'ın peşinde!


          Bild gazetesine konuşan Düsseldorf Oyuncu İzleme Komitesi Başkanı Uwe Klein, Galatasaray'ın Kaan Ayhan'a ilgisini doğrularken "Galatasaray'ın Kaan Ayhan'a ilgisini duyduk ancak Kaan'ın ne istediği de önemli." açıklaması yaptı.

          Kaan Ayhan'ın sözleşmesinde sezon sonu 1,5 milyon Euro'ya serbest kalır maddesi bulunuyor. A Milli Takım'da da oynayan 1994 doğumlu stoper, ihtiyaç olduğunda ön libero ve bek mevkilerinde de oynayabilen çok yönlü bir oyuncu olarak dikkat çekiyor.

          Bild gazetesine konuşan Düsseldorf Oyuncu İzleme Komitesi Başkanı Uwe Klein , Galatasaray'ın Kaan Ayhan'a ilgisini doğ...

29 Aralık 2016 Perşembe

2.Lig Kırmızı Grup'ta İlk Devre Notları


          2.Lig Kırmızı Grup’u daha yakından tanımak için takımlara kısaca bir göz atacak olursak; Anadolu futbolunun  köklü çınarlarından Ankaragücü ve Karşıyaka, şehir takımlarından Gümüşhanespor, Niğde Belediyespor, Hatayspor, Aydınspor, Tokatspor, Kırklarelispor ve Kastamonuspor 1966 ile bir zamanlar  İstanbul’un Süper Lig’de fırtına gibi esen ekibi Sarıyer, Osmanlıspor’ın pilot takımı Bugsaş ve  Trabzonspor’u pilot takımı 1461 Trabzon’un mücadele ettiği, yakın tarihimizde ülkemizi  UEFA’da temsil eden şimdi  ise çok zor günler geçiren Kayseri Erciyesspor’un mücadele ettiği güçlü bir grup olduğunu görüyoruz.

          Ligin ilk üç haftası sonunda Ankaragücü ve Hatayspor 3 galibiyet alarak çok güzel başlangıç yaptı. 5 hafta sonunda Hatayspor ve Karşıyaka 10 puanla liderliği paylaştı. Daha sonra bu iki takım ilk iki yarışından koptu. 6.hafta sonunda ilk sırayı Ankaragücü, ikinci sırayı Gümüşhanespor aldı. Bu iki takım ilk yarının sonuna kadar kendi aralarında yer değiştiler. 17. hafta sonunda 37 puan topladılar. Ankaragücü +15 averaj ile +14 averaja sahip Gümüşhanespor’un önünde  ilk yarıyı lider olarak bitirdi.

          Şimdi ilk yedi sırayı paylaşan takımlara sırasıyla  ilk yarıda ne yaptıklarına ve ikinci yarıda ne yapabileceklerini bakalım….

Ankaragücü 
          Sezonu Aydınspor 1923’ü 2-0 yenerek  güzel başlangıç yaptıktan sonra 5.hafta kendi evinde şampiyonluğun diğer güçlü adayı Gümüşhanespor’a 2-1 yenilerek büyük bir yara aldı. Ardından Tokatspor, Niğde Belediyespor, Sarıyer, Eyüpspor, Etimesgut Belediyespor ve 1461 Trabzon‘u yenerek 6 maçlık çok önemli galibiyet serisine imza attı. Başkent ekibi maçlarını büyük bir taraftar desteği alarak oynuyor, kendisine gönül veren taraftarlar Ankaragücü’nü deplasmanda yalnız bırakmıyor. Birçok deplasmanda taraftarı sayesinde Ankaragücü kendi evinde gibi oynuyor. Bana göre Ankaragücü’nün ilerleyen haftalarda en büyük avantajı taraftar faktörü olacak. Ankaragücü kadrosunda çok önemli isimler barındırıyor. Bu isimlerin başında Şampiyonlar Ligi tecrübesi olan, Süper Lig şampiyonluğu yaşamış, A Milli futbol takımının da formasını terleten Serkan Balcı geliyor. Serkan Balcı bu sezon 11 maçta forma giydi. Son haftalarda  tecrübesiyle takımına büyük katkı sağlayacak gibi gözüküyor. Defanstaki bir diğer tecrübeli isim de Eskişehir formasıyla tanıdığımız yıllarca Süper Lig’de top koşturan Sezgin Çoşkun. İleride Ömer Bozan takıma çok büyük katkı sağladı. Son haftayı zorlu Hatay deplasmanında 1-1’lik skorla kapatan Ankaragücü’nü ikinci yarının başında zorlu deplasmanlar bekliyor. 20.hafta Karşıyaka, 22.hafta Gümüşhanespor ve 24.hafta Niğde Belediyespor deplasmanlarına gidecek Ankaragücü’nün kaderini ligin üst sıraları için mücadele eden bu takımlarla deplasmanda oynayacağı maçlar belirleyecek.


Gümüşhanespor 
          Karadeniz temsilcisi ligi Karadeniz derbisinde 1461 Trabzon ile deplasmanda 0-0 berabere kalarak açtı. 2.hafta da kendi evinde Menemen Belediyespor’la 0-0 berabere kaldı. İlk golünü ligin 3.haftası attı. 5.haftadan 13. haftaya kadar seri galibiyetler alann Gümüşhanespor, 14.haftaya kadar yenilmeyerek büyük başarıya imza attı. İlk yarı maçlarında kendi  evinde bileği bükülmedi. Gümüşhanespor’un kalesini Fenerbahçe altyapısından yetişen 1994 doğumlu Hasan Hüseyin Akınay koruyor.  Hücum hattında Onur Okan, Cem Sultan, Ali Sakal gibi tecrübeli isimlerin yer alıyor. İlk yarıda Gümüşhanespor’un en büyük avantajlarından biri Kırmızı Grup’un gol krallığında 11 golle zirvede olan Ali Özgün‘dü. Gümüşhanespor sene başında dünyaca ünlü yıldız Hakan Çalhanoğlu’nun kardeşi Muhammed Çalhanoğlu‘nu kadrosuna kattı. İleride nasıl bir futbolcu olacağını merakla beklenen Muhammed, lig maçlarında 7 kez sahaya çıktı. Kupa maçlarında 4 kez oynama fırsat bulup 2 kez fileleri havalandırmayı başardı. İkinci yarıda Gümüşhanespor’un en büyük avantajı ilk iki yarışındaki Ankaragücü ve play-off mücadelesi veren Eyüpspor, Hatayspor ve Niğde Belediyespor gibi takımlarla kendi evinde karşılaşacak olması.

Menemen Belediyespor 
          Ege temsilcisi ilk iki haftada beraberlikle ayrıldı .İlk galibiyetini 3.hafta Tokatspor’u 2-1 yenerek aldı. 14.hafta sonunda 33’er puana sahip Ankaragücü ve Gümüşhanespor’un tam 8 puan gerisinde 3. sırada bulunuyordu. Son 3 maçta 9 puan alarak puan farkını 3 puana indirdi ve ikinci yarıya liderlik yarışında ben de varım mesajı  verdi. Menemen’in kadrosunda Ertuğrul Arslan, İbrahim Dağaşan, Ahmet Arı, Erman Kılıç ve Gökhan Ünal gibi ligin ortalamasının üzerinde çok iyi oyuncular bulunuyor. Bu oyuncularında yanında genç oyuncularla harmanlayan Suat Kaya Hoca ilk yarı iyi işler çıkardı. Menemen’in ilk yarıdaki en büyük sıkıntısı futbolcuların geçirdiği sakatlıklardı. Uzun bir süre Gökhan Ünal ve Erman Kılıç’tan faydalanamadılar. Gökhan Ünal, uzun süre sakatlık yaşadıktan sonra sahalara döndüğü ikinci maçta Kırklarelispor karşısında hat-trick yaparak ben burdayım mesajı verdi. Sakatlık yaşayan bir başka oyuncu  Erman Kılıç ise iki tane frikikten, bir tane kafa golüyle takımına büyük katkı sağladı. Erman Kılıç ve Gökhan Ünal’ın ikinci yarıdaki performansı Menemen'in kaderini belirleyecek. Şampiyonluk için en büyük rakiplerinden  Gümüşhanespor‘u kendi evinde ağırlayacak olan Menemnspor Ankaragücü ile deplasmanına oynayacak. Ligin üst sıralarını ilgilendiren maçlarda  Niğde Belediyespor, Eyüpspor ve Karşıyaka ile kendi evinde oynayacak. 31.hafta Hatayspor ile deplasmanda oynayacağı maç Menemen için hayati öneme sahip olacak.

Karşıyaka 
          Sezona transfer tahtası kapalı şekilde başladılar. Saha içinden çok saha dışındaki olaylarla meşgul oldular. Kasım ayında yapılan idman boykotu bu olayların en önemlisiydi. Bazı oyuncular kadro dışı kaldı. İbrahim Kaş sürekli rapor alarak takımdan uzak kaldı. Altyapıdan çıkan gençlerle büyük çok büyük mücadele verdiler. 5.hafta 10 puanla liderlik koltuğunu Hatayspor ile paylaştılar. Altyapıda yetişen kaleci Erhan Erentürk’ün aşama kaydederek çok daha iyi seviyeye gelip yıllarca Karşıyaka camiasına hizmet vereceğini düşünüyorum. İlk yarıda büyük bir başarıya imza atarak 4.sırada bitirdiler.  Burada en önemli faktörün Soner Tolungüç hoca olduğunu düşünüyorum. Genç oyuncuların gelişimine çok büyük katkı sağladı. Taraftarın çok büyük saygı duyduğu Soner Hoca, ilk yarının sonunda  istifa etti. İkinci yarı ne yapacakları merakla bekleniyor. Karşıyaka’nın dezavantajı kadro derinliğinin olmamasıdır. Kadrosunda Mahmut Temür gibi çok teknik bir oyuncu bulunduran, hücumda Can Erdem gibi bu lig için ideal bir forvet bulunduran Karşıyaka‘nın taraftar faktörünün etkisiyle play-offlara kalacağını düşünüyorum.

Eyüpspor 
          İlk 2 hafta mağlubiyetle başladı. İlk galibiyetini 3.hafta aldı. Eyüpspor, Gümüşhanespor’u yenme başarısını gösteren iki takımdan birisi. Diğer takımların aksine çok genç bir takımla sahaya çıkıyorlar ilk 11 oyuncuları büyük çoğunluğu 1990-1998 doğumlu oyunculardan oluşuyor. Kalecileri Mahmut Demirgan 1998 doğumlu çok  genç bir isim. Eyüpspor, teknik direktörü Ekrem Al ile yollarını ayırdı. İkinci yarı ne yapacakları merakla bekleniyor. Genç futbolcuları ikinci yarı sakatlık yaşamaz ve 1-2 takviye yaparlarsa play-offa  rahat kalabilecek  takım olarak görüyorum. Bu durumun tam tersi de olabilir, genç futbolcular ilerleyen haftalarda tecrübesizliklerinden dolayı büyük hatalar yapabilir.Bundan dolayı Eyüpspor alt basamaklara inerek play-offlara kalamayabilir. Bu durumun olma ihtimalinin biraz daha az görsem de göz ardı etmemek gerekir.

Hatayspor 
          2.Lig'in Almanya’sı Hatayspor bir şekilde play-offlara girmeyi başarıyor. Üst üste 2 kere final oynadı kaybetti. Bu sene mütevazi bir kadro kuruldu. 5.hafta sonunda liderlik koltuğuna oturdu, devam eden haftalarda yaşadığı puan kayıplarıyla ilk yarıyı play-offun 3 puan gerisinde kapattı. Hatayspor kensinden üst sırada bulunan takımlardan sadece Menemen Belediyespor’u yendi. Ankaragücü ve Karşıyaka ile berabere kaldı. Eyüpspor ve Gümüşhanespor maçlarından yenilgi ile ayrıldı. Üstelik Menemen Belediyespor hariç diğer maçları kendi evinde oynadı. İkinci yarı Hatayspor’u çok zorlu bir fikstür bekliyor. 16 maçta oynayıp 6 gol atan Mithat Yaşar ve 17 maçta oynayıp 5 gol atan Taha Balcı takımına büyük katkı sağladı. Oyuna sonradan giren 1997 doğumlu forvet  Tuncay Kılıç ilerde adından çokça bahsettirebilecek bir oyuncu. Hatayspor’un sağbek bölgesine takviye yapması gerektiğini düşünüyorum. Orta sahada mücadele eden  Yılmaz Özeren ve Tolga Çavdar  takım için kilit oyuncular. Bu sene Kırmızı Grup’ta canlı izleme fırsatı bulduğum takımlardan biri olan Hatayspor’un play-offları son haftaya kadar zorlayacak gibi gözüküyor..

Niğde Belediyespor 
          3.Lig şampiyonu olarak bu sene 2.Lig’e çıktı. Niğde Belediyespor keşke her belediye takımı böyle olsa derdirten çok büyük coşkuya sahip taraftarıyla maçlarını oynuyor. Niğde şehrinde şu an olan futbol havası Süper Lig’de oynayan en az 5 şehirden daha fazladır. Çok düşük bütçe ile kurulan takım, ilk yarıyı 7. sırada tamamlayarak büyük bir başarıya imza attı. Ligin yenilgisiz takımı Gümüşhanespor’a 14.hafta ilk mağlubiyetini tattırdılar. Gümüşhanespor’un yanı sıra  üst sıralardaki rakipleri Menemen Belediyespor ,  Eyüpspor, Karşıyaka’yı yenmeyi başardılar. Düşmeye oynayan rakipleri Tuzlaspor, Kastamonu 1966,  Tokatspor ve Kırklarelispor’la  ile berabere kalarak büyük puan kayıpları yaşadılar. İkinci yarı bu maçlarda puan kayıpları yaşamazlar ise play-offlara girebilirler. Kadrolarında Alaattin Tosun, Adem Alkaşi ve büyük bir yıldız adayı İbrahim Alan’ı bulunduruyor. (İbrahim Alan’la ilgili oyuncu raporu yazımı  buraya tıklayarak okuyabilirsiniz). Yılların tecrübesi Adem Alkaşi, sağbekte takımına büyük katkı sağlıyor. İzlediğim maçlarında takımın gerideki sigortası görünümü verdi. İleride ise kanat oyuncusu Emin Yalın ile İbrahim Alan, Niğde Belediyespor’un hücum hattında en büyük silahları. İbrahim Alan‘ın performansını arttırması Niğde Belediyespor’u play-off yarışında iddialı konuma getirir. Bu sene olmasa da önümüzdeki senelerde Niğde Belediyespor’un şehirde oluşan hava birlikte 1.Lig'e çıkacağını düşünüyorum.

İlk Yarının Altın Karması

          Ligin üst sıralarında çok büyük heyecan yaşadığı gibi orta ve alt sıralarda da büyük bir heyecan yaşandı. 8.sıradaki Sarıyer ile 15. sıradaki Kastamonu 1966 arasındaki fark sadece 4 puan. Büyük yatırım yapan İnegölspor ilk yarıyı beklentilerin gerisinde bitirdi. Trabzonspor’un pilot takımı 1461 Trabzon, 15 maçta 7 gol atan Ali Kuçik önderliğinde üst sıralara çıkmak için mücadele edecek.

          Lige Sarıyer galibiyeti ile başlayan Kastamonu 1966,  Ziya Doğan’ın  ne yapacağı büyük bir merak konusuydu. Büyük bir umutla girilen sezonda Kastamonu 1966, 6 maçlık galip gelememe serisine 11.hafta evinde Buğsaşspor‘u  2-1 yenerek son verdi. İlk yarıyı 14.sırada bitiren Kastamonu 1966, ikinci yarı için büyük bir transfer hamlesine kalktı. Ziya Hoca büyük ihtimal kafasında ilk maçta alınacak seri galibiyetlerle play-off potasına girmeyi amaçlıyor.  4-5 maçlık galibiyet serisiyle Kastamonu 1996 bunu başarabilir. Önemli olan bu transferlerin takıma yapacağı katkılar. Eğer başarılı olursa Ziya Doğan ile yola devam edilir. Önümüzdeki sezon için kadro oluşturulmaya başlanır. Ama başarı gelmezse Ziya Hoca'nın Kastamonu serüveni 30. haftayı görmeden bitebilir. Galatasaray'dan iki maçta dört puan alan, Türkiye Kupası'nın fatihi Tuzlaspor'a değinecek olursak, ligde pek iyi değiller bu sezon. Küme düşme hattının beş puan yukarısındalar. Ama Ümit Davala, Yıldıray Baştürk, Murat Erdoğan gibi isimleri yönetim kurulu kadrosuna katan Tuzlaspor'un Türkiye Kupası macerasını keyifle izliyoruz. Yine ikinci devre yeni yönetimin neler yapacağı merak uyandırıyor. Bu ligde ayrı parantez açılması gereken takım ise Osmanlıspor‘un pilot takımı Bugsaşspor. Geçen sezon 2 oyuncuyu Osmanlıspor’a yolladılar. Şu an mevcut kadroda Osmanlıspor’dan kiralık gelen birçok genç oyuncu var. Canlı izlediğim takımlardan biri olan Buğsaşspor’da Osmanlıspor’dan kiralık gelen stoper Eren Tokat’ı çok beğendim. İlerleyen yıllarda  Eren’i üst liglerde çok rahat görebiliriz.  Hatayspor deplasmanından önce  konuşma fırsatı bulduğumuz Nihat Balan Hoca amaçlarının Türk futboluna yeni futbolcular kazandırmak olduğunu söylemişti. Pilot takım olan Bugsaşspor, Nihat Hoca’nın tecrübesiyle birçok oyuncuya seviye atlatacak gibi gözüküyor.

          Ligin en alt sıralarına bakacak olursak… Puan cezaları alan Kayseri Erciyesspor, -1 puanla son sırada bulunuyor. Mantıksal olarak ligden çoktan düşmüş olan Kayseri Erciyesspor‘un 14. sıradaki takım ile puan farkı 20. Erciyesspor, büyük ihtimal ligin 25. haftasından sonra matematiksel olarak 3.Lig’e düşer. Düşecek diğer iki takım Tokatspor ve Kırklarelispor olacak gibi görünüyor. Tokatspor’un kadrosunda bulunan Koray Çölgeçen ve Gökhan Süzen gibi tecrübeli futbolcular, Tokatspor’un 17.sıraya düşmesine engel olamadılar.

Göze Batanlar
  • Kendi evinde yenilgi yüzü görmeyen ve 17 maçta 6 gol yiyen Gümüşhanespor
  • Alt yapı ve genç ağırlıklı kadroyla mücadele eden Karşıyaka
  • Kendi evinde maçlarını en az 10 bin kişiye oynayan Ankaragücü
  • 36 yaşında 14 maça çıkan Menemen Belediyesporlu Ertuğrul Arslan
  • Eyüpspor’da 14 maça çıkan 1998 doğumlu kaleci Mahmut Demirgan 
  • 16 maç 11 gol Gümüşhanesporlu Ali Özgün ve 17 maç 9 gol atan Bugsaşsporlu Raşit Sevindir
  • Konyaspor’dan  Niğde Belediyespor’a  kiralık gelen genç golcü İbrahim Alan


İlk yarının göze çarpan hocaları
  • Soner Tolungüç (Karşıyaka) Soner Hoca, transfer tahtası kapalı olmasına rağmen takımda kaldı. Altyapı ve genç ağırlıklı kadroyla mücadele eden Karşıyaka’yı  4.sıraya taşıdı. Genç oyuncuların gelişimine büyük katkı sağladı .Saha içi kadar çok saha dışında yaşanan olaylarla da uğraşmak zorunda kaldı. Bundan dolayı bana göre ilk yarının en iyi hocası olsa da ilk yarı sonunda istifa ederek takımdan ayrıldı. 
  • Ekrem Al (Eyüpspor) Büyük çoğunluğu 1990-1998 doğumlu futbolculardan oluşan kadroyla büyük başarıya imza attı. Gümüşhanespor’u yenme başarısı gösterdi.  Bu kadar güçlü rakiplerin arasından 29 puana ulaşarak 5. sırada yer aldıancak devre arasında görevine son verildi.

Genel Değerlendirme
          Gümüşhanespor ve Menemen Belediyespor‘un  Türkiye Kupası'nda gruplara  kalmaları, takımların yorgunluğunu arttırabilir ve ilerleyen süreçlerde takımı olumsuz etkileyebilir. Ankaragücü ve Gümüşhane’yi  şampiyonluk yarışında bir adım önde görüyorum.Bu iki takımdan biri Şampiyon olacak diğer takım play-offlarda finale çıkar düşünüyorum. TFF 1.Lig’e çıkma maçında finalde karşılaşacak takım Beyaz Grup’un play-offun finalinde kazanan takım olacak. Bundan dolayı diğer grup da önem arz ediyor. Diğer grupta şampiyonluk için en az 5 takım son haftaya kadar yarışacak gibi gözüküyor. Bu Kırmızı Grup’un play-off’a kalan takımları için büyük bir avantaj. Çünkü ligin bitimine 3-4 haftaya kala şampiyonluk potasından çıkmış play-offu garantilemiş takımlar play-offlara daha önceden hazırlanmaya başlar ve maçlara yedek ağırlıklı kadro ile çıkar. İlk 5 sıradaki takımların  yerini koruyacağı kanaatindeyim . Hatayspor ve Niğde Belediyespor, ilk 5‘e girebilecek  en güçlü adaylar. TFF 1.Lig’e çıkan 3 takımdan 2 takımın bu gruptan çıkacağını düşünüyorum.

Hazırlayan: Tamer Sami SERT

          2.Lig Kırmızı Grup ’u daha yakından tanımak için takımlara kısaca bir göz atacak olursak; Anadolu futbolunun  köklü çınarlarınd...

28 Aralık 2016 Çarşamba

Röportaj: Erhan Şentürk (Ankaragücü)


          Transfer Merkezi dergisinin bugünkü konuğu Ankaragücü'nün başarılı oyuncusu Erhan Şentürk. Galatasaray alt yapısından yetişen, A Takım ile Şampiyonlar Ligi'nde maça çıkan Erhan Şentürk ile keyifli sohbetimizi hep birlikte okuyalım.

Erhan Şentürk kimdir, öncelikle seni tanıyarak röportajımıza başlayalım.
Futbola 7 yaşımda bizim mahalle takımımız Doğanspor'da başladım. Daha sonra Galatasaray'ın hocaları tarafından beğenilerek 2 takım forma ve birkaç top karşılığında Galatasaray'a transfer oldum. Yaklaşık 12 sene Galatasaray altyapısında, daha sonra sırasıyla Galatasaray, Diyarbakırspor, Kartalspor, Karşıyaka, Çaykur Rizespor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ve Kocaeli Birlikspor'da oynadım. Şimdi Ankaragücü'ndeyim.

Galatasaray altyapısında forma giyerken senden beklentiler yüksekti. A Takıma yükseldin; Karl Heinz Feldkamp, Michael Skibbe, Frank Rijkaard gibi teknik direktörlerle de çalışma fırsatın oldu. Beklentiler bu kadar yüksekken Galatasaray'da sürekliliğin niye olmadı?
Dediğiniz gibi ilk olarak Karl Heinz Feldkamp ile çalıştım, o sezon birkaç kez kadroya girmeyi başardım. Fakat sezonun geri kalanında Paf takımla oynayıp, A takım ile idmanlara çıktım. Michael Skibbe döneminde kampa katılmış ve güzel kamp dönemi geçirmiştim. Hazırlık maçlarında çeşitli mevkilerde görev aldım ayrıca bu dönemde UEFA maçında ilk 11 oynama şansı bulmuştum. Ama kaliteli yabancı transferlerle tekrar Paf takıma geri dönmek zorunda kaldım. Son olarak Frank Rijkaard dönemi en çok forma şansı bulduğum dönem diyebilirim. Bir Şampiyonlar Ligi maçında kadroya alıp oyuna alması benim için büyük onurdu. Ali Sami Yen stadında yıllarca top toplayıcı olarak görev almıştım ve orada oyuna giriyordum. Bu anı hiç unutamam. Ama kalıcı olamadım.

Çıktığın ilk profesyonel maçında neler hissettin, sanırım bu maç Avrupa maçıydı. O maçı bizimle paylaşır mısın?
Anlatılacak gibi değil, 16-17 yaşındaydım ve çok heyecanlıydım. Top ayağıma gelmesin diye toptan kaçıyordum tabiri caizse (gülüyor). Maç sonunda eve dönmek için minibüs ve metro kullanmıştım. Şampiyonlar Ligi maçı oynamıştım 2 saat önce ama dönüşüm yine aynı olmuştu. (gülüyor). Ama mahalleye adımıma attığımda tüm mahalleli sağ olsun beni camlarda, sokakta alkışlarla karşıladı. Çok farklı bir duyguydu.

Geçen sezon kişisel anlamda güzel bir sezon geçirmişken, takım adına oldukça şanssız bir sezon oldu. Geçen sezon hakkında neler söylemek istersin?
Geçen sezon Kocaeli Birlikspor'da İsmet hoca sayesinde kimsenin beklemediği bir çıkış yakaladık. Takım çok farklı ve güzel bir hava vardı. Liderliği son haflarda verdik ve şampiyonluğu Manisaspor'a kaptırdık. Bizim için hayal kırıklığıydı.

Artık yavaş yavaş Ankaragücü serüvenine geçelim. Ankaragücü'ne transferin nasıl gerçekleşti?
Sezon bittikten sonra İsmet hoca Ankaragücü ile anlaştı ve biz İsmet Hocam ile sürekli irtibat halindeydik. İsmet hoca Ankaragücü ile anlaştıktan sonra beni aradı ve seni takımımda görmek istiyorum dedi. O dakikadan sonra transferim gerçekleşti.


Ankaragücü'ne transfer olma sürecinde başka takımlardan teklif var mıydı ? Ankaragücü'nü seçmende en önemli neden neydi?
Sezon bittikten sonra PTT 1.Lig'den 6 takım beni istiyordu, ama dediğim İsmet hocanın burada olması ve camianın büyüklüğünden dolayı diğer teklifleri düşünmedim bile.

Ankaragücü şuan lider durumda. Sezon başından şu ana dek takımın genel değerlendirmesini bir de senden dinleyelim.
Şu an ilk yarıyı lider kapattık, aslında hedefimiz puan farkını açıp ilk yarıyı lider bitirmekti, istediğimiz civarda puan aldık ama Gümüşhanespor ve Menemen Belediyespor da çok formda. İkinci yarı daha istikrarlı bir şekilde devam ederek son haftalara girmeden şampiyon olmayı hedefliyoruz.

Ankaragücü taraftarı hakkında neler söylemek istersin? Ülkemizin en iyi taraftar oluşumlarından birine sahipsiniz.
Taraftarlarımız inanılmaz gerçekten. Her zaman bizim yanımızdalar ve biz bunu hissediyoruz. İçeride oynadığımız maçlarda stat full çekiyor, deplasmanlarda da bizi yalnız bırakmıyorlar sağ olsunlar. Hiçbir deplasman maçında kendimizi yalnız hissetmedik, taraftarımızı evlerine mutlu göndermek için elimizden geleni yapıyoruz. Bizi her zamanki gibi desteklemeye devam etsinler, inşallah hep birlikte bu camiayı hak ettiği yerlere getireceğiz.

Biraz kişisel sorulara geçelim; altyapıda forvet oynadın, sonra mevki konusunda bir çeşitlilik yaşadın. Kendini en rahat ve verimli hangi mevkide hissediyorsun?
Galatasaray altyapısında 11 sene forvet olarak forma giydim. O mevkinin alt yapısını aldım ve çok sayıda gol krallığım var. Ama profesyonel olunca sanırım biraz boyumdan dolayı sağ ve sol açık olarak görev yapmaya başladım. Fakat İsmet hoca yeri geldi orta sahada oynattı beni. Hatta konuştuğumuzda ön libero, sağ bek gibi farklı mevkilerde oynayabileceğimi söylüyordu bana. Sanırım yaş ilerledikçe benim mevkim geriye kayıyor (Gülüyor).

Altyapıda forma giyerken Anıl Karaer, Efecan Karaca, İrfan Başaran, Ahmet Kesim, Semih Kaya, Özgürcan Özcan, Aydın Yılmaz, Mehmet Güven gibi isimlerle forma giydin. O jenerasyon hakkında düşüncelerin neler?
Bizim jenerasyonda saydığınız bu isimler dışında da çok yetenekli, çok iyi futbolcular vardı. Ama tabi bu iş biraz kısmet işi. Herkesin ekmek yediği ligler ve takımlar farklı. Ayrıca yeni nesil için yabancı kuralı da var. Ben mesela bu kuralın birçok ismin önünü keseceği kanaatindeyim ve üzülüyorum.

Geçtiğimiz sezonlarda attığın tepkili bir tweet vardı, biraz bundan bahsedir misin?
Kocaeli Birlikspor döneminde atmıştım bu tweeti. Verdiğim tepki çok yanlıştı biliyorum. Hakem o zaman 4 dakika maçı uzatmıştı ve rakip takım sanırım +6, +7'de atmıştı golü ve maç 1-1 bitmişti. Bende hakemin yanına gidip saatine bakmak istedim ama izin vermedi. Bende sertçe elini tutup baktım. Dakikayı görünce ağzımdan kötü sözler çıktı. Daha sonra hakem raporunda darp küfür vs yazmış ve bana 6 maç ceza geldi. 3-4 maç bekliyordum ama 6 maç gelince şaşırdım ve tweeti atmıştım. Ama dediğim gibi verdiğim tepki yanlıştı.

Son olarak takipçilerimize söylemek istediğin bir şey var mı?
Bu güzel röportajınız için teşekkür ederim. Türk liglerine verdiğiniz bu önem ve ilgiden dolayı tüm futbolcu kardeşlerimiz adına size teşekkür ediyorum. Sayenizde hem takım hem de şahsi olarak bizim sesimiz oluyorsunuz. İnşallah şampiyonluk olduğumuzda sizi de kutlamalarda görmek istiyoruz, tekrar teşekkür ederim.

Çalıştığın en iyi teknik direktör/ler? Frank Rijkaard ve İsmet Taşdemir
Unutamadığın maç? Galatasaray - Steaua Bükreş maçı
Futbol kariyerinde unutamadığın an? Diyarbakırspor forması giydiğim dönemde Ali Sami Yen'de Galatasaray'a kaçırdığım gol
Birlikte oynadığın en yetenekli futbolcu? Cassio Lincoln
Birlikte oynadığın en çalışkan futbolcu? Harry Kewell
Unutamadığın golün? Diyarbakırspor - Güngören maçında 2-0'dan 3-2 yendiğimiz maçta attığım gol
Unutamadığın asistin? Diyarbakırspor - Kasımpaşa maçında Celalettin Kocak'a yaptığım asist.
Idolün kimdi ? Her zaman Fatih Tekke.

          Transfer Merkezi dergisinin bugünkü konuğu Ankaragücü 'nün başarılı oyuncusu Erhan Şentürk . Galatasaray alt yapısından ye...

22 Aralık 2016 Perşembe

Röportaj: Serkan Balcı (Ankaragücü)


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu, profesyonel hayatına hala devam eden oyuncular içerisinde en çok Süper Lig mücadelesine çıkan isim Serkan Balcı. 5 takımla 16 sezon Süper Lig forması giyen Serkan Balcı, onlarca milli maç ve Avrupa karşılaşması yaşadı. Gençlerbirliği, Fenerbahçe, Trabzonspor, Antalyaspor ve Mersin İdmanyurdu formalarını giyen Serkan'ın son durağı Ankaragücü oldu. Serkan ile yaptığımız röportajı keyifle okuyabilirsiniz.

Süper Lig'de forma giyerken Ankaragücü ile anlaştın. Öncelikle Ankaragücü'ne transfer olma sürecini ve Ankaragücü'nü tercih etmende ki nedenleri dinleyerek röportaja başlayalım.
Ankaragücü’ne transfer olmamın en büyük nedeni İsmet hoca ve camia. Ankaragücü’ne gelmem için İsmet hocam ikna etti. Zaten şehri çok iyi biliyorum ve seviyorum. Gençlerbirliği’nde oynadığım zamandan Ankaragücü camiasını da biliyordum. Tabii su süreçte kurulan kadro kalitesi, hedef gibi faktörler de önemli rol oynadı. Buraya geldiğim günden beri güzel dostluklar da kurduk. Burada olmaktan ve burada oynamaktan çok keyif alıyorum. Başarılı sonuçlar geldikçe de keyfimiz katlanıyor.

Ankaragücü şuan da lider muhakkak hedeflediği sırada yer alıyor. Sezon başından bu ana dek senden takımın genel değerlendirmesini alalım.
Bu süreçte güzel puan topladık. Lideriz, verimli bir ilk yarı geçirdik. İnişli-çıkışlı performanslarımız da oldu. İyi oynayıp kaybettiğimiz maçlar da oldu, kötü oynayıp kazandığımız maçlar da oldu. Bu süreci iyi idare ettiğimizi düşünüyorum. İlk devreyi iyi geçirsek de asıl maçlar ikinci yarı başlıyor. Tüm takımlar takviye yapıyor, iyi hazırlık yapıyor, maçlar çetin geçiyor ve hava şartları da zorlaşıyor. Kar-kışa denk gelen birkaç maç oluyor. Fizik-kondisyon anlamında güçlüyüz, daha da güçlü olup camiayı iyi yerlere getirmeye çalışacağız.

 Ankaragücü'nün taraftarına neler söylemek istersin peki?
Taraftarımız bizim en büyük gücümüz ve her zaman da bizim yanımızda. 2. yarı bizi zorlu maçlar bekliyor ve her zaman yaptıkları gibi bizi desteklemeye devam etsinler.


Yavaş yavaş geçmişe gidelim, Amatör Lig'den direk Süper Lig'e transfer oldun. Keşfedilme sürecin nasıl gelişti?
Keşfedilmem şöyle gerçekleşti, Yalıkavak’ta oynarken Türkiye Finalleri vardı, oraya katılmıştık. Son dörtlüye kaldık, Konya’daydı maçlar. Orada Gençlerbirliği’nden Muammer Nurlu hoca var, o beni gördü ve takıma kazandırdı. O turnuvada bir çok takım istiyordu beni, Gençlerbirliği hayırlısı oldu. Muammer hoca sayesinde amatörden Süper Lig’e transfer oldu. İlk gittim, 6 ay paf takımla maçlara çıktım. Sonrasında Samet Aybaba, beni A takıma çıkardı. Böylece artık Türk futboluna kazanılmış olduk.

Gençlerbirliği ile yaşadığınız güzel bir Avrupa deneyimi var. Sırasıyla Blackburn Rovers, Sporting Lizbon, Parma'yı eleyen Gençlerbirliği o dönemde kupayı alan Valencia'ya şanssız bir şekilde elenmişti. O sezon UEFA'yı kazanan Valencia'yı yenen tek takım Gençlerbirliği'ydi. O sezonu UEFA Ligi çerçevesinde bir de senden dinleyelim?
O kadro benim futbol hayatım boyunca en keyif alarak oynadığım kadrolardan bir tanesiydi. Hocamız Ersun Yanal idi. Abi-kardeş ilişkileri, takım bağlarımız çok iyiydi. Avrupa deneyimi benim için çok önemliydi o süreçte. Ümit Milli Takıma gidiyorsun, UEFA’da oynuyorsan, daha gençsin. Her şey harika gidiyordu. Heyecanlıyız, kanımız kaynıyor. O takımlarda oynamak hayal gibiydi. Amatörden 2-3 sene içinde Avrupa platformuna çıkmak çok değişikti. Takım olmak çok önemli, takım iyi oldukça futbolcu da bireysel anlamda iyi oluyor. Benim kariyerimin şekillenmesinde Gençlerbirliği’nde yaşadığım o maceranın payı büyüktür.

Artık Türk futbolunda Serkan Balcı ismi ortaya çıkmaya başladı ve Fenerbahçe'ye transfer oldun. Fenerbahçe'ye transfer sürecini bizimle paylaşır mısın?
Gençlerbirliği’nde başarılı maçlar çıkardıktan sonra adım zaten Fenerbahçe ile anılmaya başlamıştı. Özellikle Galatasaray maçında da gol attıktan sonra ismimiz daha çok anılmaya başladı. Başarılı Ümit Milli Takımımız vardı, o jenerasyonun büyük kısmı büyük takımları gördüler. Fenerbahçe’ye satılmam aslında kısa ve net oldu. Telefon çaldı ‘’Seni Fenerbahçe’ye verdik, hayırlı olsun’’ dediler, kapattıla :)


Trabzonspor'un ardından sırasıyla Antalyaspor ve Mersin İdman Yurdu kariyeri başladı senin adına. Futbolcu adına şanssız diye nitelendirdiğimiz küme düşme durumunu yaşadın. Neler anlatmak istersin Antalyaspor ve Mersin İY kariyerin hakkında?
Rahatlık çok kötü bir şey futbolcu için. Antalya’da kazanıyorsun kimsenin umrunda değil, kaybediyorsun kimsenin umrunda değil. Küme düşmenin nasıl olacağının tecrübesini Antalya’a yaşadık resmen. Kaliteli kadroyla küme düştük Antalya’da, havayı bir türlü yakalamadık. Taraftar anlamında değil, futbolcunun iç disiplini vardır. Ekmek kazanıyoruz bu işten ama Antalya’da bir türlü takım olamadık.
Mersin’de ilk sene mükemmel işler yaptık, bir sonraki sene işler yolunda gitmedi. Şu anda İdmanyurdu’nu görüyoruz işte, gerçekten çok yazık. Koca Mersin şehri, sahip çıkan kimse yok, borç olmuş 170 trilyon. Allah yardımcıları olsun.

Yavaş yavaş kişisel sorulara geçelim, Fenerbahçe döneminde özellikle ''koşuyor, mücadele ediyor fakat biraz daha tekniğini geliştirse kariyeri çok farklı noktada olurdu'' diyen bir kesimde mevcuttu. Buna katılıyor musun?
Sonuçta şartlar oyuncuyu bu duruma getiriyor. Mesela Emre Belözoğlu ilk çıktığı zaman korkunç yetenekliydi, mücadele kısmı işin içine girince yeteneklerini sergileyemedi. Ama tabi koşu çok önemli, mücadele etmezsen futbolcu olamazsın. Bu düşüncenin de doğruluk payı vardır tabii ki.

Peki asıl mevkin orta sahayken, özellikle kariyerinin bir döneminin ardından sağ bek olarak devam ettin kariyerine. Orta sahadan, sağ beke evrilme sürecini biraz anlatır mısın?
Gençlerbirliği’nde sol bek oynuyordum, kariyerimde sağ bek, sağ açık, orta saha oynadım. İşimiz futbol, oynayabildiğimiz mevkilerde oynadık. Ben orta sahada oynarken her zaman daha çok keyif aldım. Daum sağolsun sağ beke çevirdi bizi.

Oynadığın her takımda sürekliliğin, mücadelen ve hırsın ortaya çıktı. Bu sürekliliği neye bağlıyorsun?
Ben işimi seviyorum. Başka keyif aldığım bir şey yok. Sezon başı 2-3 aylık boşluğa düştüm ne yapacağımı şaşırdım. Bu işi sevmeyen katlanamaz. Başarı geldikçe hırslanıyorsun, başarısızlıkta da tam tersi oluyor. Bu meslek zor meslek. Sevmek lazım.

Futbolu bıraktıktan sonra futbolun içinde kalmayı düşünüyor musun?
Nasipse 2-3 sene daha futbol oynayıp ondan sonra antrenör olarak devam etmeyi düşünüyorum.


Kariyerinde oynadığın en iyi 11'i bizimle paylaşır mısın?
Onur Kıvrak - Serkan Balcı, Egemen Korkmaz, Fabio Luciano, Ümit Özat - Mehmet Aurelio, Selçuk İnan, Alex, Olcan Adın, Tuncay Şanlı - Burak Yılmaz.

Kariyerinin sonlarına doğru memleketinin takımı Nazilli'de forma giymek ister misin? Çünkü memleketini çok sevdiğini biliyoruz.
Evet, niye olmasın. Memleketimi seviyorum ve memleketim için futbol anlamında bir şeyler yapmak isterim.

Futbol dışında biraz sanata eğilimli olduğunu da duyduk. Neler söylemek istersin bu konu hakkında?
Eşimden dolayı ilgimin arttığını söyleyebilirim. Sanat ve sanatçıya büyük saygım var. Ayrıca resim ve fotoğrafçılığa bir merakım var.

Çalıştığın en iyi teknik direktörler kimlerdi kariyerinde?
Birçok değerli isim var tabi ama Şenol Güneş, Ersun Yanal ve Samet Aybaba diyebilirim.


Kariyerinde unutamadığın bir maç ya da maçlar var mı?
Fenerbahçe - PSV ve Trabzonspor - İnter maçları benim için unutulmazlar arasındadır. Denizlispor - Fenerbahçe maçı da unutulmaz anlardan biri olmuştu kariyerimde.

Birlikte oynadığın en yetenekli futbolcu kimdi? İdolüm diyebileceğin biri oldu mu?
Alex de Souza ve Jaja. İdolüm Emre Belözoğlu'ydu diyebilirim.

Karşılıklı oynadığın isimler içinde seni en çok zorlayan oyuncu kimdi?
Nordin Ambarat.

Bize zamanını ayırdığın için teşekkürler Serkan, başarılar ve mutluluklar seninle olsun.
İyi niyetleriniz için teşekkürler. Size de yayın hayatınızda başarılar.

          Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu, profesyonel hayatına hala devam eden oyuncular içerisinde en çok Süper Lig mücadeles...

20 Aralık 2016 Salı

Araştırma: Avrupa'nın Küçük Balıkları


          Avrupa futbolu deyince İngiltere, İspanya, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda gibi ülkelerin ligleri akla geliyor; doğal olarak da bahisçilerin en gözde ligleri. Eski Dünya'nın garp köşesi elbette bu ülkelerden ibaret değil, bu kıtada yarı profesyonel düzeyde futbolun oynandığı ülkeler de söz konusu.Avrupa'nın büyük liglerinde top koşturan futbolcular deniz-kum-kumsal üçlemesiyle yaz tatillerinin tadını çıkarırken; yarı profesyonel düzeyli ülkelerin futbolcuları Avrupa kupası müsabakalarına çıkıp tur mücadelesi bile veriyor; belki de karpuz kabuğunun denize düşüp düşmemesi onları pek etkilemiyor. Yukarıda sözünü ettiğimiz ülkelerin lig organizasyonlarını hemen hemen hepimiz biliyoruz. Peki ya Avrupa futbolunda en zayıf halkalar olarak tabir edilen ülkelerin organizasyonlarını hiç merak ettiniz mi? Lafı dolandırmayayım ve bu zayıf halkalardan size söz edeyim.

SAN MARİNO
          İtalya'nın ortasındaki bu küçük ülkeyi milli takımından ötürü tanısak da bir dönem TRT'de Riziko'yu sunan Serhat Hacıpaşalıoğlu, "I Didn't Know" şarkısıyla bu ülke adına son Eurovision'da yarışmıştı. Ayrıca 1981-2006 yılları arasında Formula 1'e evsahipliği de yapmış bir ülke. Futbol federasyonlarının kuruluşu 1931'i bulsa da FIFA ve UEFA'ya üye olmaları taa 1988'i buluyor. Ülkedeki takım sayısı 15 ve tek lig var; o da A ve B grubu olarak ikiye ayrılmış. Normal sezonda her takım kendi grubundaki takımlarla ikişer, diğer grubun takımlarıyla birer kez oynuyor. İlk üçe giren toplam 6 takım tek ayaklı play-off'a kalıyor; lider olmanın avantajı ilk turu bay geçmek. Ülkedeki kupa organizasyonu "Copa Titano" adı altında yine bu 15 takımla oynanıyor ve takımlar 4 gruba bölünüyor; çift devreli lig usulü oynanan maçlar sonucu grubunda ilk ikiye kalanlar çeyrek finale yükseliyor; çeyrek finalden itibaren takımlar birbirleriyle tek maç eleme usulü karşılaşıyor. Geçen sezon Tre Penne lig şampiyonluğunu, La Fiorita da Copa Titano'yu aldı.

ANDORRA
          İspanya ve Fransa arasına sıkışmış küçük bir prenslik olan bu kara parçası 1994'de futbol federasyonunu kurup 1996'da da FIFA ve UEFA üyesi oldu. 1. ve 2.Lig var olduğu bu ülkede 1.Lig'de 8, 2.Lig'de 10 takım var. 1.Lig'de normal sezon çift devreli lig usulü oynandıktan sonra ilk 4 takım şampiyonluk için play-off, son 4 de düşmemek için play-out oynuyor.

          Ligde son 2 sezondur FC Santa Coloma şampiyonluk ipini göğüslüyor. Ülkenin 2.Ligi'ne bakacak olursak 1.Lig'de mücadele bazı takımların B takımları bu ligde de mücadele ediyor. Şampiyon olan 1.Lig'e terfi ederken, lig ikincisi de 1.Lig play-out'unu sondan ikinci sırada tamamlayanla baraj müsabakası oynuyor. Ülkedeki kupa organizasyonu "Copa Constitució" olarak adlandırlıyor. Kupaya katılan takım sayısı 12-16 olarak değişiyor. Son kupa beyi de UE Santa Coloma.


CEBELİTARIK
          Gezegenin en eski futbol federasyonlarından birine sahip olsalar da (kuruluş:1895) 24 Mayıs 2013'te UEFA'ya, 13 Mayıs 2016'da da FIFA'ya üye olabilmişler. Her ne kadar Avrupa ve Afrika arasında köprü görevi görse de İngiltere'nin Avrupa'daki tek sömürgesi olması nedeniyle İngiliz ve İspanyol hükümetleri arasında siyasi sorunlara neden oluyor. Bu küçük ülkede de 2 lig var. En üst kademe Premier League olarak adlandırılıyor ve Lincoln Red Imps, 2003'ten beri lig şampiyonluklarına ambargo koymuş durumda. 2.Lig'de ise 12 takım mücadele ediyor. Ülkedeki kupa organizasyonu "Rock Cup" diye adlandırılıp 22 takımla oynanıyor ve Lincoln Red Imps fırtınası burada da esmekte: Son 3 sezondur bu kupayı da alıyorlar.

          Cebelitarık takımları Avrupa kupalarında ilk kez 2014'ün yaz ayında boy göstermeye başladı; fakat Lincoln Red Imps ve Europa FC ilk turda rakiplerine teslim oldu. 2015 yazında Lincoln Red Imps, Şampiyonlar Ligi 1.Ön Eleme Turu'nda FC Santa Coloma'yı 0-0'ın rövaşında deplasmanda 2-1 yenip bir sonraki turda Danimarka şampiyonu FC Midtjylland'a teslim olsalar da tarih onları “Cebelitark'ın Avrupa Kupalarında tur atlayan ilk takımı” olarak yazacaktı. Bu sezon başında ilk turda Estonya şampiyonu Flora Talinn'i eleyen Kırmızı Şeytanlar, bir sonraki turun ilk maçında Celtic'i 1-0 yenerek tüm Avrupa'yı da şok etti. Gerçi İskoçya'dan 3-0'lık yenilgiyle dönüp bu sezon için Avrupa defterini kapatsalar da ülke futbolu adına tarih yazmayı sürdürüyorlar. Ülkenin Avrupa'daki diğer temsilcisi FC Europa ise bu sezon UEFA Avrupa Ligi'nin 1.ön elemesinde Ermenistan'ın Pyunik takımını eleyip bir sonraki turda İsveç'in AIK Solna takımına teslim oldu.

MALTA
          İngilizce'yi öğrenmeyi ucuza kapaklamak isteyenler için ideal bir ülke olan Malta'da 4 lig bulunuyor: Premier Lig, 1.Lig, 2.Lig ve 3.Lig. Futbol federasyonlarının kuruluşu 1900'e dayansa da  1959-1960 yılları arasında FIFA ve UEFA'ya üye oldular.

          Premier Lig'de 12 takım ilk önce çift devreli lig usulü karşılaşıyor ve aldıkları puanlar yarıya bölünerek bu sefer tek devre usulü birbirleriyle oynuyor. Son 2 basamak demek lige elveda demek. Sondan üçüncü de 1.Lig üçüncüsüyle tek ayaklı baraj mücadelesine girişiyor. İngiltere'nin eski sömürgelerinden biri olmanın izleri futbola da yansımış olacak ki en üst lige Premier Lig denmesinin yanı sıra ülkenin kupa organizasyonuna da “FA Trophy” deniyor. 65 takımın mücadele ettiği FA Trophy'de müsabakalar tek ayak üstünden oynanıyor.
Ligde şampiyonluk ipini geçtiğimiz sezon başkent ekibi Valletta FC göğüsledi. FA Trophy'i de Balzan aldı. Bu sezonki Avrupa karnelerine göz atacak olursak; ülkenin Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcisi Valletta FC, ilk turda Faröe ekibi B36 Torshavn'ı eleyip ikinci turda Kızılyıldız'a elendi. Kupa beyi Balzan ise UEFA Avrupa Ligi 1.turunda 2-0'ın rövaşında Neftçi Bakü'yü deplasmanda 2-1 yense de turu geçemedi. Geçen sezon West Ham United karşısında tarih yazmanın eşiğinden dönen Birkirkara ise Siroki Brijeg (Bosna Hersek) ve Heart (İskoçya)'ı geçse de Fenerbahçe'nin son 32 turundaki rakibi Krasnodar'a karşı direnemedi. Hibernians ise Slovakya'nın Spartak Trnava takımına her iki maçta da 3-0 kaybedip daha ilk turdan Avrupa serüvenine noktayı koydu.

FARÖE ADALARI
          Koyunlarıyla meşhur, 50.000 nüfuslu buzullarla kaplı bu küçük adada 4 lig bulunuyor: Effodeildin, 1.deild, 2.deild ve 3.deild. En üst lig Effodeildin'de 10 takım mücadele ediyor ve lig 3 devre oynanıyor. Lig şampiyonundan sonra gelen 2 takım ve kupa şampiyonu da eklenince toplamda 4 takım Avrupa biletini alıyor.
Lig genel olarak Mart-Ekim arası oynanıyor.

          Geçen sene B36 Torshavn ipi göğüsleyen ekip oldu. Ülkedeki kupa organizasyonu “Løgmanssteypið”  adlandırılıyor ve 18 takım mücadele ediyor. Yarı final hariç diğer turlar tek ayak. Geçen senenin kupa beyi Vikingur Gøta idi. koyunlar diyarının bu sezonki Avrupa serüvenlerine bakacak olursak, tüm temsilcileri (B36 Torshavn, HB, Vikingur Gøta ve NSI Runavik) takvimler 7 Temmuz'u gösterdiğinde beyaz bayrağı hemencecik çekiveriyordu; üstelik Euro 2016'da final maçı henüz oynanmamıştı. Ligde bu sezon  5-6 Mart 2016'da başlayıp 22 Ekim 2016'da bitti ve Vikingur Gøta, başkent Torshavn'ın egemenliğine son verirken; KI Klaksvik ise Løgmanssteypið'ı alan ekip oldu. Gelecek sene bu küçük ülkeyi Şampiyonlar Ligi'nde Vikingur Gøta; UEFA'da da KI Klaksvik, NSI Runavik ve B36 Torshavn temsil edecek.

GALLER
          Modern futbolun beşiği İngiltere ile aynı coğrafyayı paylaşan İrlanda, Galler ve İskoçya liginin neden Avrupa'nın en vasat liglerine sahip oluşunu inanın ben de çözemiyorum.

          Ejderhalar ülkesi Galler, dünyanın en eski üçüncü futbol federasyonuna sahip; ancak UEFA kulüpler düzeyinde 54 ülke arasında (Kosova da dahil olursa 55 olacak) 50.sırada. Üstelik lig sistemleri 11 ligden oluşuyor. En üst kademe olan Premier League'de 12 takım 22 haftalık maratonun sonunda play-off ve play-out diye ikiye ayrılıyor ve play-off ve play-out'a kalanlar kendi içerisinde çift devre lig usulü karşılaşıyor. Ülkenin kupa organizasyonunun adı “Welsh Cup” ve yaklaşık 200 takımla oynanıyor. Geçen sene TNS hem lig hem de kupayı kimseye kaptırmadı; Bala Town, Llandudno ve CQ Nomads ise UEFA biletini aldı. Bala Town ve Llandudno henüz ilk turda İki İsveç temsilcisi AIK Solna ve Göteborg karşısında varlık gösteremeden teslim bayrağını çekti; yalnızca Nomads, ilk turda Norveç'in Stabek takımını elese de bir sonraki turda Sırbistan'ın Vojvodina'sına iki maçta da yenilip eleniverdi. Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden TNS ise ilk turda San Marino şampiyonu Tre Penne'yi rahat elese de 0-0'ın rövaşında  APOEL'e deplasmanda 3-0 yenilip Avrupa'ya veda etti.


LİTVANYA
          3,2 milyonluk nüfusa sahip bu küçük Baltık ülkesi aslında basketbolla yatıp basketbolla kalkan bir ülke. Basketbol milli takımlarının ölüsünün bile Eurobasket'te final oynayabildiğini anlatmama gerek yok sanırım. Bu küçük ülkenin futbolda 3 kademeli ligi var: A Lyga, 1 Lyga ve 2 Lyga. Piramidin son basamağındaki 2 Lyga da Doğu, Batı ve Güney diye 3 gruba ayrılıyor.

          Zalgiris Vilnius geçen sezonu çifte kupayla tamamlarken; Trakai, Atlantis ve Marijampole UEFA'ya katılma hakkı elde etti. Şampiyonlar Ligi'ne 2.ön elemeden katılan Vilnus, 0-0'ın rövaşında Marin Anicic'in son dakika golüyle Astana'ya 2-1 kaybedip Avrupa serüvenine Kazakistan'da nokta koymak zorunda kaldı. UEFA'ya bilet alanlar ise henüz ilk turda Midtjylland, Nõmme Kalju ve HJK Helsinki'ye elendiler. Bir tek Trakai'yi Estonya temsilcisi Nõmme Kalju'yu kendi sahasında 2-1 yenebildi. Yalnızca 8 takımın yer aldığı A Lyga'da normal sezon 2 Mart 2016'da başlayıp 16 Ekim 2016'da son buldu. Daha sonra 6 takım tek devreli play-off oynadı. Takımlar play-off'a normal sezon puanlarıyla başladı. Play-off'a en yakın rakibi Trakai'den 8 puan önde başlayan Zalgiris Vilnius, 30 Ekim'de şampiyonluğunu ilan ediverdi. Ayrıca yeşil-beyazlılar 25 Eylül'deki kupa finalide Marijampole'yi 2-0 yenip Litvanya Kupası'nı da kimseler bırakmadı. Kısaca Litvanya futbolunda bu sene de aynı senaryo geçerli oldu ve ülkeyi gelecek sene Avrupa'da aynı takımlar temsil edecek.

KUZEY İRLANDA
          Bu şirin ada ülkesinin futbol lig sistemi 7 kademeden oluşuyor. Piramidin en tepesi Premiership olarak adlandırılıyor ve 12 takım normal sezonda 3 devre usulü karşılaşıp play-off ve play-out diye ikiye bölünüyor. Puanlar play-off ve play-out'a da taşınıyor. Ülkede Crusaders (Türkçesi Haçlılar) son iki sezondur şampiyonluğu kaptırmadı. 129 takımın iştirak ettiği Irish Cup'ı da Glenovan FC kazandı. Cliftonville ve Linfiel de UEFA'ya katılan diğer ekipler kervanına katıldı. Bu 3 takımdan Cliftonville tur atlayan tek takım olsa da 2.ön elemede AEK Larnaca'ya elenmekten kurtulamadı. Bu ada ülkesinin Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcisi Crusaders ise 2.ön elemede eşleştiği Kopenhag'a her iki maçta da yenilip (3-0 ve 6-0) Avrupa'ya mendil salladı.

LÜKSEMBURG
          Kişi başına düşen ulusal gelir sıralamasında Dünya birincisi bu küçük ülkede futbol piramidi 5 katmandan oluşuyor: Division Nationale, Promotion D'Honneur, 1.Division, 2.Division ve 3.Division.
En üst lig olan Division Nationale'de 14 takım çift devreli lig usulü karşlaşıyor; yalnızca 12.sıradaki takım, Promotion D'Honneur üçüncüsüyle baraj maçı yapıyor; son iki sıra bir alt lige düşüyor. Lüksemburg Kupası ise tek ayak üzerinden oynanıyor ve 104 takımlı oynanan son organizasyonda F91 Dudelange kupayı hava kaldırıp sezonu da “duble” yaparak tamamladı. 2000'den bu yana ligde resmen F91 Dudelange egemenliği söz konusu. Ülke futboluna F91 Dudelange, Fola Esch, Jeunesse Esch ve Differdange 03 yön veriyor; zaten Lüksemburg'un Avrupa kontenjanını da geçen sene bu takımlar parsellemişti. UEFA'da yer alan Fola ,Jeunesse ve Differdange ilk turda Britanya temsilcilerine elenseler de ezilmemişler. Ülkenin Şampiyonlar Ligi'nde bayrağını dalgalandıran tek takımı F91 ise Azerbaycan ekibi Karabağ'a 2-0 ve 1-1 ile eleniverdi. Avrupa serüvenlerindeki tüm deplasman maçlarını kaybeden Lüksemburg ekipleri için tek teselli, kendi sahalarında bileklerinin bükülmemesi olmuştur sanırım.

ERMENİSTAN
          Şark komşumuzda yalnızca iki adet lig mevcut: Premier Lig ve 1.Lig. 1.Lig zaten Premier Lig'in PAF Ligi gibi bir şey. Ermenistan'da bu sezona kadar küme düşme yoktu; geçen sezon 8 olan takım sayısı bu sene 6'ya inmesine karşın küme düşme uygulaması da yürürlüğe girdi; 4 devreli lig de 6 devreli oluverdi. Hem Premier Lig'de hem de 1.Lig'de şampiyon tacını Alashkert taktı. Kupa ise ligi 6.sırada tamamlayan Banants'a gitti. Shirak ve Pyunik, Banants ile birlikte UEFA vizesi aldı. Alashkert Şampiyonlar Ligi ilk turunda Andorra temsilcisi FC Santa Coloma'yı 0-0 ve 3-0 ile elese de bir sonraki turda Dinamo Tiflis'e 1-1 ve 2-0'lık sonuçlarla elendi. UEFA'da ise Banants, Omonia'ya; Pyunik de Cebelitarık ekibi Europa FC'ye elendi. İlk turda Gürcistan temsilcisi Dilo Gori'yi penaltılarla eleyen Shirak, bir sonraki turda Slovakya'nın Spartak Trnava takımına 1-1 ve 2-0 ile elendi.

Hazırlayan: Erkan ADAY

          Avrupa futbolu deyince İngiltere, İspanya, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda gibi ülkelerin ligleri akla geliyor; doğal olarak...

15 Aralık 2016 Perşembe

Röportaj: Arda Kızıldağ (Gençlerbirliği)


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu Gençlerbirliği'nin 1998 doğumlu stoperi Arda Kızıldağ. Gençlerbirliği U19 Takımı'nın kaptanı olan Arda Kızıldağ, Akademi liglerinde oynadığı toplam 148 maçta 17 gol atmayı başardı. Gelecekte önemli bir oyuncu olma potansiyeline sahip olduğunu düşündüğümüz Arda Kızıldağ ile yaptığımız keyifli sohbete geçelim.

Arda Kızıldağ kimdir? Futbolla tanışman ne zaman ve nasıl oldu?
15 Ekim 1998 yılında Ankara’da doğdum. 6 yaşımdayken Gençlerbirliği Futbol Okulu’nda futbola başladım ve 12 yıldır kariyerime burada devam ediyorum.
Annem ev hanımı, babam serbest meslekle uğraşıyor. Tek çocuğum.

Ailende futbol ile ilişkisi olan başka biri var mı? Ailenin yaklaşımı başlangıçta nasıl oldu, şu anda nasıl?
Benim futbola ilgim küçüklükten beri çok fazlaydı. Babamın futbola aşırı ilgisi var. Annem de futbolu sever. Evimizdeki televizyonumuzda maç eksik olmuyor. Türkiye Ligi, İngiltere Ligi ve İtalya Ligi’ni izliyoruz. Ama babamdaki futbol sevgisi farklı (gülüyor). Futbola yönelmemde babamın etkisi büyüktü.

Gençlerbirliği altyapısına seçilme sürecini anlatır mısın?
2004-2005 Gençlerbirliği Futbol Okulu’nda futbol oynamaya başladım. 2 yıl yaz okulunda futbol oynadım ve sonrasında Gençlerbirliği altyapısına seçildim. Buradan sizlerin aracılığıyla beni seçen Erol Tokgözler ve Muharrem Barutçu hocalarıma teşekkür ediyorum.


Gençlerbirliği’nin altyapısının Türkiye’deki diğer altyapılardan farkı sence nedir?
Türkiye’deki altyapıları incelediğimizde imkânları ve futbolcuya yaklaşımları çok daha iyi. Bizlerin gelişimi için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Gençlerbirliği’nde disiplin ve okul hayatına önem veriliyor. Şu anki hocam Avni Okumuş’un benim üzerimde emeği büyüktür.

Okul hayatının spordaki başarına etkisi nasıl anlatır mısın?
Liseyi Ankara Bahçelievler Deneme Anadolu Lisesi’nde okudum. Lise 4. sınıfta okul futbol takımımızla Ankara birinciliği, Türkiye birinciliği ve Avrupa birinciliği elde ettim. Türkiye’de birinci olunca ülkemizi temsilen Euro Foot Jeunes 2016 turnuvası için Fransa’ya gittik. Türkiye’nin okul takımları arasında oluşturulan en iyi 11’ine seçildim.


Sahada en iyi yaptığın veya geliştirmem gerek dediğin yönlerin neler?
Çabukluğum, hava topu hâkimiyetim iyidir. Ayak hakimiyetim ve top tekniğim de bir stopere göre iyi bence. Fiziğimi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum.

Oynadığın pozisyonda örnek aldığın oyuncular kimler? Onların hangi özelliklerini örnek alıyorsun?
Türkiye’den örnek aldığım isim Simon Kjaer. Ayak tekniği ve hava toplarındaki müdahaleleri hoşuma gidiyor. Yurt dışında ise Giorgio Chiellini ve Sergio Ramos’u beğeniyorum. Chiellini’nin sertliğini beğeniyorum. Ramos’u beğenmemin nedeni ise çok gol atması, ayağının iyi olması ve liderliği. Ramos maçlarda ileri çok çıkıyor, ben de onu izleyerek maçlarda elimden geldiğince ileri çıkmaya çalışıyorum. Ramos tarzında attığım gollerde var.

Kariyerinde oynadığın mevkiiler neler?
Stoper dışında önceki senelerde defansif orta saha yani ön libero oynamışlığım var.

Sağ ayaklı bir stoper olarak sol ayağınla ilgili ne diyebilirsin?
Sol ayağımı sıkça kullanmaya çalışıyorum. Kullanırken bir sorun yaşamıyorum, zamanla daha da iyi olacaktır. Stoper oynayan birisinin iki ayağını da kullanması gerektiğine inanıyorum.

Boyun ve kilon kaç?
Boyum 187 m ve kilom 79.


Kendini 3 sene sonrasında nerede görüyorsun?
Gençlerbirliği A Takımı’nda görüyorum. İnşallah da gerçek olacak.

Peki Gençlerbirliği'nden sonra gelecekteki kariyer hedeflerin neler?
Gençlerbirliği A Takımı’nda güzel bir oyun ortaya koyduktan sonra dört büyüklerde oynamayı düşünüyorum. Daha sonra da İtalya, İngiltere veya Fransa liginde forma giymek istiyorum.

Yurt dışında oynamak istediğin kulüp hangisi?
İlla şu takım olsun gibi düşüncem yok ama Chelsea’yi beğeniyorum.

Futbol dışında sevdiğin spor veya sporcu var mı?
Basketbolu çok seviyorum, takip etmeye çalışıyorum. Stephen Curry’yi çok beğeniyorum.

Ankara'da nasıl bir hayatın var? Hobilerin neler? Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Genellikle tesiste oluyorum. Haftada 5 gün idmanımız oluyor. Çok boş vaktim olduğu söylenemez. Hobilerime değinecek olursam, basketbol maçlarını izlemeyi çok seviyorum. Boş vaktim olduğunda basket maçlarını izlemeye gidiyorum. Aileme zaman ayırmaya çalışıyorum. Sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Haftada 1 veya 2 kez sinemaya gitmeye çalışıyorum.

Son olarak Gençlerbirliği taraftarına ve takipçilerimize neler söylemek istersin?
Gençlerbirliği köklü bir kulüp. Maçlarımız genelde tesiste oluyor. Taraftarlarımızın maçlarımıza daha çok gelip bizlere destek vermesini istiyoruz. Onların destekleri biz gençlere güç verir. Maçlarımıza gelirlerse seviniriz. Transfer Merkezi’ni Twitter’dan takip ediyorum. Çok beğendiğim bir site. Güzel işler yapıyorsunuz. Size de yolunuzda başarılar diliyorum.

Röportaj: Arman ÖNAL
Katkılardan dolayı Mehmet Batuhan Dinç'e teşekkürler.
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

          Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu Gençlerbirliği 'nin 1998 doğumlu stoperi Arda Kızıldağ . Gençlerbirliği U19 Takım...

13 Aralık 2016 Salı

Röportaj: Christian Bekamenga


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu Balıkesirspor'un Kamerunlu golcüsü Christian Bekamenga. Lige müthiş bir giriş yapıp 14 maçta 10 gol atmayı başaran Bekamenga, TFF 1.Lig Gol Krallığı için Bolusporlu Rydell Poepon ile yarışıyor. İsterseniz artık keyifli sohbetimize geçelim.

Christian Bekamenga kimdir? Futbola nasıl başladı? Öncelikle bu soruların cevabını bularak röportajımıza başlayalım.
8-9 yaşlarında futbola başladım. İlk önceleri kendi mahallemizde, sokakta oynuyorduk. 11 yaşında altyapı kariyerim başladı. Altyapıya devam ederken de yine mahalle aralarında futbol oynuyordum. Hatta bu mahalle arasında yaptığımız maçlarda kendimi geliştirdiğimi söylemeliyim. Çünkü o dönemde bizim altyapılarda kendini çok geliştirme şansın yoktu. 15 yaşımdan sonra kulübün içerisinde kendime bir yer edindim ve oynamaya başladım.

Kariyerinin başlarında Malezya ve Endonezya gibi liglerde futbol oynadın. O günleri bize anlatır mısın? Nasıl bir deneyimdi?
İlk gittiğim takım Malezya 2. Ligi'ndeydi. Takımım ile bir üst lige çıktık ve çıktığımız sezon Malezya Ligi'nde şampiyon olduk. O sene ligin en iyi oyuncusu seçilmiştim. Benim için çok değişik bir deneyimdi çünkü Afrika dışına ilk kez çıkmıştım. Bu şekilde ordaki aileme ve sevdiklerime yardım etme imkanım oldu. Afrika'daki şartlar tahmin edersiniz ki çok iyi değildi.

Burdaki kariyerinden sonra Fransa Ligi'ne transfer oldun. Baktığımız zaman keşfedilmesi zor liglerde forma giyerken başardın bunu. Keşfedilmen nasıl gerçekleşti?
Endonezya'ya geçtikten sonra Kamerun U23 Milli Takımında forma giymeye başladım. Ayrıca Pekin'deki Olimpiyat kadrosuna seçilmiştim. Zaten bundan önce U21 Milli Takımında forma giyerken oynadığım turnuvalarda en iyi oyuncu seçilmiştim ve takımımız iyi performans göstermişti. Adım duyulmaya başlanmıştı yani o dönemde, ondan sonra bahsettiğim olimpiyat sürecine geçtik. Orada oynadığımız maçlarda Fransa'da transfer olduğum Nantes takımı beni izlemeye başlamıştı.


Yavaş yavaş Balıkesirspor kariyerine geçelim. Balıkesirspor'a transfer olma sürecini bize anlatır mısın. Türkiye'den başka takımlardan teklif aldın mı? Çünkü o dönemde başka takımlarla da ismin anılmıştı.
Açık konuşmak gerekirse Türk kulüpleri 2 senedir benimle ilgileniyordu. O dönemde tam karar verememiştim, emin değildim. Balıkesirspor gelme sürecim ise şöyle gelişti: Kamerun'da tatilimi geçiriyordum, o zaman Balıkesirspor yöneticileri benimle irtibata geçti ve böylece kulüple görüşmelerimiz başladı. Göztepe'nin bir ilgisi vardı fakat o dönemde biz Balıkesirspor ile belirli adımları atmıştık. Balıkesirspor'u seçmemdeki en önemli noktalardan birisi de Balıkesirspor'un kısa süre önce Süper Lig'de mücadele etmesiydi. Bu şekilde ben de bu kulübe yardımcı olabileceğimi birlikte üst lige çıkabileceğimizi öngördüm, geçen sezon da play-off oynayan bir kulüptü çünkü.

2 senedir Türk kulüplerinin seninle ilgilendiğin söyledin. Bu süreçte ligimizi yada liglerimizi takip etme şansın oldu mu?
Açıkçası 1.Lig'i bilmiyordum ama Süper Lig'i takip ediyordum. Bildiğim oyuncular ve vatandaşlarım vardı.

Peki Balıkesirspor gelirken arkadaşlarından bilgi aldın mı? Geçmiş dönemlerde Balıkesirspor'da forma giyen Andre Santos ile Metz'de beraber forma giydiniz. Onunla konuştun mu çünkü kulüpten ayrılışı biraz sorunlu olmuştu.
Sormuştum, güzel ve iyi bir kulüp olduğundan bahsettiler. Evet Andre Santos ile beraber oynadık onunla konuşmadım, belki konuşsaydım buraya gelmemi engelleyebilirdi :) Ancak çok başka insanlar, hali hazırda Türkiye'de oynayan arkadaşlarım ile konuştum ve bana çok iyi referanslar verdiler. Şunu da söyleyeyim, Balıkesirspor'a geldikten sonra Andre Santos'un burada forma giydiğini bana söylemişlerdi.

Balıkesirspor bu ligin şampiyonluk adaylarından bir tanesi. İzlediğin ve takip ettiğin kadarıyla şampiyonluk yolunda en büyük rakipleriniz kimler?
Çok fazla takım var, burada işi değiştirecek aslında küçük detaylar. Eskişehirspor, Göztepe ve Yeni Malatyaspor var. Hakikaten çok iyi takımlar mevcut. Birçok takımın bu ligde şansı olduğunu düşünüyorum. Devamlılığı olan takımın büyük bir avantaja sahip olacağını düşünüyorum.

Geldiğinden bu yana ülkemiz ve Balıkesir şehri hakkında izlenimlerin neler?
Türkiye'yi seviyorum ve geldiğimden beri aşık olduğumu söyleyebilirim. Güzel yemek yiyoruz, insanlar güler yüzlü. Ayrıca futbolu da çok seviyorlar. Balıkesir'in özeline dönersek Balıkesir küçük, sakin ve aynı zamanda futbol oynamak için uygun bir şehir.


Taraftar eskisi gibi maçlara ilgi göstermiyor şuan, tüm ülke futbolu için bir sorun bu aslında. Taraftarın desteğinin artacağını düşünüyor musun?
Taraftarımız belli oranda ilgi gösteriyor. Şu anda sezonun ilk yarısını oynuyoruz ve öncelikli hedefimiz sezonun ilk yarısını ilk 6'da bitirmek. Sezonun ikinci yarısı çok daha zor olacak, o dönemde de desteğin artacağını düşünüyorum ve onların desteğine de daha çok ihtiyaç duyacağız.

Balıkesirspor taraftarı hakkında neler düşünüyorsun, eskiye oranla bir düşüş var ama taraftar azda olsa maçlara geliyor. Taraftara neler söylemek istersin?
Bize inanmaları gerekiyor ve bize inanmalarını istiyoruz. Burada iyi bir oyuncu gruba var. Biliyorsunuz kulübümüz belli sıkıntılar yaşıyor ama bunu içtenlikle söylüyorum ve inanıyorum: Burada iyi bir oyuncu grubu var ve biz iyi bir takımız. Bize inanmaya devam etsinler ve bize inanmaya devam ettikleri sürece biz onlar için elimizden geleni yapacağız. Taraftarımız bize ekstra bir güç verecek ve bir üst lige çıkmak için elimizden geleni yapacağız. Onların desteğine ihtiyacımız var.

Taraftarın sana ''Gol General'' lakabını taktığını biliyor musun? Ne düşünüyorsun bu konu hakkında?
Biliyorum, çok hoşuma gitti ve beğendim. Türkiye'de insanlar oyuncuları hak ettiği yerlere koymasını biliyorlar. Bu çok önemli. Bu bana cesaret veriyor ve ayrıca bu durum taraftarın bizimle ilgilendiğini gösteriyor.

Şuan 1.Lig'de gol krallığında zirvedesin. Gol krallığında en büyük rakiplerin sence kimler ve sezon sonunda belli bir gol hedefin var mı?
Benim ilgilendiğim konu kendi attığım goller değil. Bugün attığımdan daha fazlasını elbette atmak istiyorum ancak öncelikli amacım takımımın bir üst lige çıkması. Atacağım golden ziyade takımın bir üst lige çıkması daha önemli. Ama şunu taraftarımıza rahatlıkla söyleyebilirim: Bu atacağım golden çok daha fazlasını atmak için çalışacağım.

Kendi futbolunu nasıl tanımlarsın. Bu ligi takip edenler, izleyenler ''nerede durması gerektiğini bilen ve oldukça iyi bir son vuruşu olan'' bir isim olduğunu söylüyor. Buna katılıyor musun?
Evet, ceza sahası oyuncusuyum ve golü direkt düşünen birisiyim. Benim alanım 30 metre diyebilirim. Yani düşündükleri gibi ceza sahası oyuncusuyum. Yani ''orta sahadan alıp dribbling ile adamı geçeyim gol atayım'' bu tarzda bir oyuncu değilim.

Ama Fransa'da kanat olarak birçok maçta forma giymiştin?
Doğru söylüyorsunuz, şu an takımımızda da hızlı kanat oyuncuları var. Bu isimlerle nasıl bağlantıya gireceğimi bu şekilde daha iyi biliyorum.


Uzun yıllar Fransa alt liginde mücadele ettin. Fransa'da mücadele ettiğin lig özelinde 1.Lig ile ne gibi benzerlik var?
Aslında birçok ülkenin 2. Lig'inde olduğu gibi bu 2 ligde de oyun kalitesinden ziyade mücadele gücü çok daha ön planda olduğunu söyleyebilirim.

Futbolcuların kendisine rol model edindiği futbolcu/futbolcular vardır. Kamerun deyince aklımıza Samuel Eto'o geliyor. Samuel Eto'o da şu an ülkemizde forma giyiyor. Samuel Eto'o rol modelin miydi? Onunla karşılıklı ya da aynı takımda oynamak ister misin?
Doğrudur, benimde kendisine karşı çok büyük saygım var. Daha genç olduğum dönemde rol modellerimden biri olduğunu söyleyebilirim. Fakat yaşınız ilerledikçe başka isimlere, başka oyuncu tiplerine, onların oyun tarzlarına bakıyor ve onların oyun tarzından bir şeyler almak istiyorsunuz. Ama bizim içinde ülkemiz içinde çok önemli bir figür.
Karşılıklı tabii ki oynamak isterim ama bunun için üst lige çıkmamız gerek. Zamanında Milli Takım'da birlikte oynamayı çok istemiştim, bir keresinde aynı dönemde seçilmiştik ancak o zaman kendisi cezalıydı ve birlikte oynayamadık.

Biraz futbolun dışına çıkalım. Antrenman dışında zamanını nasıl değerlendiriyorsun?
Restorantlara gidiyoruz, şehir merkezinde geziyoruz. Onu dışında bizim Afrikalılar biraz parayı sever :) Sevdiklerimize buradan para gönderiyoruz. Her gün şehirdeki insanlar bizi görüyor.

Son olarak sitemiz takipçilerine neler söylemek istersin?
TransferMerkez sitesini takip etmeye devam edin :) Çünkü bu tür alt ligleri takip eden siteleri bulmak zor, o yüzden herkesin bu tür siteleri takip etmeni öneririm. Herkese de sevgilerimi gönderiyorum. Geldiğiniz için teşekkür ediyorum.

Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

          Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu Balıkesirspor 'un Kamerunlu golcüsü Christian Bekamenga . Lige müthiş bir giriş ya...

9 Aralık 2016 Cuma

Röportaj: Nihat Balan


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu Bugsaşspor'un başarılı teknik direktörü Nihat Balan. Nihat Balan kimdir, kariyeri nasıl öncelikle buna göz atalım. UEFA Pro Lisans sahibi olan Balan, 1966 yılında Malatya’da doğdu. Futbola doğduğu kentin takımı Malatya İdman Yurdu’nda başladı. Malatyaspor, İzmirspor, Nizipspor, Lüleburgazspor, Malatyaspor ve Kahramanmaraşspor formalarını terletti. Futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlığa başladı. 1998-99 sezonunda şimdiki adı Yeni Malatyaspor olan Malatya Belediyespor’u çalıştırdı ve takımı 3.Lig'den 2.Lig'e çıkarma başarısını gösterdi.

          2010 yılında ligin son sırasından aldığı Belediye Bingölspor’u  2013 yılında  play-offlarda finale çıkarma başarısı gösterdi. Ankara Demirspor’u 2013-14 sezonunda profesyonel liglerin en az gol yiyen (22 gol) takımı olarak play off finallerine taşıdı. Nihat Balan, son olarak 2016 Ankara TSYD kupasında Hacettepespor’u 2-0  ve Ankaragücü’nü 3-1 yenerek Bugsaşspor ile şampiyonluğa ulaşmayı başardı. İsterseniz artık keyifli sohbetimize geçelim.

Bugsasspor’un genel durumu ve hedefleri hakkında  bilgi verir misiniz?
2 yıldır buradayız, büyük hedeflerimiz var. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı yapıyoruz. Takımı belli seviyeye getireceğiz, bunun için çok çaba harcıyoruz .Genç bir kadro kurduk, genç futbolcuların gelişimi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ligde daha üst seviyelere, sıralara çıkmayı hedefliyoruz.

Osmanlıspor’un pilot takımısınız, Osmanlıspor ile olan bu birliktelikten bahseder misiniz?
Bizim hedefimiz Türk futboluna genç isimler kazandırmak. Birkaç oyuncumuzu Osmanlıspor’a gönderdik. Şu an kadromuzda Osmanlıspor’dan gelen futbolcular var. Bu futbolcuların gelişimini iyi bir şekilde tamamlaması için çaba harcıyoruz.

Ülkemizde yıldız futbolcuların çoğu hocalık kariyerinde kötü bir grafik çiziyor. hoca olarak bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Ülkemizde 3 büyükte oynayan futbolcuların hemen hoca olması gibi yanlış bir olay var. Dünya üzerinde sadece bu Türkiye’de var. Futbolculuk ve antrenörlük çok farklı  şeyler. İkisi arasında çok büyük fark var. Mesela bir futbolcu çok süratlidir, yeteneklidir, çok iyi yerlere gelebilir ama bu yetenekler hocalık kariyerinde hiçbir şey ifade etmez. Bu yetenek olduğu için futbolculuk döneminde çok çalışmadan çok iyi bir kariyere sahip olabilir ama antrenörlük öyle değil, çok çalışacaksın, emek harcayacaksın. İdman yaptırdım oldu bitti mantığı yoktur antrenörlük mesleğinde. Ekibinle birlikte sürekli bu işin içinde olacaksın. Başarısızlığı ben buna bağlıyorum. Mesela Avrupa’da futbolculuk geçmişinden çok hocalık yeteneğine bakılır. Futbolculuğu alt liglerde geçirip ülkenin en iyi takımlarında hocalık yapan onlarca hoca var. Bu çok iyi futbolcuydu hemen bunu hoca yapalım mantığı Avrupa’da yok. Maalesef ülkemizde böyle bir uygulama var.

Dünyada hangi ünlü hocaları takip ediyorsunuz?
Eskiden bu işler zordu. Takip etmede sıkıntı vardı ama şimdi teknoloji sayesinde her şey kolay. Şu an Mourinho’ya da hakimsin Pep Guardiola’nın da yaptığı işlere hakimsin. Biz sürekli kendimizi yeniliyoruz. Bundan dolayı kim ne yapıyor takip ediyoruz.


Galatasaray’dan kiraladığınız kaleci İsmail Çipe, Galatasaraylı futbolseverlerin merakla beklediği bir kaleci. İsmail hakkındaki görüşleriniz nedir?
Takımdaki genç oyuncularından biri İsmail. Profesyonel anlamda sürekli oynadığı kulübü burası oldu. Çalışıyor, zaman zaman oynuyor. Mutlaka gelişim gösterecek çok yetenekli bir kardeşimiz.

Alt liglerde çok büyük başarılara imza attınız, çok büyük tecrübeler kazandınız. Genç hocalara önerileriniz nedir?
Bu işin içinde ayakta kalmak için yeni gelişmelere takip etmeliler ve sürekli kendilerini yenilemeliler. Ülkemizde istenilen şansın bulunacağı kulüp sayısı az. Bekledikleri takım karşılarına çıktıklarında fırsatı iyi değerlendirip kendi çalışmalarını yansıtmalılar. Umutlarını asla yitirmemeliler.

Ülkemizde en beğendiğiniz hoca kimdir?
Ersun Yanal farklı bir kimliktir. Büyük takımların gücünü almadan bu yerlere gelmek kolay değil. Çok büyük çıkışa imza attı.

Hocalık kariyerinde birçok final maçına çıktınız en unutamadığınız maç hangisiydi?
2 tane maç var unutamadığım. Belediye Bingöl ile 20 hafta kaybetmeden finalde penaltıda Maraş‘a kaybettiğimiz final ve Fethiye’de Keçiörengücü’nü yenerek Yeni Malatyaspor’la kazandığımız şampiyonluk. Malatya şehri için çok önemli bir maçtı, profesyonel liglerde tamam mı devam mı maçıydı. Kupayı Malatya’ya götürmüştük.

Röportaj: Tamer Sami SERT

          Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu Bugsaşspor 'un başarılı teknik direktörü Nihat Balan . Nihat Balan kimdir, kariyer...

6 Aralık 2016 Salı

Röportaj: Emre Gündoğdu (Gençlerbirliği)


          Transfer Merkezi'nin bugünkü konuğu Gençlerbirliği'nin genç yeteneği Emre Gündoğdu. Gençlerbirliği U19 takımında forma giyen 1999 doğumlu orta saha oyuncusu Emre Gündoğdu, Akademi liglerinde oynadığı toplam 69 maçta 15 gol atmayı başardı. Gelecekte önemli bir oyuncu olma potansiyeline sahip olduğunu düşündüğümüz Emre Gündoğdu ile yaptığımız keyifli sohbete geçelim.

Emre Gündoğdu kimdir? Futbol ile tanışman ne zaman ve nasıl oldu?
Ben 21 Ocak 1999 tarihinde Gebze’de dünyaya geldim ama aslen Giresunluyum. Gebze’de pek bulunmadım. 10 yaşıma kadar Giresun’daydım. Futbol ile tanışmam bütün futbolcular gibi mahalle arasında oldu.

Ailende futbolla ilişkisi olan başka biri var mı? Ailenin başlangıçta yaklaşımı nasıl oldu, şu anda nasıl?
Ailemde daha önce futbolla ilgilenen hiç kimse olmadı. Abim var, o da tercihini okuldan yana kullandı. Ailem futbola başladığımdan beri hep yanımda oldu ve hep destekledi, hâlâ da destekliyorlar. Aileme bundan dolayı teşekkür ediyorum.

Hacettepe altyapısına transfer olma sürecini anlatır mısın?
Futbola Tireboluspor'da başladım, oradan Giresunspor'a geçtim. Ailemin iş ve özel durumlarından dolayı Ankara’ya taşındık. Ankara’ya taşınınca da Hacettepe’ye transfer oldum.

Hacettepe’deki kariyerinden ve Gençlerbirliği’ne geçişinden bahseder misin?
Hacettepe’de takım olarak aldığımız bir Türkiye üçüncülüğü vardı. Bu derece sonrası dikkatleri üzerimize çekmeyi başardık. Gençlerbirliği tarafından bir temas oldu ve Gençlerbirliği’ne transferim gerçekleşti.


Gençlerbirliği’nin altyapısının Türkiye’deki diğer altyapılardan farkı sence nedir?
Türkiye’deki altyapılara oranla imkânları ve futbolcuya yaklaşımları çok daha iyi. Bizlerin gelişimi için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Ancak Avrupa ile kıyaslandığında Avrupa’daki şartlar daha iyi tabi ki.

Alt yapıda takım ve bireysel olarak elde ettiğin başarılar neler?
Henüz bireysel olarak bir başarı kazanmadım. Bunun sebebi de oynadığım ligler. Takım olarak Hacettepe ile U16 Kategorisinde Türkiye üçüncülüğüm var.

Okul hayatının spordaki başarına etkisi nasıl anlatır mısın?
Okulda pek aktif bir insan değilim. Dersler konusunda pek başarılı olduğum söylenemez. Lise son sınıftayım. Gençlerbirliği okulla futbol ilişkisini en iyi yürüten kulüplerden biri. Gerekli eğitimi kulüpte alıyoruz.

Sahada en iyi yaptığın ve geliştirmem gerek dediğin yönlerin neler?
Ayaklarıma hakimim, oyun görüşüm iyi, uzaktan şutlarım ve frikiklerim etkili. Geliştirmem gereken yönlerim ise sahanın her yerini kullanmalıyım ve biraz daha haraketli olmalıyım. Bahsettiğim eksiklikleri gidermek için çalışıyorum.

Frikikler ve uzaktan şutlar üzerine çalışmalar yapıyor musun?
Bu biraz doğuştan gelen bir yetenek aslında (gülüyor). Ancak bunu geliştirmek için son 2 aydır her antrenmandan sonra 15 dakika frikik çalışıyorum.

Oynadığın pozisyonda örnek aldığın oyuncu kim? Onun hangi özelliklerini örnek alıyorsun?
Paul Pogba’yı örnek alıyorum. Bence modern bir orta saha. Oyunu iki yönlü oynaması önemli bir özellik. Bir futbolcuda olması gereken bütün özellikler var.

Yaşına göre fiziğin iyi görünüyor. Boyun ve kilon kaç şu an?
Boyum 1.85 m ve kilom 78.

Kendini 5 sene sonrasında nerede görüyorsun?
Süper Lig’de Avrupa hedefi olan bir takımda görüyorum. 4 büyük takım olabilir ancak orta düzeyde olan bir takımda bulunmam benim gelişimim açısından daha iyi olacaktır.

Gelecekteki kariyer hedeflerin neler?
3 sene içerisinde Süper Lig’de oynayacağıma inanıyorum. Ondan sonra 2 sene kadar 4 büyüklerde oynamayı planlıyorum. Ondan sonrası için de Avrupa’yı düşünüyorum diyebilirim.

Takip ettiğin ve oynamak istediğin bir lig var mı?
İngiltere Premier Lig’de oynamayı gerçekten çok istiyorum.

Ankara'da nasıl bir hayatın var? Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Açıkçası pek boş zamanım olmuyor. İzin günlerimde de ailem ve arkadaşlarımla vakit geçiriyorum.

Son olarak Gençlerbirliği taraftarına ve takipçilerimize neler söylemek istersin?
Gençlerbirliği köklü bir kulüp. Taraftarlarımızı maçlarımıza davet ediyorum. Gelsinler biz gençleri izlesinler ve desteklesinler. Bizlerin gerçekten onların desteğine ihtiyacımız var. Transfer Merkezi olarak sizler de işinizi çok iyi yapıyorsunuz, altyapı ve alt liglere değer vererek bizlerin de işimizi severek yapmasına yardımcı oluyorsunuz. Yayın hayatınızda başarılar.

Röportaj: Arman ÖNAL
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

          Transfer Merkezi 'nin bugünkü konuğu Gençlerbirliği 'nin genç yeteneği Emre Gündoğdu . Gençlerbirliği U19 takımında for...